20.Bölüm*Aşkçiçek*
Bugün 10 kasım Atatürk'ün aramızdan gidişinin 79.yılı ona olan sevgimi, sevgimizi anlatan kelime olduğunu düşünmüyorum. O yüzden sevgi ve rahmetle anıyorum seni Atam. Diyorum.
Multi:bölüm sonunu anlatan bir fotoğraf 📸
Bölüm şarkısı: Atatürkün sevdiği şarkılar🙏
Mira♚
Sıcak battaniyem beni ısıtmak için elinden geleni yapıyordu. Biraz daha sokuldum içine.
Babamın araması üzerinden iki gün geçti arkadaşlar. Peki geldilermi? Biz naptık? Hemen anlatayım.
Telefon kapandıktan sonra Sarp ile ne yapsak diye baya bir beyin fırtınası yapmıştık. Yurtta kalan bir arkadaşımı aramış ona durumu izah etmiştim. Kabul etmişti sağolsun.
Yurt müdürü ile konuşup halledicekti. Hallettide. Sonra Sarp ile vedalaşacakken babamdan telefon gelmiş ve gelemeyeceğini söylemişti. Çıldırdık! Deliye döndük dalga konusu resmen o kadar hazırlık çöpe gitmişti. Bide bunların hepsini hasta halimle yapmıştım.
Şuan ise vücudum yorgun ama yarın Üniversite ile paintbola gidiyoruz. Sarp malzeme almaya gitmişti.
Üzerime battaniyemi biraz daha çektim. Nedensizce üşüyordum.
Kapının açılma sesi ve birkaç tıkırtı geldi.
"Ben geldim!" diye seslenen Sarp ile battaniyemi yüzümden çektim.
"Bak sana ne aldım?" doğrulmaya çalıştım. "ne aldın?!"
"Kakolu süt" dediğinde poşetinden çıkarmıştı.
"Yaa aşkım sen bitanesin!" diyerek boynuna sarıldım ve yanağını öptüm.
"Sende öylesin" demişti.
Geçip oturdum kanapeye üzerime yeniden çektim battaniyemi Sarp yanıma otururken kafamı omzuna yasladım. Kakolu sütümü içerken kafamı omzundan çektim. "İçermisin?" diye sorduğumda gülümsedi "Sen iç hanım"
Sarp elini alnıma koydu geri çekilmeden. Sonrada alnımı öptü. "Ateşin yok gibi daha iyimisin?" kafamı salladım yavaşça "iyiyim"
Sarp ellerini belimde kenetledi sonrada kanapede uzanır vaziyete geçti. Herzamanki gibi kucağına çekerken beni saçımın üstünü öptüğünü hissettim. Ellerimi beline sararken mırıldandım. "Gelirken bişey olmadı dimi?"
Tekrar öptü saçlarımdan "olmadı aşkım"
"O zaman uyuyim mi?"
"Uyu hadi" diye mırıldanan sevdiğim ellerini dahada sıkılaştırdı belimde. Bende biraz daha sırnaştım kedi misali. Maksat yerimi rahatlatmaktı.
Sonra öyle uykunun kollarına teslim oldum.
Sabah kalkmış elimi yüzümü yıkamıştım. Sarp pantalonunu giymiş üzerine tişört ararken öyle geziyodu evde üstsüz üstsüz.
Yanına ilerleyip beline sarıldım arkadan. Başta irkildi ama sonra toparladı huysuz huysuz konuştu ama yüzü gülümsüyordu. Görmesemde hissetmiştim.
"Burda tişörtüm yok benim şimdi senin tişörtlerini giycem ya"
Kıkırdadım. Uzanıp siyah bi tane tişörtü kendime çektim "bu ne?"
"Tişört"
"Aferin aşkım senin değilmi bu?"
"yoo değil" tişörtü açıp baktım "ya senin işte"
"Aşkım aynı tişörtten sendede var az başka tişört alsan kendine karışmaz kafam" sırıttım. "Hadi ey kafanı giy şunu"
Çocukmuş da ben giydiriyordum sanki üstünü. Eğdi kafasını ve geçirdim kafasından. Tişörtün uçlarını indirirken sarp iki elimide tutup kendine çekti. Bir elimi bırakıp arkamdaki tişörtü alırken "Sende bunu giy" demişti.
"Tamam çık giyyim bende" omzunu silkti. "Ben varken giy hatta ben giydirim"
Başta ne desem bilemedim ama neticede Sarptı o sevdiğim adamdı. Hatta evleneceğim.
Onay ister gibi yüzüme baktı. Kafamı salladım. Sarp kafamdan tişörtü çıkardı sonrada diğerini üstüme giydirdi.
İkimizde tamamen hazırlandığımızda merdivenleri seri bir şekilde indik. Sarp arabanın anahtarını havalı bir şekilde çevirdi. Sonrada kapıları açtı. Etrafa baktım biri gördümü. Bu çocuğun bu hareketleri yüzünden paranoyak olucaktım.
İkimizde yerimize yerleşince Sarp arabayı çalıştırdı.
Uzanıp müzik açtım. Müzik sesi etrafa yayıldı.
Sarptan taraf dönüp Sarpın araba sürmesini izledim. Direksiyonu çevirirken dikiz aynasına baktı.
Sonrada döndü.
Biraz gidip ilerde ışıklarda durduğunda yüzünü yüzüme çevirdi.
"Noldu? Ne bakıyon öyle bakim?" gülümseyerek söylediği kelimelere bende gülümsemem ile yanıt verdim. Koltukta kedi gibi kıvrılırken gülümsedim "Nefes alışın bile hoşuma gidiyor neden bakmim?"
Sarp öyle güzel gülümsedi ki o an onu gülümsemesine benim tek bir sözümün sahip olması içimde bir yerlerde mutluluk tohumları ekmişti.
"Yaa demek öyle nefes alışımı seviyosun demek? Seni öperken nefes alabilirim ben"
"Yaa" diyerek omzundan ittirdim. Kahkaha attı.
"Yüz halin çok komikti!"
"Ya ya ne demezsin!" dediğimde bende kendimi sırıtmamak için zor tutuyodum. İçimden bir ses öpsede fena olmazdı diyordu.
Biz buluşma yerine önceden gelmiştik. Diğerleri servis ile gelicekti. Ama benim sevgilim napmıştı? "Arabam var benim mk ne servisi?" dediğinden bizde beraber gelmiştik. Boşverin böylesi daha iyi olmuştu. Sadece ikimizdik hemde kızlar yoktu.
On dakika sonra servis geldiğinde hoca gerekli talimatları söylemiş sonrasında da kamp için çadır kurmaya yollamıştı herkesi.
Sarp arabadan sırt çantalarımızı yere koydu sonrada çadırı çıkardı.
Çantamı sırtlandım. Sarp ayrıyeten bir poşeti daha verdi.
Tip tip baktım. Bagajıda kapatmıştı kendi eşyalarınıda oda sadece sırt çantası - diğer üç çantada bende çünki-almış ve gidiyodu.
"Bunları ben mi taşıycam??" diyerek Sarpa seslendim.
İki adım ilerimdeydi. Döndü ve bana baktı "Evet" sanki çok normal bişey söyler gibiydi.
"Ben nasıl taşıyım ya!" diyerek iki adım attım Sarpa. Sonrada ekledim. "Bunlar çok ağır! Herkes centilmenlik yapıyo baksana erkekler taşıyo sen bana taşıt zaten" dediğimde sarp konuştu.
"Aiiyiyyii ver tamam ben taşırım"
"Yok taşırım ben!" diyerek adım atacakken az daha yere düşürüyodum poşetleri. Sarp çevik bir hareket ile engel olmuştu.
"Uzatma dedim düş önüme" dediğinde dil çıkardım. Sonrada ilerledim.
Sarp bir yerde durdu "Tamam burası olur hadi çadırı kuralım"
İkimizde çantalarımızı sırtımızdan çıkarıp yere koyduk Sarp ile çadırı kurduğumuzda içine de eşyaları yerleştirdik.
Sarp doğrulup etrafa bakış attı. "Çadırın üzerine çalı çırpı toplayalım birazda"
"o niyeymiş?"
"E etraf düşman kaynıyor allahallah başka ne yapıcaz hadi kalk topla gel"
"Gerçekten savaş çıkmadı, ayrıca ben nie topluyomuşum? Git kendin topla!" dedim. Sarp nefesini dışarı verdi sonrada yüzüme baktı. "Kadın beni deli etme bikerede bi dediğime karşı çıkmadan yap ya!"
"Tamam yaa topluyorum" diyerek yerimden kalktım çevrede bulabildiğim kadar işe yarayan çalı çırpı ne varsa topladım. Sarpın yanına geldiğimde silahları hazırlamak ile uğraşıyordu.
Çalıları uzattığımda beraber çadırın üzerine yerleştirdik.
"Hadi gel gidip oyuna başlayalım"
"Hemen mi?"
"Evet nolucak sanki hoca öyle dedi zaten bir gün sürecek oyun, anca biter zaten"
İlerlediğimizde çoğu kişinin de başladığını fark etmiştim. Geç bile kalmıştık.
Bir ağacın arkasında durup öndeki çadıra baktık. Sarp fısıldadı. "Bak şimdi Ağaca çıkıyosun biri geliyomu bakıyosun gördüğün anda ateş ediyosun bende aynı şekilde içerdeki adama sıkıcam hadi çık bakim"
"Düşeyim ölim demi? Ne ağacı ya çıkamam ben ağaca felan" ağaca çıkmayı severdim ama bu yüksekti ki.
"Lan çık dedim sana nolucak sanki! Hadi hadi çabuk!"
" Çıkamam Ben ona çok yüksek"
" Lan çık sana aşkım, bak altındayım hadi düşersen tutarım"
"Ya sen çık!" sarp derin bir nefes verdi sabırsız olduğu çok açıktı şuan.
"Savaşı bırakır Üstüne atlarım Valla bak! " yiyosa çıkma diyodu şuna bak ya!
"Tamam ya Sapıklaşma Çıkıyom al" diyerek silahımı sarpa verdim ve ağaca ellerimi dayadım. Bacaklarım ağacın gövdesinde sarılı çıktığımda elim acımıştı.
" Çıkamıyom ya elim acıdı"
"Tamam Dur o dalda Bak bakim biri varmı etrafta? " etrafı gözlerim ile taradım. Çalıların arkasında biri vardı.
"Var"
" Tamam nişan al ona ama sıkma "
"Tamam" diyerek silahımı omzuma dayadım. Sağ gözümü kapatıp hedefe odaklandım.
Sarp çadırdaki çocuğu vurmadan önce bana seslendi "Şimdi!"
İkimizde vurduğumuzda şaşırmamıştım açıkcası. Komut almadan aynı şeyleri yapabiliyorduk komut aldığımız zaman yapmasak saçma olurdu.
Eğilip Sarpa baktım. "Aferin İyi işti hatun atla hadi"
"Atlıycam Tut bak"
"Off tamam daa Atla hadi 2 metre yukardasın iyiki"
"Sen çıksaydın o zaman!"
" Çadırdaki Adama nişan almak zor" tam bişey söyleyecekken, "Hadii daa gel" dediğinde ayaklarımı ağaçtan sarkıttım daha sonra kendimi ittirdim. Düşerken içimden aşağıya sanki bardaktan su boşalır gibi bir his dolandı. O his son bulduğunda ben sarpın kolları arasındaydım.
Sarp yüzüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı. Yarım bir gülümseme ile "Bak düşmedin" demişti. İkimizde gülümsedik.
Sarp dudağım ile yanağım arası yeri öpüp geri çekilmişti. Yerden silahını alıp omzuna taktı. Siyah botları, asker yeşili tişörtü, dağıttığı gece gibi siyah saçları siyah pantolonu ile cidden çok yakışıklı gözüküyodu. Siyah asil bir renkti ve ikimizede güzel yakışıyordu.
Sarpın konuşması ile kendime geldim. "Neyse gel şu vurduğumuz adamın erzaklarını alalım."
"Sarp Adamı gerçekten vurmadık" diyerek hatırlatma yapim dedim. Kendini oyundamı sanıyo askerdemi çözemedim.
"Sonuç olarak elendi Oyun dışı daa"
" Eee Onun Onlar Adam öldürüyoruz yada boyuyoruz daha çok, savaş ortasında değiliz"
"Olsun mermimiz az hadi be of! Herşeye vurma mermimiz azalıyo"
"Herşeye vurmuyorum ki nesi az mış? "
" Az mermi alırsan Olucağı bu" demiştim. Sarp "neyse" diyerek ilerlediğinde bende onu takip ettim. Size bişi söylimmi?
Bu çocuk siyah giymesin ya çok yakışıklı duruyo. Bide iyice dikkatle yapıyo işini silahı tutuşu hizaya koyuşu ateş edişi. İçindeki tişörtün sarpın hareketleri ile biçimlenmesi siyah kapşonlusunun tişörtü ile uyumlu duruşu ve sarpa çok yakıştığı gerçeği.
Aşık oldum. Bir kez daha hemde. Her hareketi mükemmel geliyordu bana. Konuşması, yürümesi, gülmesi. En basit şeyi bile işte. Aşıktım ya. Çok aşıktım.
İç sesim şarkı açarken ben Sarpa odaklandım.
" Hadi çadıra geri gidek Az mola verelim Be!"
"Tamam" diyerek sarpı onayladım ağaçların arasından geçerken sarp elimi tutup kendine çekti. "Dikkat edelim vurulmayalım hocanın mola verme saatine daha yarım saatimiz var onun için sessiz gidelim."
Kafamı salladım çadırın yanına gelince su şişemi çıkarıp kafama diktim. Sarpta silahını bırakırken yüzüme baktı.
"Tamam çok içtin verde bende içim" dediğinde suyu sarpa uzattım.
Sarpta suyu içtiğinde çadırın içine girdik ellerimi Sarpın beline doladım kafamı göğsüne yerleştirdim. Gözlerimi kapatmış dinlenirken sarpın bağırması ile yerimde sıçradım adeta.
" Koğuş kalk!" die bağırmıştı deli.
"Ya ne bağırıyon sen ödüm koptu!" diyerek Sarpa geçirdim iki tane kahkaha attı ya.
"Tamam aşkım vurma aşkım dur lan bi dur allahallah vurma daa" diyerek benden kurtulmaya çalıştı.
"Vururum, ne bağırıyon be!" diye çemkirdim. "Tamam aşkım korkma" diyerek çenemden öptü.
" Gaza gel die bağırdım" diyerek de ekledi.
"Etrafa bakınıp şimdi seninle sis bombası nerde? O lazım "
" Onu nerden aldın sen? Alt tarafı Paintball oynuyoruz orduda asker vurmuyoruz" diyerek konuştum.
"Sus kız, lazım diyorum düş önüme bakim" dediğinde ikimizde hazırlanıp ayaklandık. Önümüze çıkan iki kişiye Sarp ateş etti.
Onlarda elenirken Sarpla beraber
Bi çadırın Arkasına geçtik Pencereden Sis bombası attı sarp içeriye içerdeki çift panikleyip çıkıncada sarp ateş etti. İkiside "yaa" derken gittiler.
Sevinçle buda bitti diyerek yerimden kalktım. Sarp arkama bakıp adama ateş etti. "Seni vuracaktı ibne! Ne zıplıyon birden elenceksin" diyerek kızdı.
"Ceza sana Yerde sürüncez"
"Ne sürünmesi ya sen iyice asker oldun o kadar insan ayakta gezerken biz niye sürünüyoruz ki?"
" Görürler öylede vuruluruz ne yaparsam yapim yanımda olcaksın sen ayrı olmaz" demişti.
Sarp önümde ben arkasında sakalnacak bir yer bulana kadar öyle süründük. En son biyer bulunca durduk ve ordan etrafı kolaçan ettik.
Az ileri baktığımda gerizekalı kızı gördüm. Kimden bahsettiğimi anlamışsınızdır. Büyük ihtimalle
Şu Sarpa bakan, karşı evime taşınan sümük.
Yerimden fırladım. Arkamdan Sarp seslendi ama dinlemedim. Sonra kızı boyaya buladım.
Vurduktan sonra Sarpta yanıma gelmişti " lan daha Kinin geçmedimi? Her yerde vuruyon kıza"
"Ya napim? Omu vursaydı bana? " diyerek çıkıştım Sarpa sinirlenmiştim.
"Haklıyı koruyo Kızım, taktınmı bana senden güzelim diye sevgilini kapmamdan mı korkuyon?"
Al işte bir asalak daha. Seni beyinsiz yaratık. Şimdi kimse elimden alamaz bunu. Asla ama asla kavgaya merakı olan hatta kavga eden biri değilim ben. Her zaman sessiz sakin biri olmuşumdur herkese saygım vardır. Ama bazı insanlar oluyorki ne hayvan diyebiliyorsunuz nede özürlü çünkü onlar hayvan olacak kadar bile akıllı özürlü olabilecek kadarda saygın değiller.
Bu tiplere bu şekilde hakaret edince diğer insanlardan özür dilemek gerekir.
Sabrımın sınırını aşmış kıza tokat atmamı sağlamıştı öfkem. Elimin içi acımıştı kim bilir onunki nasıldır. Elimin ağır olduğunu herkes söylerdi kazara gazabıma uğrayan insanlar çoktu benim. Bilerek yaptığıklarımı siz düşünün bide.
Kızın yanağı kıp kırmızı el izi olmuştu. "Bidaha sevgilime pis ithamlarda bulunursan seni yerin dibine gömerim!" diyerek geriye ittirdim. Tam kızı saçından tutacaktım ki Sarp araya girdi. Belimden tutup sırtımı göğsüne yaslamamı sağladı.
"Sakin ol kartaliçem" diyerek boynumu öptü. Sanki tüm sinirlerim sarpın öptüğü yerden uçup gitmişti bir anda.
Hocanın seslenmesi ile herkes yerinden kalktı ve çember oluşturdu Sarp elimi tutmuş kolunun altına çekmişti. Karşıda hocanın olması beni utandırmıyordu çünkü tek sarılan biz değildik şuanda ayrıca sinirlerimin geçmesine ihtiyacım vardı.
Herkes toplanınca Vurulanları gösterdi vurulmayanlarıda gösterdi dört çift kalmıştı vurulması gereken onlardan biride bizdik.
Herkes yemek yemek için Çadırlarına çekildi.
Sarp ile beraber yemeklerimizi yiyince uzandık. Aklıma Sarpın beni ilk öptüğü zaman gelmişti. Çadırda öpmüştü beni.
Sarpın kolumu dürtmesi ile toz pembe bulutlar etrafa saçıldı.
"Gece oldu hadi kalk bakim giy botunu Silahların mermilerini doldur asker! " sarpa dik dik baktım. "Sarp git uyu ya ben yatıcam" dedim arkamı dönerken.
" Lan ekibiz biz kalk!" diyerek kalkmamı sağladı.
Ayakkabıkarımı giymiş Sarpı beklerken Sarp çadırdan çıktı.
" Asker geri dön!" dediğinde Sarpa döndüm iyice kaptırmıştı kendini komutan olmaya.
" Az öpüşelim Sarılalım sonra çıkarız" dediğinde gülme krizine girdim. Hem o kadar tatlı söylemiş hemde ben başka ne emir vercek diye beklerken böyle demesi komik gelmişti.
Sarp kolumdan çekip beni kendine yaklaştırdı. Sarpın gözlerinden kendi gözlerimin içini gördüm sanki.
Sarp elini belime yerleştirip diğer elinide enseme getirmişti. Onu öpmek uçurumdan düşmek gibiydi.
En uç noktalarda yaşıyordu insan. İçinde değişik hisler kolgeziyodu. Ve bu rahatsızlık vermiyordu aksine güzel geliyordu.
Nefes alamayıp çekilmek isterken Sarp ellerini yanaklarıma koymuştu çekilemedim. Sarp öpmeyi bıraktığında nefes nefeseydim. Yüzüm yanıyordu sıcak basmıştı.
Her öpüşmeden sonra yaptığımı yaptım kafamı sarpın göğsüne gömdüm. Kokusu burnuma dolarken oksijenim oydu artık.
Nefes alışlarım düzelince ve duygu yoğunluğu dağılınca Sarpa baktım. Sanki demin öpen ben değildim.
"Seni seviyorum aşkçiçek" Sarpın gülümseyerek bakışıma karşılık olarak verdiği kelime içimde çiçek açtı resmen o ne güzel kelimeydi öyle!
Parmak uçlarımda yükselip sarpın boynuna sarıldım. Uzun uzun nefesler çektim içime. Varlığı yanımdan hiç eksilmesin diye. Geri çekilince ise ellerimi yanaklarına yerleştirdim sakalları elimin altında göz göze bakarken sarp masumca gülümsüyordu. Uzanıp öptüm bende tekrardan ama bu uzun sürenlerden değildi. Kısa ve öz bir öpüştü.
"Bende seni seviyorum herşeyim"
Sarp ile eşyalarımızı toparlayıp ileri adımladık. Aklımızda çadırlardan ilerleyip vurmak vardı. Öylede oldu.
" Şimdi Sen arkamda dur Ben Çadırlarından Ufak bi yer Açim"
"Aşkım kendini fazla kaptırdın sen hani sadece boya sıkıyor bunlar ne gerek var komando gibi öyle işlere"
"Olsun ödülü Alınca Dersin Ay ay ay diye hadi yürü kaldı iki grup"
O grup o an ateş etmiş ve koluma gelmişti vurulan yer azda olsa acımıştı.
Sonra sarp ikisini birden vurdu. Bana kenara geç der gibi bakınca bende geri çekildim.
Sarp elindeki sis bombasını Kendi olduğu yere değilde Tam zıttına attı Çocuk da Sarpı Orda sandı. Ve sarp onuda vurdu. Biz kazanmıştık.
Hoca herkesi toplamış kupayı Sarpa vermişti.
" Hadi eyvallah hoca Biz kaçar" dediğinde herkes sarpa bakıyodu. Srp eşyaları arabaya atınca kapımı açıp " Bin aşkım arabaya" demişti.
İkimizde arabaya binince sarpla beraber kahkaha attık. Eve geldiğimizde benim ilk işim duşa girmekti o arada da Sarp makarna yaptı makarnasız yapamıyo bu çocuk doymuyo yani.
Duştan çıktığımda ilk işim mutfağa koşturmak oldu çünkü Sarp bağırıyordu. "Noluyo Sarp!" dediğimde Sarp bana baktı.
"Aşkım aşağıda kavga çıktıda çocuklara dağılın kendi evinizde yapın kavgayı dedim" diyerek yüzüme baktı. Elimi kalbime götürdüm. "Korkuttun! Ne bağırıyon yaşlı nineler gibi gir içeri" diyerek yanına geliyodum ki durdurdu beni. "Nereye geliyon lan bornozla! Bide camın önüne geliyo geç içeri üstünü giyin"
Güldüm. "Tamam be geliyom bekle" diyerek içeri gittim. Üstüme bol gri bir tişört altımada şort giyip saçıma havlu sardım. Yemeği yedikten sonra Sarpta duşa girdi yarım saat sonra duştan çıktığında
İkimizde masaya geçtik. Sarpla beraber ödev yapmaya başladık. O çizim yapıyor ben bu kadar güzel çizim yapmasına hayretle bakıyodum.
Yazmam gereken bir seneryo metni vardı onu yazmaya başladım. Yaklaşık iki saat süren işlerimiz bizi yeteri kadar yorgun düşürmüştü.
Sarp oyun konsolunu getirdi. Bana geçenlerde araba yarışı göstermişti. Ben araba yarışını severdim hepde oynardım. Sarpla beraber oynamaya başladık.
"Yenerim ki ben seni" dediğimde kendimden emindim.
"Yenemezsin beni"
"Varmısın iddasına? seni yenersem evde boxer ile gezmek yok"
"Olmaz öyle şey boxerım idda oynanmayacak kadar değerli" dediğinde ciddimisin der gibi baktım.
"Eğer kazanırsamm neyse bulamadım bişey yapınca söylerim" dediğimde Sarp gülmüştü.
Oyunu oynadık ilk ikisinde sarp beni yenerken iki kerede ben yendim ve durum eşitlendi. Son turuda ben alınca Sarp huysuzlanmıştı.
"Yendimm" diyerek kollarımı iki yana açtım. Kumandayı sarpa verdiğimde somurtuyordu. Uzanıp dudağını öptüm.
"Sen aşkta kazandın zaten niye surat asıyosun bitanem "
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro