7.Bölüm : Aşıklar Tepesi
( Zeynep , Melis'le uzun bir yürüyüş yapıyor . Melis ile son gününü geçiriyor . Havaalanında ise onları büyük bir sürpriz bekliyor .)
Z : '' O kadar yorgunum ki .. ''
M : '' Sen mi , Ben mi ? ''
Z : '' Senin aklına uyup bu kadar yolu yürümemeliydim .. ''
M : '' Fena mı oldu . Adrenalin yaşamış oldun sayemde :) ''
Z : '' Ne demezsin . ''
M : '' Emin ol buna değecek . Ben gördüm çok güzel bir yer .. ''
Son yaşanan olaydan sonra Melis arkadaşını neşelendirmek için , internette gördüğü çok güzel manzarası olan bir yere götürmek istedi . Tabi ikisi de yolu bilmiyordu . Yakın olduğu düşüncesi ile yola çıkmışlardı ancak yol uzadıkça uzamıştı ..
Melis biraz daha şanslıydı çünkü spor ayakkabı vardı ayağında . Zeynep ise babet giydiği için ayakları şişmişti . Tüm bu çabalarının sonunda dik bir yokuşu çıkıp , harika bir manzara ile karşılaşınca ikisi de yorgunluklarını unutmuşlardı . Tepesine kuşların konduğu , dev gövdesi ile asırlık olduğu her halinden belli olan bir çam ağacının dibine atmışlardı kendilerini ..
Zeynep ayakkabılarını çıkardı ve ikisi de sırtlarını ağaca yaslayarak konuşmaya başladı ;
Z : '' Gerçekten fotoğraftakinden daha güzelmiş .. ''
M : '' Sana söylemiştim . Hem burasının adı neymiş biliyor musun ? ''
Z : '' Neymiş ? ''
M : '' Aşıklar Tepesi .. ''
Z : '' Burada böyle bir yer olduğunu bilseydim daha önce kesinlikle gelirdim .. ''
İkisi de o an birbirlerinin aynı çocuğu yani Yağız'ı düşündüklerini bilmiyorlardı . Gerçi Melis , Zeynep'in bakışlarından bunun farkına varıyor ama kendisi de istem dışı kendini bu hayale kaptırıveriyordu ..
Z : '' Ne düşünüyorsun ? ''
M : '' Hiç . Yarın dönüyorum ama içimde bir korku var senden ayrılmak istemiyorum .. ''
Z : '' Bende onu düşünüyorum . Sen gidince muhtemelen birbirimize gireriz babamla .. ''
M : '' Sakın öyle bir şey yapayım deme . Her türlü derdini sıkıntını bana açabileceğini biliyorsun .. ''
Z : '' Ondan kuşkum yok ki . Ama .. ''
M : '' Aması falan yok . Anlaştığımızı umuyorum .. ''
Z : '' Peki .Ayrıca beni buraya getirdiğin içinde teşekkür ederim .. ''
M : '' Rica ederim . Bizde artık İstanbullu sayılırız kızım :) ''
Bu son cümlenin ardından birlikte gülüştüler . Ardından Melis , dövmesinin üzerine krem sürerken , Zeynep'te doğrulup üstünü başını temizledi . Ardından biraz ileride bir kafe olduğunu fark ettiler . Burada bir kahve içmenin iyi olacağını Melis söyledi . Zeynep'te hem ayakları hala ağrıdığı için hem de eve gitmesi isteği duymadığı için koşulsuz uydu bu teklife ..
Burasının manzarası daha da bir güzeldi . Boydan boya katlanır camla kaplı , merkezdekilere göre biraz da küçük bir yerdi. Ama Zeynep zaten böyle yerleri , kalabalık yerlere göre daha çok severdi ..
M : '' Gerçekten o bahsettiğin çocukla konuşacak mısın ? ''
Z : '' Nerden çıktı şimdi bu ? ''
M : '' Bilmem . Öyle aklıma geldi .. ''
Z : '' Bilmiyorum Melis . Gerçekten kafam çok karışık . Bir yandan babama canım sıkkın , diğer taraftan onu düşünüyorum sürekli . Burada yaşadığım yalnızlığı saymıyorum bile .. ''
M : '' Sondan başlarsak öncelikle şu yalnızlık lafını bir unut . Ben hep senin yanındayım bunu biliyorsun . Ayrıca baban konusunda beklemekten başka yapabileceğin bir şey yok . Sonuçta daha net bilgiler edinmeliyiz . Bu süreçte sende onun gözüne batma derim .. ''
Z : '' Söylemesi Kolay ama nasıl olacak o iş ? ''
M : '' Sabır ederek .. ''
Melis'in iyi niyetinden şüphesi yoktu Zeynep'in . Ama bu kadar kolay olmayacağını kendisi de biliyordu . Ayrıca Yağız konusunu kendisi açmış fakat onunla ilgili bir yorum da yapmamıştı . Bunun üzerinde fazla durmadı Zeynep . Kahvelerini içtikten bir taksi çevirip , eve gittiler ..
Sabah gözlerini açtıklarında ikisinin de içine bir hüzün çöktü . Ayrılık kelimesini etmeden kahvaltılarını ettiler . Melis bir yandan da aklından çıkaramadığı çocuk için kendine kızıyordu . İçten içe '' en yakın arkadaşıma ihanet etmek bana yakışır mı ? '' diyordu . Tek tesellisi '
'' Batman'a gidince zamanla unuturum nasıl olsa '' oldu ..
Havaalanına gitmek için taksi çağırdılar . Aslında daha çok erkendi ama İstanbul'un trafiğine bu kısa zamanda ikisi de alışmıştı . Gerçekten de düşündükleri kadar uzun ve sıkıcı sürdü yol . Sonunda iç hatlar kısmına giriş yaptıklarında taksiden indiler . Tam ikisi de içeriye doğru yönelmişti ki , İkisinin de aynı anda dikkatini çeken bir olay oldu . Yağız , elinde çekçekli valizi ve yanında çok iyi bildikleri bir kız . İkisinin de ağzı açık kaldı . Uzun uzun baktılar ve Melis mırıldanarak konuştu ; '' ROJİN ''
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro