1
İthaf
FiaLea
^
^
Magnus;
Anna dudaklarımı öpmeye devam ederken ona karşılık veriyordum. Son dönemlerde canım sebebsiz yere sıkkındı fakat bu kız işini biliyordu.
Yaşı biraz küçüktü fakat her insanın bir uzamanlık alanı vardı değil mi? Ayrıca budan şikayetçi değildim ama...aradığım şey zevk değildi sanırım.
Çok daha farklı bir şey istiyordum. Tek sorun bunun ne olduğuydu.Annayı yavaş ve nazik bir şekilde ittim."Teşekkürler anna. Sanırım bugünlük bu kadar yeter." Dedim ona gülümseyerek.
Anna dudaklarıma doğru gülümsedi."Sen nasıl istersen..."diye mırıldadı . Sarı saçları ve iri yeşil gözleri, güzel bir fiziği olan seksi bir kızdı.
Onun üstünden yavaşça kalktım."Kıyafetlerin karşıdaki odada." Dedim onun bedenini tekrar incelerken. Anna kıkırdarken içeri ragnor girdi.
Suratı her zaman olduğu gibi somurtgandı. Üstünde şık bir takım elbise vardı. "Umarım işin bitmiştir magnus." Dedi ragnor ellerini göğsünde birleştirerek.
Sırıttım."Evet bitti. Şimdilik." Dedim yatağa uzanarak.
Anna kapıdan çıkarken ragnora yaklaşarak elini onun vücudunda gezirdi."Eğer ihtiyacın olursa...magnus ile bize katılabilirsin." Dedi anna.
Bu kız deliydi ve bu hoşuma gidiyordu. Ragnor gözlerini devirerek ondan tiksenircesine itti."Aileni arayacağım küçük kız." Dedi ragnor ona sinirlice.
Anna orta parmağını ağzına sokup ardından havaya kaldırdı."Üzgünüm, rüzgar esmiyor. İyi akşamlar beyler." Diyerek arkasından kapıyı kapatıp çıktı.
Kendimi kahkaha atmamak için zor tutmuştum." Magnus ne zaman ciddi bir ilişkiye girip evlenmeyi düşünürsun acaba?" Dedi ragnor yandaki arkasında yastığı olan kırmızı koltuğa oturarak.
Kırmızı örtüyü iyice üstüme çekip anna'nın yaptığı gibi ortaparmağımı ağzıma sokup, havaya kaldırdım."Üzgünüm, rüzgar esmiyor." Dedim ve ragnora baktım.
Tabi bunda bir hata ettim çünkü kafama bir yastık yedim. Hemde sert olanlarından."Düzgün bir soru soruyorum. Düzgün cevap ver." Dedi ragnor.
"Dizgin bir sori soriyorim. Dizgün cevip ver." Diye sesini taklit ettiğimde ragnor elleriyle yüzünü sertçe okşadı.
Onu sinir etmek çok eğlenceliydi çünkü çabuk kızıyordu." Bak magnus ben ciddiyim. Zenginsin, yakışıklı ve gençsin evlenmemen için bir sebep göremiyorum. İstediğin kızı veya erkeği yatağına atıp kendine aşık edebilen birisin. Daha ne istiyorsun ?" Dedi ragnor.
Derin bir iç çektim."Daha fazla bişi istemiyorum. Nededen binlerce kişi varken sadece 1 kişiye bağlı kalayım ki? " dedim gözlerimi devirerek.
"Ona aşk deniyor işte." Dedi ragnor. Onu dinliyormuş gibi etrafıma bakındım.
"Biliyormusun ne halt yiyorsan ye tamam mı? İsabelle'in partisine yetişmemiz gerekiyor.Üstüne doğru düzgün bir şeyler giy, rezil olmak istemiyorum." Diyerek odadan çıktı.
"Emredersiniz efendim..." diyerek yatağımdan çıktım. Dolabımı açıp elime gelen takımı giyme işine koyuldum.
....
Ragnor beni arabanın önünde bekliyordu. Ragnor direksiyona binecekken onu durdurdum."Lütfen bu araba benim ve çizilmesini istemiyorum." Dedim ve elindeki anahtarı aldım.
Ragnor gözlerini devirek yan koltuğa oturdu. Spor arabalara karşı ayrı bir ilgim vardı.Arabayı çalıştırsığımda aniden gaza basıp durdum.
Ragnorun yüzündeki ifade inanılmazdı."Ehliyetini nerden aldım demiştin?" Dedi ragnor tedirgince.
Sırıttım."Babam onsekizinci yaş günümde bana hediye etti." Dedim. Ragnor bunu dediğimde kemerini hızla bağladı.
"Bilgilendirmen için sağol magnus. Belkide hayatımı kurtardın." Dedi ragnor. Bir kahkaha attım.
"Ne demek." Diyerek arabayı sürmeye başladım.
...
Ligtwoodların malikanesinde durduk. Evleri cidden nefes kesiciydi. Bizimki kadar olmasa bile.
İçeri girdiğimizde çalışanlar bizi karşıladı. Evden rengarenk ışıklar vardı.
Partiye girdiğimiz an ,isabelle bizi gülümseyedek karşıladı."Magnus! Seni çok özledim." Diyerek bana sımsıkı sarıldı.
Çok tatlı bir kızdı. Ardından ragnora döndü." Senide ragnor. Seni de özledim. Sanırım." Dedi isabelle kıkırdayarak.
"İçeri girin." Diyerek bizi arka bahçeye doğru götürdü.
Boş alanlarda çiftler deli gibi yiyişiyordu. Tabii bu benim gözüme çok normal gözükmüştü.
Ragnor ise onlara tiksinerek bakıyordu. Bir kokteyl masasına geçtiğimizde hepimize Daiquiri kokteylerinden verildi.
Sevdiğim kokteyl türlerinden biriydi. Bir yudum alıp isabelle'e döndüm. "Söyle bakalım, birisi var mı? "Dedim ona göz kırparak.
İsabelle tam ağzını açıp bir şey diyecekti ki yanımıza dark Vader maskeli bir çocuk geldi."İsabelle şey böldüysem-" İsabelle ona doğru gülümseyip maskesini çıkardı. Soluk tenli fakat tatlı bir çocuk vardı.
İsabelle çocuğun dudaklarına kısa bir öpücük kondurdu."Bu simon magnus. Benim küçük sevgilim." Diye onu kucakladı. Simon anında kızardı.
İsabelle'in aksine çok utangaç bir çocuğa benziyordu. Fakat yakışıyorlardı."Ben magnus." Diyerek simon'a elimi uzattım. Simon hemen elimi sıktı.
Ragnor ise bize anlamaz gözlerle bakıyordu.O insanlar ile pek iletişim kurmayan yeşil maymunlara benziyordu.
"Bende lewis. Y-yani simon lewis." Diyerek elimi sıkıca sıktı.
Elimi yavaşça çektim. Garip bir çocuktu. Ve şehirde yaşıyor olmalıydı.
Isabelle gibi bir modelin şehirli bir çocukla çıkması inanılmazdı." Evet simon şimdi git içerde max ile oyna yakında abim gelir." Dedi izzy.
Simon asker selamı vererek bizden dans ederek uzaklaştı. Ben ise isabelle'in bir abisinin olmasına şaşırmıştım."Senin abin mi var?"dedim şaşkınca.
İsabelle gülümsedi." Evet gözlerden uzak biri fakat arkadaşları arasında cidden eğlenceli biridir. Çok sıcak kanlıdır.Eminim senle iyi anlaşır." Dedi isabelle. Bu sırada yanıma döndüm fakat ragnor yoktu.
Sanırım onu biraz gözden kaçırmıştım. Bu sırada kapılardan gelen kameraların flaş patlama sesleri kulaklarıma doldu.
İsabelle kapıya doğru döndü. Adam kapıyı sertçe kapayıp kapıyı tutmaya başladı. Saçı dağılmış, kravatı sırtından sarkan, buruşmuş bir takım elbisesi olan siyah saçlı biri vardı.
"Alec!" Diye bağırdı isabelle. Alec?
İsabelle'in arkasından yavaşça ilerledim."Tanrım sanırım bir gün maske alman gerekecek." Dedi isabelle gülerek.
Alec adındaki çocuk üstünü söylenerek silkeledi." Bir daha beni bir partiye çağırdığında gelip, gelmemek için iki kere düşüneceğim." Dedi alec adındaki adam.
Alec adındaki adamı baştan aşağıya süzdüm. Onu daha önce görmemiştim.
"Zaten seni buraya zorla getirttim." Dedi isabelle kollarını göğsünde birleştirerek."Magnus bu Alec. Kendisi abim oluyor. " dedi isabelle.
Onu baştan aşağıya süzdüm Karanlık olduğundan onu tam olarak inceleyememiştim." Ben magnus bane. Asmodeus bane'nin ilk ve tek çocuğuyum." Diye gururla elimi uzattım.( şuraya bir tek' müstakbel kocan oluyorum' demediğin kaldı magnus dndjdj)
Alec beni baştan aşağıya süzdü. Sanki üstümde bir bomba varmış ve aranıyormuşum gibi hissetmiştim.
"Ne güzel." Diye bana yapmacık bir şekilde gülümsedi."Fakat ne yazık ki zamanımı daha önemli insanlara harcamam gerekiyor." Dedi soğukça.
Baya baya sıcak kanlıymış.
" Jace nerde?" Dedi Alec
İsabelle'e bakarak. "Muhtemelen bardadır." Dedi isabelle.
Alec zaman kaybetmeden ortamızı yararak bizden uzaklaştı."Abin şirketlerde çalışan soğuk, çalışkan ve mutsuz patronlara benziyor." Dedim onun gidişini izlerken.
Isabelle kaşlarını çattı." Efendim?"
"Hiç. Ben ragnoru bulsam iyi olur." Diyerek.Alec adındaki çocuğu takip ettim.
Niye böyle bir acelesi vardı merak ediyordum sadece.Benden daha önemli ne olabilirdi ki zaten? "Magnus-" dedi ragnor ben onun yanından geçerken.
"Merhaba ragnor." Diyerek Alec denilen çocuğu izlemeye devam etmeye çalışsamda onu kaybetmiştim.
Bir süre sonra Alec denilen çocuğu sarışın bir çocukla konuşurken buldum.
Ciddi bir şey konuşuyorlar gibiydi. Belki de sevgilisiydi?
Arkamı dönüp gittim.
Belkide özel bir şey konuşuyorlardı? Bu beni ilgilendirmezdi.
Ama çok yanlızdım ve kimse nasıl olsa benle konuşmak istemiyordu."Magnus konuşmamız gerekiyor-" dedi önüme çıkan ragnor.
Parmağımı onun dudaklarına bastırdım." Şuan olmaz ragnor. Şuan ben çok yanlızım." Diyerek onu itip onlara doğru ilerledim.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro