*19*
×××
Gözlerim hala yeni alındığı belli olan telefondayken öğretmenler zili de çalmıştı. Hızlı davranarak kutunun içinden siyah telefonu aldım. Nerden baksan birkaç binlik bir telefondu. Pahalı olduğu barizdi.
Orta tuşuna bastım. Ekran açıldı. Ekranda benim geçen gün Gezegen'e attığım bir fotoğraf vardı. Gülerek ekranı kaydırdım. Ekranı açtıktan hemen sonra telefon titredi. WhatsApp'tan mesaj gelmişti. Mesajı açtım.
Gezegen: Telefona bakıp gülüyorsun, kızmadın. Ve sana artık ulaşabiliyorum. Daha ne isterim?
Yakut: Kızmadım çünkü ne amaçla aldığını biliyorum. Ama almasan daha iyi olurdu. Biraz pahalı bir şeye benziyor.
Gezegen: Şey evet, biraz tuzlu geldi ama sıkıntı değil,
Gezegen: Böyle içim daha rahat
Yakut: Teşekkür ederim
Gezegen: Önemli değil
Gezegen: Eve giderken telefonu sessize falan alıp sakla
Gezegen: Baban bulmasın
Yakut: Telefon güme gider diye mi? :)
Gezegen: Hayır, sana zarar vermesin diye
(Görüldü)
Gezegen: Öğretmenler sınıflara girdi bile
Gezegen: Hava da soğuk
Gezegen: İçeri gir, üşüteceksin.
Yakut: Teşekkür ederim
Gezegen: Ne için?
Yakut: Her şey için
Yakut: Yaptığın tüm şeyler için
Gezegen: Tamam abartma da sınıfına git
Gezegen: Sessize al telefonu, derste canım sıkılırsa sürüyle mesaj atabilirim
Gezegen: Ona göre
Yakut: Tamam, sen de sessize al
Yakut: İki gündür ben de çok doldum, mesaj yağdırabilirim
Gezegen: Teneffüste yağdır ne yağdıracaksan
Yakut: Tamam be
Yakut: İyi dersler
Gezegen: Sana da Kızıl.
×××
Gezegen: Ne oluyor orda?
Gezegen: Dersten izin alıp çıktım
Gezegen: Sizin sınıfın kapısı açıktı ve içeri baktığımda
Gezegen: Yanında daha önce görmediğim biri oturuyordu
Gezegen: DELİ OLDUM LAN
Gezegen: Yanında oturan ve arada sana bakıp duran lavuk kimdi?
Gezegen: KİMDİ LAN BEN SANA BAKMAYA KIYAMAZKEN YANINDA OTURABİLEN ÇOCUK
Gezegen: Diye hesap sormak isterdim senden
Gezegen: Kıskandığımı binbir türlü laflarla belli edecek olsam da isterdim
Gezegen: Ama yok
Gezegen: Buna hakkım yok
Gezegen: Neyinim ki senden hesap soracağım
Gezegen: Hangi hakla seni kıskanabilirim ki?
Gezegen: Bana belki hala güvenmiyorsun
Gezegen: Belki geceleri yatarken aklını kurcalamıyorum
Gezegen: Sen artık aklımdan çıkmazken ben aklına bile gelmiyorum belki
Gezegen: O yüzden sana bunları sorma hakkım yok
(17 mesaj silindi)
(Yakut çevrimiçi)
Yakut: Hey ne yazdın o kadar?
Gezegen: Önemsiz
Gezegen: Derste canım sıkılmıştı öylesine şeyler yazdım
Yakut: Ya ama merak ettim
Yakut: Bir dakika önce girseydim görecektim mesajlarını
Gezegen: Ama görmedin :)
Yakut: Çok kötüsün
Gezegen: Teneffüsteyiz, kantine insene
Gezegen: Acıkmışsındır.
Gezegen: Kahvaltı etmediysen sabahtan beri açsın
Yakut: Aslında açım ama üşeniyorum
Gezegen: Üşenme
Gezegen: Hadi çık sınıfından
Yakut: OF TAMAM
Gezegen: Oflama bana!
Yakut: OF
×××
Gülerek telefonumu kapattıktan sonra ayağa kalktım ve telefonla oynayan Tunç'un başında dikildim. Ayağını sıraya yaslamıştı ve duvar kenarında oturduğumuz için çıkmamı engelliyordu.
"Kalkar mısın, çıkacağım."
Bana bakmadan cevap verdi. "Çıkamam. Çıkarsam yanarım."
Ofladım. "İki dakika çık, kantine gideceğim." Telefonunu kapatıp bana döndü. "Kantin mi? Vallahi çok acıkmışım. Bir tost ısmarlarsan kalkarım."
"Git kendin al tostunu ve de kalk!" Oflayarak kalktı. "Çok cimrisin." Onu umursamadan sıradan çıktım ve kantine doğru indim. Ama ayak seslerinden ve gürültülü bir şekilde mırıldandığı şarkıdan dolayı arkamdan geldiğini anlayabiliyordum.
Kantine girdikten sonra önüme geçip beni durdurdu. "Bu seferlik sen geç masaya, ben ısmarlarım. Ama bir dahakine kesin sen ısmarlarsın."
Baygın bir şekilde bakıp kollarımı göğsümde birleştirdim. "Herkes kendi isteğini alsın. Sürekli birbirimize bir şeyler ısmarlamak çok saçma."
Ellerini omuzlarıma koyup beni arkamdaki masaya doğru ittirdi. "Uslu bir kız olarak oturursan sana çikolata da alırım." Ellerini omuzlarımdan kurtardım. "Antep fıstıklı olsun."
Sırıttı. "Tamam."
Sanırım ona daha fazla itiraz etmememe sevinmişti. Yeni geldiği okulda arkadaşlık kurmak istiyor olabilirdi ama o kuracağı arkadaşlık bende miydi emin değildim.
Etrafa bakındım. Tunç, tostları ve çikolatayı almıştı ve yanıma doğru gülerek geliyordu. Özünde iyi çocuk gibiydi. Sanırım ona çok fazla tepki verdiğim için özür dilemem gerekiyordu.
Masaya gelmesine birkaç adım kalmıştı ki yan tarafından hızlı bir şekilde gelen bir çocukla çarpıştılar. Şaşkınlıkla olayı izlerken Tunç'un üstüne çocuğun elindeki çay dökülmüştü. Ona çarpan çocuk olayı fark edince arkasına döndü ve yüzünü gördüm.
Bu çocuk, geçen gün öğretmenler önünde çarptığım çocuktu.
×××
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro