( Zeynep , Rojin hakkında bazı gerçekleri öğreniyor  . Melis ile İstanbul'un altını üstüne getiriyor ve  Melis ile Yağız  ilginç bir şekilde karşılaşıyorlar .. ) 

'' Tanıyorum bu kızı . '' diye kulağına fısıldadı Melis . 

'' Ne . Nereden .. '' diye daha yüksek sesle karşılık verdi Zeynep . 

'' 13 -14 yaşlarımda iken , amcamları ziyarete gitmiştik Diyarbakır'a . Hatta ben seninle kalmak isteyip , ayak diretmiştim . Hatırlıyor musun ? ''

'' Anımsıyorum . Çok ağlamıştık ikimizde .. ''

'' Orada bir çocukla tanışmıştım hani . Haftalarca sana ondan bahsetmiştim . ''

'' Evet . Neydi adı .. ''

'' Kerem . ''

'' Tabi ya . Az kalsın beni onunla tanıştırmaya götürecektin oraya .. ''

'' Neyse yaklaşıyor sonra konuşuruz bu konuyu . '' 

'' Peki .. ''

Bordo rengi spor ayakkabıları ve üzerinde ki sporcu atleti ile , her zaman bu sahil kenarında spor yapıyor gibi bir edası vardı Rojin'in . Zeynep belki bu duruma kanabilirdi . Ama Melis , onu gayet iyi tanıdığından göz boyamak için her şeyi yapabileceğini biliyordu . Rojin yanlarına geldiğinde , kızlara tebessümle selam vererek konuşmaya başladı ..

'' Beni ekmeyeceğini tahmin etmiştim .. ''

'' Olur mu hiç öyle şey . Bak seni kiminle tanıştıracağım .. ''

Rojin yanında duran genç kızı tepeden tırnağa süzdü . Bir yerden tanıdık geldiğini hissetse de , çok fazla düşünmedi bunu ..

'' Sana daha önce bahsetmiştim . En yakın arkadaşım Melis .. ''

''  Memnun oldum Melis .. ''

'' Bende .. ''

'' Ben burada çok güzel bir yer biliyorum isterseniz oraya gidebiliriz .. ''

Bu fikre itiraz etmeden yürümeye başladılar . Rojin'in bahsettiği kafe Marina , sahilin en gözde mekanlarından birisiydi . Zeynep'in daha önce gittiği kafeden daha şık ve pahalı bir yerdi .O civarın tüm gençlerinin burada buluştuğu ve Rojin'in de devamlı buraya takıldığı her halinden belliydi . Önde Rojin arkada kızlar içeriye girdiklerinde , denizi gören cam kenarı bir masaya oturmak isteseler de , çok kalabalık olduğu için orta masalardan birinde ancak yer bulabildiler . Siparişlerini hemen alan genç ve yakışıklı garson , Melisi etkilemeyi başarmıştı ..

Zeynep , babası ile kavgalı olduğu ve beş kuruş parası olmadığı için , fazla bir masraf yapmamayı kafasından geçirirken , Melis  arkadaşının bu sıkıntısını görüp , onu rencide etmeden , söylediği tatlıya iki kaşık istemişti .. 

'' Ee kızlar , anlatın bakalım . Neler yapıyorsunuz ? '' 

'' Biz Zeynep'le beraber büyüdük Batman'da . Daha yeni buraya taşındılar . Bende onu görmek için dün geldim .. ''

Tam sözüne devam edecekken garson geldi . Elindeki Tiramisu'yu ( ki Zeynep'in en sevdiği tatlıdır . ) masaya bıraktı . Rojin'e de sütlü kahve ve yanında beyaz çikolata getirmişti .Garson gittikten sonra , Melis konuşmasına devam etti ..

'' Lise son sınıftayız ikimizde . Benim en büyük hayalim ana sınıfı öğretmeni olmak . Onun için bu sene daha sıkı çalışmam gerek . Peki sen neler yapıyorsun ? '' 

'' Ben Diyarbakır'ın en küçük ilçesinde , Çüngüş'te doğup büyüdüm . Okulla aram pek iyi değildi . Zaten geçen yıl bırakmak zorunda kaldım . Şimdi ise Beşiktaş'ta bir markette kasiyer olarak çalışıyorum .. ''

Dalıp gitmişti Zeynep . Bir kulağı ile konuşulanları dinlese de , aklı Melis'in Rojin hakkında söylediklerindeydi . Bunu takip eden yarım saat boyunca onlar konuştu Zeynep dinledi . Sadece ufak baş sallamalar ve kısa cümlelerle konuya dahil oldu . Melis'in gönlü kırılmasın diye tatlıdan bir kaşık yedi. Daha sonra gezmek için yola çıktıklarında Rojin'in telefonu çaldı ..

'' Kusura bakmayın benim acilen gitmem gerekiyor . Erkek arkadaşım aradı da .. ''

'' Tabi . Sorun yok .. '' 

'' Seninle tanışmak güzeldi Melis . Bunu gitmeden tekrar yapalım olur mu ? ''

'' Tabi ''  

Tabi dedi yarım ağızla Melis . Onu ne görmek isterdi bir daha ne de sesini duymak . Ama lafın gelişi tabi dedi . Ardından Rojin yanlarından ayrıldı . Zeynep merak içinde Rojin hakkında ki gerçekleri dinlemeye başladı .. 

'' Kerem demiştin en son .. ''

'' Evet . Bu kız Kerem'in eski kız arkadaşıymış . Kerem bana onu aldattığını ve orada yatmadığı erkek kalmadığını ağlayarak anlatmıştı . E tabi duygusal çocuktu Kerem . Aldatılmak kanına dokunmuş olmalı . Zaten bende bu huyuna aşık olmuştum . '' 

'' Peki sen gördün mü hiç ? '' 

'' Görmez olur  muyum . İki kere , iki farklı çocukla .. '' 

'' Belli ki o seni görmemiş baksana hatırlamadı bile .. '' 

'' Boş ver . Çok da umurumda değil . Ama bana sorarsan bu kızdan uzak dur .. ''

'' Hiç şüphen olmasın .. ''

O gün akşama kadar bir çok semti gezdiler . Melis'in merak ettiği yerleri görmeye gittiklerinde , Zeynep'te henüz buraları görmediğinden , görme fırsatı yakalamıştı . Eski güzel anlardan ve babasının durumundan bahsetti Zeynep  . Melis ise kasıklarının biraz üst kısmına yaptırmak istediği minik pati şeklindeki dövmeyi anlattı . Zeynep yetiştiği çevreden dolayı önce biraz yadırgasa da , çok yakışacağına ve görünmeyen bir yer de olacağına emin olunca  bu fikri onayladı ..

Beyoğlu'nda gezerlerken bir dövmeci gözüne çarptı Melis'in . İçeriye girmek için tereddüt etmedi bile . Zaten kafasına koymuştu . Zeynep biraz gönülsüzlükten biraz da utandığı için içeriye girmedi . Onu dışarıda bekleyeceğini söyledi . Melis içeride beklemesi için çok ısrar etse de , Zeynep bunu yapmadı ve kapının önünde bekledi .  İçeriye girdiğinde geniş omuzlu , lacivert gömleğinin kollarını kıvırmış ve üzerine kazağını bağlamış  , mavi gözlü , yakışıklı bir çocukla karşılaştı .. 

Büyülenmiş gibiydi Melis . Tutulmuştu çocuğa . Önce dövmeci olabileceğini düşündüyse de , dövmeci çocuğun , içeriden çıkıp onunla konuşmasıyla onun arkadaşı olduğunu anladı . Karşısındaki koltuğa oturduğunda uzun uzun ve birbirlerinin boş anlarını kollayarak birbirlerine bakıyorlardı . Sonunda Melis dayanamayarak yanına gitti .. 

'' Merhaba . Ben Melis .. '' 

'' Merhaba ben de Yağız .. ''