Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

21

Alec'in kollarına kıvrılmış onun kokusunu içime çekiyordum. Alec başını bana yaslamışken ellerini tuttum. Sıcacıktı. Yüzünü hafifçe tutup başını bana çevirdim.

Alec gülümsedi."İzzy ve jace'ler buraya gelecek mi ?" Dedim.

"Hayır. İlk önce dava kapansın. Ardından, birlikte vakit geçirebiliriz."

Gülümsedim ve dudaklarına kısa bir öpücük kondurdum.Son birkaç gündür herşey mükemmeldi. Bacağım dahil.

Alec ayaklanıp," Ben biraz yüreceğim hava alacağım." Diyip kapıya yürürken onun yakasından tutup duvara yasladım."Kediciğini evde tek mi bırakacaksın?" Dedim yüzüne yaklaşarak.

Alec gözlerini devirip güldü."Kedicik izin verseydi. Bırakabilirdim." Dedi Alec.

"Çok komik." Onu öpecekken telefonumun çalmasıyla iç çekip tefonumu açtım.

"Alo ?"

"Merhaba magnus, umarım böl müyorumdur ?"

Babam.

"Hayır, herşey yolunda."

Alec 'kim?' anlamında dudaklarını oynattı. Aynı şekilde dudaklarımı oynatarak,'Babam.' Dedim.

"Şirkete gelmende bir sakınca var mı ? Özel olarak seninle konuşmak istiyorum."

Kaşlarımı çattım."Peki geliyorum." Diyip telefonumu kapattım. Babam bu kadar ciddi olduğuna göre birşey vardır.

Alec'den uzaklaşıp,"Gitmem lazım. Babam çağrıyor." Desim dudaklarına tekrar bir öpücük kondurup.

"Güzel, hadi gidelim." Dedi alec.

"Aslında babam özel olarak gelmemi istedi."

"Bana neler anlattığını söyleyecek misin ?"

"Tabii ki."

Diyerek masadan arabanın anahtarını aldım ve çıktım.Açıköası ne diyeceğini merak esiyordum.

...

Şirkete geldiğimde babamı odasında bir admala konuşurken buldum."Magnus, bu bay brown. Bay brown, bu oğlum magnus." Dedi.

Adam ayapa kalkıp elimi sıktı. "Biz biraz dışarıda konuşacağız. Bizi ararsan kütğphanedeyiz. Senden isteğim,üstünde bay brown adı yazan dosyayı bulmak." Dedi babam ve odadan çıktı.

Kaşlarımı çattım. Bunun için mi 4 saat yolu geldim. İç çekip çekmeceleri karıştırırken sonunda bir dosya bulup umursamadan içini açtım.

Kaşlarımı çatıp,'Borç' adlı dosyaya baktım.

Bay lightwood ve bayan lightwood'un ölmesiyle Bane ailesinin oğlu olan Magnus bane,  borcu 02/02 /2020 tarihe kadar ödenmesi gerekmektedir. Ödemesi için dava kendisine devredilmiştir.

                              -Bay brown.

Öylece kala kalmış, dosyayı binden fazla kez okumuştum. İçimden küfürler ediyor, 'Nasıl?' Sorusu aklımda koşuşturuyordu.

Dosyayı yanıma aldım ve şirketten olabildiğince hızlı çıkıp arabaya bindim.  Derin bir iç çektim.

Alec veya ailesi bana borçlu falan değildi. Ben onlara borçluydum.

...

Eve geldiğimde anahtarı bir köşeye atıp salondaki gri koltuğa yerleştim. Alec çoktan yanıma yaklaşmış ve yanıma oturmuştu."Eee, söyle bakalım. Ne diyor?"

Omuz silktim."Önemli şeyler değil. Bir dava hakkımda dosyasını bulmamı istedi. Sıkıcıydı." Dedim.

Alec gülümsedi ve çenemi kavrayıp, dudaklarıma bir öpücük kondurdu."Yorulmuş görünüyorsun sana kahfe yapmamı ister misin?" Diye sordu.

Hayır anlamında başımı salladım. Senle konuşmak bile istemiyorum fakat gülümsemen ben istemesemde bsni kendine çekiyor.

Ona yaklaştım ve dudaklarına hafif bir öpücük kondururken alec beni kucağına çekince, öpücüm derinleşmişti.

Alec kollarını hafifçe bilime dolayıp beni kendine bastırınca hafifçe inledim. Ardından onun bir kolunu tutup elini kavradım ve onu iyicene sıktım.

Soluğu yatakta almıştık ki uyku vakti geldiğinden alec'in sıcak göğsünde uykuha dalmıştım.

....
cam kırılma sesleriyle unuttum. Kaşlarımı çattım. Gecenin kaçıydı ? Üstümü giyinip aşağı, seslerin geldiği yere yani mutfağa yöneldim.

Alec bir masana kanlı elindeki cam kırıklarını ayırıyordu. Saçları karma karışık, gözleri kıpkırmızıydı.Mutfağın hali ise...berbattı."Tanrı aşkına alec ne yapıyorsun ?" Diye bağırdığımda alec yerinden sıçradı.

"Ben.."

....

Kulağıma gelen Alec'in bağırışları ve cam kırılma sesleriyle unuttum. Kaşlarımı çattım. Gecenin kaçıydı ? Üstümü giyinip aşağı, seslerin geldiği yere yani mutfağa yöneldim.

Alec bir masana kanlı elindeki cam kırıklarını ayırıyordu. Saçları karma karışık, gözleri kıpkırmızıydı.Mutfağın hali ise...berbattı."Tanrı aşkına alec ne yapıyorsun ?" Diye bağırdığımda alec yerinden sıçradı.

"Ben.."

....

15 dakika önce;

Alec;

Yerimde kıpırdanıp uyandım. Magnus hala yanımda soluksuz uyuyordu. Boğazımın kuruduğunu fark ettim. Gecenin körü olduğundan hiçbir yer görünmüyordu. Magnusu uyandırmamak için aşağıya yavaşça indim ve mutfağa inip buzdolabından soğuk bir su alıp bardağa doldurdum.

"Sonunda yanlız kalabildik."

Diye bir ses duyduğumda yerimden sıçradım. Etrafta biri yoktu.

"Arkandayım.."

Arkamı döndüğümde underhill karşımdaydı. Kalbim deli gibi çarpmıştı.

Hızlıca elimdeki pardağı ona fırlattım.Underhill sadece kenara çeklip bardağın yere düşmesini sağlarken bana yaklaşıyordu.

İstemsizce geriliyordum.Underhill bana gülümseyip eliyle yüzümü tuttu."benden neden bu kadar korkuyorsun ? Sana zarar vermeyeceğim." Diyordu underhill.

Konuşamıyordum. Onu itip masadaki bıçakğı ona doğrulttum."Yakaşma. Yoksa seni paramparça ederim." Dedim titreyen sesimle.

Underhill bıçağa doğru yürüdü.Sesimi çıkaramadım.Ardından underhill'in içinden geçen bıçağın o iğrenç sesini duydum.Underhill sırıttı ve dudağını ısırdı."Tanrım bu sese bayılıyorum." Dedi ve dudaklarıma yaklaşırken onu itmemle kanlı bıçak elimde kaldı.

Yanda duran bardağı tutup ona fırlatacaktım ki bardağı o kadar sıkı tuttum ki bardak elimde kırılınca acıyla çığlık attım.

Ve kendimi masaya atıp oturdum. Underhill'e bakmak istemiştim fakat ortalıkta yoktu.

Birden magnus içeri dalıp bana afallayan bir ifadeyle baktı.

...

Evet her iki taraf da bok çukurunda olduğuna göre yaşasın.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro