GENÇ KURGU || SAVAŞ 1
Merhaba!
İlk olarak yorumu/ eleştiriyi ben yapıyorum. Ben kim miyim?
Ütopyaların topyası, valerietophia !
Neyse, yazacaklarım uzun o yüzden direkt savaşa giriyoruz.
Benim Gözetimhanem şöyleydi;
meryemc - KÜL DOKUNUŞ
'vs'
bag_yusra - EVRİM
Kazanan kişi yorumlarımdan sonra açıklanacak.
HATIRLATMA❕
Yazdıklarım tamamen okuyucu gözünden gözükenlerdir. Kimseyi ezmek veya yüceltmek gibi bir amacım yok.
İLK SAVAŞÇI
EVRİM - bag_yusra
Devamlılık durumu: Tamamlanmış.
Okuduğum bölüm sayısı: 14/68 (13 bölüm, 1 final)
Bölüm Uzunluğu: Yeterli değil.
Tanıtım Bülteni:
Hayatı boyunca yiyip yiyip kilo almayan kızlara beddua etmişti , onlar gibi olmak istemişti.
Her sinirlendiğinde kendini yemeğe veriyor, mutlu oluyordu . Ta ki isimsiz e postalar alana kadar .
Sıradan bir hayatı olan Demet o günden sonra bir daha eskiye dönemeyeceğini biliyordu.
Mizah , romantizm , gerilim karışımı bir hikayeye hoşgeldiniz!
Bu hikayede Demet'in geçirdiği evrime , yaşadığı hayal kırıklıklarına şahit olacaksınız.
Yorumum; (Spoiler içerebilir)
Baş karakterimiz Demet fazla kiloları olan, dış görünüş olarak herkes tarafından çirkin görülen bir kız. Bir gün isimsiz birinden bir mesaj alıyor ve o kişi kızımıza zayıflaması konusunda yardım ediyor. Hikâyemiz böyle başlıyor.
Öncelikle belirtmek istediğim bir şey var, sevgili yazar. Bana göre kitap bu yazım tarzıyla genç kurgu değil, mizah kitabı gibi duruyor. Ve kurgunun bana göre fazlasıyla güzel olmasına rağmen kullandığın yazım tarzıyla bütün iş yerle yeksan olmuş. Yani eğer sen zaman kavramını iyi kullansaydın, yani bir bölümde çoğu şeyi oldu bittiye getirmeyip detaylıca anlatsaydın tam olarak genç kurgu kategorisine girebilirdi.
Kapak; Bir buçuk yıl öncesinde bizim yaptığımız tarzda. Üste iki baş karakter, altına bir stok resmi ve üzerine yazılar. Doğrusunu söylemek gerekirse, kurguya uymayan bir kapak olduğu kanısındayım.
Noktalama işaretleri hiçbir zaman kelimelerin arasında başı boş dolaşamaz. Örneğin; "Bakkaldaki reyonlardan birinden ekmek ve süt alırken , yoldan geçen arabanın çaldığı korna sesiyle irkildi ." veya kitabın tanıtım bülteni örnek verilebilir. Yazar aynı bu şekilde kullanmıştı noktalama işaretlerini. Virgül, nokta, ünlem işareti veya başka bir noktalama işareti her zaman kendinden bir önceki kelimeye bitişik konur. Bu hata kitap boyunca sürüyordu, finalde de vardı. Unutmadan söyleyeyim dedim.
Okurken hiçbir şey hissedemedim, final sahnesi hariç. Final sahnesinde o yazımla bile işin içine çocuklar girince tebessüm etmekten kendimi alıkoyamıyorum... Okuduğum bölümlere göre yazım tarzın en başta nasıl başladıysan, hiçbir şey kaybetmeden veya kazanamadan öyle bitmiş. Betimleme hiç kullanılmamış, okurken hiçbir şey hissedemememin sebebi bu. Kız evlatlık olduğunu öğreniyor mesela ama ben onun o an yaşadığı hissi öğrenemiyorum. Üzgün olması gerekiyor, psikolojisinin sarsılması gerekiyor. Çünkü o kadar yıl anne, baba ve kardeşi olarak gördüğü insanların kanlarını taşımıyor vücudunda. Onlara güveniyor bunca yıl ama onlar Demet'i her geçen gün kandırıyorlar. Ben Demet'in yaşadığı hayal kırıklığını okumak isterdim.
Demet'e isimsiz birinden zayıflaması için bir mail geliyor ama kızımız kim olduğunu bile sorgulamadan yazılanların hepsini uyguluyor. Tamam uygularsın ama, önce bi sorgulamaz mı insan?
Ve baş karakterimiz zayıflar zayıflamaz, kiloluyken platonik olarak aşık olduğu erkeğimiz Enes kızı zayıf haliyle gördüğünde birden ona doğru çekiliyor. Bu nasıl oluyor? Kitapta onu göremiyoruz. -en azından benim okuduğum bölümlerde- Böyle sihirli değnek değmiş de hop, aşık olmuş gibi...
13. bölümde kız sevdiği çocuğun (başka bir karakteri bir anda sevmeye başlıyor) ve bunca yıl kardeşi olarak bildiği kızın sevgili olduğunu öğreniyor. O çocuk, Demet'den hoşlandığını söyleyip onu kandırmıştı... Ama final bölümüne geçtiğimde hep beraber takıldıklarını gördüm. İhaneti af mı etti yani? Benden hoşlandığını söyleyen çocuk gelecek ve bir zamanlar öz kardeş olarak bildiğim kızla sevgili olacak ve ben de hiçbir şey olmamış gibi davranacağım? Hayatta affetmezdim...
Kısacası her şey bir anda gelişiyor. Olay aktarması eksik yani...
Benim okuyucu gözünden gördüklerim bunlar. Umarım seni kıracak bir şey söylememişimdir. Bundan sonraki yazarlık hayatında başarılar dilerim, şans her daim seninle olsun.
☆☆☆☆☆
İKİNCİ SAVAŞÇI
KÜL DOKUNUŞ - meryemc
Devamlılık durumu: Askıda.
Okuduğum bölüm sayısı: 6/15 (İlk 5 bölüm ve son bölüm)
Bölüm Uzunluğu: Yeterli.
Tanıtım Bülteni:
Kendimi bir renk olarak tanıtmam isteniyor. Rengimin olmadığı belli. Şeffaf, diyorum. Etrafımda hangi renk var ise onu yansıtıyor, bazen gökkuşağına dönüyorum.
Onlar ise bana kim olduğumu soruyor, kendilerini bile bilmiyor oysaki.
Ben altıncı dünyamda Adal Kutlay'ım. Ama onlara hiç kimse olduğumu söylüyorum her seferinde. Çünkü gerçekte benim gibilerin kimliği yok.
Yorumum;
Kapaktan başlayayım öncelikle. Kapak birebir olarak içeriği yansıtmıyor ama yüzüne dokunan bir kadın portresi olduğundan dolayı kitap adını birazcık yansıtıyor. Tek eksiği, kül.
Kitapta kullanılan zaman dilimi her yazarın kullandığından değil. Yazar alışılmışın dışına çıkarak geçmiş zaman yerine, şimdiki zamanı anlatıyor. Okurken sanki ruhuma dokunuyorlarmış gibi hissettim. Şimdiki zaman anlatımı içimde çok değişik hisler uyandırıyor.
Anladığım kadarını anlatacağım; Çünkü, kurgunun başlangıç bölümüne hiç alışık olmadığımdan olsa gerek, kafam biraz karıştı. Bölümler de bana biraz uzun geldi, açıkçası okurken biraz sıkıldığımı söylemeden geçemem. Bölüm başı kaç kelime bilmiyorum ama ben daha çok 1500 - 2000 kelimeli bölümleri rahatça okuyabiliyorum. Belki bu bölümler de o kadar uzunluktaydı, bilmiyorum ama nedense ben biraz uzun buldum.
Eğer yanlış anlamadıysam, kitap reenkarnasyonu ele alıyor. Yani diğer adıyla, yeniden doğuş. Öldükten sonra ruhumuzun başka bir bedenle tekrar canlanması. Bu kitapta da önceki hayatlarında çok yakın arkadaş olan 3 kişi, öldükten sonra yeniden doğuyorlar. Baş karakterimizin yeni dünyasında yeni adı Adal Kutlay. Arkadaşı Aksu, Pera Açıl olarak yeniden doğarken üçüncü kişileri, Yağız, ortalarda yok.
Her zaman merak ettiğim bir konudur, reenkarnasyon. Ve Wattpad'de de hiç karşılaşmadığım bir kurgu. O yüzden ilgimi çekti. Askıya alınması kötü olmuş, gerçekten devam etmesi gereken bir kurgu olduğunu düşünüyorum.
Anlatımını çok sevdim. Betimlemelerin yerinde ve yeterli olduğunu düşünüyorum. Yani zaman atlaması yok, gözüme hiç çarpmadı. Bu yüzden seni tebrik ediyorum, Kül Dokunuş'un keşfedilmesi gereken bir cevher olduğu kanısındayım.
Uzun lafın kısası, hikâyeni çok sevdim. Gerek kurgusu, gerekse yazım tarzın ve anlatımınla okuyucuyu kendine çekebileceğini düşünüyorum.
Benim okuyucu gözünden gördüklerim bunlar. Umarım seni kıracak bir şey söylememişimdir. Bundan sonraki yazarlık hayatında başarılar dilerim, şans her daim seninle olsun.
☆☆☆☆☆
Benim seçtiğim kurgu;
KÜL DOKUNUŞ - meryemc
Tebrik ederim!
İkinizin de kalemine, emeklerinize sağlık. Katılımınız için çok teşekkür ederim. Umarım kimseyi incitmemişimdir.
Sevgili meryemc, ödülün istediğin bir adminden (threalqueen__ hariç) DOW KURGU SAVAŞLARI - GENÇ KURGU KATEGORİSİ KAZANANI etiketli bir kapak. Ama yeni bir kapak istemiyorsan şu an kullandığın kapağı hizliresim.com sitesine yükleyip valerietophia hesabına mesaj olarak göndermelisin. Kazanan etiketini koyup sana geri göndereceğim.
Diğer gözetmenlerimiz, gözetimhanelerindeki hikâyeleri okuyorlar. Bitirir bitirmez onlar da yayınlayacaklar. (Gözetmen ve gözetimhane kelimeleri çok hoşuma gitti hihihihi^^)
Bir sonraki savaşta görüşmek üzere!
Kamu Spotu;
Şiddet, hiçbir şeyin çözümü değildir...
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro