Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

*36*

×××

"Kanka, şu soruya baksana." Elimdeki kalemi ve birkaç dakikadır boş boş baktığım testimden gözümü ayırdım. Gülümsemeye çalıştım. "Ver kanka." dedim Tunç gibi olmaya çalışarak.  Elindeki kitaba uzandığımda kitabı geri çekti. "İyi misin sen?"

Gülümsememi yeniledim. "Evet. Neden ki?"

Kitabı kapatıp yanına bıraktı. "Ne dedi baban? Seni üzecek bir şey mi söyledi? Anlatmıyorsun ki."

"Yo, üzecek bir şey söylemedi. Zaten takmıyorum söylediklerini. Merak etme, iyiyim ben." Biraz durgunlaştım. Önümdeki kitabı inceledim. "Sadece... ne yaparsa yapsın, özlemişim. Onu fark ettim." Iki haftayı aşkın bir süredir görmemiştim çünkü onu.

Tunç, bana yanaşıp başımı göğsüne çekti. Bunu bekliyormuş gibi gözlerimi kapattım. Gözümdeki yaşlar inmek için savaş veriyodu. "Özlersin tabi." dedi eli saçlarıma gittiğinde. "Baban o senin. Özlersin ne yaparsa yapsın."

Huysuzca homurdanan Taylan ile birlikte Tunç'tan ayrıldım. "Derse dönsek mi?" Yaşlarla dolan gözümü kırpıştırıp gülümsedim. "Evet, yarın sınavımız var. Ve yüksek almalıyız."

Tunç'un kapattığı kitabı açıp ona döndüm. "Hangi soru?" Muhtemelen içi içini yiyordu ama yine de sorusunu gösterdi. Elime kalemimi alıp kısaca çözdükten sonra Tunç'a anlattım. Matematik, kolay dersti.

Birkaç saat süren matematik çalışmamız sonucunda masadan  kalkıp koltuklara geçmiştik. Az sonra Taylan'ın ablası elinde bir tepsi çayla içeri girdi. "Size sıcacık çay yaptım. Tavşan kanı..."

Önüme uzattığı tepsiden bir bardak aldım. "Teşekkür ederim, ellerine sağlık İlkay abla."

"Afiyet olsun." Tunç ve Taylan da bir bardak alıp arkasına yaslandılar. İlkay abla, yanıma oturdu. "Nasıl gidiyor okulunuz bakalım?"

"Senin kadar olmasa da güzel." Taylan, Tunç'un ensesine vurdu. "Yavşama, yakarım."

İlkay abla gülerek saçlarını geriye attırdı. "Teşekkür ederim Tunç."

Tunç, çay bardağını önündeki sehpaya bırakıp doğruldu ve tamamen İlkay ablaya döndü. "Acaba bir sevgilin falan var mı? Yahut hoşlandığın biri?" Tunç'un bu tavrına güldüm. Taylan'ı sinirlendirmek için yaptığını biliyordum. Miray'ı seviyordu zaten. Ama Taylan'ın kıskançlığı tuttuğu için anlamıyordu.

"Aslında... hayatımda biri yok."

"Çok güzel."

Taylan, ayağıyla Tunç'un ayağına vurarak dizinin üstündeki ayağı ittirdi. "Düzgün konuş. Kapı dışarı atarım bak seni."

Tunç onu takmayarak gülümsedi ve bardağını alıp içti. Taylan ise ters bakışlar atarak söyleniyordu.

Çaylar bittikten sonra ayağa kalktım. "Geç oldu, annem merak eder. Ben gitsem iyi olur."

İlkay abla da ayağa kalktı. "Biraz daha otursaydın keşke. Birazdan annemler de gelirdi. Tanışırdınız." Gülümsedim. "Belki başka zaman. Ama şimdi gitmem lazım. Hadi Tunç sen de kalk." Tunç, İlkay ablanın getirdiği kurabiyeleri yemekle meşguldü.

Masadan kitaplarımı toplayıp çantama tıktım. Dedeme Şerif abiyi göndermesi için mesaj attıktan sonra Tunç'un yanına gittim. "Tunç, sen kalkmıyor musun? Şerif abi gelir şimdi, beraber gideriz."

Tunç son lokmasını bitirip kalktı. "Olur." dedi zar zor, konuşabildiği kadarıyla.

Telefonum çaldı. Dedem arıyordu. Açtım. "Efendim dede?"

"Arkadaşının evinden çıkıyor musun Yakut?" Dedemin sert çıkan sesiyle afalladım. Ayrıca şu ana kadar bana hep 'torunum' ya da 'kızım'  derdi. Yutkundum. "Evet şimdi çıkıyorum. Şerif abi gelmiyor mu?"

"Şerif abini önemli bir yere yolladım. Ben de evde değilim ayrıca müsait de değilim. Gelemem. Bir taksiye binip gelebilir misin?"

"Tamam, kendim gelirim o zaman. Sen-" Yüzüme kapanan telefonla şaşırdım.

"Ne oldu Yakut?"

"Hiç, dedem 'taksiyle gel' dedi de. Buraya yakın taksi durağı var mı?"

"Var aslında ama uzak. Bulamazsın. Taylan bıraksın seni."

"Gerek yok. Tunç ile birlikte gideriz."

"Olsun Taylan da gelsin." İlkay abla Taylan'ı dürttü. Taylan saçlarını karıştırıp onu onayladı. "İyi madem. Ben de geleyim sizinle."

"Peki." dedim. Taylan ile birlikte kapıya çıktık. Tunç da çantasını toplayıp geldi. Asansörle aşağı indikten sonra binadan çıktık. Tunç'a dönüp nerden gideceğini soracağım sırada Tunç lafa girdi. "Şimdi hatırladım, eczaneye gidip bir şey almam lazım. Siz gidin. Ben ordan da arkadaşıma gideceğim. Hadi görüşürüz." dedi ve ters istikamette hızla ilerledi. Kaşlarımı çatarak arkasından bağırdım."Ne eczanesi?" Tunç bana cevap vermeyi daha hızlı ilerlerken ofladım. "Bu neydi şimdi?"

Taylan nefesini üfledi. "Bir tahminim var."

"Neymiş?" diye sordum. Elini havada salladı. "Boşver. Burdan taksi geçmez. Caddeye ya da taksi durağına yürüyelim."

Tunç'un ters yönünde adım atmaya başlayınca ben de adımlayıp yanına yetiştim. "Gelmene gerek yok. Gidebilirim. Sen beni bıraktıktan sonra tekrar eve dönmen gerekecek."

"Artı yol yürümemek için seni taksiyle evine bıraktıktan sonra taksiyle dönerim ben de."

"Saçmalama. Ne gerek var."

"İyi hissediyorum."

"Efendim?"

Omuz silkti. "Yanımda olduğunda... iyi hissediyorum." Adımlarım durdu. "Ne?"

O da durup bana döndü. "İyi işte... hissedemez miyim?" Yutkundum. "Benim annemi aramam lazım." diyerek telefonu çıkardım ve aradım. Birkaç çalış sonrasında alıştı. "Anne evde misin? Geleceğim de bir şey lazım mı? Gelirken alayım." diye saçmalarken bir hıçkırık sesiyle kaşlarım çatıldı. "Anne... iyi misin?"

"Kızım..." dedikten sonra bir kez daha hıçkırdı.

"Anne, ne oluyor? Sakin ol nerdesin?"

"Kızım, hastanedeyim."

"Ne işin var hastanede? Dedeme bir şey mi oldu? Ya da anneanneme?" diye hızlıca sordum. Başka bir ihtimal gelmiyordu aklıma.

"Baban... kaza yapmış." O an, babamın yalvaran gözleri geldi gözümün önüne. Bana sarılışı, özür dileyişi...

Elimdeki telefon elimdeki varlığını yitirince Taylan elini omzuma koydu. "Ne oldu Yakut? İyi misin?"

"Babam..." dedim gözlerim dolarken. "Kaza yapmış."

×××

Bölüm nasıldı?

Yıldızı patlatmayı unutmayın.💛

Sizi seviyorum 💜

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro