*63*
×××
Ellerim titredi o an babamı karşımda görünce. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Tek bildiğim artık bazı şeyleri saklamamam gerektiğiydi. Ama korkuyordum babamın tepkisinden. Hastaneden çıktığından beri gözle görülür şekilde değişmişti ama sevgilim olduğunu duyduğunda her şey geriye dönebilirdi. Eski halimize dönersek belki okuldan bile alabilirdi. Ve ben Taylan'a öyle alışmıştım ki onsuz ne yapabilirdim, bilmiyordum.
Babam bir iki adımla önümüze geldiğinde Taylan'ın yanımda gerildiğini hissediyordum. Şu an neden daha önce anlatmadığımızı sorguladığına emindim.
Babam, derin bir nefes aldı ve gözlerini kapattı. Bir eli burun kemerindeyken diğeri cebindeydi. Kendini sakinleştirmeye çalıştığının farkındaydım. Elini burnunun üstünden çektikten sonra gözlerini açıp bize baktı. "İçeri girin." dedi düz bir ifadeyle. Kızmış mıydı?
Babam önden eve doğru ilerlerken Taylan'a döndüm. "Bence sen kaç." dedim sessizce. Kaşlarını çattı. "Saçmalama. Her şeyi anlatacağım tabi ki."
Ellerimi olumsuzca salladım ve ilerlemesin diye kollarına koydum. "Sen git, ben babamla konuşurum. Seni üzmesini istemiyorum." Ofladı ve ellerimi kolundan indirip bir elimi tuttu. Babamın arkasından beni eve doğru çekerken homurdandı. "Gitmiyorum."
Babam aniden arkasını döndüğünde gözleri direkt ellerimize odaklandı. Zorlukla elimi Taylan'dan kopardım.
Annem kapıda şaşkın bir ifadeyle bize bakıyordu. Kapıyı aralayıp geçmemize izin verdi. Bana kaş göz oynatıp neler olduğunu soruyordu. Bir şey söylemedim. Zaten birazdan öğrenirdi.
Babam salondaki koltuklardan birine gergince oturdu. Biz de suç işlemiş çocuklar gibi ayakta dikiliyorduk. Annem, babamın yanına oturup omzuna dokundu. "Güven, iyi misin?"
Babam başını salladı. "Bilmiyorum."
Annem gülümseyerek bize döndü. "Otursanıza çocuklar, niye dikiliyorsunuz? Sofra hazırdı, beraber yemek yeriz birazdan."
Kimse annemi duymamış gibiydi, kıpırdamıyorduk. Babam ayağa kalktı. Önümüzde, daha çok Taylan'ın önünde durdu. "Dışardaki haliniz neydi öyle? Gerçekten arkadaş olduğunuzu mu söyleyeceksiniz hâlâ?"
Taylan, boğazını temizledi. Söyleyecekti, çünkü artık bu durum onun da hoşuna gitmiyordu. Ama babamın Taylan'dan değil de benden duymasını istiyordum. Elimi uzatıp Taylan'ın elini tuttum cesaret almak ister gibi. "Biz sevgiliyiz." dedim hızlıca. Taylan bana döndü ve dudaklarının kenarı hafifçe kıvrıldı. Onun da hoşuna gitmişti. Elimi sıktı.
Babam, ağzının içinde bir şeyler homurdandı. Anneme döndü. "Sen de biliyordun değil mi?"
Annem bakışlarını kaçırdı. "Tabii ki biliyordun." diye mırıldandı babam. Ne olacağını kestiremiyordum.
Bakışları ellerimizde durdu. İşaret parmağıyla ellerimizi işaret etti. "Ayır şu elleri."
Hızlıca elimi çekmeye çalışırken Taylan sıkıca elimi tuttu ve ellerimizi kenetledi. "Kızınızı uzun zamandır seviyorum ve bir an bile pişman olmadım."
"Tamam, anladık onu! Çekin şu ellerinizi!" Son anda elimi Taylan'dan kurtardım. Babam arkasına döndüğünde Taylan'a baktım. "Sinirlendirmeye mi çalışıyorsun daha çok?" diye sordum fısıldayarak.
"Hayır, sana aşık olduğumu anlasın istiyorum."
"Susun!" Babamın uyarısıyla gözlerimi Taylan'dan çektim.
"Ne zamandır?"
"Senenin başında, onu ilk gördüğüm andan beri bir şeyler hissetmiştim. Gülüşü-"
Babam elini havaya kaldırıp Taylan'ı susturdu. "Tamam kes! Detay verme!"
Annem babamı koltuğa oturtturdu. "Güven, sakin ol. Çocuklar kötü bir şey yapmamışlar. Sevmişler sadece."
"Adı üstünde çocuk İnci! Daha kaç yaşındalar, ne aşkı?"
Annem gülümseyerek babamın elini tuttu. "Biz aşık olduğumuzda kaç yaşındaydık sanki?"
Babam gergince kravatını gevşetti. "Aynı şey değil."
Babamın yanına gidip oturdum. "Bir şey demeyecek misin?"
Babam sinirlice Taylan'a baktı. "Gitsin bu evden."
Derin bir nefes verdim. "Baba, yapma böyle. Taylan kötü bir insan değil. Hem, ben de seviyorum ve bana iyi geliyor."
Babam beni duymamış gibi yapıp kravatını koltuğa attıktan sonra aynı cümleyi tekrarladı. " Gitsin burdan. Hazmedemiyorum." Babam mutfağın yanındaki banyoya giderken annem de peşinden gitti.
Asık bir yüzle koltuktan kalktım. "Gitsen iyi olacak sanırım."
Hafifçe gülümsedi ve beni kollarının arasına aldı. "Tahmin ettiğin gibi olmadı değil mi?" Başımı salladım. "Evet, oldukça sakindi ama fırtına önceki sessizlik de olabilir."
Güldü. "Hayır, baban zaten bunu tahmin ediyormuş önceden bence. Çünkü bana karşı hep şüpheliydi. Sürpriz olmadı. Sadece dediği gibi hazmedemedi. Bir iki güne anlayışla karşılar."
Ondan ayrılıp omzuma astığım kameraya baktım. "Sürprizin de beklediğin gibi sonuçlanmadı. Özür dilerim. Ve tekrar teşekkür ederim."
Yanaklarımı sıktı gülerek. "Kafana takma, babanın da üstüne gitme. Kız babası olduğu için atlatması biraz uzun sürebilir. Ona zaman ver. Ben de artık gideyim. Tekrar babana görünüp sinirlendirmeyelim."
Başımı salladım. Alnıma ufak bir öpücük kondurdu. "Seni sevdiğimi sakın unutma."
"Ben de seni seviyorum."
Son defa bana bakıp kapıya doğru ilerledi. Duraksayıp arkasına döndü. "İşler kötüye giderse hemen beni ara. Atlar gelirim."
Başımı salladım. "Tamam."
Taylan gittikten birkaç dakika sonra banyonun kapısı açıldı ve babam önden annem de arkasından çıktı. "Baba..." dedim onunla konuşmak için. Ama babam beni duymadan anneme döndü. "Üstümü değiştirip geliyorum."
Önümden geçip merdivenlere çıktı ve kısa süre sonra gözden kayboldu. Annem kolumdan tutup beni koltuğa çekti. "Ne yapıyordunuz da baban sizi gördü ve delirdi?"
Ofladım. "Bir şey yapmıyorduk, sadece Taylan'ı öperken gördü."
Kaşlarını çattı. "Daha ne yapacaksın zaten?" Bir iki saniye duraksadı. "Dudaktan mı?"
Yüzüme ateş basarken yanaklarımı tuttum. "Hayır anne ya! Yanaktan tabi ki." Bilmiş bir edayla arkasına yaslandı. "Bugün yanaktan öpen yarın du-"
"Anne!" diyerek sesimi yükselttim ve koltuktan kalkıp odama çıktım. Mesaj vardı. Taylan'ın mesajını açtım.
Gezegen: İyi misin? Bir şey dedi mi baban?
Yakut: Hayır, benimle konuşmadan odasına çıktı.
Gezegen: Benim gibi harika birini damat adayı olarak kabul etmekte zorlanmış olabilir, anlıyorum
Yakut: Kesin öyledir
Yakut: Bir daha o çocukla görüşmeyeceksin derse görürüm seni ben
Gezegen: Demez ya!
Gezegen: Der mi ki?
Gezegen: Yakut?
Yakut: Bilemem artık
Yakut, çevrimdışı
Gezegen: Nereye Yakut ya! Gel buraya
Gezegen: Ne yapayım, izin vermezse kaçırırım ben de seni.
Gezegen: Verir değil mi ya?
Gezegen: Yakuuut Güzeliim
Gezegen: Sen de git :( öyle olsun
Gezegen: Tüm cefayı Taylan çeksin zaten
Gezegen: Taylan kim ki?
Gezegen: OF!!
Gezegen çevrimdışı
×××
@taylanekiz Umutsuz yarınlar. (Bir haltlar yemişimdir.)
962 kişi beğendi.
Yorumlar kapalı.
×××
@yakutdegirmenci Yarınlarda seni sevmek var.❤
397 kişi beğendi.
@taylanekiz Öyleyse, yarınlar bizim.❤
×××
@tunçortaç Birden geldin aklıma.❤@miraygoker
1342 kişi beğendi.
@miraygoker ❤
×××
@miraygoker Yakıverdin ışıkları.❤ @tunçortaç
659 kişi beğendi.
@tunçortaç ❤
×××
Üzgünüm ama 65. bölüm Final. :(
Bölüm nasıldı?
Yıldızı parlatmayı unutmayın. 💛
Sizi seviyorum.💜
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro