*46*
40 vote olmuşsa demekki. :)
×××
"Kantinde çalışmamız ne kadar mantıklı?" diye sordum soru bankamı elimde tutarak Tunç'un yanına vardığımda. Güldü. "Ne çalışması?"
Elindeki test kitabını işaret ettim. "Bunu niye aldın o zaman?" Elindekine baktı. "He yaa, o mu? Belki bir tane hoca görür de babama oğlun çok çalışıyor, der diye. Sen neden aldın?"
"Çalışacağım çünkü." dedim omzumu silkerek. Koluna vurdum hafifçe. "Çok az kaldı sınava, nasıl bu kadar rahatsın."
Yanağımı sıktı. "Beni almayacak bir üniversite tanımıyorum. Şu yakışıklılığa bakar mısın?"
"Haklısın valla. Kimde var başka bu gözler!"
Saçlarımı karıştırdı. "Öğreniyorsun abinden bir şeyler." Elini ittirdim. "Sen misin abi? Peh. Olsan olsan çocuk olursun."
"Hadi ordan!"
Gülerek kantine girdik. Boş bir masaya oturduktan sonra bizim aksimize bomboş elleriyle Taylan geldi yanımıza. Rahat bir şekilde oturdu yanıma. "Karnım acıktı." diye lafa girdi. "Dışarı çıkmaya izin verseler çevrede çok güzel yerler var ama... izin yok işte."
Başımı onaylarcasına salladım. "Aynen öyle. Her gün tosta dönere kalıyoruz."
Elimdeki test kitabına baktı. "Soru mu çözeceksin?"
Tunç'u işaret ettim. "Çözeceğiz."
"Yani tek çözeceksin?"
Tunç'un çözmeyeceğini bildiğim için güldüm. "Yani."
Tunç, başını kaldırıp bize baktı. "Ne zaman barıştınız siz?"
"Ne barışması? Küs değildik." dedim.
Gözü ikimiz arasında gidip geldi. "Garip kokular alıyorum ama neyse... Bana bulaşmayın. Miray sürekli çevrimiçi zaten. Kiminle konuşuyor bu kız?"
Kantine giren kişilere bakınca Miray'ı gördüm. "Seninki kantine girdi. Sakın bakma, anlamasın." dedim kankalık görevimi yerin getirerek. Ama o tabi ki kafasını hızlıca kapıya çevirince içimden sövdüm. Allah'tan bakma demiştim.
Aynı hızla önüne döndü. "Uzaklaş kız benden. Kısmetimi kapatıyorsun." dedi ve ayağıyla sandalyemi geri itledi. Böylelikle Taylan'a daha çok yanaşmış olmuştum. İçimden tüm bildiğim küfürleri Tunç'a ilettim. Neyse ki Taylan da rahatsız olduğumu fark edince kendi sandalyesini biraz ileri çekti.
Ayağa kalktım. "Çay alacağım, istiyor musunuz?"
İkisi de "Olur." deyince burun kıvırdım. "Neyse, sormadım varsayın."
Sandalyemi geri ittirip çikolataları gözüme kestirdim. Onların olduğu bölgeye doğru ilerlerken önüm kesildi. Başımı kaldırıp kim olduğuna baktım. Miray'ın yanında gördüğüm kızlardan biriydi. Yan tarafına baktığımda Miray'ı ve bir kızı daha görmüştüm.
Kaşlarımı kaldırdım. "Buyur?"
Burun kıvırdı. "Buyur ne be? Nazik ol biraz."
"Senin gibi mi? Almayayım o halde."
Güldü. "Neyse, acın büyük olduğu için sana bir şey demeyeceğim. Affediyorum şimdilik."
Şaşkınlıkla güldüm. "Sen kimsin de beni affediyorsun be?"
"Anlıyorum seni tatlım. Üzgünsün falan. Neyse, konumuz bu değil."
"Yakut?" Tunç'un sesini duyduğumda sıkıntıyla nefesimi verdim. Şimdi daha fazla güvende hissetsem de kavga çıkma olasılığı artmıştı.
Sağ tarafımda duran Tunç'un yanında, sol tarafımda beliren Taylan ile daha çok gerildim. Kavgaya abisini, ablasını çağıran bir çocuk hissediyordum.
Taylan'ın eli koluma değdi. "Gel Yakut, oturalım."
Karşımdaki kız kahkaha atarak güldü. "Korumaların birken ikiye çıkmış. Ne ara tavladın bu ikincisini? Baya da iyiymiş ha."
Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Kavga çıkmamalıydı. Babam hastaydı ve benimle uğraşacak durumda değildi şu an. Kavga olmamalıydı.
Miray, karşımdaki kızın yanına gelip kolundan tutup geriye çekti. "Şeyda, yeter. Gidelim."
Şeyda denen kız, kolunu Miray'dan kurtardı. "Miray tamam, eski sevgilinin arkadaşı diye bulaşmayalım istiyorsun ama benim de ne zamandır canım sıkılıyor okulda." Eski sevgili mi? Tunç ve Miray sevgili olmamıştı ki hiç.
Tunç, beni geriye çekip önüme geçti. "Olay çıksın istemiyorsanız, geri basın."
Miray, Tunç'un karşısına geçti. "Onu çok mu önemsiyorsun?" Bahsi geçen kızın ben olduğumu biliyordum ve bu çok rahatsız ediyordu.
"Evet, önemsiyorum. Ve bunu hak ediyor. Yanlışlar yaptıktan sonra sonunda değer verebileceğim bir insan buldum. Hak ediyor bunu. En azından beni bırakıp arkasını dönerek gitmedi."
Miray'a baktığımda yüzünün acı verici bir hale büründüğünü gördüm. Birkaç kez bana bakışını da yakalamıştım. Kesinlikle Tunç'u seviyordu. Gözleri dolmuştu. "Sonunda verdiğin öneme değecek birini bulmuşsun. Tebrikler." Yüzünü yere eğerek Tunç'un yanından geçti.
Şeyda da bana burun kıvırarak baktı. Miray'ın arkasından gitti. Oflayarak Tunç'un yanına gittim. "İyi misin?" Başını salladı. "İyiyim, merak etme."
"Çikolata alayım mı sana? Moralin düzelsin."
Güldü. "Al bakalım."
Tunç, oturduğumuz masaya geri ilerlerken sonunda ulaşmak istediğim kısma ulaşmıştım: çikolatalara.
Sevdiğim ve Tunç'un da seveceğini düşündüğüm çikolatalardan birkaç tane seçtim. Yan tarafıma dönmesem de Taylan'ın orda olduğunu bildiğimden ona hitaben sordum. "Sen hangi çikolatadan seversin?"
"Sen hangisinden alırsan, severim."
Cevap vermedim. Aldığım çikolataların parasını ödedikten sonra Taylan ile birlikte masaya geri döndük. Bir tane çikolata Tunç'a uzattım. "Al, belki keyfin düzelir."
Elimdekini aldı. "Keyfim bozulmadı ki."
"Hıı." dedim inanmamış gibi. "Miray biraz daha konuşsa sarılacaktın kıza. Değil mi?"
Başını omzuna yatırıp bana döndü. "Çok özledim ya. Laf atarak konuşsa bile benimle konuşmasını bile özledim." Başımı salladım. "Gördüm. O da özlemiş."
Kaşlarını çattı. "Sallama. O yanındakilerle mutlu."
Başımı iki yana salladım. "Seni bence hala seviyor. Beni ne zaman yanında görse uzun uzun bakıyor. Bazen bakışlarından korkuyorum bile. Üstelik az önce kavgayı bitirmeye de çalıştı. Yani bizim sevgili olduğumuzu sandığı için beni sevmiyor ama gözünde değerli olduğumu zannettiği için beni koruyor da."
Tunç, burun kıvırdı. "Zannetmek ne ya? Değerlisin zaten."
Ofladım. "O manada değerli değil. Biz arkadaşız ama o bunu bilmiyor ve inanmıyor."
Taylan, önümdeki çikolatalardan birini açıp gözümün önüne uzattı. "Al, ye şunu. Çok konuştun."
O an gözüme çok tatlı gözüktüğü için yanaklarını sıkmak istedim ama onun yerine karşı çıkmayıp çikolatayı ısırdım.
Sevdiğim tad ağzımda dağılırken iki yanıma baktım. İki değer verdiğim insan da yanımdaydı. Daha ne isterdim ki?
Taylan'ın yanındaki sandalye çekilince bakışlarım oraya kaydı. Taylan'ın sınıfında birkaç kere gördüğüm bir kızdı bu. Kız, sandalyeye oturup Taylan'a gülümsedi. "Merhaba Taylan."
Kaşlarımı kaldırarak kıza baktım. Daha ne mi isterdim? Bu kızın masadan kalkmasını sanırım...
×××
Yeni bölüm yarın.
Sizi seviyorum.💜
Yıldızı parlatın.💛
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro