Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

5

"Nerdeydiniz ?! " dedi magnusun arkadaşı. " Elektirikler biranda gitti ve jeneratör de çalışamadı. Ayrıca üstünüze ne oldu ? Her yeriniz toz içinde ! Ayrıca neden havalandırmadan çıktınız ?! " dedi ragnor. Setteki herkez bizden bir açıklama bekliyormuş gibi bakıyordu.

Eğer asansörün durdurma düğmesine basmasaydım belki orda sıkışmazdık. Ben yavaşça geri çekilirken magnus kolumdan yakalayıp beni yanına çekti.

" Alec beni takip etti ve daha sonra ben asansöre binecekken Alec kapıyı tutup içeri girdi. Daha sonra biz beşinci kata gelirken alec asansörü durdurup ,bana garip şeyler söyledi. Sonra asansorü tekrar çalıştıracakken elektrikler gitti. Burayı söylemem lazım, az kalsın panik atak geçirip bayılıyordum.Bu durum sonucunda bizde asansörün tepesine çıkıp tam 7 kat çıkmak zorunda kaldık. Sonra gördüğünüz gibi havandırmadan buraya geldik. Normalde böyle şey söylemem ama bana yol boyunca zorla dokundu." Dedi magnus dramatik bir şekilde.

Gözlerimi kocaman açtım. " Öyle bir şey olmadı ! " dedim hızlıca. Magnus bana inanamıyormuş gibi baktı. " Söylediklerimi yalanlıyorsun öyle mi !  İstersen güvenlik kameralarına bakabiliriz Alec ! Ben istememe rağmen beni sırtına Aldın ve bunu çıkışımız olarak bahanelendirdin. Güvenlik kameralarına bakmak istiyorum  ! " diye bağırdı magnus.

"Elektirikler kessikken hiç bir kameralar çalışmıyordu." Dedi bir çalışan . " Harika şimdi bunu kanıtlayamayacağımda ! Yaptığından utanmalısın Alec ! Beni zorla tuttun ! Zorla dokundun  ve senin yüzünden bayılsaydım ne olacaktı söylesene ?" Dedi magnus.

Öylece kalmıştım. Ne olduğunu anlamamıştım fakat bir kaç yalanla haklı duruma gelmişti. " Bu halde hiç bir röpörtaja gitmem ben! Kusura bakmayın arkadaşlar fakat röpörtajı ertelemeliyiz. Geç kaldık nasıl olsa. Madem öyle diğer aya nedersiniz ? Evet bu güzel bir fikir. Hepinize görüşürüz arkadaşlar." Diyip magnus kapıya yòneldi ve gitti.

Birden herkes bana kızgınca döndü. Jace hariç. O bana gülüyordu. Ördek suratlı.

Tabii burda benim böyle bir şey yapmayacağımı bilen o vardı. "Ben polis çağıracağım. Magnus belki sana acımış olabilir fakat ben acımayacağım." Dedi bir kadın. İnsanlar ona katıldığında jace araya girdi.

" Sadece bir adamın dediğine inanamazsınız ! Kanıtınız bile yok ! Alec böyle bir şey yapmaz." Dedi jace. O kadın kollarını göğsünde kavuşturdu. Sarı saçları ve siyah dar elbisesi ile sert bir kadına benziyordu. " Madem öyle senin kanıtın ne ?" Dedi kadın.

Jace de öylece kaldı. " Mahkemeye verebiliriz !" Dedi arkadan biri. Ardından büyük bir tartışma çıktı.

Bende yavaş bir şekilde aradan sıvışıp kapıdan çıktım. İlerde magnus koridordan sağa döndü.

Adımlarımı hızlandırıp ona yetiştim. " Benimle sorunun nedir ?" Diye sordum. Magnus güldü. " Seninle bir sorunum yok sadece eğleniyorum." Dedi magnus.

Derin bir iç çektim. " Senin oyuncağın değilim." Dedim. Magnus  birden bana döndü. " Hangi alanda peki ?" Dedi magnus bana yaklaşarak. Yerimden kıpırdayamadım. "  Alec ben isteseydim zaten çoktan oyuncağım olurdun." Diyip ilerlemeye devam etti.

Kaşlarımı çattım. "  Anlayamadım ? " dedim. Magnus gülmeye devam etti. " Çok soru soruyorsun biraz ben soru sormak istiyorum. Neden aptal numarası yapıyorsun ? " diye sordu magnus.

Ona anlamayan gözlerle baktım. Magnus beni baştan aşağıya süzdü." Ya da cidden aptalsın."  Dedi magnus.

Kapıya geldiğimizde ikimizde ikimizde donup kalmıştık.Dışarıda ciddi ciddi iki polis arabası ve birbirleri ile konuşan dört polis vadı." Alec ? Ben odada yokken neler oldu acaba?" Diye sakince söyledi.

" İlk önce kaçsak olur mu ?" Dedim hızlıca. Ardından onun kolundan sıkıca tutup yangın merdivenine doğru onu sürükledim. Magnus pek de itiraz etmişe benzemiyordu.

Kapıyı açtığımda yüzüme rüzgar vurdu." 12 kat tırmandık şimdi de 12 kat ineceğiz süper." Dedi magnus. Sırıttım." Fark ettin mi bilmem fakat şimdide suçlu sensin." Dedim.

Magnus gözlerini devirdi. Hızlıca aşağıya indik. Polisler bir şeyler konuşuyordu fakat biz onların arkasın geçip magnusun arabasına bindik.  "Ehiyetini nerden aldın?" Diye sorunca magnus bana bıkkınca baktı." İnsanların ehliyetim ile derdi ne ? Babam hediye etti." Dedi magnus.

"Belkide ben kullanmalıyım." Dedim." Araba benim olmaz neden endişeleniyorsun ki ?!" Dedi magnus biraz sesini yükselterek.

" Kusura bakma ehliyetini babasından alan birine güvenemiyorum ! " dedim sesimi yükselterek.

Derken polisler magnus ile bana döndü ve bize doğru yüremeye başladılar. "Magnus sür." Dedim hızlıca.

Bu kadar yanlış anlaşılma neden bizim başımıza gelir ki ? Magnus itiraz etmeden gaza bastı.

( Ragnor yine unutulur....)

Arkadaki polisler biraz uzağımızdan bizi takip ediyorlardı." Hepsi senin suçun !" Dedim biz biraz hızlı giderken.

"Sadece ödeştik !" Dedi magnus gülerek."Ayrıca bence şuan eğleniyoruz." Dedi magnus. Ona anlam veremeyen gözlerle baktım." Ödeşme şeklin ve eğlence anlayışın biraz garip değil mi sencede ?" Dedim.

Magnus kıkırdadı." Dünyaya sadece bir kere geleceğim eğlemez isem bu hayatın anlamı ne ?" Dedi magnus. İç çektim." Benim evime gidelim." Dedim.

" Evinde seni daha rahat bulmazlar mı sence de ?" Dedi magnus. " Hayır. Ligtwood malikanesinden bahsetmiyorum. Kendi evimden bahsediyorum ayrıca evimi herkes bilmez. Şimdi sola dön."

....

Çok geçmeden eve varmıştık. Şehirin sınırlarında olduğundan çok ses gelmiyordu. Ev müstekil sade bir evdi.

Bu eve uzun zamandır uğramıyordum. Zaten yolun biraz uzağındaki büyük bir ağacın yanına inşa edilmişti. Açıkçası bir dağ evi almak istemiştim hep fakat vaktim pek olmadı.

Magnus evi meraklı gözlerle inceledi." Hiç zevkin yokmuş." Dedi magnus. Ona çok kulak asmadım." Getirdiğin için teşekkürler gidebilirsin." Dedim arabadan inip.

Magnus kaşlarını çattı." Hayır o kadar yolu seni bırakmak için gelmem aptallık olurdu. Bence evine bir misafir olabilirim." Dedi ve o da arabadan inip eve yöneldi.  Kapıya kadar geldi.Gözlerimi devirdim.

Anahtarı alıp kapıyı açtım. İçerisi havasızdı. Magnus içeri girip ceketini çıkarıp bir kenara attı.

Ev toz içersindeydi." Evi ıssız bir yere dikmenin özel bir nedeni var mı?" Dedi magnus sırıtarak.  "Hayır." Dedim gülerek.

Magnus parmağını masaya sürtüp eline baktı." İnsan biraz düşününce aklına böyle şeyler geliyor." Dedi magnus elindeki tozları silkeleyerek.

"Ne gibi şeyler mesala ?" Diyerek yandaki şarplara baktım.  "Kaşınıyorsun." Dedi magnus gülerek salona gitti.

"  Sadece bir soru sordum. " diyip şarap ve iki kadeh alıp yanına gittim." "Toplum içinde bir beyfendiydin oysaki ne oldu ? " dedi magnus gümserek. " Buraya boşu boşuna gelmediğini biliyorum sadece sana ayak uyduruyorum. " dedim ve kadehleri doldurmaya başladım."Flörtleşerek mi yani ?"

Şarabı kapatıp kenara koydum.  "Bilemiyorum" dedim ve yanına oturdum.  Magnus omuz silkti. " Sen bilirsin."  Diyerek birden beni kendine çekip dudaklarıma yapıştı.

Ona anında karşılık vermiştim. Elini boynuma çıkarıp okşamaya başladı.
Birden hırçınca alt dudağımı ısırınca inledim. Magnus dilini dudaklarımda gezdirirken ona izin vererek dudaklarımı araladım.

Aynı şekilde bende işin içine dilimi katmıştım.Onu belinden tutarakkendime daha fazla çektim.Ellerini artık boynumda değil karın kaslarımda gezdiriyordu. Kendimi kaybetmemek için kendimi zor tutarken magnus boynumu emmeye başladı.

Boynumu hırçın bir şekilde ısırınca ağzımdan zayıf bir inleme çıktı. Magnus beni koltuklara doğru yasladı.

Elini tişörtümün içine sokunca onu yavaşça ittim. Nefes nefese kalmıştık." Daha ileri gitmemeliyiz." Dedim. Magnus bana yaklaşıp dudaklarıma doğru güldü."Şu saaten sonra...sana soru soran olmadı." Diyerek dudaklarıma tekrar yapıştı ve tişörtümü hızlıca çıkartıp dudaklarını köprücük kemiklerime sürttü. Ardından adem elmamın üzerine kısa bir öpücük kondurduktan sonra
Dudaklarını meme uçlarımda gezdirince kafamı geriye atıp dişlerimi sıktım.

Onun tişörtünü hızlıca çıkartıp ortaya çıkan boynunu emmeye başladım. Magnus kendini sertçe bana sürttüğünde dudaklarımdan bir inleme kaçtı. Bu sırda ellerim onun sırtında geziniyordu.Elleri bacaklarımda gezinirken git gide kontrolümü kaybedip tahrik olduğumu hissediyordum. Onu itmem lazımdı fakat yapamıyordum.

Ve magnusun da tahrik olduğunu hissediyordum. Magnusun kalçalarından tutup onu kendime bastırınca ikimizinde dudaklarından yüksek sesli bir inleme çıktı.Refleks olarak tırnaklarımı magnusun sırtına geçirmiştim.

Eğer tekrar böyle bir durumla karşılaşırsam kesinlikle magnusun üste olmasına izin vermeyecektim.Magnus ellerini bacak aramda gezdirirken delirmek üzereydim. "Magnus daha fazla oyalanırsan-" dedim zorla ama sözümü kesti." Hiç bir şey yapamazsın ki." Dedi sırıtarak.

Dudaklarıyla karın kaslarımı öpüp, ısırıklar bırakmaya başladı.Biraz yukarı çıkıp kulak mememi dişlerinin arasına alıp ısırdıktan sonda emmeye başladı. Dudaklarımdan yüksek sesli bir inleme çıktı. Kendini sertçe bana bastırıp ben inleyecekken dudaklarıma yapıştığından bunu yapamamıştım. Magnus  kemerimi çözdükten sonra pantolonumu  çıkarmıştı. Ardından kendi pantolonunu çıkarmıştı.

İkimizde tahrik olmuştuk fakat magnus benimle uğraşmaya kararlıydı. Kendini zorluyordu. Neyin acısını çıkarmaya çalışıyordu ki ?

Magnusun tekrar kalçalarından tutup kendime sert bir şekilde bastırdım.İnlemelerimiz salonu doldurmuştu. Magnus sertçe dudaklarımı öperken ellerimi kalçalarından çekip saçlarına yönelttim.

Magnus tekrar dili işin içine katarken boxerımı çıkarmıştı. Ellerimi saçlarından çekip onu boxerına yöneltirken magnus elimi tutup sertçe koltuğa yasladı." O kadar çabuk değil." Dedi magnus dudaklarıma sırıtarak. Nefeslerimiz karışmıştı. " O zaman sende bu kadar yavaş olmamalısın." Diye fısıldadım ona.

Magnus dudaklarıma yönelip sertçe alt dudağımı ısırdı. Ona sertçe karşılık vermiştim. Magnus bu sırada kolumu tutmayı bırakmışken hızlıca onun boxerını çıkarttım. Magnus ise artık ikna olmuş olacak ki bunu kabul etmişti.

Magnus hiç beklemeden içime girdiğinde ikimizinde dudaklarından yüksek sesli bir inleme çıktı. Kollarımı onun boynuna doladım ve sağ elimi onun saçlarına geçirdim.

Magnus sertçe birkaç gelgit yaparken saçlarını çekiştirmiştim. Magnus dudaklarını boynuma yöneltip sertçe emmeye başladı. Araya sert ısırıklar bıraktığı için yarın boynumun haline bakmama gerek yoktu. Zaten nasıl görüneceğini şimdiden az çok tahmin ediyordum.

Dik bir pozisyona geçerken magnus dudaklarımı öpmeye devam ediyordu.  Onun belinden tutup  sertçe kendime doğru bastırınca ikimizde inlemiştik.  Magnusun belinden tutup bir kaç kez içime girmesini sağlamıştım. Magnusun dudaklarına yapışıp sert fakat yavaş bir şekilde öpmeye başlamışken magnus da bu sırada ellerini karın kaslarımda gezdiriyordu.

Ellerini saçlarıma geçirip çekiştirmeye başlamışken dudaklarımdan acı ve zevk karışımı bir inleme çıkmıştı.

Yaptığı her şey tahrik ediciydi. Ellerim onun kalçalarına doğru gitmişti. Yavaşça onun kalçalarını sıkınca magnus dudaklarıma doğru inledi.

Dudaklarımız ayrılmıştı en sonunda. Nefeslerimiz birbirine karışıyordu. Magnus bana doğru gülümsemişken gülüşüne karşılık vermiştim.

...

Gözlerimi açtığımda üstümdeki ağrılık ile yerimde biraz kıpırdandım. Boynumda iki el ve üzerimde de uyuyan bir magnus vardı. Gözlerimi tekrar kapayıp derin bir iç çektim.

Kokusu ilk defa burnuma gelmişti. Ağır bir koku değildi ya da çok hafif. Çiçek veya parfum gibi kokmuyordu çok daha farklı kokuyordu.

Saate bakamasamda biraz uzağımdaki pencereden akşam olduğunu görebiliyordum.

....



Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro