Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

76

"Hazır mısın?" Ezo'nun içi parlayan gözlerine derin bir nefes alıp baktım. Baş onayı verirken kalbim yerinden çıkacak gibiydi.

Neden bu denli heyecanlandığımı bilmiyordum ama Rohat'ın aniden böyle bir sürpriz hazırlama gereğini neden duyduğunu da bilmediğim için böyle olduğumu düşünüyordum.

"Yeter he, ben de çatlayacağım meraktan! Nerede bu romantik kılıbık?" Baha, önündeki tabaktan kekleri yürütürken tek kaşımı kaldırıp baktım yüzüne.

"Bir gecesini bana ve ailesine ayırdı, sizinle maça gelmedi diye kılıbık mı oluyor canım?"

"Evet?" Ezo'ya döndüm.

"İyi, ileride senin de kılıbık olacağının haberini vereyim şimdiden." Sırıttı yayvan bir şekilde.

"Yo, benim sevgilim öyle şeyler yapmaz. İzin verir her şeye." Ezo'nun omzuna kolunu attı ve yanağından öptü.

"Asıl sana yo. Sevgilinken verebilirim, ama ileride işler değişebilir."

"Ya anasını satayım, bir maçımız var onu da alıyorsunuz elimizden. Ne yapmışız sanki, sahaya dansöz atıp alem mi yapmışız? Alt tarafı yirmi iki dangalak bir topun peşine vermiş, ana baba saydırıyoruz. Hayır yani, sonunda eve geldiğimizde hem vücudumuz ağrıyor hem de sizin dırdırınızı çekiyoruz. Ben anlamıyorum bu maçımıza olan kininizi, vallahi gına geldi ha!"

Baha derin bir nefes verip rahatladığında Yekta ve Kaya'dan destek sesi geldi. Lezan atak yapacaktı ki, bizden başka kimsenin olmadığı otel salonunda ışıklar kapandı. Aynı anda kalbim hızlanırken müzik sesi ilişti kulağıma.

Duvara projeksiyon yansıtıldı, üzerinde karaoke şeklinde şarkı sözü göründü. Bunlar aynı anda olurken Rohat'ın geldiğini fark edememiştim. Kollarıma dokunan elleri ve omzuma konan, tüylerimi ürperten öpücüğü ile gözlerimi kapattım ve arkamı dönüp sımsıkı sarıldım.

"Bu ne için?" Kulağına fısıldadığımda omzuma birkaç öpücük daha kondurmaya devam ediyordu.

"Bugün annemin doğum günü." Elini belime koyup gözlerimin içine baktı.

"Ve, bu dünyada olmadan kutladığım ilk doğum günü." diyerek buruk bir şekilde gülümsedi. Sanki o an kalbime bir ağırlık çöktü, hüzünlendiğini hissettim ve gülümsemem yüzümde soldu. Belki böyle yapmamı istemiyordu ama kendimi tuhaf hissetmiştim. Annesi ve babası hakkında hiç konuşmamıştık ama annesinin öldüğünü bilmek kendi annemin acısını hatırlatmıştı. Öyle ağır bir duyguydu ki...

"Üzülme, benim kendime verdiğim bir söz vardı. Bu gece onu kutluyoruz." Kendimi tekrar geceye adapte ettiğim zaman fark ettim dans ettiğimizi. Ve bizimle birlikte diğer arkadaşlarımızın da ettiğini.

"Ne sözü?" Gülümsedi ve projeksiyonun yansıtıldığı duvarı işaret etti kafasıyla.

"Şarkımız başlıyor." Müziğe kulağımı verdiğimde bildiğim bir şarkı olduğunu fark ettim.

"Denizin ortasında kalabilirdim
Mavisini yüzünden çalabilirdim
Durmadan sana karışır, dağılırdım
Yaptım, öyle güzel yaptım ki."

Son cümlesinde bana dönüp göz kırptı.

"Şikayetim mi var sanıyorsun?
Aşık olmak mı sanıyorsun?
Ne olduğunu bulabiliyor musun?
Ben bulamadım, öyle güzel ki."

Dikkat etmem gereken nokta sözleriydi. Bizim olayımız şarkı sözleriydi ve burada da yine öyle anlaşıyorduk.

"Işığın üstüne senin karanlığın mı?
Avucumun içine senin kokun mu?
Hücrelerin böyle bir adama mı?
Korkuların sevdama mı yakışır?"

Şarkının nakaratından sonra tekrar dans etmeye başladık ve şarkıyı asıl söyleyen sanatçı bitirdi.

"Sana çok aşığım." Gülümsedim.

"Ben de sana." dediğimde gözleri dudaklarıma kaydı ve pis bir şekilde sırıtarak kendi dudaklarını ısırdı. Elini sıkıp uyardım ve bakışlarım istemsizce başka yere kaydı. Utanmıştım.

"O gece, bu gece biliyorsun değil mi?" Başımı göğsüne yaslayıp sustum.

"Sana daha fazla dayanamıyorum. Juniorlar konusunda da hâlâ ciddiyim."

"Ben de susman konusunda çok ciddiyim. Sus da, huzurlanayım."

Bir süre dans ettik. Bir eli belimde beni ayakta tutuyor, diğeri saçlarımı okşuyordu. Benim bir elim ensesinde, diğeri koluna tutunmuştu. Tıraş losyonunun kokusu burnuma dolduğunda içime çektim iyice. Gerçekten de huzurla dolmuştu içim, uykum gelmiş mayışmıştım. Zihnimde tek bir soru yoktu, tek bir sıkıntı yoktu. Kusursuz bir andı.

Ta ki, Baha...

"Açım aç, gidin odanızda devam edin dansa!" diyerek şarkıyı kapattı ve kendini masaya attı. Yarım bıraktığı keke devam etti.

Kahkaha atarak oturduk yerimize. "Ulan, her güzel anın içine etmede bir numarasın." Rohat ensesine vurup oturdu yanıma.

"Çok da sıkıcıymış ha, biz boşuna geldik. Dansı tek başınıza da yapabilirdiniz yani."

"Gitmek için geç değil." dedi Lezan Kaya'ya bakıp.

"Ama ama, çok ayıp gerçekten. Bugün, Rohat'ın annesinin doğum günü." Ortalık sessizleştiğinde herkesin bildiğini, bir benim bilmediğimi anladım.

Uzanıp Rohat'ın elini tuttum. "İyi ki doğmuş, iyi ki seni doğurmuş." Eliyle yanağımdan tutup kendine yaklaştırdı ve öptü.

Tekrar arkadaşlarımıza döndüğünde arada bakışları tekrar bana kayıyordu.

"Gençler aslında planım böyle değildi, hep beraber eğlenceli şeyler planlanmıştım ama ben daha fazla dayanamıyorum."

Rohat ayağa kalktı ve benim sandalyemi de geri çekti. "Ya Allah, bismillah!" diyerek beni kucağına aldığı gibi asansöre ilerlediğinde neye uğradığımı şaşırmıştım.

"Rohat napıyorsun! Bırak, ayıp oluyor artık, ya bırak!" Sırtına geçirdiğim yumrukların etkisi yoktu bile. Kafamı kaldırıp salona baktığımda hepsinin gülerek el salladığını gördüm.

Asansöre bindiğimizde sırtından indirmemeye devam etti. "Ya bazen gerçekten çok sığ kafalı olabiliyorsun. Ne kadar ayıp, o kadar çağırdık, bizim için geldiler, çabaladılar. Oldu mu bu şimdi?" Bizim kata geldiğimizde sırtından indirdi ve belimden tutup düşmemi engelledi.

"Bu gece bu kadar güzel olacağını tahmin edememişim güzelim, bizdeki de can."

Aramızdaki boy farkından dolayı kafamı hafif kaldırıp sinirle gözlerine baktığımda, sırıtıyordu. Hiç beklemediğim bir anda dudaklarıma kapanmasıyla vücudum titremiş ve kilitlenmiştim. Aniden olmasının etkisiyle şok olurken daha önce hiç böyle hissetmemiştim, çok etkileyici gelmişti. Aynı zamanda utanmadan duramazken gözlerimi de açamıyordum.

Hareket etmeden kendimi ona bırakmıştım. Eli belime kaydı, kendine çekti bedenimi ve bacaklarımdan tuttuğu gibi kucağına aldı beni. Pozisyonumuz öylesine utandırmıştı ki beni dudaklarından ayrılıp omzuna gömdüm kafamı. Allah'ım, bu kadar ani olmak zorunda değildi!

"Utanma artık karıcığım." Omzunu çimdikledim.

Odaya geldiğimizi fark ettiğimde kalbim olacakları tahmin ettiğinden hızlanmıştı. Nefes alışlarım hızlandı. Sırtım yatak ile buluştuğunda bile  gözlerimi açmadım. Üzerime bir karanlığın çöktüğünü hissettim, nefesi yüzümü gıdıklarken bir anlığına gözlerimi açtım.

Sırıtıyordu hâlâ. Hem de öyle güzel bir ifadesi vardı ki, kafasıyla kapattığı lambanın ışığı yüzünde parlıyordu sanki. Aniden gelen istekle ellerim ensesine çıktı ve bu kez ben dudaklarına uzandım.

Attığım adım ile, elleri elbisemin fermuarına gitti. Sabırsızlıkla hızlandı ve kısa sürede nefes nefese kalırken elleri ustaca gezindi vücudumda.

Uzun zamandır beklediği o anın sabırsızlığı nefes alışlarına yansıdı, düzensizleşti ve bunun bana verdiği cesaret ile attığı her adımı karşılıksız bırakmamaya çalıştım.

Üzerindeki dar gömleği çıkardığım andaki sabırsızlığım kahkaha atmasına neden olurken, utangaçlığımdan eser kalmamıştı. Yine de gözlerine bakamadım. Elimi göğsüne koyup durdurdum onu. Işığı kapatmak için ayağa kalktım ve geri döndüğümde hâlâ göğsünün sertliği avucumda gibiydi. Taş gibi koca almışım, haberim yokmuş!

*
*

Daha ilerisini yazmama mükemmel terbiyem izin vermiyor djdkwldllw kusura bakmayın artık, tadında bırakıyorum ofkelicivcivv1

Bir sonraki bölüm final :)

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro