Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

*9*


Bölümleri gece mi atayım gündüz mü? Ne zaman daha rahat okuyabilirsiniz?

Bölüm Şarkısı: İkiye On Kala- İyi ve Güzel Kadınlar Hep Ağlar

×××

"Kızım, sen mi geldin?" Merdivenlere hızla yönelmiştim ama annemin sesiyle duraksadım. Okuldan sonra iki saat dershanede kalmıştım. Aslında bir saat daha kalmam gerekiyordu ama çok yorgundum. Gün boyu derse girmiştim. Ders aralarında da dershaneden verilen yaklaşık 15 test olan fizik ödevimi yapmaya çalıştığım için kalkıp bir yemek bile alamamıştım. Sabah annemin zorla yedirmeye çalıştığı şeyleri yeseydim böyle olmayabilirdi.

Eğer dershanede bir saat daha kalsaydım bayılmam an meselesiydi. Bu yüzde Nadi amcayı arayıp beni almasını istemiştim. Muhtemelen babamdan azar işitecektim ama insanların önünde kötü gözükmek istemiyordum. Sanırım, babama benzemeye başlıyordum. İnsanların önünde güçsüz olmak istemiyordum ama böyle olmam benim suçum değildi. Sürekli bana güçlü, ezilmez, mükemmel ve dik başlı biri olmam söyleniyordu. Uymak istemesem de sanırım bir süre sonra bana dayatılan şeyleri yapmaya başlıyordum.

"Yakut?" Merdivenlerin başındayken geri dönüp anneme baktım. "Hoş geldin kızım. Erken geldin sanki?" diye sordu tereddütle. Bu yüzden babamın sorun yaratacağını biliyordu ve korkuyordu.

Başımı salladım. Birbirine yapışan dudaklarımı ıslattım. "Evet, çok yorgundum." Annem bir iki adımda yanıma gelip yanaklarımı avuçladı. "Yüzün beyazlamış. İyi misin kızım?"

Başımı tekrar salladım. "Evet, iyiyim. Sadece biraz açım, ondandır." Annem zorla sırtımdaki ağır çantayı çıkarttırıp yere fırlattı. Kolumdan tutup mutfağa sürükledi. "Yemek yemedin mi okulda? Ah kızım, neden böyle yapıyorsun kendine? Saat altıyı geçiyor ve sen en son dün öğlende yemek yedin. Nasıl ayakta duruyorsun?"

Güldüm. "Ben kendime bir şey yapmıyorum. O yapıyor."

Mutfağa girdikten sonra annem masaya oturtturdu beni. Gerçekten midem bomboş olduğu için yapıştığını hissediyordum. Başım dönüyor ve midem bulanıyordu. Annem, yemek hazırlamak için giderken masadaki suya uzandım ve bir bardak içip kuruyan ağzımı nemlendirdim.

Bomboş olan midem içtiğim suyu zar zor kabul ettikten sonra ağzıma iğrenç bir safra göndermişti. Elimi hızla kapatıp ayağa kalktım ve banyoya doğru koştum. Lavabonun önüne geldikten sonra elimi ağzımdan çektim ve ağımdaki sıvıyı kustum. Sadece iğrenç bir sıvı kusabilmek midemi daha da bulandırmıştı.

Ağzımı çalkaladıktan sonra elimi ve yüzümü yıkadım. Aynaya bakınca karşımda gördüğüm kişiye inanamadım. Bu ben miydim? Yüzüm beyazlamıştı ve onun bana hitap ettiği gibi kızıl olan saçlarım kabarmıştı. Onu düşününce içimde anlandıramadım bir özlem oluşmuştu. En son üç gün önce bana söylediği şeyler beni utandırınca engellemiştim. Bir daha ondan haber alamamıştım.

"Yakut!"

Babamın sert sesiyle irkildim ve banyodan çıktım. Saklanmaya gerek yoktu. Nasılsa azarımı işitecektim. Hiç değilse bir an önce olsun ve bitsindi.

Babamla karşılaşınca içimde kabarmaya başlayan korku duygusuna engel olmaya çalıştım ama nafileydi. Korkuyordum. Çok sinirliydi, yapabileceklerinden korkuyordum.

Kolumu sertçe sıktı. "Ne işin var evde? Neden dershane müdürün beni arayıp son derse kalmadığını söyledi! Cevap ver!" Nasıl bir halde olduğumu görmeyecek kadar ilgilenmiyordu benimle.

Canımın acısıyla yüzümü buruşturdum. Sesimin titemesine engel olamadan konuştum. "Baba, çok yorgundum. Midem bulan-"

"Kes zırvalamayı! Böyle yorgunum, midem bulanıyor gibi bahanelerle kaytaramazsın! Sadece senin okulunda bile seni geçen biri var! Kim bilir başka okullarda kaç tane rakibin vardır! Onlarla böyle mi yarışacaksın!"

Konuşmaya halim kalmamıştı. Dişlerimi sıktım ve gözyaşlarımın akmasına izin vermedim. Bir daha karşısında ağlamayacaktım.

"Güven! Ne yapıyorsun! Bırak kızımı!"

En sonunda annemin babamı geri çekmesiyle kolum özgürlüğüne kavuşmuştu. Annem babamı sakinleştirmeye çalışırken mutfağa girdim. Yemek yemem gerekiyordu.

Mutfakta benim için kurulmuş olan masaya oturdum ve kendimi zorlayıp beni ayakta tutabilecek kadar yemek yedim. Daha sonra odama çıkıp kapıyı kilitledim. Kendimi yatağa attım ve deminden beri akıtmamak için kendimle savaş verdiğim yaşlarımı serbest bıraktım. Bir süre ağladım.

Artık gözlerimde yaş kalmayınca gözlerimi kurulayıp doğruldum. Sanırım, birinin benimle ilgilenmesine ve sevildiğinmi hissetmeye ihtiyacım vardı. Düşünmeden telefonumu alıp whatsApp'tan üç gün önce attığım engeli kaldırdım. Ne bir profil fotoğrafı vardı ne de ismini biliyordum. Tek bildiğim aynı okulda olduğumuzdu.

Son görülmesi iki saat önceydi. Son görülmesinin üstünde yazılı duran numarayı sevmemiştim. Ona, onu ne diye kaydetmem gerektiğini sormakla başlayabilirdim.

×××

Yakut: İsmin ne? Seni ne diye kaydetmeliyim?

053***: Hey, gerçek misin?

Yakut: Sence?

053****: Terslediğine göre gerçeksin?

053****: İnanamıyorum

Yakut: Soruma cevap ver, istersen sonra inanamayabilirsin.

053****: Ne sorusu? Akıl mı kaldı? Bırakmadın.

Yakut: Cevabın için son üç saniye...

Yakut: 3...

Yakut: 2...

053****: Tamam, dur

053****: Gezegen diye kaydet.

Yakut: İsmin Gezegen mi?

053****: Hayır. Ben sadece senin Gezegenin olmak istiyorum.

053****: Dev bir Gezegenin olmak...

053****: Tüm istediğin şeyleri, istediğin hayatı orda yaşayabileceğin dev bir gezegen olmak istiyorum

053****: Senin hayalin olmak, hayallerini gerçek yapmak istiyorum o gezegende.

053****: Rengini sen seç

Yakut: Hmm, mavi olsun. Bulutlar gibi

Yakut: Ya da yeşil olsun, doğa gibi.

Yakut: Of hayır ya, siyah olsun. Ya da sarı

053****: Ya da senin gibi kızıl?

Yakut: Evet, kızıl da olsun. Sarı da pembe de. Mor ve turkuaz da olsun ama. Hatta turuncu bile

Yakut: Rengarenk olsun.

Yakut: Bulut şeklinde rengarenk dev bir Gezegenim olsun. Dediğin gibi; o, sen ol.

053****: Senin bulut şeklinde rengarenk dev bir Gezegenin olmak güzel bir duyguymuş

053****: Senin Gezegenin

Yakut: Sana şimdiye kadar kötü davrandığım için özür dilerim Gezegen.

Yakut: Hayatıma dokunmana izin veriyorum

Yakut: Hayallerimi gerçek yapıp yapmaman umrumda değil

Yakut: Sadece... artık hayatımda ol.

Gezegen: Senin hayatında, sana hayat olacağım

Gezegen: Söz.

Gezegen: Bulut şeklinde rengarenk dev gezegen sözü.

Gezegen: *Ses 3:12*

×××

Tam çıkacakken gelen mesaj sesiyle durdum. Bir ses atmıştı. Onu açtım ve güzel bir melodi odayı doldurdu. Sesini biraz açıp telefonu kulağıma dayadım ve şarkının sözlerini anlamaya çalıştım.

Bildiği gibi değilmiş buralar, o her şeyi mor severmiş
Kim girse hayatına "seni seviyorum" der ve gidermiş
Kalbi kırılmış bir kadın, belki de saçları ondan kısaymış
Konuşulacak şeyler varmış daha, ama avazı çoktan çıkmış

İşte bu yüzden leş gibidir buralar,
İyi ve güzel kadınlar hep ağlar
Zor be kadın ama sen dur bakalım,
Yakında yeni bir gezegen bulunur nasıl olsa

Şarkı devam ederken telefonu kulağımdan çektim ve gülümsedim. Şimdi anlamıştım. Ben, kalbi kırık bir kızdım; o ise o kalbi tamir etmek için uğraşan bir gezegendi.

××××

Gezegenimiz bu kalbi tamir edebilecek mi sizce?

Yıldıza basmayı unutmayın. Sizi seviyorum.💜

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro