Kaan Kayaban'la TeknoNerd
Bu sıradan bir bölüm değil. Hikayeyi çiftler için okuyorsanız aşağısı size hitap etmiyor demektir. 41. bölüm muhtemelen birkaç gün sonra gelir.
Not 2: Üstteki not bu bölümü eğlencesine yazdığım anlamına gelmiyor sevgili okurlar. Bu bölümü okumazsanız ilerleyen bölümlerde anlamadığınız birçok şey olacak.
Sevgilerle, Trismegistus
✧ ══════ • ♡ • ══════ ✧
Not: Aşağıda yazan karakterler ve şirketler kurgudur.
DARK logosu, logonun yazı fontu, aşağıdaki gif, sloganlar ve video bana aittir. Hepsinin anlamları var.
"Sayın seyirciler, sevgili teknoloji meraklısı izleyenler ve yayınımızı radyodan takip edenler; ben Kaan Kayaban. Kaan Kayaban'la TeknoNerd'e hoşgeldiniz!"
(Alkış sesleri duyulur.)
"Evet evet, heyecanlı olduğunuzu biliyorum, neyi beklediğinizi de biliyorum. İnanın ben de en az sizler kadar heyecanlıyım, hatta--(ayağı takılır ve sendeler) Afedersiniz, bu kabloların nereden geçeceği belli olmuyor. (hafifçe güler)"
(Gülüşmeler)
"Bildiğiniz üzere piyasada sular durulmuyor. Bizler de sizi kırmayıp TeknoNerd olarak olayları birinci ağızdan dinleyebilmek için Dark Inc. yapılanmasıyla iletişime geçtik. Neyse ki onlar da bizi kırmadılar ve... Evet, bugün TeknoNerd olarak stüdyomuzda çok önemli bir konuğu, DarkApp'in Türkiye temsilcilerinden Ceyhun Başar Erezli'yi ağırlıyoruz!"
(orta yaşlı bir erkeğin öksürük sesi duyulur)
K: "Hoşgeldiniz Ceyhun Bey. Nasılsınız?"
C: "İyiyim Kaan Bey, sizi sormalı."
K: "Açıkçası ben meraklıyım. Gönül isterdi ki, bu bir talk show olsun, biz de sabaha kadar konuşalım ama ne yazık ki süremiz kısıtlı. O yüzden hemen sorulara geçelim mi?"
C: "Elbette, buyurun."
K: "Efenim, şimdi ilk sorumuz, seyircilerimizin de en çok merak ettiği sorulardan biri; Neler oluyor? Bunu size soruyoruz zira sektörün dışında kalan tüketici kesimi olarak bizler gerçekten de neler olup bittiğini anlayamadık. Hiçbir şey olmasa bile mutlaka bir şeyler oldu modundayız."
(Gülüşmeler)
C: "Kısaca özetlemek gerekirse, bir devrim yaşanıyor, Kaan Bey. Endüstri 4.0 devriminden bahsediyorum elbette. Adından da anlaşılacağı üzere bu, insanlığın yaşadığı dördüncü sanayi devrimi. Öncesinde makina, elektrik ve otomasyon devrimlerini gördük; şimdiyse enformasyon devriminin içindeyiz. Genel kullanıcıya hitaben çevirirsek, Endüstri 4.0'a Bilgi Devrimi de diyebiliriz. Yani, dünya olarak yeni bir sanayi devrimi yaşıyoruz."
K: "Devrimler ilk önce kendi çocuklarını yer diye bir laf var Ceyhun Bey. Siz devrim yaşıyoruz diyince aklıma geldi. Peki sizce bu devrim bizi yer mi?"
C: "Yapay zekadan mı bahsediyorsunuz?"
K: "Tabi, o da bir başka tehlike. Bildiğim kadarıyla henüz insan düzeyinde bir yapay zeka üretilemedi."
C: "Evet, gerçek yapay zeka, insanüstü bir zekaya sahip olacak. Günümüzdekiler henüz insan zekasına erişemedi."
K: "Peki ya eriştiğinde? Sizce tehlikeli olacaklar mı?"
C: "Açıkçası ben yapay zekaya tehlike gözüyle bakmıyorum. Asıl tehlike, yapay zekayı ilk önce icat etmek isteyen hırslı firmalar... İnsanüstü yapay zeka bir kez icat edildikten sonra, makina bize ihtiyacı olmadan kendi kendini geliştirmeye başlayacak. Geliştikçe, kendini geliştirme hızı da artacak elbette. Yapay zeka bu şekilde katlanarak kısa süre içinde insan zekasının asla erişemeyeceği bir noktaya ulaşmış olacak. Eksponansiyel bir artıştan değil, bir patlamadan bahsediyoruz."
K: "Öyleyse ilk icat edilen yapay zeka hepsini geride bırakacak diyebilir miyiz?"
C: "Kesinlikle! Kim üretirse, bunu nasıl ve ne şekilde yaparsa yapsın, ilk yapay zeka kısa sürede erişilmez bir boyuta ulaşacak. Bu şu anlama geliyor; hata yapma şansımız yok. Fakat teknoloji devi firmaların birbirleriyle yarışırken bunu gözardı etmesi hata yapma riskini arttırıyor."
K: "Nasıl bir hata yapılabilir ki?"
C: "Yapay zeka ne kadar zeki olursa olsun, nihayetinde bir makina olacak Kaan Bey. Makinaların sevgi, nefret, kin gibi duyguları yoktur; neye kodlanırlarsa onu gerçekleştirmek için çalışırlar. Örneğin, ilk üretilen yapay zekadan bizleri ölümsüz yapmasını istediğimizi düşünün. İnsanlık olarak ayvayı yediğimiz nokta bu olur herhalde. Makina hepimizi uyutup sıvı nitrojen tanklarına koyarak orada sonsuza dek hayatta kalmamızı sağlayacaktır. İşte size ölümsüzlük!"
(kahkaha sesleri)
K: "Anladığım kadarıyla Dark yapılanması olarak yapay zeka araştırmalarının içinde yer almıyorsunuz."
C: "Aksine, yapay zeka Dark'ın bel kemiği olarak nitelendirilebilir. Bizler gizlilik vadeden bir firmayız, bu yüzden ürünlerimizde ithal parça ya da yazılım kullanmıyoruz. Eh, bildiğiniz üzere sanayide tüm parçaları size ait bir ürün geliştirmek istiyorsanız birçok farklı alanda faaliyet göstermeniz gerekir. Yapay zeka da bunlardan biri."
K: "Öyleyse bekleyip görelim. Tabi yapay zekayı beklerken de boş durmamak gerek." (duraksar) "Muhabbet dağılmadan önce bir sanayi devriminin ortasında olduğumuzdan söz ediyorduk. Peki Dark Inc. yapılanmasının bu devrimdeki rolü nedir? Neden böyle bir şirket ortaya çıktı?"
C: "Dark'ın ortaya çıkışı tamamen ihtiyaçlar neticesinde bir olay. Enformasyon devrimiyle birlikte insanların kişisel gizlilik ve anonimlik hakları da tehlikeye girdi. Eğer bu hızla devam ederse, korkarım ki bir dijital yıkım yaşayacağız. Dark topluluğu olarak bizler bu yıkımın önüne geçmeye çalışıyoruz."
K: "Dijital yıkım yaşanacağından nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?"
C: "Basit düşünelim. Mesela telefonunuzdaki malum anlık mesajlaşma uygulamasını düşünün. Ya da sosyal medya siteleri ve uygulamaları... Bunlara para ödüyor musunuz?"
K: "Şükürler olsun ki, hayır." (Gülüyor)
C: "Peki her biri koskoca şirket olan sosyal medya platformları ve bünyesinde bir sürü mühendis çalıştıran bu uygulamalar sizce nereden para kazanıyor? Siz ödemiyorsunuz, eh, onlar da babalarının hayrına bu hizmetleri size sunmuyorlar herhalde. Parayı nereden kazanıyorlar, Kaan Bey?"
K: "Bir TeknoNerd çalışanı olarak bu konuda bir fikrim var ancak seyircilerimizin sizden duymasını isterim."
C: "Öyleyse seyircilerinize çok sevdiğim bir alıntıyla cevap vereyim; "Bir ürüne para ödemiyorsanız, ürün sizsiniz demektir." Olay bundan ibaret."
K: "Burada kastettiğiniz şey kişisel bilgilerimiz, yanılmıyorsam?"
C: "Kesinlikle öyle. Uygulamaların ücretsiz olduğunu sanıyorsunuz fakat aslında onları yüklerken kullanıcı izinlerini onaylayarak yapıyorsunuz ödemeyi. Kişisel bilgilerinizi satarak. Ne yazık ki, insanlar henüz bu konuda yeterince bilinçli değil."
K: "İyi de WhatsApp benim kişisel bilgilerimi ne yapabilir ki? Çok renkli bir hayatım olduğu söylenemez."
C: "Bakın Kaan Bey burada bireysel bazda bir bilgi hırsızlığından bahsetmiyorum. Eğer önem arz eden biri değilseniz, tek başına sizin bilgileriniz söz konusu uygılamanın işine yaramaz. Kullanıcı bilgileri Big Data dediğimiz büyük enformasyon kitleleri halinde analiz edilerek kullanılır. Sadece sizin bilgilerinize sahip olarak, satacağım bir ürünün Türkiye'de tutup tutmayacağını bilemem fakat tüm ülkedeki insanların bilgilerine ulaşırsam, bu enformasyon yığınından genel bir tüketici profili oluşturabilirim."
K: "Kişisel bazda bir tehlike yok diyorsunuz yani?"
C: "Var. Toplumun bilgilerini elde edip kullanıyorlar ama nerede kullanıyorlar? Tam olarak sizin üzerinizde. Bu bilgileri sadece sizin kişisel zevklerinizi öğrenmek için değil, kişisel zevklerinizi değiştirmek için de kullanıyorlar. Arama motorlarında bir anahtar kelime arattığınızda karşınıza çıkan sonuçların filtrelendiğini fark ettiniz mi hiç? Eskiden sadece sizin dilinize göre bir filtreleme vardı; eğer arama motoru seçeneklerinde Türkçeyi seçerseniz karşınıza Türkçe sonuçlar çıkıyordu. Artık bulunduğunuz lokasyona, yaşınıza, ilgi alanlarınıza göre bile filtreleme var. Arama sonuçları sizin ilgi alanlarınıza göre belirlendiği için kendi ilgi çemberinizin dışına çıkamıyorsunuz, eğer azimli bir araştırma delisi değilseniz yeni bir fikir keşfetmeniz çok zor."
K: "Böyle söyleyince kulağa epey ürkütücü geliyor."
C: "Öyleyse daha ürkütücü bir şey söyleyeyim; arama motorları bazen sonuçları, ilgi alanınızla alakası bile olmayan bir yönde filtreleyebilir. Kendi belirledikleri ve sizi yönlendirmek istedikleri yönde. Bir insan ya da bir nesne hakkında araştırma yaptığınızda, karşınıza o insan ve nesne hakkında ne düşünmenizi istiyorlarsa buna yönelik sonuçlar çıkar. Kusursuz bir manipülasyon."
K: "Peki şu uygulama izinleri konusu... Uygulamalar gerçekten de telefonlarımızı dinliyor mu?"
C: "Sizin düşündüğünüz şekilde olmasa da, evet. Uygulama yüklerken mikrofon kullanma izni verdiğinizde bunu kabul etmiş oluyorsunuz zaten. İsterseniz kontrol edin. Android kullanıcısıysanız Ayarlar kısmında Mikrofon ya da Ses Kaydet başlıklı izne tıkladığınızda ekranda şu yazı çıkacaktır; "Bu uygulama, istediği zaman mikrofonu kullanarak ses kaydedebilir." Dikkat ettiyseniz, siz istediğiniz zaman değil, o istediği zaman. Aynı şey kamera izni için de geçerli. Acı gerçek şu ki, telefonunuz siz uyurken bile sesinizi kaydedebiliyor ve kaydediyor da. Ve fark ettiniz mi, bu kısma ulaşmak sıradan kullanıcılar için ne kadar da zor?"
K: "Evet, şu anda deniyorum. Bu kısımdan bahsediyorsunuz, değil mi? Bir dakika- Tanrı aşkına, bir sürü izin var burada! Gerçekten de hepsine erişebiliyorlar mı? Tabi bir de mikrofon meselesi... O konuda kafam epey karışık açıkçası. Her kullanıcı için bir dinleme görevlisi tutacak halleri yok, değil mi?"
C: "Evet, bu yüzden sizin düşündüğünüz şekilde değil demiştim. Tıpkı verdiğiniz diğer izinlerin kullanımı gibi, dinleme işini de yapay zeka yapıyor. Daha çok anahtar kelime bazlı bir dinleme bu. Sohbet ederken yurtdışında dil eğitimi almak istediğinizi belirtirseniz, 'yurtdışında dil eğitimi' anahtar kelime olarak alınır. Bir süre sonra internette gördüğünüz reklamlarda yurtdışında eğitim alma fırsatları belirecektir. Arama motorlarında arattığınız şeylerin reklam olarak karşınıza çıkması ise artık kabul görmüş, herkesçe bilinen bir şey."
K: "Anlıyorum... Pekala Dark yapılanmasının bu konuda yaptığı şey tam olarak nedir? Bildiğim kadarıyla DarkApp de ücretsiz bir uygulama. Orada da ürün bizler miyiz?"
(Gülüşmeler)
C: "Dark'ın tek bir şirket olmadığını duymuşsunuzdur. Birçok farklı alanda hizmet veren şirketlerimiz var ve bazıları çok geniş bir üretim bandına sahip. Dark Inc. ise tüm bu şirketleri altına toplayan bir konglomerat, bizim deyimimizle devasa bir ağaç. DarkApp'in giderleri de bu ağacın diğer dallarından ve dünyanın çeşitli bölgelerindeki, uygulamaya destek olmak isteyen gönüllü bağışçılarımızdan toplanıyor. Bizim gözümüzde müşterilerimiz müşteri, ürünlerimiz ise üründür, daha fazlası değil."
K: "İşte bu açıklama epey içimizi rahatlattı. Yalnız okurlardan gelen mesajlara baktığımda çoğunluğun başka bir konuda daha rahatsız olduğunu görüyorum. Bu aynı zamanda Silikon Vadisi'nde size yöneltilen eleştirilerin çıkış kaynağı sanırım. Sorumuz şu; Dark Inc. yapılanmasının kurucu/kurucularının kimlikleri neden gizli tutuluyor?"
C: "İşte en sevdiğim soru..." (hafifçe öksürür) "Dark Inc. kişisel gizlilik vadeden bir yapılanma, bunu biliyorsunuz. Bir ürünün başarısını kanıtlamanın en basit yolu, onu kendi üzerinizde denemektir. İşte bizim yaptığımız da tam olarak bu. Kurucu veya kurucularımız hakkında hiçbir bilgiye erişilemiyor, çünkü kişisel gizlilikleri Dark tarafından korunuyor. Hatta bu konuda, dünyanın geri kalanına karşı meşhur bir challenge'ımız var. Kurucu veya kurucularımızı bulun. Bu challenge, hacker grupları ve Silikon Vadisi şirketlerini de kapsayan bir meydan okuma. Eğer bulabiliyorsanız, kurucu veya kurucularımızın kimliklerine ulaşın ve bunu tüm dünya ile paylaşın. Dark yapılanması olarak bunu başaran kişiye %20 hisse garantisi veriyoruz. Bununla birlikte, eğer birileri bizi alt etmeyi başarırsa Silikon Vadisi'nden çekileceğimizi de taahhüt ediyoruz. Tek yapmanız gereken bizi alt etmek."
K: "Vaoov, bu epey iddialı oldu! Bildiğim kadarıyla bu challenge sebebiyle hacker grupları arasında süren bir savaş var. Sizi destekleyen gruplar ve sizi ifşa etmek isteyenler gruplar şeklinde... Bu meydan okuma savaşı epey kızıştıracaktır."
C: "Evet, son zamanlarda Türkiye'den yükselen Watchers isimli bir grup da epey dikkat çekiyor. İsimlerinin Türkçe karşılığı, yanılmıyorsam, Gözcüler olmalı."
K: "Şu meşhur Gözcüler... Sanırım ülkede onları duymayan kalmadı. Tüm grup üyeleri tarihteki ünlü bir sihirbazın adını kullanıyordu, değil mi? Hermes Trismegistus, Zoroaster, Circe, Şaman gibi isimler, kulağa epey havalı geliyor doğrusu. Fakat daha havalı olan şey, şimdiden size başkaldırmış olmaları. Buradan onlara bir şey söylemek ister misiniz?"
C: "Onları Dark Inc. yapılanmasına davet ediyorum. Böyle zeki gençlerin harcanmasını istemeyiz, öyle değil mi? Dark topluluğu altında değer görecekleri, güvende olacakları, yakalanma korkusu yaşamayacakları ve maddi sıkıntı çekmeyecekleri bir gelecek vadediyoruz. Gerçi, bir hacker grubunun maddi sıkıntı çekeceğini pek zannetmiyorum ama..."
(Gülüşmeler)
K: "Peki şu meşhur Google ile olan mesele için yorumunuz nedir? Bunun Dark için bir dönüm noktası olduğu herkesçe biliniyor. Birkaç yıl önce Silikon Vadisi'nin en ağır toplarından biri ilk kez Dark yapılanmasına karşı olduğunu belirtti ve herkes Dark hisselerinin düşüşe geçmesini beklerken tam tersi oldu. Sizce de çok ilginç değil mi?"
C: "Google -madem yasal bir konudan bahsediyoruz öyleyse adını kullanayım- ile olan meselenin son derece açık olduğunu düşünüyorum. Teknoloji alanındaki en büyük şirketlerden birinin size meydan okuması, sizi kendine denk gördüğü anlamına gelir. Sonuçta Dark'ın kullanıcı kitlesi belli; kişisel gizliliğine önem veren insanlar. Bu insanların çoğu yapılanmamıza kuşkuyla yaklaşıyordu, Google'ın bizi ciddi bir tehdit olarak algılaması kullanıcı kitlemizdeki insanların da bizi tercih etmesine yol açtı. Benzer durumu borsa için de söyleyebiliriz."
K: "Anlıyorum... Öyleyse başarınızın sebebi Google'ın sizi ciddiye alması diyebilir miyiz?"
C: "Eğer bunu derseniz topluluğumuzun başarısına hakaret etmiş olursunuz. Bizler Google olmasaydı da var olacaktık, Google yalnızca süreci hızlandırdı."
K: "Bu arada söylemeden edemeyeceğim, sizin şirket içinde bu kadar kıdemli oluşunuz beni şaşırttı. Malum, ABD ve Avrupa kökenli şirketlerde Türkiye temsilciliği diğer ülkelerin temsilciliklerine göre çok da üst düzey bir mevki sayılmaz. Fakat siz şirket hakkında radikal açıklamalar yapabilecek yetkidesiniz. Başarınızın sırrını bizimle paylaşırsanız çok memnun olurum."
C: "Yani... Pek de radikal bir açıklama yaptığım söylenemez aslında. Bizler, ee, büyük bir konglomerat olma yolunda ilerlediğimiz için olaya şey olarak bakmıyoruz. Demek istediğim, tüm temsilciliklerimiz eşit rütbede görülüyor. Bu da Dark'ı başarılı yapan şeylerden biri."
K: "Gayet iyi anlıyorum. Sorularımızı cevapladığınız için tekrardan teşekkür- Bir saniye."
(Kulaklığına eğilir, bir süre karşı tarafı dinler)
K: "Gerçekten mi? Evet, hemen bağlayın."
C: "Bir sorun mu var?"
K: "Gözcüler yayınımıza bağlanmak istiyor. Yaptığınız teklif akıllarını çelmiş olmalı."
(Gülüşmeler)
C: "Aslında ben bunun çok da zamanı olduğunu-"
K: "Merhabalar, yayınımıza hoşgeldiniz! Gözcülerle görüşüyorum, öyle değil mi?"
T: "Evet Kaan, ben Trismegistus. Arkadaşlarla sizin programı izliyorduk ve Ceyhun Bey'in bize seslendiğini duyunca arayıp hal hatır soralım dedik."
K: "Yalnız sesiniz epey ürkütücü geliyor, Trismegistus. Yanılmıyorsam bir tür ses değiştirme aparatı kullanıyorsunuz?"
T: "Bu tarz aksesuarları kullanmak hoşumuza gidiyor Kaan. Ayrıca sadece ses değil, kelime vurgulama ve tonlamalar üzerinde de oynamalar yapıyoruz. Şu anda bizi bulmak için harıl harıl bunun üzerine çalışan arkadaşlara söylüyorum, cihazları bırakın ve biraz keyfinize bakın."
K: "Yerinizde olsam cihazları bırakıp kaçardım arkadaşlar. (Gülüşmeler) Peki Trismegistus, Ceyhun Bey'in teklifi hakkında ne düşünüyorsun?"
T: "Öncelikle bir ithamını düzeltmek isterim. Bir hacker grubu olarak maddi zorluk yaşamadığımızı iddia etmesi ve bunu üstü kapalı bir hırsızlık suçlaması olarak yapması hiç hoş değildi. Bilmesini isterim ki, ekip olarak yeteneklerimizi asla hırsızlık amaçlı kullanmadık. Kullanmayacağız da."
K: "Evet, o gerçekten de ağır bir ithamdı. Fakat hacker denince akla genelde bu geliyor, lütfen kendinizi kötü hissetmeyin."
T: "Şu anda üçümüz içinde kendini kötü hisseden tek bir kişi var bence."
K: "Ben mi- Ha, pardon... Ceyhun Bey'e taş attınız sanırım. Kendisi muhtemelen ona fırsat vermediğim için konuşamadı, bugün epey gevezelik yaptım. (Kahkaha atıyor) Evet Ceyhun Bey, geveze sunucunuz olarak sözü sizlere bırakıyorum."
C: "Teşekkür ederim Kaan Bey ama söylemem gereken her şeyi telefon çalmadan önce söylemiştim zaten."
T: "Bana kalırsa sadece söylemen gerekenleri değil, söylememen gerekenleri de söyledin. Sen de bunun farkındasın ve korkuyorsun, öyle değil mi?"
C: "Sanırım genç adam biraz öfkeli. Yayını burada kesmenizi öneririm."
T: "Dark olarak düşünce özgürlüğünü savunduğunuzu duymuştum. Yoksa bu da diğer iddialarınız gibi yalan mı?"
C: "Lütfen yayını sonlandırın. Sesini bile değiştirmiş kimliği belirsiz bir adamla tartışmak istemiyorum."
K: (Kahkaha atar) "İnsanların anonimlik haklarını savunan bir Dark yetkilisinin ağzından bunları duyacağım hiç aklıma gelmezdi. Güzel espriydi Ceyhun Bey."
C: (Kısa bir duraksamanın ardından ufak bir kahkaha atar) "Ortamda mizahtan anlayan birilerinin olması da çok güzel. Size gelince sevgili Trismegistus, yaptığımız teklif hala geçerli. Gelin ve topluluğumuzun bir parçası olun."
T: "Ben de sana bir teklifte bulunayım Ceyhun; gel ve bizimle o şeytanların bilgilerini paylaş. Can güvenliğini sağlayacağımıza emin olabilirsin."
C: "Bu da güzel bir espriydi genç adam. Fakat ben içinde bulunduğum topluluğa asla ihanet-"
T: "Artık o topluluğun içinde değilsin Ceyhun, sen de biliyorsun bunu. Biz bilgileri ver ve hayatını kurtar. Sevgili Kaan, sana da şimdiden iş ilanlarını araştırmanı öneririm. Yayın sona erdiğinde kendini kapının önünde bulacaksın."
K: "Sevgili Trismegistus, bu sözleriniz son derece kaba ve-"
T: "İkiniz de çakırkeyifsiniz, yayından önce oturup konuştunuz. Pardon oturarak değil-"
K: "Yayını kesin! Daha ne bekliyorsunuz?!"
T: "Yanındaki aptal sana söylememesi gereken şeyleri söyledi, sen de asla kimseye söylemeyeceğine söz verdiğin halde yayında o bilgiler doğrultusunda sorular sordun.-"
K: "ENGİN REJİYE SÖYLE KESSİN ŞU YAYINI!"
T: "Kesemezler Kaan, boşuna bağırma. Reyting alma hırsıyla bizi yayına bağlarken girdiğimiz tüm sistemleri kontrol altına alabileceğimizi tahmin etmen gerekirdi. Ceyhun, sana da yerinde oturmanı tavsiye ederim. Dışarısı senin için artık pek güvenli değil."
C: "Sakin ol, Kaan. Çocuklar seni öfkelendirmek için uyduruyor, görmüyor musun? Günümüz gençleri işte. Onları ciddiye alarak hata yapıyorsun." (Kahkaha atar)
T: "Asıl hatayı bir şovmene güvenerek sen yaptın, Ceyhun. Seni de şovunun bir parçası yapacağını düşünmen gerekirdi. Yayın öncesi ona verdiğin bilgiler üzerinden sorular soracağını tahmin etmeliydin. İyi ki etmedin. Çünkü çok işimize yaradı. (Kahkaha atar) Demek ABD ve Avrupa kökenli şirketlerin Türk temsilcileri alt düzey oluyor ve Ceyhun'un görevi ilginç bir şekilde üst düzey, ha? Başınızdaki şeytanların Türk olduğunu duymak beni hem üzdü hem de sevindirdi. Artık onları 7 milyar içinde değil, en az otuz yıl önce doğduklarını düşünürsek 55 milyon içinde arayacağız. Son olarak, yardımlarınız için teşekkürler beyler. Siz zahmet etmeyin, biz yayını keseriz. Hoşçakalın."
https://youtu.be/Av-eb00DRfg
-*-
SON DAKİKA
ALTYAZI: "Kaan Kayaban'la TeknoNerd Programı'nda bir hacker grubunun saldırısına ve aşağılık tacizlerine maruz kalan Ceyhun Başar Erezli evinde ölü olarak bulundu. İlk incelemenin ardından vakanın intihar olabileceği, kesin sonuç için otospinin beklenmesi gerektiği kayıtlara geçti."
(Spiker dolu gözlerle ekrana bakmaktadır)
"Evet sayın seyirciler, bu gördüğünüz saldırı değil, cinayettir! Ceyhun Bey şahsen tanıma şansına eriştiğim, son derece nazik ve bugüne dek hep ülkesine hizmet etmiş büyük bir iş adamıydı. Kaan ise hem arkadaşım hem meslektaşım olan, karısına son derece aşık ve onurlu bir adamdı. O kadar onurluydu ki, kendi programında gerçekleşen bu korkunç olay yüzünden istifa etti."
(Gözlerine dolan yaşları siler)
"Çok afedersiniz, sayın seyirciler... Açıkçası ben de sizler gibi Ceyhun Başar Erezli'nin vefatının intihar olduğundan şüpheliyim. Yayını izlediyseniz hackerların Ceyhun Bey'i defalarca kez tehdit ettiğini görmüşsünüzdür. Şahsen bu ülkenin bir vatandaşı olarak olayın açıklığa kavuşturulmasını ve bu katillerin bir an önce yakalanıp hapse gönderilmesini talep ediyorum! Böyle büyük ve değerli bir insanı öldürmek bu kadar kolay olmamalı. Size sesleniyorum, hackerlar! Eğer cesaretiniz varsa arkasına saklandığınız o anonim maskeleri bir kenara bırakın ve gerçek kimliklerinizle karşıma çıkın. (Bakışları kamera arkasına takılır) Pekala, şimdi olay yerindeki kameraman arkadaşımıza bağlanıyoruz. Can, sesim geliyor mu?"
(Yeniden ekrana döner, stüdyoda bir erkek sesi duyulur)
"Geliyor Ece. Sesin haddinden fazla geliyor. Eğer cesaretin varsa popülizmi bir kenara bırak ve ekrana öyle çık. Zira sen de ben de biliyoruz ki, ne Kaan istifa etti, ne de Ceyhun intihar etti. Şimdi kameraman arkadaşına bağlanabilirsin. Zoroaster'den sevgilerle, kadına bir bardak su verin."
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro