Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

*14*

×××

Dev Gezegen'den:

"Ne yapıyorsun sen yine telefonda?"

Ablamın bana mutfak kapısından seslenmesiyle telefonumdan baktığım Yakut'un resminden gözümü çektim ve telefonu kapattım. Resmen ilk gerçek tribimi yemiştim. Ablama onu anlatmadım ve saklıyorum diye bozulmuştu. Oysa ben onu kendime bile anlatmaya, düşünmeye çekinirken bir başkasına nasıl anlatabilirdim? Ablam olsa bile.

Ablam, yanıma gelip yaslandığım koltuğun koluna oturup saçlarımı karıştırdı. "Ne karıştırıyorsun sen telefonda?" Elini saçlarımdan çektim. En sinir olduğum şey saçlarıma dokunmasıydı. "Dokunma saçlarıma!" dedim kaşlarımı çatıp.

Saçlarını omzunun gerisine attı. Beni zorla kenarı kaydırıp yanıma oturdu. Bana kaşınmaya başladığına göre ya cidden merak ettiği şeyler vardı ya da canı sıkılıyordu.

Yanıma koyduğum telefonuma uzanmaya çalıştı. "Versene, internetten bir şeye bakacağım." Telefonumu alıp cebime koydum. "Kendi telefonundan bak."

Ofladı. "Benimkinin kamerası bozuldu. Fotoğraf çekineceğim. Ver."

Kaşlarımı kaldırıp güldüm. "Verir misin? de." Ofladı. "Verir misin?"

Dilimi şaklattım. "Hayır." Çünkü telefonu açar açmaz Yakut'un fotoğrafı açılacaktı.

Suratını asarak geri çekildi ve kollarını göğsünde birleştirdi. "Sen artık bana hiçbir şeyini anlatmıyorsun." Gülümseyerek yanağını sıktım. "Ne anlatmamı bekliyorsun?"

Omuz silkti. "Zaten geçen gün annemin söylediği esmer yakışıklı çocukla senin yüzünden buluşamadım. Bir de doktormuş çocuk. Resmen aradığım ideal erkekti ama ben sen istemiyorsun diye buluşmadım! Ben yakında senin yüzünden evde kalacağım ama sen ablana bir konuştuğun kızdan bahsetme!"

Yanımdan kalkıp gidiyorken kolundan tutup yerine geri oturtturdum. "Sen nerden biliyorsun?" Umursamazca bakındı. "Neyi?"

"Az önce söyledin ya?" Gözlerini kocaman açıp eliyle ağzını kapattı ve boğuk bir çığlık attı. "Ne? Yani gerçekten biriyle mi konuşuyorsun?"

Afalladım. "Ne? Yani sen bilmiyor muydun?" Bilmiş bir gülüş attı. "Yıllardır telefonuna şifre koymayıp birden koyman. Ne zaman yanına yaklaşsam telefonunu kapatman. Geceleri sürekli aktif olman. Telefona bakıp sırıtman. Sürekli bir yere bakıp bakıp dalman falan. Bunların hepsi tabiki de birinin olduğunu kanıtlıyordu. Tahmin ediyordum ama güzelce yemimi yiyince de emin oldum. Kim o kız? Otur anlat."

Ofladım. Kendimi koltukta geri atıp koluna yaslandım. Ellerimle yüzümü kapattım. Gerçekten de bir yere bakıp dalıyor muydum? Hiç farkında değildim.

Ablam, koluma vurdu. "Hadi hadi. Utanma. Göster gelinini bana. Ama beğenmezsem istemem ha! Ona göre! Hemen herkesi beğeneceğimi zannetme!"

Doğrulup ağzını kapattım. "Bağırma, annem duyacak!"

Elimi çekti. "Annem dışarı çıkıyorum diye bağırdı ama sen hülyalı hülyalı telefona bakmaktan duyamadın tabi!"

Ensemi kaşıdım. Harbiden duymamış mıydım? Küçük bir kız, beni nasıl hiçbir şey yapmadan boyunduruğu altına alabilmişti?

Kendini yanıma kaydırdı. Omzuyla omzuma vurdu. "Okuldan biri mi?" Yüzümü sıvazladım. "Evet."

"Nasıl konuşmaya başladınız? İsmi ne? İlk sen mi yazdın, o mu?" Başımı koltuğa yasladım. Onu ilk gördüğüm an aklıma gelince gözlerim kapandı kendiliğinden.

"İsmi Yakut. Onu ilk kez sınıfında bir öğretmeniyle konuşurken gördüm. Daha doğrusu ağlarken gördüm. O gün kızı araştırdım. Öğretmeniyle konuşurken duydum, Yakut okulun birincisiymiş. Laf arasında bizim sınıftan birine okulun birincisini sorduğumda hemen anlattı. İsmini falan da ondan öğrendim zaten. Numarasını da bir şekilde buldum ve mesaj attım."

Numarasını masıl bulduğumu anlatmak istemiyordum çünkü pek kolay olmamıştı.

"Okulda görüşüyor musunuz?" Güldüm. "Benim nasıl bir şeye benzediğimi bile bilmiyor. Ne görüşmesi?"

Kaşlarını çattı. "Nasıl ya?"

Yakut'un babası ve hakkında öğrendiklerim aklıma gelince ofladım. "Kızın babası leş gibi. Kötü bir hayatı var. Babası kafayı üniversite sınavıyla bozmuş. Ben de ona anonim olarak yazdım. Amacım onu rahatlatıp babasının baskısını azaltmaktı. Ama okulda falan sürekli görüyorum, her tenefüste sınıfta ve ders çalışıyor. Bazen sınıfına ona fark ettirmeden girip onu izliyorum. Önümdeki teste o kadar konstantre oluyor ki ona bakanları fark etmiyor. Sınıfta herkes sözde ondan nefret ediyor ama erkekleri ne zaman görsem ona bakıyorlar. Pezevenkler."

Ablam kahkaha attı. "Kuzum sen aşık mı oldun?"

Başımı kanepeden kaldırdım. "Ne aşkı ya? Benim amacım kızı babasının-"

"Neden sınıfındaki erkekler seni rahatsız ediyor?"

"Çünkü... hem ondan nefret ettiklerini söyleyip onu üzüyorlar. Hem de ağzının suyunu akıta akıta bakıyorlar, şerefsizler."

Ablam kafasını salladı. "Hmm evet anladım. Bir resmi falan yok mu?"

Omuz silktim. "Var ama sana göstermem."

Dudaklarını büzdü. "Neden?"

"Nedeni yok, kimseye göstermek istemiyorum." Omzuma vurdu. "Kızına aşık olacak değilim. Göster hadi. Yıllardır odun gibi ortalıkta dolaşan kardeşimi divaneye çeviren kızı merak ediyorum."

Elim telefona giderken söylendim. "Sensin divane."

"Divane olmama da izin vermiyorsun ki, biriyle görüşmeye kalksam hemen küsüyorsun."

Telefonumda bana attığı son resmi açtığımda telefonu elimden çekti. O resme bakarken omzundan tutup kendime çektim ve saçlarını öptüm. "Sevmesem de seni ablamsın. Kimseyle görüşme, küserim. Hem daha sen yeni mezun oldun üniversiteden. Hemen evlenip ne yapacaksın?"

Ablam beni takmadan telefona bakıyordu. "Demek Yakut dediğin kız bu. Benden güzel olmasın ama güzelmiş." Başını telefondan kaldırıp bana baktı. "Abisi falan var mı?"

Sinirle elinden telefonu kaptım. "Sana ne abisi varsa?" Huysuzca bana baktı. "Sana da bir şey sorulmuyor ya!"

"Düzgün şeyler sor sen de!" Sarı saçlarını düzelttim. Gülümseyip yanağımı öptü. "Tamam, hemen delirme. Aşık olmadan evlenmeye niyetim yok."

Kaşlarımı çattım. "Ne aşkı?"

"Senin aşık olduğun gibi bir şey."

"Ben aşık olmadım... henüz."

Başını bilmiş gibi salladı. "Hmm kız fotoğrafı attıktan sonra bi' dibin düşmüş." Saçlarını karıştırdım. "Küçücük boyunla büyüklerin meselesine karışma!"

"Benden uzunsun yapılısın ve daha büyük gözüküyorsun diye bana küçük diyemezsin! Ben senin ablanım!" Ablamın yakınmasına karşılık güldüm. Her gün istisnasız gerekli gereksiz her konuda kavga etsek de seviyordum.

"Bu hep böyle mi devam edecek?"

"Ne?"

"Sürekli anonimden mi konuşacaksınız? Bence bir süre sonra sıkılır. Hayal gibi bir şey. Biriyle konuşuyorsun, var olduğunu biliyorsun ama göremiyor ve dokunamıyorsun. Çok da uzun sürmeyebilir konuşmanız. Neden karşısına çıkmıyorsun?"

Düşünceli olduğumu fark edip koluma vurdu. "Seni beğenmez diye endişelenme. Seni beğenmeyecek kız tanımıyorum. Benden de anlaşıldığı üzere genler sağlam!"

"Biraz daha konuşup karşısına çıkacağım elbet ama beni senin yüzünden engelledi. Yazamıyorum."

"Neden? Ne zaman?"

"Dün gece. Ablam olduğunu söyledim, ondan sana bahsetmediğimi söyleyince biraz sinirlendi. Hoşuma gitti. Dalga geçince de engeli bastı. Normalde engeli kaldırması lazımdı ama yine benim uğraşmamı istiyor sanırım."

"Eşek, kıza seni ablamdan saklıyorum mu dedin? Kim bilir ne düşünmüştür? Aptal mısın? Git kızın gönlünü al."

Ofladım. Sanırım bu seferki jestim biraz daha elle tutulur olması gerekiyordu.

×××

Bir sonraki bölüm bomba olaylar var!!!!

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro