Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

*61*

@yakutdegirmenci 💚

314 kişi beğendi.


@taylanekiz: Bir karede iki kedi❤

@yakutdegirmenci ❤ @taylanekiz

@tunçortaç: Kankim kedi senden korkmuş sanki? @yakutdegirmenci

@yakutdegirmenci: Kedi sana bakıyordu o sırada Tunç. @tunçortaç

@mirakgoker: Çok tatlısınızzz😍😍

@yakutdegirmenci: 😍 @miraygoker

×××

@taylanekiz 🖤

916 kişi beğendi.

@yakutdegirmenci: Bir karede iki yakışıklı🖤

@taylanekiz: 🖤 @yakutdegirmenci

@tunçortaç: Bu ne benzer pozlar vermeler yiğidim?
@taylanekiz: Tunç, kes.

@cengiz_han: Yoldaki her köpekle fotoğraf çekiniyorsun. Liyan kıskanacak.

@ezgihelin: Pişşt yakışıklı.

×××

Hayaller güzeldi. Özellikle gerçekleştirmek için can atanın varsa... Çoğu zaman hayal kurmaktan kaçar olmuştum, gerçekleşmeyecek diye. Aslında, gerçekleşmeyeceğinden emin olmamın tek nedeni vardı: korkaktım. Hayallerimi gerçekleştirmek için savaşamayacak kadar korkak ve cesaretsizdim. Bu yüzden şimdiye kadar bana dayatılan her şeyi kabul etmiştim. Birazcık bile cesaretim olsaydı her şeye rağmen çizmekten vazgeçmez, bunun için çabalardım. Ama yoktu; ben, bana denileni yapmaya mecbur bir köleydim.

Ta ki Taylan hayatıma izinsizce girip tüm dengelerimi yıkana kadar. Hayatımın altı üstüne gelmişti. Ama hayatımın altının üstünden daha güzel olduğunu o zaman fark etmiştim. Bu yüzden korkusuzca hayal kurabiliyordum, çünkü artık cesaretim vardı. Yalnış olsa da kendi doğrularım için savaşacak gücüm vardı. Taylan vardı en önemlisi: en güzel güç kaynağım. Bulut şeklinde, rengarenk, Dev Gezen'im... Onun hayatıma girmediği bir hayat düşünemiyordum. O olmasaydı her zaman bir köle olarak kalacaktım, kendi hayatımı köşeden izleyen bir seyirci olacaktım. O, iyi ki vardı.

Artık tüm hayallerimde, bana hayal kurmayı öğreten adamın olduğu gibi tüm gerçeklerimde de vardı hayalleri gerçek yapmasını bilen adam.

Mesela bu sabah bir hayal kurmuştum. Öğle tenefüsünde bana aldığı boya takımları ve resim defteriyle birlikte iki senenin ardından çizmeye çalışacaktım. Ve bu hayalimi gerçeğe dönüştürmek için gereken zil çaldı. Zil çalar almaz ayağa kalktım. Lafını bile bitirmeyen Sevil Hoca sözüne devam ederken kaşlarını çatarak bana bakıyordu. Dudaklarımı dişleyip geri oturdum. Heyecanımı dizginlemem gerekiyordu sanırım.

Sevil Hoca son sözlerini de tamamladıktan sonra gülümseyerek kapıyı gösterdi. "Ders bitmiştir, çıkabilirsiniz."

Resim defterimle birlikte ayağa kalktım. Sevil hocaya görünmeden hızlıca sınıftan çıkmak şimdilik tek umudumken umutlarım bana seslenmesiyle yıkıldı. "Yakut?"

Derin bir nefes verip Sevil hocaya döndüm. Heyecanımı soracaktı, anlatmaktan çekinecektim ama düşününce bilmeye hakkı vardı. Çünkü bana zor günlerimde destek çıkan tek öğretmen diyebilirdim. Gülümsedim. "Efendim Hocam?"

Yüzümü inceledi. "Derste pek heyecanlıydın, öyle ki dersi bile dinlediğinden şüpheliyim. Zil çalar çalmaz da hareketlendin, ne bu heyecan?"

Gerginlikle defteri biraz sıktım. "Öğle molasında çizim yapacaktım da..."

Yüzü aydınlandı. "Cidden mi? Senin çizimlerini çok önceden görmüştüm, harikaydı. Çizime geri dönmene sevindim." Gülen yüzümü inceledi. "Tek başına mı yapacaksın?"

Yüzünde, uzun zamandır sormak istediği şeyin cevabını alacak olmanın heyecanını seziyordum. Çünkü bizi bu aralar sık sık Taylan ile görüyordu. Önceden imasını bile yapmıştı. Böyle şeyleri bir öğretmenle konuşmak ne kadar doğruydu bilmiyorum ama Sevil hoca bir öğretmenden fazlasıydı benim için. Onun için de bir öğrenciden fazla olduğumu zannediyordum.

Boğazımı temizledim. "Hayır, Taylan ile birlikte." Gülümsemesi büyüdü. Kolumdan tutup sınıfın dışına çıkarttı. "Hocam, nereye gidiyoruz?" desem de bana cevap vermedi. Öğrencilerin garip bakışları altında çok gerilmiştim. Kim bilir kafalarından ne kuruyorlardı yine.

Sevil hoca, bizim katta bulunan laboratuvarın kapısını açtıktan sonra beni içeri çekip kapıyı kapattı. Ne olduğunu soramadan kendimi onun kollarında buldum. Şaşkınlıkla ilkte bir şey yapamasam da sonra defterimi tutmaya çalışarak ben de kollarımı ona doladım. Saçlarımı okşarken sesi boş laboratuvarda yankılandı. "Bu mutluluğun... beni o kadar mutlu ediyor ki, anlatamam." Çizime geri dönmüşsün!"

Geri çekilip bana baktı. Elleri hala kollarımdaydı. "Çizime geri dönmen ne demek biliyor musun? Savaşmayı kabul etmen demek. Yeniden var olmak demek."

Gülümsedim. "Ben, birkaç hafta önce yeniden doğdum zaten. Sadece yeni yeni fark ediyorum."

"Taylan... onun sayesinde değil mi? Sizi öğretmenler odasının önünde ilk gördüğüm günden beri umutluydum. Sana umutlarını ve hayallerini verecekti, emindim."

Başımı hafifçe öne eğdim. Taylan hakkında konuşmak utandırıyordu beni. "Taylan... o çok özel biri. Bana gerçekten de iyi geliyor."

Çenemi tutup kaldırdı. "Özel derken, arkadaş olarak özel mi? Yoksa özel manada özel mi?"

Dudaklarımı birbirine bastırdım. Yanaklarım yanıyordu. "Özel manada özel."

Yanaklarımı öptü. "Taylan çok iyi biri, sen de öyle. İnşallah hep mutlu olursunuz. Kavga edebilirsiniz, birbirinize kızabilirsiniz ama birbirinize karşı saygınızı hep koruyun ve inancınızı kaybetmeyin."

"Ben, ona hep inanıyorum zaten."

Laboratuvarın kapısı açıldı. Taylan, her endişelendiği zaman büründüğü kimliğine bürünmüştü. Kaşları çatıktı ve huysuzca bakıyordu. Beni gördükten sonra bakışları dinginleşti. Kapıyı kapattı. Bu arada Sevil hoca ellerini kolumdan çekmiş ve bize izin verir gibi bir adım geriye çekilmişti.

"Her yerde seni aradım Kızıl. Telefonuna neden bakmıyorsun?" Taylan, tam önümde dikilmiş gözlerini tam gözlerime kenetlemişti. O böyle bakınca içim gidiyordu ama...

"Biz-" Başım Taylan'ın göğsüne değince ne diyeceğimi unutmuştum. Kollarıyla omuzlarımı sarıp beni kendine çekmişti. Başı saçlarıma gömülmüştü. "Özledim." dedi kısık bir sesle. Nefesi boynuma vuruyordu.  Sevil hoca duymuş muydu bilmiyorum ama şuan görmesi bile yeterliydi. Kollarında kıpırdandım. "Taylan, Sevil hoca burda." Birkaç saniye süren aydınlanma zamanından sonra beni bırakıp arkasını döndü. "Hocam?" dedi şaşkınlıkla. İkimiz arasında gözleri mekik dokudu. "Siz, ne yapıyordunuz burda?"

Sevil hoca gülümseyerek Taylan'ın omzuna vurdu hafifçe. "Seni çekiştirdik. Bu arada, hayırlı olsun." İşaret parmağıyla beni gösterdi. "Bu kızı üzecek bir şey yaparsan sana karşı olan tüm kredilerimi tüketirsin. Ona göre."

Gülümsedi. "Öyle bir şey yapmayacağını umuyorum." Taylan da olayı anlamış gibi kısa bir bakışla bana baktıktan sonra hocaya döndü. "Yapmayacağıma emin olabilirsiniz."

"Güzel, o zaman çıkalım burdan. Sizi yalnız bırakmak isterdim ama şimdi öğretmen kimliğime bürünmem gerekiyor. Ayrıca, saçma söylentiler yayılsın istemem, bu yüzden beraber çıkalım."

Başımızı salladık. En önde ben, arkamdan Taylan ve en arkada da Sevil Hoca, kapıdan çıktık. O, öğretmenler odasına yönelirken biz de bahçeye çıktık.

Gülümseyerek Taylan'a döndüm. Elimdeki defteri gösterdim. "Çizim yapacağımız için heyecanlıyım. "

Saçlarımı karıştırdı. "Ben de öyle. Evde deneme yaptın mı biraz?"

Başımı olumsuzca salladım. "İlk defa senin yanında denemek istedim. Hayalime giden yolun başında ve her adımında şahidim ol istedim."

Adımları durmuş ve gözlerimin içine bakıyordu. Ağzının içinden homurdandıktan sonra hızlı adımlarla arka bahçedeki bir banka oturdu. "Ne vardı şu an okulda olmasaydık?"

Gülerek yanına oturdum. Defteri masaya bıraktıktan sonra ona döndüm. "Niye ki? Nerde olmak isterdin?"

Bana döndü. "Yer fark etmez, seninle olabileceğim okul hariç her yerde olabilirdik."

Kaşlarımı çattım. "Neden?"

Derin bir nefes verdi. "Öyle tatlı tatlı konuşunca seni öpmek istiyorum çünkü. Okul bunun için çok müsait değil." Anında aklıma parktaki öpücüğümüz geldi. Sanki o andaki hislerimi şu anda da hissediyordum. Utanarak önüme döndüm. "Çizim, çizim yapalım."

Kısık gülüşünü alıp saklamak istedim. İstediğim her an her dakika bakıp iç çekmek istedim ama utandığımdan dönüp bakamadım bile.

Resim defterimi açıp orta kalınlıkta olan resim kalemimi çektim. "Seni çizeyim mi ilk?"

Güldü. "O kadar muhteşem şeyleri çizebiliyor musun sen ya?" Omzuna vurdum hafifçe. "Abartma istersen, alt tarafı yakışıklısın, boyun posun kasın var. Karizmatiksin ve güzel gülüyorsun. Daha muhteşemlerini gördüm."

Tövbe, valla tövbe.

Taylan da 'daha muhteşemleri' kısmına çok inanmamış olmalı ki oraya takılmamıştı. "Güzel mi gülüyorum gerçekten?"

Gözlerini gözlerime kenetledim. "Hıhı." deyip onu onayladım. "Güzel gülüyorsun, çok güzel. Gülerkenki ses tonunu saklamak, görüntünü hafızama kazımak istiyorum. O kadar kendine has ki bu, şimdiye kadar kimsenin gülüşüne karşı böyle şeyler hissetmemiştim."

Yutkundu sertçe. "Güleyim mi o zaman hep?"

Başımı salladım. "Gül, hep. Herkes gülüşüne normal bir şeymiş gibi baksın ama bir tek bakarken benim içim gitsin, bir tek benim kalbime dokunsun gülüşün. Tek ben böyle hissedeyim. Konu sen olunca benim bencilliğim de seninkinin altında kalamıyor."

Yavaşça yaklaştı. "O ne güzel bencillik öyle..." Şimdi nefesi dudaklarımdaydı. Yine aynı şeyler oluyordu, o gece parktaki gibi.

Biraz daha yaklaştık, alınlarımız birbirine yaslandı. Gözlerimiz kapandı. Ama bundan sonra ne o yaklaştı ne de ben bir adım daha attım. Nefeslerimizi dinledik. Aradaki o tutkuyu sonuna kadar hissettim.

İlk konuşan Taylan oldu. "Şu an, bu şey, o kadar yoğun ki..."

Kesik bir nefes aldım. "Şu an o kadar güzeliz ki..."

×××

Kısa bir süre yoktum. Size bayram hediyesi verebilmek için geri döndüm. Kurban Bayramı'mız hepimize mübarek olsun!❤

Birkaç gün daha buralarda olamayacağım. Tercihlerimle uğraşıyorum hâlâ. Hep söylerlerdi inanmazdım ama sınava çalışmanın stresi, tercih ve puan stresinden daha kolaymış. Bu sene üniversiteye girecek olanlarınız varsa da her şey gönlünüze göre olsun diyorum. İstemediğiniz ya da size uygun olacağını düşünmediğiniz meslek ve şehirler varsa sırf kazanmak için yazmayın. Gerçekten neyi yapabilirseniz ve hangi şehirde yaşayabilirseniz oraları yazın. Gittiğiniz yerde mutsuz olmaktansa bir sene daha hazırlanmayı seçin. Bir sene sonra üniversiteye girmek hayatınızın diğer bölümlerini etkileyeceğinden dolayı asla bir kayıp değildir. Bunu unutmayın!

Bölümler gecikeceği zaman bunu panomdan paylaşıyorum. Size bildirim gelmesini ve haberdar olmak istiyorsanız hesabımı takibe alın.

Bir de en son iki bölüm önce 30K olduğumuzu duyurmuştum şimdi ise 80K'yız! Buraya kadar benimle gelen herkese kucak dolusu öpücükler ve sevgiler!❤

Yıldızı parlatmayı unutmayın!💛

Sizi seviyorum.💜💜

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro