Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

2.Bölüm : Sil Gözyaşlarını


( Yağız ile ilk karşılaşmanın ardından gelen tarif edilmez duygular ve daha da karmaşıklaşan aile sorunları .. )


Sevgili Günlük ;

Bugün , hiç alışkanlığım olmamasına rağmen bir şeyler karalamak geçti içimden . Belki de anlatacak kimsem olmadığı için yazıyorum bu sözleri . Neyse Dün karşılaştığım o yakışıklı çocuk , benim aklımı başımdan aldı . Havalı tipleri sevmezdim ama bu başka türlü bir şey . Onu görür görmez ateşimin çıktığını hissettim..


Kulaklarımın kızardığını , rengimin tümden attığını tahmin etmek zor değil muhtemelen . Yanına hiç gidemedim bile .  Hem Gitseydim de muhtemelen ağzımı açıp bir şey diyemezdim . Hem fazlasıyla utanıyor , hem de heyecanlanıyordum . Zaten çok kısa bir süre içinde arabasıyla yanımdan geçti gitti . Belki de beni görmedi bile ..


Zeynep yeni başladığı günlüğüne bunları yazmıştı . Yıllarca günlüğün ne kadar saçma bir şey olduğunu savunmasına rağmen , şimdi yalnızlığını sadece bu satırlarla paylaşabiliyordu . Hemen altına da şu cümleyi yazdı ;

'' Ne kaplumbağa kadar uzun yaşamak isterim , ne de kelebek kadar kısa . Ancak kaplumbağa kadar sabırlı ve kararlı , Kelebek kadar renkli ve özgür olmak isterim.. ''

7.5.1999

Artık her günü , belki bir daha görebilirim umuduyla , o çocuğu tekrar aramakla geçiyordu .

Bir gün .. Bir hafta .. Bir Ay ..

Tabi bu dönemde kalbi hiç olmadığı kadar hızlı atıyor ve çevresinde değişen bir şey olmamasına rağmen etrafa gülücükler saçıyordu . Bu durumu kimseyle paylaşmaması ona içten içe bir haz da vermiyor değildi . Geceleri rüyalarında bile , gördüğü o çocuk ile el ele yürüyor , pamuk şeker yiyor ve uzun uzun sarılıyorlardı ..

Yine bir gün , uzun zamandır giymediği en sevdiği kırmızı elbisesini giymişti . Makyajını fazla abartmadan yaptı. İnce topuklu ayakkabısını giydi . Aynada kendisine baktığında sokağa böyle çıkmanın ne kadar komik olacağını düşünse de , kendisini fark ettirebilmenin tek yolunun bu olduğuna karar verdi . Hem başka ne yapabilirdi ki . O kadar güzel bulmuyordu kendini . Lüks marka elbiseleri de yoktu . Onu görebilmek umuduyla evden çıktı ..

'' Dar ve çamurlu yollarda , bu topuklularla yürümek ne kadar da zormuş . '' diye düşündü . Ancak buna değeceğine emindi . İşveli edasıyla yürümeye devam ederken , kapılarının önünde ona bakan kadınların imrenmesini , erkeklerin iç çekişlerini göz ucuyla süzüyor ve bu ona haz veriyordu .

Çocuğun bulunduğu semte girdiğinde heyecanı gittikçe artmıştı . En iyisi , evinin bulunduğu sokağa , yakın bir kafede oturmak olduğuna karar verdi .Kafe'nin adı bir acayipti . İçindekiler de öyle . Zaten Zeynep'in de fazla parası da yoktu yanında . Evden çıkarken bunu düşünmemişti ..


CAFE LE BON


Siyah yelekli , uzun boylu , düzgün diksiyonu olan , genç garson hafifçe eğilerek ;
'' Hoş geldiniz Hanımefendi . Ne arzu edersiniz . '' dedi . Zeynep'in aklı , yolun karşısında olduğu için soruya bir kaç saniye geç de olsa cevap verebildi . '' Bir fincan sütlü kahve lütfen '' Sesi boğuk ve cılız çıkmıştı. Garson siparişi getirmek için gittiğinde , Zeynep önce parasının yetip yetmeyeceğini anlamak için menüye baktı . Neyse ki o kadar parası vardı . Ardından etrafını süzmeye başladı . Semtin bu kısmı , daha zengin ve sosyetik insanların olduğu yerdi . Çok yaşlı kadınların bile kendisinden daha çok makyaj yapıp , estetikli olduğu bariz belli olan vücutlarını  görünce buna daha çok emin oldu . .

Kahvesinden bir kaç yudum almıştı ki , uzaktan babasına benzettiği bir adamı ve onun yanında da bir kadını gördü. Bu çok kısa bir zaman sürmüş , Zeynep tam emin olamamıştı . Ancak yine de kahvesi soğuyana ve hava kararana kadar bunu düşündü . Acaba İstanbul'a gelmelerinin sebebi o malum olay mıydı ? yoksa babasının bir planı mıydı ?

Hava kararmış ve Zeynep üşümeye başlamıştı . Hesabı ödedikten sonra dönüş yoluna geçti . Buraya gelirken ki neşesi kaybolmuş , içini o her zaman ki boğucu hüzün kaplamıştı . Eve de gitmek gelmiyordu içinden . Uzun uzun ve yavaşça , ayağının topuğuna vuran ayakkabıya da lanet ederek yürüdü . Tam o esnada hoşlandığı çocuğun arabasını fark etti . Birden her şeyi unutup , ona doğru hızlandı . Yaklaştıkça kalbi küt küt atmaya başladı . Yanına geldiğinde , arabanın yan koltuğunda genç ve güzel bir kızın oturduğunu , beraber kahkahalarla güldüklerini fark etti . Dünyası başına yıkılmıştı . Bu gün yaşadığı ikinci şoktu bu  . O geceyi yorganın altında hüngür hüngür ağlayarak geçirdi ..

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro