Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

*51*

×××

Zil çaldıktan sonra hoca da dersi bitirip masasına geçmişti. Defterimi kapatıp sıramdan kalktım. Tunç hala gelmemişti. Derste de birkaç defa aramama rağmen açmamıştı. Sınıftan çıkarken tekrar aradım Tunç'u. Birkaç sefer çaldı. Açmayacağını düşünüp kapatıyordum ki Tunç'un sesi duyuldu. "Alo?"

"Nerdesin Tunç? Neden açmıyorsun telefonlarımı?"

Gülüşünü duydum. "Merak mı ettin?"

"Ettim tabi, nerdesin?"

"Kantindeyim."

"Bekle orda, geliyorum."

Hızlıca kantine indim. Cam kenarındaki masalardan birinde tek başına oturuyordu. Yanına oturdum. "Madem okuldasın, neden derse gelmedin?"

Saçlarımı karıştırıp güldü. "İş peşindeydim."

Elini ittirdim. "Ne işi?" Dudağının kenarındaki kızarıklığı görünce kaşlarımı çattım. Hafifçe dokundum kızarıklığın yanına. "Ne oldu dudağına?"

"Bir arkadaş... Kaşındı da..."

Kaşlarımı çattım. "Kim?"

Tunç'un yanındaki sandalye çekildiğinde gözlerim şaşkınlıkla aralandı. Miray, elindeki buzu Tunç'a uzattı. "Tut yaranın üstüne, morarmasın."

Elimi indirdim. Tunç'a şaşkınlıkla baktım. "Tunç, ne oluyor? Bu kız..?"

Tunç, Miray'ın elinden buzu alıp dudağına tuttu. "Miray'ın peşinde dolaşan çocukla kavga ettim." Sandalyede doğruldum. "Neden?" Bakışlarını kaçırdı. "Sinirime dokundu."

Oflayarak arkama yaslandım. Kollarımı göğsümde birleştirip bakışlarımı Miray'a diktim. Göz göze geldiğimizde bakışlarını kaçırarak ellerine indirdi.

Tunç'a bir açıklama yapmadan onu terk eden bir kıza hemen nasıl sempati besleyebilirdim? Hem de onun yüzünden kavga ettikten sonra? Üstelik arkadaşlarının sözlerine de maruz kalmıştım. Her ne kadar arkadaşlarını üzerimden çekmeye çalışsa da... sevmiyordum işte. Tunç'u çok üzmüştü.

"Acıyor mu hala? Geçti mi biraz?" Tunç, Miray'a dönerek gülümsedi. Buzu hala yarasına tutuyordu. "Geçti. Kasma kendini artık."

Miray, başını sallayıp yerine daha çok sindi. Masum ayakları mı yapıyordu acaba? Oflayarak Tunç'u kolundan tutup kaldırdım. "Sınıfa gidelim hadi." Benim zorumla sandalyeden kalktı. "Ne bu acele? Biraz daha otursaydık."

"Gerek yok, gidelim hadi. Sana anlatmak istediklerim var."

Tunç'u sınıfa zorla soktum ve sıraya oturtturdum. Karşısına dikildim. "O kızın senin yanında işi ne? Ne çabuk unuttun yaptıklarını? Hem... nasıl kavga edersin ya? Bir gören oldu mu? Ya çocuk seni şikayet ederse?"

Rahat bir tavırla sıraya yaslandı. "O şerefsiz bir halt yapamaz. Miray konusuna gelirsek de... Sinirlenme, gel anlatayım. Otur."

×××

"Nasıl ya? Yani tehtid edildiği için mi gitmiş okuldan?" Tunç, kafasını salladı. "Öyleymiş. İşin aslını öğrenmem lazım ama. Benimle sevgili olmaması için okuldan göndermek çok saçma."

Onu onayladım. "Bence de. Ama yine de... affettin mi?"

Güldü. "Gözlerime öyle hüzünle bakar bakmaz affettim. Ne yapayım, seviyorum kızım."

Derin bir nefes aldım. "İnşallah doğru söylüyordur. Yoksa elimden kurtulamaz o kız."

Güldü. "Görümcelik mi yapıyorsun kız?" Omuz silktim. "Yaparım tabi. Ne kadar üzüldün o kız yüzünden."

×××

Birkaç ders sonra öğle molası gelmişti. Rahatsızca yerimde kıpırdandım. Taylan hiç yanıma gelmemişti. Beni yanına çağırmıştı ama gidememiştim. Hem utanmıştım hem de ne diye gidecektim ki yanına?

Ama canım da sıkılmıştı. Tunç da çıkmıştı. Muhtemelen Miray'ın yanına gitmişti. Bu yüzden telefonumu çıkarttım. Küçük bir yalandan zarar gelmezdi sanırım.

Yakut: Sınıfında mısın?

Taylan: Evet.

Yakut: Gelebilir miyim?

(Yakut yazıyor...)

Taylan: Gel

Yakut: Bir soru vardı da. Çözemedim.

Taylan: Bahaneye ihtiyacın yok Kızıl

Taylan: Bekliyorum

Gülümseyerek telefonu cebime koydum. Elime matematik test kitabımı ve kalemimi aldıktan sonra hala aynı sırıtmayla sınıftan çıktım. Az sonra fark ettiğim şeyle aniden durdum. Neden Taylan'ın yanına gittiğim için bu kadar mutluydum? Başımı onaylamazcasına salladım. Ne münasebetti! Sadece... çağırmıştı işte.

İçimden kendime öyle bir şeyin olmadığını söyleyip telkin vererek Taylan'ın sınıfının önüne geldim. Saçımın kuyruğunu düzeltip içeri girdim. Gözlerim Taylan'ı aradıktan sonra orta sırada buldum. Gülümseyerek yanına gidecektim ki sınıfın ortasına geldiğimde konuştuğu kişi görüp durdum. Bu, kantinde soru bahanesiyle Taylan'a yapışan kızdı. İsmi neydi? Melda? Melike?

O an bir şeyi fark ettim. O kızın yaptığını yapıyordum. Soru bahanesiyle yanına gelmiştim!

'Ama bu sabah Taylan beni çağırdı.'diyerek vicdanımı rahatlattım.

"Yakut?" Düşüncelerimden sıyrılıp adımı seslenen Taylan'a döndüm. "Taylan?"

Güldü. Eliyle yanını gösterdi. "Gelsene. Neden orda dikiliyorsun?" Bir ön sırada oturan kıza bakmadan gidip yanına oturdum. Gülümsedim hafifçe. "Nasılsın? Melda'yla mı konuşuyordunuz?"

"Merve." diyerek beni düzeltti kız. Omuz silktim. Kızı sevmememe rağmen seviyormuş gibi davranamazdım. "Evet ama o da gidiyordu zaten. İşi varmış."

Merve, oflauarak hafifçe başını sallayıp sıradan kalktı ve sınıftan çıktı. Sınıfta birkaç erkek ve köşede kitap okuyan bir kız vardı. Taylan, bana döndü. "Bahçeye çıksak mı? Hava almış oluruz."

Hava aslında çok sıcak değildi. Esiyordu ama üşütecek kadar değildi sanırım. "Olur."

Yan bahçedeki masaya yan yana oturduk. Karşıma geçse daha rahat olabilirdim ama yanıma geçmişti. İçimden kendimi rahatlatmak için konuştum. Bir şey yoktu. Ne vardı yanıma oturduysa yani?

Önümdeki test kitabını alıp açtı. "Ver bakalım sorunu. Çözebilecek miyiz?"

Çözdüğüm son sayfaya gelince soruları inceledi. Dudağımı tedirgince ısırdım. Çünkü çözemediğim ve boş görünen bir soru yoktu. Güldü.

"Şey... galiba sonradan çözmüşüm o soruyu."

Bir sayfa çevirip yeni sorulara geçti. Elimden kalemi alırken bana baktı. "Dediğim gibi, sorun yok."

Ofladım. Avuç içimi yanağıma yaslandım. "Kendimi Merve gibi hissettim." diye mırıldandım ama aslında mırıldanmadığımı Taylan'ın gözlerini bana çevirip gülmesiyle anladım. "Merve gibi mi?" Başını hafifçe bana yaklaştırdı. Sır verir gibi fısıldadı. "Sen de mi beni tavlamaya çalışıyorsun?"

Gözlerim şokla açıldı. Bunu beklemiyordum. Koluna hafifçe vurup onu uzaklaştırdım. "Hayır, yok öyle bir şey."

"Çalışmana gerek yok ki zaten." diye mırıldandı bir eli saçlarındayken. Ama sanki ben duymamışım ve duyduğumu da anlamamış gibi önündeki kitabı ikimizin ortasına çekti. "Çözelim bakalım."

İlk soruyu o çözdükten sonra kalemi bana uzattı. "Şimdi de sen çöz."

Kalemi alıp soruyu hızlıca okudum. Sınavda süreyi doğru kullanmak en önemli şey olduğu için doğru ve hızlı okumak çok önemliydi.

Soruya kendimi kaptırmıştım. İşlemleri seslice yapıyordum. Bu sık yaptığım bir şeydi. İşlemler hızlıca akıyordu ama ta ki Taylan'ın parmaklarını saçımın ucunda hissedene dek. Hemen ona döndüm. Saçımı hafifçe geriye ittirdi. "Pardon. Rahatsız eder diye..."

"Sorun değil." Bir elim enseme gitti. Ensemi ovalarken soruyu bitirdim. Gülümseyip doğruldum. "Çözdüm."

Gözleri birkaç saniye gülümseyen dudaklarımda dolaştıktan sonra güldü. Elini başımın üstüne koydu. "Aferin." Elimden kalemi aldı. Çarpan ellerimizi ve az önce saçlarımdaki ellerini düşününce şakaklarımı ovaladım. Ne oluyordu böyle?

×××

Neler oluyor hayattaa? Bir de şunlar sevgili olsa olsaapfnfpdmd

Bölüm nasıldı?

Birkaç gün yeni bölüm atamayabilirim. :(

Yıldızı parlatın.💛

Sizi seviyorum. 💜💜

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro