14 ➸ The Kiss And Secret
"İyi misin? Nefes alabiliyor musun?" diye sordu endişeyle.
"Hayır." diye mırıldandım. Sonra yüzünü kavradım ve onu kendime çekip sıkıca öptüm.
Onu tutkuyla öperken beklemediğim bir şekilde beni itti. Şaşkınlıkla ve nefes nefese birbirimize bakıyorduk. Konuşmadık, tek kelime etmedik, ama ikimizin de aynı şeyi düşündüğüne yemin edebilirim.
Boş koridorda risk almamak için onu göğsünden ittirerek arkasındaki sınıfa soktum. Ve hemen dudaklarımızı birleştirdim. Ama en büyük şaşkınlığı ben yaşıyordum sanırım. Zayn yerlerimizi değiştirip beni kapıya yasladı ve yüzümü tutup beni öpmeye devam etti.
Kaç saniye öyle kaldık bilmiyorum ama nefes almak için onu ittim. "Senden..Senden nefret ediyorum." dedim nefeslerimin arasında.
Elimi göğsüme koyup sakinleşmeye çalışırken o da aptal gibiydi, ne yaptığını anlamamıştı. Saçlarını çekiştirdiğim için dağılmışlardı, dudaklarına bulaşan pembe rujumu görünce alt dudağımı dişledim.
Ama beni belimden tutup masaya yatırdı. "Ben senden daha çok nefret ediyorum." dedi ve beni öpmeye başladı. Bu hızlı hareketlerine anlam veremesem de hoşuma gitmişti.
Bir dakika, onu öpmek benim çok hoşuma gitmişti.
Ellerimi sakallarından çekip beline indirdim. Ona tutunurken göz ucuyla kapıya baktım.
Lauren.
Kahkaha atmamak için zor dururken onun gözlerine baka baka Zayn'e daha sıkı sarıldım. Şok olmuştu, Zayn'in benimle işi olmayacağını düşünüyordu, kendine çok güveniyordu ama yıkılmıştı. Gözleri dolmuş bizi izlerken daha fazla dayanamadı ve gitti.
O anda Zayn benden ayrılıp sırtını tahtaya yasladı.
Gayet rahat bir tavırla masadan kalktım ve eteğimi düzelttim.
"Bak saçmaladık tamam mı?!" dedi çırpınarak. Aptal.
İçtenlikle gülüp başımı salladım.
"Deb-"
"Merak etme, kimseye söylemem."
"Ben, öyle, aniden şey oldu." Ne için açıklama yapmaya çalışıyordu?
Yüzündeki aptal ifade çok hoşuma gitmişti, beni deli gibi öperken aklından ne geçiyordu tam bilemesem de, olumlu şeyler olduğu kesindi. Onun aptallığını biraz daha uzatmak için parmak uçlarımı dudağına sürttüm. "Rujum bulaşmışta.." dedim işveli bir tavırla.
Ağzı şaşkınlıktan açılırken onu daha fazla kıvrandırmak istemedim. "Görüşürüz." dedim ve el salayıp neşeyle sınıftan çıktım. O ise neredeyse koşar adım bana yetişti ve iki ayrı yöne ayrıldık.
Fena öpüşmüyormuş, diye geçirdim içimden.
Birbirimizden nefret ediyorduk, evet, ama onun gözünde ilk defa ateşi görmüştüm.
Sınıfa doğru yürürken koluma birinin yapışmasıyla durdum. Kaşlarımı çatıp kimin olduğuna bakarken, çok sinirlenmiştim.
"Debroah."
Louis'e gözlerimi devirerek baktım ve kollarımı birbirine bağladım. "Ne var?"
"Zayn ile niye acele acele sınıftan çıktınız?"
"Sana ne?"
"Debroah sen yine bir iş çeviriyorsun değil mi?"
"Paranoyak mı oldun sen?"
"Beni aptal yerine koyma! Siz çıkmadan önce de Lauren ağlayarak o sınıftan çıktı."
"Bakıyorum da dedektifliğe başlamışız?"
"Zayn'i üzmene izin vermem."
"En son bunu dediğinde kazık yemiştin, hatırlatırım." dedim omuz silkerek.
"Senin yüzündendi!" Çok sinirli duruyordu ve işaret parmağını bana salladığında geriye çekildim. Kimsenin aptal aptal sinirini çekecek durumda değildim.
Biz Zayn ile öpüştük.
Neyse.
"Sen bozdun bizim aramızı, şimdi ona ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum ama bir daha bizimle uğraşmana izin vermem, bu sefer her şey çok farklı olur."
"Hastasın sen." dedim yüzüne doğru.
Aslında benden bu kadar korkmaları hoşuma gidiyordu.
"Bir şey mi dedin ona?"
"Louis, bırak kolumu, sinirleniyorum."
"Zayn'in yüzünü gördüm, yine ne yapıp üzdün onu?"
Bu beni keyiflendirmişti. Gülümseyerek Louis'in yakalarını yavaşça tuttum. "Üzgün olmadığına emin olabilirsin." dedim ve öpücük attıp havalı havalı koridorda yürümeye başladım.
Bugün hava ne güzeldi böyle, insanlar da bir hoş gözükmeye başlamıştı gözüme.
Saçımı geriye savurarak sınıfımın olduğu yere yöneldim. İçeri girdiğimde az kişi vardı. Zayn ve Harry yan yana oturmuşlar, ama Zayn kollarını sarıp başını sıraya gömmüştü. Onların arka sırasına oturmak istiyordum. Yanlarından geçip parmak uçlarımı Zayn'in koluna değdirdim ve yerime oturdum. Bacak bacak üstüne atıp tırnaklarıma bakarken de Louis sınıfa geldi.
Zayn ise az önce ona dokunduğum için irkilmişti.
"Gelsene Lou!" dedim ona el sallayıp.
Oflarcasına bir ses çıkardı ve benden uzak bir yere oturdu.
"Aptal." diye mırıldandım kendi kendime.
"Oyuncağın senden sıkılmış herhalde?" dedi Harry arkasını dönüp.
"Pardon?" Gözlerimi kısıp ona bakarken tavrımı hiç bozmadım.
"Oyuncağın, diyorum.."
"Sesini kes yoksa-" diye başlarken Zayn yerinden kalktı.
"Yeter." dedi nefes nefese.
"Bence de yeter, arkadaşların benim üstüme saldırmak için fırsat kolluyor Zayn.." dedim masumca.
"Yeni başkan olarak buna bir el atmalısın." dedim tırnaklarıma üfleyerek.
"Birileri kaybetmeyi hazmedememiş." dedi Harry gülerek.
"Birileri ölmek istiyor..." diye cevap verdim.
"Doğru, bu işi en iyi sen yaparsın." dedi uzaktan bir ses.
Ne.
Lauren.
Bu sefer hem korkudan hem sinirden dilim tutulmuştu. Kabul, çok paniklemişti. Herkesin içinde bu imayı yapması nefes almamı zorlaştırmıştı.
Tabii diğerleri bunu anlamadı, sadece Lauren ile olan kavgalarımı düşünmüşlerdir.
Ama bunu yüksek sesle dillendirmeye başlaması benim için yeterli olmuştu.
Bozuntuya vermedim, daha fazla da konuşmadım da. Zayn ve Harry birbirine baktılar ve bir şey anlamadıkları için geçiştirdiler.
Lauren'ın söylediği şeyin üstünden bir iki dakika geçmişti. Yerlerimize oturmuş ve onun kendi sırasına oturmasını izledik.
Kafamı çevirdiğimde Louis bana, değişik bakıyordu.
Umarım bir anlam yüklememiştir.
Ona her zamanki uyuz gülümsemelerimden birini yolladım ve arkama yaslanıp sınıfı süzmeye devam ettim.
✮ LOUIS ✮
Okul çıkışı futbol antremanı için kalmıştım ama o kadar yorgundum ve kafam Debroah'ın sıradaki olayı ile o kadar doluydu ki Zayn'in bana seslendiğini bile neredeyse duymamıştım.
"Hey," dedim gergince ona bakarken. Aptalca kavgamızdan beri hiç konuşmamıştık. "Naber?"
"İyi." Dedi benim kadar gergin şekilde. Omzunu sıkıp bana bakarken nefesini sesli şekilde dışarı verdi.
"Deb ne dediyse takma." dedim hızla. "Deb, Deb işte. Şeytanın ta kendisi. Seçim için tebrikler."
Bana bakarken şaşırmış gibiydi ama sonra gülümsedi.
"Şey diyecektim aslında, çocuklarla kutlama için bir şeyler yapacağız. Gelmek ister misin?"
"Evet!" dedim hızla. Hatta bağırmış bile olabilirim ki Zayn de güldü ve bana yumruğunu uzattı. Yumruğumu onunkine çarptım. "Şu üzerimi değiştireyim geliyorum."
Başını salladı ve diğerlerinin beklediği köşeye ilerledi. Hızlı adımlarla soyunma odasına girip dolabıma ilerledim. Çocuklarla aramı düzelteceğim için çok mutluydum, onları özlemiştim.
Dolabın kapağını açtığımda düşen kağıda kaşlarımı çatıp yerden aldım.
"Ekim 2015. Katil rolünü her zamanki gibi iyi oynadı."
Ekim 2015.
Bu tarih ile ilgili aklıma gelen tek şey Zayn'nin kız kardeşinin kazasıydı. Waliyha, bir partiden dönerken kaza yapmıştı. Diğer şey de kısa süre sonra Debroah'ın taşınmasıydı.
Parti. Parti, Debroah'ın partisiydi.
"Siktir." diye mırıldandım hala kağıda bakarken.
"O nedir Louis bebeğim?"
Soyunma odasının köşesindeki karanlığa gizlenmiş silüeti görünce yutkundum.
"Debroah?"
****
EVEEET BİR YENİ BÖLÜM DAHA AĞDKAĞDLSFĞSĞDĞDĞS
Fark ettiyseniz düzenli olarak bölüm atmak için elimizden geleni yapıyoruz. Sizde yorumları ve oyları biraz arttırırsanız çok güzel olur.
Ayrıca bundan sonra haftada en az nir bölüm kesin gelecek
Öpüldünüz.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro