Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

*59*

Ben geldiim! İyi okumalar❤

Bu arada 30K olmuşuz❤

×××

Hala ellerim titriyordu. Hava soğuk olsa da şu an sımsıcak hissediyordum. Taylan eğildi ve beni yavaşça yere bıraktı. Sonra ikimizi de banka oturtturdu. İkimiz de az önce yaşananlardan dolayı heyecanlıydık. Aslında öpüşme denemezdi, sadece dudaklarımız çok da uzun olmayan bir süre birbirine değmişti. Ama bu bile benim için çok fazlaydı ve anladığım kadarıyla Taylan için de öyleydi.

Heyecanım yatıştıktan sonra Taylan'a döndüm. "Hadi anlat."

Kafasını salladı. "Hmm, nerden başlasam? Böyle aklıma gelmiyor. Ne bilmek istiyorsan sen sor."

"Tamam... bana yazmaya nasıl karar verdin?"

Gülümsedi. İyice bana döndü ve kolunu bankın sırtına yasladı. "Biliyorsun, bu okula bu sene yeni gelmiştim. Bu yüzden pek de arkadaşım yoktu. Aslında ilk hafta tanışmak isteyenler oldu ama hiçbiri samimi gelmiyordu. Ya da önceki okulumdaki arkadaşlarımın samimiyetini kimsede bulamıyordum."

"Yarın buluşmaya gideceğimiz arkadaşların mı?"

"Evet, onlar. Bu yüzden bir tek sıra arkadaşım olan Cüneyt ile aralarda konuşuyorduk. Uyku düzenim çok düzenliydi o zamanlar, önceden kalan bir alışkanlık. Saat altıda alarmım çalmasa bile uyanıyordum. Erken kalktığım için evde sıkılıp okula da erken gelirdim çoğu zaman. O gün yine erken kalkıp okula geldiğim bir gündü. Koridorda yürüyüp sınıfıma geçtiğim gibi sırada biraz kestirmeyi planlıyordum. Koridorda yürürken bir ses duydum, ağlama sesi. Bir kızdı. Önce önemsemedim ama sonra bir sınıfın önünden geçerken kazara içeri göz atmıştım ve seni gördüm. Sevil hocayla konuşurken ağlıyordun. Seni hatırlıyordum. Okulun ilk günü kapının dışında arabadan indikten sonra yaşlı bir adamla konuşuyordun, şoföründü sanırım."

"Nadi amca. Babamın şoförü." dedim sözünü keserek. Başını salladı. "Evet, o. O gün seni gülerken görmüştüm ama bir daha hiç güldüğünü görmemiştim. Güzel gülüyordun ve bu yüzden ağlamandan nefret ettim. O sabah Sevil hocayla konuşurken kapıda seni izleyip dinledim. Anlattıkların... kendimi suçlu hissettirmişti." Derin bir nefes aldı. Babamın tokat attığını Sevil hocaya anlatırken duymuştu ve kendini suçlu hissediyordu. Çünkü onun yüzünden olduğunu düşünüyordu.

"Baban... ikinci oldun diye... Sinirlendim işte. Babana, kendime. Bu okula gelmeseydim, birinci olmasaydım ya da o denemeye girmeseydim ağlamazdı dedim." Hızla lafını böldüm. "Seninle bir alakası yoktu onun."

Güldü. Uzanıp yanağımı okşadı. Yanağımı eline yasladım. "Tam olarak benim yüzümden değildi evet ama etkendim. İlk gün ne kadar güzel güldüğünü görseydin senin ağlamanda etken olduğun için sen de kendinden nefret ederdin."

Derin bir nefes aldı. "Bir de... kendime benzettim seni. Yaşadıklarımın benzerlerini yaşıyordun. Hatta daha ağırını."

Kaşlarımı çattım. "O ne demek?"

"Sence neden 19 yaşımda hala lisedeyim?"

Dudaklarımı büzdüm. "Geç yazıldın? Ya da... sınıfta kaldın?"

Güldü. "O kadar basit değil." Elini yanağımdan çektikten sonra ellerimizi kenetledi. "11. sınıfımın sonlarına doğru, berbat bir haldeydim. Sürekli notlarım düşük geliyordu. Çalışmıyordum. Birçok dersten kalmıştım da. Hatta 11. Sınıfta da kalmak üzereydim. Bunun telafisi için babam müdürle konuşmuş. Zaten sınıfı geçmem için 2-3 puana ihtiyacım vardı. Biraz para vermiş ve böylelikle geçtim sınıfı."

Kaşlarımı kaldırdım. "Sen mi kalıyordun? Denemelerde ilk üçten çıkmayan sen?" Güldü. "Evet. Ama oraya kolay gelmedim. 11. Sınıfımın karne günü babam eve geldi. Tartıştık. Benim gibi bir oğlu olduğu için utandığından falan bahsetti. Özel okula gidiyordum ve oraya da boşu boşuna para döktüğünü falan... Oysa özel okul diye tutturan da oydu. Mis gibi devlet okulu varken özele yazdıran da kendisiydi. Neyse, o gün evde tabiri caizse kıyamet koptu. Bana bir ton kırıcı söz söyledi. Beni kıran sözleri değil, haklı olmasıydı. Düşündüm taşındım. En sonunda okulu dondurmaya karar verdim. Babamla konuştum, ondan özür dileyip çalışacağımı söyledim. 11. sınıfın yaz tatilinden başladım bu sene okullar açılana kadar, tam bir sene çalıştım. O yüzden bir sene geç başladım 12. sınıfa. O kadar çok eksiğim vardı ki... Bu 11. sınıfım için anlatığım olaylar 9 ve 10. sınıflarımda da tekrarladığı için 3 senelik konu birikimim vardı. Dershaneye yazıldım ve bir sürü özel ders aldım. Bu sene başında sadece 9-10-11 değil 12. sınıfımın konuları da bitmişti. Ama öyle böyle değil. O kadar yorgundum ki. Babama okulu dondurmayı söylediğim andan sonra çok fazla vazgeçtim ama hiçbirini babam kabul etmedi. Okulu bırakıp çalışmayı da düşündüm, babam onaylamadı. Derslerimi sürekli kontrol ediyordu ve kaçırdığım bir ders bile olsa bunun için evde kavga çıkıyordu. Bir süre sonra boyun eğmeyi öğrendim."

Taylan'ın gözleri dolmuştu. Uzanıp yanağını öptüm. "Dolmasın güzel gözlerin." dedim.

Güldü. "Senin de benim gibi bir hayatının olduğunu öğrenince sana ulaşmak ve hayatını güzelleştirmek istedim. İlkte amacım buydu. Ama sonra... bir buçuk yıldır bozulmayan uyku düzenim bozulmaya başladı. Gece en geç 12'de uyumama rağmen bazı geceler uyku tutmamaya başladı. Seni düşünüyordum, sana ulaşmak istiyordum. Sana ilk mesaj attığımda birkaç gün mesajlaşıp sonra karşına geçmeyi düşünüyordum ama işler istediğim gibi gitmedi. Sana aşık oldum ve korkmaya başladım, karşına çıkarsam büyü bozulur ve seni kaybederim diye."

Yanına yaklaşıp başımı göğsüne yasladım. Bir koluyla beni sarıp anlatmaya devam etti. "Yanından her geçişinde bana bakmandan korkuyordum. Sanki bana baksan her şeyi görebilecekmişsin gibiydi. Sonra bir gün yanından geçerken beni tuttun ve kendine çektin, öğretmenler odasının önünde."

Kaşlarımı kaldırıp göğsünden doğruldum. "Hey! Ben seni çekmedim. Sadece, düştüm sanıp öyle can havliyle..!"

Kahkaha atıp beni tekrar göğsüne yasladı. "Tamam, yanlışlıkla diyelim. İşte o gün sen fark etmesen de beni hayatının içine çektin. O günden sonra hayatına bir arkadaş olarak girmeye karar verdim. Tabi bunda Tunç'un etkisi de büyüktü. Bir ara sevgilin sandım, delirdim. Sonra arkadaşın olduğunu anlasam da yine kıskandım."

Aklıma gelen şeyle doğrulup Taylan'a döndüm. "O gün kantinde bilerek mi çayını Tunç'un üstüne döktün?"

Kaşlarını çattı. "Ben öyle biri miyim? İnsanlara kendi çıkarlarım için zarar verecek?"

"Öyle değil de, ne bileyim."

Uzanıp alnımı öptü. Alnımı öpmesini ve her öptüğünde gözlerimi kapatmamı seviyordum. "O gün gerçekten yanlışlıklaydı. Sinirli bir şekilde yanınızdan geçecektim ama ne olduğunu anlamadım. Tunç birden gerileyince üstüne döküldü."

Başımı salladım. "Sana inanıyorum."

Derin bir nefes aldı. "Öyle işte."

"Babanla aran nasıl peki şu an?"

"Seninle tanıştıktan sonra ona kızmayı bıraktım. Bana bir sene kaybettirdi ama fark etmese de seni bulmamı sağlamıştı. Hatta..." Dudaklarını ısırdı. Söylemekte çekiniyordu. Gözlerimi dudaklarına kaydırmamak için gözlerinde tutmaya çalıştım. "Hatta?"

"Hatta seni ona bile anlattım."

Gözlerim açıldı. "Beni mi, neden?"

"Bir gece beraber balkonda otururken... İçimi dökesim vardı ve anlattım. Sana açıldıktan sonra benden uzak durduğun dönemlerdeydi."

"Benim senden uzak durmamdan dolayı o kızın sana yanaştığı dönem mi?"

Omuz silkti. "O kız, Merve mi?"

Kaşlarımı çattım. "İsmini hala unutmamışsın." Uzanıp yanaklarımı sıktı. "Aynı sınıftayız, unutmak istesem de fırsat olmuyor ki."

"Hala sana yanaşmaya çalışıyor mu?"

Dudaklarını büzdü. "Bilmem, belki." Gözlerini kaçırdı. Yüzümü onun yüzünün hizasına getirip gözlerine bakmaya çalıştım. "Ne demek bilmem? Belki? Yanaşıyor yani?"

Hala gözlerime bakmamasına sinirlenmiştim. Geriye gittim. "Ne saklıyorsun?" Gözleri aniden bana döndü. "Bir şey saklamıyorum. Yani saklamak denmez ona."

"Neden gözlerini kaçırdın o zaman?"

"Sadece... huzursuz olmanı istemiyorum." Derin bir nefes aldım. "Söyle hadi. Hazırım."

"Aslında önemli bir şey de değil ama..."

"Taylan!"

Boğazını temizledi. "Tamam ya, sadece işte beni sevdiğini falan söyledi." Kaşlarımı kaldırdım. "Önemli bir şey olmadığını söylemiştim. Huzursuz olursun diye sana söylemek istememiştim ama senden bir şey sakladığımı düşünme diye... Zaten ona seni sevdiğimi ve sevgili olduğumuzu söyledim."

Yüzüm düşmüştü. Kollarımı birbirine doladım. "Belliydi zaten sürekli peşinde olmasından."

Kolunu omzuma atıp beni kendine çekti. Saçlarımı öptü. "Tek ilgilendiğim kişi sensin, biliyorsun değil mi?"

"Biliyorum ama işte..."

"Boşver sen şimdi onu bunu. Bana başka sormak istediğin soru yok mu?"

Aklımda olan soruyu sormak istiyordum. "Üniversite için, nereyi yazmayı istiyorsun?"

Omuz silkti. "Şehir dışı istemiyorum aslında. Tüm ailem ve sevdiklerim burda. Şehir dışında belki çok daha iyi üniversitede okuyabilirim ama sevdiklerim olmadan ne yapayım en iyi üniversiteyi?"

"Hangi bölüm?"

"Hmm, aslında... Çocukluğumdan beri düşündüğüm bir şey. Bilgisayar ve yazılımlara karşı ilgim var. Bilgisayar ya da yazılım mühendisliği istiyorum."

Bana döndü. "Sen de gelirsen ama beraber başka şehre gidebiliriz. Yani sen olduktan sonra başka şehir sıkıntı değil benim için. Sen hangi bölümü istiyorsun?"

Güldüm. Omuz silktim. "Şu ana kadar düşünmedim."

Kaşlarını çattı. Anlamıştı nedenini. Derin bir nefes aldı. Gülümsedi gergince. Alnımı öptü. "O zaman şimdi düşün. En sevdiğin şey ne mesela?"

Düşündüm. "Bilmiyorum ki, babam yurt dışında bir üniversite düşünüyordu. Galiba tıp için."

"Yurt dışı?" Başımı salladım.  "Yurt dışı olmaz. Ayrıca, sen tıp yapamazsın ki?" Nötr bir ifadeyle bakıyordum. Ben de biliyordum yapamayacağımı.

"Yapamamaktan kastım, böyle ölüm kalım meselelerinden etkileniyor olman. Naif birisin ve kanlı ortamlarda çalışamazsın."

"Biliyorum, kan görmeye dayanabilirim belki ama bir canlıyı kesmek biçmek..." Titredim. "Yapamam yani."

"Baban biliyor mu bunu?"

"Hayır, sormadı ki."

Ellerimizle oynadı. "Baban artık hatalarının farkına vardı. Onunla konuşmayı dene."

"Konuşurum ama ben de ne istediğimi bilmiyorum ki."

"Fotoğraf çekmeyi seviyorsun." Kaşlarımı çattım. "Sen nerden biliyorsun?"

"Söylemiştin, baban kameranı kırdığı için bir daha çekememiştin ama seviyorsun işte. Fotoğraflıkla alakalı meslekler seçebilirsin. Böyle küçükken ilgilendiğin şeyler yok muydu?"

Aklıma gelen şeyle doğruldum. "Küçükken hep çizim yapardım."

Gülümsedi. "Ne çizimi?"

"Bebeklerim vardı, onları çizerdim. Bebeklerime yeni kıyafetler çizerdim, bazen orda burda bulduğum kıyafetleri keser biçerdim. Onlara oda yapardım."

Heyecanıma karşılık verip gülümsedi. Elini yanağıma yasladı. "Peki hala çizme isteğin devam ediyor mu?"

Zihnime düşen hatırayla yüzüm düştü. "Ne oldu?" dedi birden düşen yüzüme bakıp.

"En son 10. sınıfta herkesten gizlediğim bir defterim vardı. Oraya hem kıyafet çizimi hem de canım sıkıldıkça etrafı çiziyordum. Bir gün derste hocam yakaladı ve defterimi aldı. O gün de babamın haberi olmuştu o olaydan. Öyle işte, sonrası malum."

Taylan'ın da yüzü düşmüştü ve gerilmişti. Ama çabuk toparladı ve elimi tutup beni kaldırdı. "Hadi, gidelim."

Kaşlarımı çattım. "Nereye?"

"Sana söz verdim. Ben senin Dev Gezegen'in olarak tüm hayallerini gerçekleştireceğim. Bu yüzden gidiyoruz." Ellerimizi kenetledi ve beni çekiştirerek koşturmaya başladı. "Hayallerini kazanmaya, kırtasiyeye!"

×××

@taylanekiz= Seni içeren masallarım, anlatılacak kadar kısa değiller.

2.367 kişi beğendi.

@tunçortaç= Heyyt be kankilerime baak!

@miraygöker= En büyük şipimsiniz!

@ezgihelin= Sonunda kuzen! Ama keşke yengemin yüzünü görseydim. @taylanekiz

@taylanekiz= Yarın görürsün yengeni. @ezgihelin

@cengiz_han= Kardeşim, sonunda senin de başını bağladık be! @taylanekiz

@taylanekiz= Öyle oldu kardeşim. @cengiz_han

@ümit_güleç= Allahım böyle foto atmayı nasip et!

@hale.rengin= Seni kendine bağlayan kızı çok merak ediyorum! Hemen yarın olsun!

@254= Kızın kim olduğunu bilen var mı?

@456= Taylan'ın okulundan bir kız. Kızıl saçlı. Okulda her gün birlikteler. O muhtemelen @254

@şeydagüler= Merve hani bu çocuk senindi? Galiba başkaları kapmış :)@mervedeniz

@mervedeniz= Boş yapma Şeyda @şeydagüler

@567= Arkadaşlar kızın hesabını bulan varsa söylesin.

@789= İsmi Yakut. 12lerden. @yakutdegirmenci

45 diğer yorumu gör.

×××

Çoğu sorunun cevabının verildiği bir bölümdü. Nasıl buldunuz?

Şu ana kadar yazdığım en uzun bölüm bu! Alkış alayım kfğfjdğjcğd

Peki siz ilerde ne olmak, nerde okumak istiyorsunuz? Hayalleriniz var mı?

Yıldızı parlatmayı unutmayın!💛

Sizi seviyorum.💜

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro