*30*
×××
Bu kapağı ceeraaunophilee yapmış. Sana çok teşekkür ederim. Çok beğendim. Ellerine sağlık.💜💜
××××
Edebiyat öğretmenimiz tahtadaki soru hakkında açıklama yapıyordu. Ses olayları ile ilgili bir soruydu ve anlamıştım. Aslında edebiyat işlememiz gerekiyordu ama biz sayısal sınıfı olduğumuz için işlesek de işimize yaramayacaktı. Bu yüzden Tyt için Türkçe testleri çözüyorduk. Sınavlar da Tyt denemesi gibi oluyordu. Açıkçası bizim için iyi oluyordu. Çünkü normal edebiyat konuları sınıfın ilgisini de çekmiyordu.
Başımı cama çevirdim. Elimdeki kalemle de sırada ritim tutuyordum. Bugün cumaydı ve pazartesi günü ikinci sınavlarımız başlıyordu. Hep düzenli çalıştığım için endişeli ya da stresli değildim. Üzerimdeki baskının hafiflemesi de stres yapmamamda etkiliydi. Stres yaptıkça hata yapma oranım artıyordu ve stres yapmamak için daha çok stres yapıyordum.
Koca dört yılımı değerlendirecek olan iki saatlik bir sınavın hayatımı etkileyecek olması çok saçmaydı. Ve o iki saatin de hayatım üzerinde büyük etkilerinin olabilecek olması daha da saçmaydı. Ama üzücüydü de çünkü on sekiz yaşındaydım. Hayatımın baharıydı belki de. Bir daha on sekiz yaşına giremeyecektim üstelik. Bir seneye mahsustu bu on sekiz yaşım. On sekiz yaşımı yavaş yavaş yitirirken hayata geç kalmaktan korkuyordum. Umarım... bir gün her şey için çok geç olmazdı.
Yanımda hareketlilik hissedince başımı oraya döndürdüm. Sevil hoca yanıma oturmuştu. Bana yanaşıp sessizce fısıldadı. "Nasılsın?"
Gözlerimi sınıfta gezdirdim. Herkes önüne dönmüş, harıl harıl test çözüyorlardı.
Sevil hocaya dönüp gülümsedim. Ben de onun gibi sessizce konuştum. "İyiyim hocam, sağ olun. Siz nasılsınız?"
Elini omzuma koyup hafifçe ovaladı. "Ben iyiyim, seni de bu aralar iyi görüyorum. Tunç'la iyi anlaşıyor musunuz? Yeni gelen biriyle arkadaş olmana çok sevindim." Başımı salladım. "Evet, iyi anlaşıyoruz. Aslında başta biraz kavga ediyorduk ama şu sıralar iyiyiz." Gülen gözleri bana daha da güven vermişti. "Biriyle konuşmak, dertleşmek gerçekten güzelmiş, onu anladım. Hem... bana karşı ön yargısı yok. Samimi. Herkes gibi kibirli olduğumu söylemiyor."
Omzumdaki elini saçlarıma çıkardı. "Tunç bugün gelemeyecek herhalde?"
"Bilmiyorum, bir şey söylemedi. Belki geç gelir. Teneffüste ararım."
Başını salladı. Yanımdan kalkacakken durup tekrar bana döndü. "Birini daha görmüştüm yanınızda Tunç ile birlikteyken." Gülüşü daha değişik bir hal aldıktan sonra devam etti. "Bir kez de ikiniz öğretmenler odasının önündeydiniz. Birilerine kendini açman iyi."
Öğretmenler odasının önünde Taylan ile olan yakınlaşmamız aklıma gelince gülümsemesinin epey bir ima barındırdığını anladım. Elimi alnımda gezdirdim. Yüzüm inşallah kızarmamıştır.
"O şey ya... Taylan. Öğretmenler odasının önünde çarpışmıştık. Sonra da Tunç'un üstüne yanlışlıkla çay dökünce eşofmanlarını falan verdi. Ordan yani, arada karşılaşınca konuşuyoruz. Ama sadece o kadar."
Kafasını salladı. "Anladım." Başını sınıfta gezdirdi. "Taylan'ı tanıyorum. Bu sene geldi, öğrencim. İyi çocuktur. Yeni gelmesine rağmen çabuk uyum sağladı bile diyebilirim. Zeki biri de."
Ayaklandıktan sonra her zamanki ses tonundan biraz daha kısık sesiyle konuştu. "Bazı insanlar seni kırsa da bunu herkese mâl etme. Kıran insanlar olduğu kadar onları tamir edecek olanlar da vardır."
Omzuma hafifçe vurduktan sonra sıradan çıkıp masasına doğru yürüdü. "Testi şimdiye kadar bitiremediyseniz kendinizi yine de kasmayın. Dünyanın sonu değil ama biraz pratik yapmanız gerekir. Soruyu doğru çözebilmenizin yanında süreyi iyi kullanmak da önemlidir."
Zil çaldı. "Teste yapamadığı olan yanıma gelsin. Diğerleri çıkabilir."
Nefes alma ihtiyacı ile dolunca sıramın altındaki telefonumu da kapıp kendimi bahçeye attım ve bahçe kapısını gören bir banka oturdum.
Telefonumu açıp Tunç'u aradım. Merak etmiştim çünkü okula gelmeyeceği zaman ya da geç geleceği zaman arar, haber verirdi.
Telefon uzun süre çaldıktan sonra kapandı. Açan olmamıştı. Oflayarak telefonu kucağıma bırakıp hırkamın önünü kapattım. Havalar iyice soğumaya başlamıştı. Aralık ayındaydık.
Karşıdan gelen Taylan'ı görünce Sevil hocanın söyledikleri aklıma düşmüştü ve ardından labaratuvardaki şefkatli sesi zihnimde yer edinmeye başlamıştı. Gözlerimi kapatıp başımı salladım. Böyle şeyler düşünmemeliydim.
Bana bir saniye gibi gelen bir süreden sonra bankta yanıma oturdu. "Günaydın."
Ona bakmamaya özen göstererek kafamı salladım. "Günaydın." Ellerimi dizlerimin altına koydum ve eteğimi topladım. Hafif rüzgar vardı.
Başını hafif öne eğdi. Salık saçlarımın arasından yüzünü biraz görebiliyordum. "Tunç gelmedi mi?"
Saçımı kulağımın arkasına atıp aramızdaki engeli kaldırdım. "Gelmedi."
"Sabah okula girerken gördüm onu ama sonra birden koşarak çıktı okuldan."
Hızlıca ona döndüm. "Sahi mi? Neden?"
Omuz silkti. "Ben nerden bileyim, senin sevgilin." Banka yaslanıp etrafa bakmaya başladı. Kucağımdaki telefonu çıkarttım ve Tunç'u aradım. Okuldan hızlıca çıktığına göre bir şey olmuş olamalıydı. Çaldı çaldı ama açan olmadı.
Oflayarak ayağa kalkıp bir daha aradım. Ya Miray'ı görmüş de bir şey olmuştu ya da telefon falan gelmiş olabilirdi. Ama ne olursa olsun haber vermesi gerekirdi, meraklanmıştım!
Bir elimle saçlarımı tutup tekrar aradım. Telefon çalarken Taylan'a döndüm. "Biriyle falan konuştu mu?"
"Hayır, bilmiyorum. Girmesiyle çıkması bir oldu."
Ofladım. "Nerdesin ya, aç şunu!"
"Neden bu kadar endişelendin, aklına bir şey falan geldiyse gitmiş olabilir."
"Öyle olsa telefonunu açardı."
Taylan da ayağa kalkıp karşıma geçti. "Çok mu seviyorsun onu?" Telefon yine açılmadığı için kapanınca ofladım. "Kesin bir şey oldu, Miray'ı falan mı gördü acaba? Kesin Miray'ı gördü ya." diye mırıldanıp okula doğru hızla yürüdüm. Taylan kolumdan tutup beni durdurdu. "Nereye?"
"Birine bakmam lazım."
"Çok mu seviyorsun onu?"
"Miray!" Bahçe kapısından gelen tanıdık sesle oraya döndüm. Tunç, elindeki şişeyi bilinçsizce sallayıp fırlattı. Şans eseri şişe kimseye çarpmadan boşlukta kırıldı. Yalpalayark yürüdü. İçmiş gibiydi.
Taylan'ın elinden kurtulup Tunç'a doğru koştum. Ayakta duramıyordu. Miray ne yapmış olabilirdi de Tunç sarhoş olmuştu?
×××
Tunç annem ne yaptın kendine?
En çok Text bölümlerini mi seviyorsunuz yoksa hikaye anlatımlı bölümleri mi seviyorsunuz?
LGS'ye girenler için sınav inşallah güzel geçmiştir. 💜
Yıldız parlasın!💛
Seviliyorsunuz. 💜
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro