6 ➸ Legends
İnsanların şaşkınlık belirten sesleri, gördüğüm şeyler, Debroah'ın zafer gülümsemesi...Hepsi beni boğmaya başlamıştı. Bu, bu o kadar ağırdı ki, hiçbir kelime hissettiğim duygulara karşılık veremezdi.
Kocaman bir kalabalık, Debroah'ın bilgisayardan yansıttığı görüntüyü izliyor, izlediklerine bir açıklama beklercesine bana bakıyorlardı. Fakat bilmedikleri bir şey vardı ki, en büyük açıklamaya benim ihtiyacım vardı.
Gizli bir kamara tarafından çekilen yatak odası görüntülerinin başrolünde, Justin ve Lauren vardı.
Justin ve Lauren...
Lauren zevk çığlıkları duyulurken, videoda Justin apaçık belli oluyordu.Bana bunu nasıl yapmıştı? Beni nasıl aldatmıştı? Düşmanlarımdan biri ile, beni nasıl kandırıdı?
"Yeter! Kapat şunu!" Justin merdivenlerden koşarak geldi ve bilgisayara birkaç müdahalede bulundu.
Bakışlarımı Lauren'a çevirdim. Ağlıyordu. Bana baktı, sadece baktı. Tek kelime bile etmedi.
Çok şey yapmak geliyordu içimden. Vurup kırıp her yeri dağıtmak ve öfkemi dışa vurmak istiyordum. Ama yapamadım, boğazımdaki yumruyu zorlukla yutup her şeyi, herkesi arkamda bırakarak yürüdüm. Yürüdüm ve bu lanet evden uzaklaşmaya başladım.
"Zayn, Zayn dur ne olur." Bütün öfkemle arkamı döndüm. Lauren gözyaşlarına boğulmuş bir şekilde duruyordu.
Hıçkırarak ağlıyordu.
"Sen, sen tam bir...!"
Ona doğru yürüdüm ve kollarını tutarak sarsmaya başladım. "Nasıl yaptın bunu bana? Hem de düşmanımla! Hiç mi utanmadın? Neden? Söyle Lauren...Konuş, konuşsana!"
Cevap vermiyordu, sadece ağlıyordu.
"Ben..Ben çok özür dilerim."
"Sen bir pisliksin. Hala konuşabiliyor musun?"
"Zayn, lütfen..." Ağladığı için sesi kısık geliyordu.
Artık ondan iğreniyordum. Her şeyi kabul edebilirdim ama aldatılmayı asla.
Ellerimi ondan çektim, ve çeker çekmez yere yığıldı. Son bir kez baktım ve bir daha dönmemek üzere ileri doğru yürüdüm.
DEBROAH
Zayn yaşadığı şok ve utançla giderken Lauren'de arkasından fırlayıp çıktı. Yüzümde memnun bir ifade ile onları izlerken kalabalığa döndüm.
"Herkes yerini bilecek." dedim. "Beni yıkmaya çalışmak hiçbirinizin haddi değil. Benim kim olduğumu unutmayın. Filmlerde hayatı zehir eden o kız benim. Hepiniz benden nefret ediyorsunuz biliyorum ama unutmayın; yanımda ya da karşımda olmamanız sizi güvende tutmaz."
Herkes korkuyla bana bakarken Zayn'in arkadaşları öfkeyle suratıma baktı. Gözlerim doğrudan Louis'i buldu.
"Geri döndüğümde kapanmamış hesaplarım olduğunu hatırladım. Bu Lauren içindi. Ama merak etmeyin listem uzun değil."
"İyi gösteriydi Deb."
Justin'in sesi ile gözlerimi devirip arkamı döndüm.
Justin çok öfkeli görünüyordu.
"Partiye devam edin." dedi bana bakmaya devam ederken.
Hareketli bir şarkı çalmaya devam ederken Zayn'in arkadaşları ve sevgili ağabeyim dışında herkes partiye geri döndü. Şimdi evim ya da eğlence konuşulmuyordu; Zayn'in ne yapacağı, Lauren'in kaltaklığı, Justin'in bedeni ve benim gerçekten dönmüş olduğum konuşuluyordu.
"Ne sikim yaptığını sanıyorsun?" dedi Justin yanıma gelip beni bir köşeye çekerken. "Bu neydi Debroah!"
"Bana sesini yükseltme Justin." dedim kollarımı bağlayıp ona bakarken. "Bir efsane olduğumu hatırlatmak istedim sadece."
"Sen zalimsin. Hastasın. Ve ileri gidiyorsun." dedi öfkeyle. "Lauren'in babası babam ile mutlaka konuşacak."
"Umrumda değil." dedim hızla. "Babam sence bunun için bana mı kızar? Kızla sikişirken videoya alan sensin!"
Rengi birden attı ama sonra öfkeyle bana bakmaya devam etti.
"Bu benim hatam değil." dedim parmağımı göğsüne bastırırken. "Bu senin hatan. Zayn'den CDyi geri almamalıydın."
"Sen bil-"
"Elbette biliyorum gerizekalı. Ben iki kardeş arasından zeki olanım, unutma." dedim öfkeyle. "Bir daha arkamdan iş çevirirsen yemin ederim o listeye seni de yazarım."
Kaşları iyice çatışırken arkamı döndüm ve yüzüme kusursuz gülümselerimden birini oturtup kalabalığa ilerledim.
-Birkaç Saat Önce-
"Dediğim gibi Justin bize geldi Debs." dedi Kevin. "Zayn'i tartaklayıp CDyi almamızı istedi ama yüzümüz belli olmayacakmış."
Telefonumu boynumla omzum arasına sıkıştırdım.
"Vay vay Justin'e bak sen, arkamdan plan yapmış demek." dedim manikürü biten sol elime bakarken. "Dediğini yap Kev, tatlım."
Sesimi cilveli tutmaya çalıştım.
"Ama CD'yi kopyala ve bana getir."
"Sen nasıl istersen Debs."
"Bay bay." dedim ve telefonu kapattım.
Erkek kardeşim tam bir salaktı. Büyük olan o olduğu için benim haberim olmadan bir şey yapabileceğini sanıyordu.
*
Yatağa uzanmış, işaret parmağımı saçıma dolamış çeviriyordum. Odada tek başıma müzik dinliyordum, bir yandan da olanları düşünüyordum. Partinin üzerinden bir gün geçmişti fakat bana daha uzun gelmişti.
Her şeyin bir bedeli vardı, herkes yaptığını ödemek zorundaydı. Ben böyle büyümüştüm. Bana bulaşan, yaptığınının on katını öderdi. Ama Zayn farklıydı. Ona ilk zarar veren kişi bendim. Savaşı başlatan bendim. Onların da bana bu kadar kin duyacağını ve intikam almak isteyeceklerini asla tahmin etmemiştim. Ben buradan giderken onlar tamamen beş aptal çocuktu. Bana güçlü olduğunu göstermek için Lauren ile çıkan Zayn, her fırsatta beni kıskandırmak için Zayn'e yapışan Lauren cezalarını çok ağır çekmişti.
Yatakta dönüp dururken, kulaklığımdan sıkılıp kulağımdan çıkardım ve ayağa kalkıp üzerime bir hırka geçirdim. O sırada telefonum çaldı. İsmini gördüğüm kişi gülümsememe sebep olmuştu.
"Merhaba Louis."
"Geldim ben, in."
Gülümseyerek telefonu kapattım ve evdekilere görünmeden evden çıktım ve bahçede bekleyen Louis'in yanına gittim.
Yüz ifadesini hiç bozmadan bana bakıyordu. Sinirliydi. Biraz da gergin.
"Neden yaptın?"
"Sana da selam"
İşte böyle, sakinliğinle delirt Deb.
"Ne selamından bahsediyorsun sen? Bıkmadın mı oyun oynamaktan."
"Bunlar sadece fragmandı Louis."
"Sen gerçekten hastasın. Zayn ne halde haberin var mı? Lauren'dan bahsetmiyorum bile."
"Bana bulaşmadan önce düşünecektin onu." diye bağırdım sinirle.
Kafasını iki yana salladı. "Buna bir son ver artık. Yaptığın her hareket insanlara zarar veriyor."
"Gözün mü korktu, Bay Tomlinson? Senin sıran daha gelmedi bile." diyerek alayla güldüm.
Birkaç saniye konuşmadı.
"Barış istiyorum." dedi aniden.
"Ne?"
"Arkadaşlarıma daha fazla zarar vermeni önlemek zorundayım. Barış istiyorum."
"Sen ne dediğini farkında mısın Louis? Arkadaşlarının bundan haberi var mı, Zayn'in?"
"Yok."
İşte, başlıyoruz.
Ona yaklaşıp ellerimi omuzlarına koydum ve en çekici bakışlarımı ona yolladım. Ellerimi ceketini düzeltir gibi yaptıktan sonra tekrar kendime çektim.
"Yeteri kadar bedel ödettiğimi düşünüyorum. Umarım bu hepinize ders olmuştur. Barışı kabul ediyorum."
Hiçbir şey demedi. Sadece yüzüme baktı.
"Rahat duracaksın Debroah. Bir daha kimseyi üzmeyeceksin. Yoksa bende seni üzerim."
Bakışlarımı sertleştirdim. Bana kimse meydan okuyamaz. İşimi bitirene kadar.
Onu onaylayacak şekilde mırıldandıktan sonra kollarımı göğsümün altında birleştirdim.
"Öyle olsun. Ama aynı şey sizin için de geçerli. Bana zarar verirseniz eğer size çok ağır ödetirim, biliyorsun. Çok iyi biliyorsun değil mi?"
"Anlaştık."
Cevap vermemi bekşemeden arabasına bindi ve beklemeden arabayı çalıştırıp önümden uzaklaştı.
Derin bir nefes alıp arkamı döndüm. Fakat arkamı döndüğümde bana öfke dolu bakan Justin'i görmeyi beklemiyordum.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro