*20*
İyi okumalar!
×××
Geçen gün çarpıştığım çocuğu görmemle utandım. Çünkü resmen ayağına basmıştım ve onu üstüme çekmiştim! Gerçekten çok utanıyordum. Adam akıllı özür bile dileyememiştim.
"Yandım yandım!"
Tunç, üstündeki muhtelemen çokça yüzlüğü barındıran tişörtünü teninin üstünden çekmeye çalıştı. "Çok sıcak!"
Endişeyle yanına gittim. "Tuvalete ya da duşa falan gidip su tutalım. Kızaracak."
Bana çarpan çocuk Taylan da, hafızamı zorladığımda hatırlamıştım, yanımıza geldi. "Özür dilerim ama bu çay uzun süredir elimde. Bahsettiğin kadar sıcak olmadığını sanıyorum."
Tunç, eliyle üstünü yellemeye çalışarak söylendi. "Tabi, sana da dökelim de gör sıcak mı soğuk mu? Yandım diyorum!"
Tunç'un kolundan tutup kantin dışına sürükledim. "Duşlarda değiştir üstünü. Yedek eşyan var mı?" Başını olumsuzca salladı. "Hayır." Ofladım. "Tamam, bulurum ben bir tişört."
Spor salonunda duşların önüne gelince Tunç erkeklerin duşlarının olduğu kapıdan içeri hızla girdi. Ben de dışarıda bekleyip ona nerden tişört bulacağımı düşündüm. Ona geçenlerde kötü davrandığım için mi vicdan yapmıştım yoksa gerçekten iyi bir insan mıydım? Bilmiyordum.
Bir şekilde bulurum diye düşünüp spor salonundan çıkacakken Taylan ile kapıda karşılaştık. Elinde bir poşet vardı. Elini ensesine attı. Erkeklerin normal kestiği saç stilinden biraz daha uzun, kumral saçları vardı. Saç modeli ona garip bir şekilde yakışıyordu.
Mahçupça baktı. "Ben gerçekten fark etmeden çarptım ama yine de içim rahat etmedi. Bunlar benim eşofmanlarım. Arkadaşın giysin, sanırım ona uyar bedenim."
Elindeki poşeti düşünmeden aldım. Ben bulmaya kalksam bulamazdım zaten. "İnsanlık hali, görmemiş olabilirsin. Kıyafetler için teşekkürler."
Arkamı dönüp gideceğim sırada kolumu tuttu. Arkamı döndüm. "Ne oldu?"
Elimden poşeti aldı. "Ben götürürüm."
Kaşlarımı çattım. "Neden? Ben de götürebilirim."
"Birincisi orası erkek duş yeri. İkincisi ise, çocuk duşta." Ofladım. "Kapının üstünden falan atabilirim."
Gülümseyip bir elini başımın üstüne koydu. "Boyun biraz daha uzarsa neden olmasın?" Yanımdan geçti ve duşlara girdi. Arkasından şaşkınca baktım. Bana kısa mı demişti? Ne münasebet!
"Sensin kısa!" diye bağırdım arkasından. Halbuki tek kısanın ben olduğumu hepimiz biliyordu.
Spor salonundan çıkıp duşlara doğru gelenleri gördüğümde ordan çıkıp sınıfıma gittim ve herhangi bir test kitabımı açıp çözmeye başladım.
×××
Gezegen: Sanırım yeni bir arkadaşın var?
Gezegen: Hem de sana yemek ısmarlayacak kadar yakınsınız?
Gezegen: Sevindirici bir olay.
Gezegen: Hiç değilse artık kendini soyutlamıyorsun
Yakut: Tunç'tan mı bahsediyorsun?
Gezegen: İsmini nerden bilebilirim?
Yakut: Kızgın mısın?
Yakut: Sadece bugün kantinde biri daha vardı, Taylan.
Yakut: Ondan mı bahsediyorsun diye soracaktım.
Gezegen: Bir sanıyordum arkadaşlarını ama ikiymiş.
Yakut: Bana mı sinirlendin yoksa başka bir şeye mi?
Gezegen: Sinirli değilim
Yakut: Bunu söylerken bile sinirlisin.
Yakut: Tunç dün okula yeni geldi ve istemediğim halde yanıma oturdu
Yakut: Bana verdiğin telefonun olduğu kutuyu açmıştı ilk teneffüs
Yakut: Biraz kızdığım için vicdan azabı çektim sanırım
Yakut: Bugün de Taylan dediğim çocuk üstüne çay dökünce sanırım hatamı telafi etmek ister gibi yardım etmek istedim
Yakut: İkisiyle de arkadaş sayılmam.
Yakut: Sadece o an aynı ortamdaydık
Gezegen: Neden şimdi birden açıklama yaptın ki?
Yakut: Ne bileyim, sen öyle diyince
Yakut: Açıklama ihtiyacı hissettim.
Gezegen: Keşke açıklama yapmayıp beni yumuşatmasaydın
Gezegen: Sana benden daha yakın olduğu için yanındakini kıskanacaktım ne güzel
Gezegen: Karşına çıkmaya cesaretim olmadığı için kendime sövüp sayacaktım
Gezegen: Birkaç değişik havaya da bürünecektim
Gezegen: Üzgün, sinirli, kıskanç
Gezegen: Ama geldin tatlı tatlı açıkladın, yine sana kızmamı engelledin
Gezegen: Nasıl bir şeysin sen ya?
Yakut: Çok kızmak istiyorsan bir şey yapmasam da kızabilirsin
Gezegen: Şu anda sana kızmak değil, sevmek istiyorum.
Gezegen: Sevebilir miyim?
Yakut: Anlamadım?
Gezegen: Seni sevmek istiyorum
Gezegen: Ve bunun için senden izin istiyorum
Gezegen: Seni sevmeme izin verir misin?
Yakut: Bu şey benim söylememle olacak bir şey mi?
Yakut: Sevme desem sevmez misin?
Gezegen: Hayır, o gelişigüzel sorulmuş bir soruydu
Gezegen: Sevmek ve sevilmek kişinin elinde olmayan şeylerdir.
Gezegen: Fark ettim ki ben seni zaten sevmişim
Gezegen: Seviyorum*
Gezegen: Aşık olmuşum*
Gezegen: Aşık olmaya devam ediyormuşum *
Gezegen: Fazla özlü söz söyleyemem ama hani gülüşün gülüşüm olmuş muhabbetleri var ya
Gezegen: Sonuna kadar gerçek
Gezegen: Gülüşünle gülüyorum ama bir tek de bana gül istiyorum
Gezegen: Bunlar sağlıklı ve olması gereken düşünceler , değil mi?
(Görüldü...)
(Yazıyor...)
(Çevrimiçi...)
(Yazıyor...)
×××
Nasıldııı bölüm?
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro