Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

*53*

Bugün 15 Temmuz. 4 sene önce bugün hain darbe girişiminde cesurca sokağa çıkan tüm vatandaşlarımıza, şehitlerimize, gazilerimize saygıyla ve minnetle... Allah sizden ve milletimizden razı olsun.❤🇹🇷

×××

Salona geçip koltuğun ucuna oturdum. Gergindim. Gerçekten aşık olmaya başladığım ya da olduğum (?) bir insanla aynı yerde birkaç saat geçirme düşüncesi beni geriyordu.

Ellerinin içini pantolonuna sürdükten sonra karşı koltuğa oturdu. Gerginliğim ona da bulaşmış gibiydi. "Kabanını çıkarsaydın."

Kafa sallayıp kalktım ve kabanımı askılığa astıktan sonra aynı yerime geri oturdum. "Tunç nerde?"

"Odasına çıkmıştı oyunu getirmek için."

"Aa kankam gelmiş!" Tunç'un sesiyle ayağa kalktım. Sinsice gülümseyip bana sarıldı. Televizyonun yanına gidip bir şeyler baktı. "Miray gelcek demiştin?"

"Evet gelecekti de işi çıkmış. Ben de Taylan'ı çağırdım PES oynarız diye. Ama seni de çağırdığımı unutmuşum kanka ya. Pardon."

Dişlerimi birbirine bastırarak kalktığım yere geri oturdum. Bilerek yapmıştı tabi ki!

Tunç, oyun kollarını masanın üzerine bırakıp benim oturduğum kanepeyi gösterdi Taylan'a bakarak. "Oraya geç. Ayarlıyorum oyunu." Çünkü oturduğum koltuk televizyonun tam karşısındaki koltuktu.

Taylan ile göz göze geldik. Kalkıp yanıma oturduğunda nefesimi tuttum. Başka bir kanepeye geçmek için ayağa kalktım ama Taylan bileğimi tutarak beni durdurdu. Ona sorarcasına baktım. Mahcupça gülümsedi. Fısıldamaya yakın bir ses tonu ile konuştu. "Yanımda kalsana. Şans getirirsin."

İşte yine aynı şey olmuştu. Bir lafıyla, bir bakışıyla kalbimi yumuşatmıştı. Bu saatten sonra da hayır diyemezdim. Demedim de. Sakince kalktığım yere sindim. Ben oturduktan sonra elini çekmişti. Bileğimin üstüne elimi sardım. Elinin sıcaklığı gitmemişti.

Tunç gülerek televizyonun önünden kalktı. "Oyun hazır." Taylan'ın yanına otururken bana göz kırpmıştı.

İkisi takımlarını seçtikten sonra oyuna başlamışlardı. Taylan, öne doğru eğilerek dirseklerini dizlerine yasladı ve tuşlara bana göre saçma bir şekilde basmaya başladı.

Birkaç dakika sonra Taylan gol attığında bana dönüp gülümsedi. Gülüşünü bana da bulaştırdığında aynı şekilde ona gülümsemiştim.

Bir sonraki golü Tunç attığında "Gol!" diye bağırdı. Bize dönüp güldü. "Senin yanında şans meleğin olabilir ama benim de elim güçlü."

"Tunç!" diyerek uyardım onu. Omuz silkip oyuna geri döndü. Taylan, kaşlarını çatıp bana döndüğünde omuz silktim. Bu sırada da gol yemişti.

Sıkıntı bastığında oflayarak ayağa kalktım. "Soğuk su var mı Tunç?"

Tunç, kafasını sallayıp beni onayladı. "Buzdolabına bak."

Taylan bana döndü. "Hava zaten soğuk. Az önce masanın üstüne bir şişe çıkarmıştım. Isınmıştır o biraz. Ordan iç."

"Peki." Hızlıca mutfağa girdim. Beni böyle düşünüyor olması içimi ısıtıyordu. Daha önce hissetmediğim şeylerdi bunlar. Bu yüzden kendimi çok garip hissediyordum.

Masanın üstünden Taylan'ın bahsettiği şişeyi aldım ve bir bardağa doldurup içtim. Gerçekten ısısı iyiydi. Çok soğuk değildi.

Hemen içeri gidebileceğimi düşünmediğim için sandalyeye oturdum. Başımı arkaya yaslayarak son zamanlarda yaşadıklarımı gözden geçirdim. Gerçekten tüm mutluluklarımda Taylan'ın payı vardı.

"Yakut?"

Başımı sağa döndürdüğümde Taylan ile karşılaştım. "Neden burda oturuyorsun?"

"İçerde biraz sıkıldım da... Yani, maçtan sıkıldım."

Başını anladığını belirtircesine salladı.

"Tunç nerde?"

Omuz silkti. "Telefonu çaldı. Çok önemli deyip gitti. Çok sürmezmiş, beklememizi istedi."

"Anladım."

Sanırım Tunç'a teşekkür etmem gerekiyordu. Şu an, tam zamanı olabilirdi.

"Taylan."

"Yakut."

Aynı anda birbirimizin adını söylediğimizde güldük. O, önce davrandı. "Sana bir şey söylemek istiyorum. Daha fazla beklemek istemiyorum."

"Dinliyorum."

Yan taraftan bir sandalyeyi karşıma çekip oturdu. Dizlerimiz birbirine nerdeyse değiyordu. Boğazını temizledi. "Burda olacağını bilmiyordum, bilseydim daha hazırlıklı gelebilirdim ama... olan oldu işte. Neyse."

Elini ensesine atıp derin bir nefes aldı. "Ablama seni anlatmıştım. Yani, sana yazmaya başladıktan bir süre sonra öğrenmişti. Arada gelip seni soruyordu. Geçen gün yine konuştuk ve bana şey dedi."

"Ne dedi?"

"Ihmm, şey işte. Dedi ki, senin onu sevdiğini bilir ama yine de bir teklif bekler. Bilmek yetmez dedi. Ben de o yüzden..."

Nefesini hızlıca verdi. "Benimle çıkar mısın işte?"

Sandalyesini geriye ittirerek kalktı. Elini bana doğru uzattı hızlıca. "Dur, sus. Bir şey söylemene gerek yok." Dudaklarını birbirine bastırdı. "Yani, cevap vermene gerek yok. Ben sadece... Sana hep sevdiğimi söyledim ya da en azından hissettirdim ama bunu hiç sormadım diye... İçimde kalmasın ve ilerde pişman olmayayım diye. Kendini sorumlu hissetme."

Elini saçlarına attı. "O zaman ben gideyim." Mutfağın çıkışına doğru hızla yürüdü. Gerçekten heyecanlıydı.

Sandalyeden kalkıp arkasından gittim. "Taylan!"

Duraksadı. "Bir şey söyleme Yakut. Lütfen söyleme. Duymak istemiyorum."

Derin bir nefes aldım. Bu bizim son şansımız olabilirdi.

Yeniden yürümeye başladığında bu sefer koştum ve elini tutarak onu durdurdum. Ellerimize bakarak bana döndü ve gözlerini gözlerime çıkardı. "Yakut... bu..."

Söylemeye utanıyordum. Bu yüzden ellerimizi birbirine kenetledim ve sıkıca tuttum. Şaşkınlıkla bana bakıyordu. "Ne demek oluyor bu?"

Dudaklarımı birbirine bastırdım. Anlamamış mıydı hala? O halde son kozumu oynayacaktım.

Boşta kalan elimi beline sardım ve başımı göğsüne yasladım. Birkaç saniye sonra kahkahasını işittim. "Sen... ciddisin Kızıl?"

Eliyle omuzlarımı sarıp iyice kendine çekti. "Şu an beni ne kadar mutlu ettiğini bilmiyorsun." Dudaklarını saçlarıma bastırdı. Gülümseyerek beline daha çok sarıldım.

"Ah Kızıl..." diyerek iç çekti ve bir daha saçlarımı öptü. İçimden bir kez daha şükrettim.

×××

Herkes derin bir nefes verdi miiii??? Nfofnfpfnf

Bölüm çoook güzeldi diyenler? 😂

Yıldızı parlatmayı unutmayın!💛

Sizi seviyorum.💜

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro