13 ➸ Zayn
Zayn Malik, kazanan Zayn Malik, kazandı.
Ben kaybettim.
Duruşumu asla bozmamaya çalıştım ama sinirden gözüm seyirecekti neredeyse. Öyle öfkeliydim ki kıpkırmızı olduğuma emindim. Nefes almaya çalıştım ama etrafımdakilerin bana şaşkın dolu bakışları ve Zayn'in zafer gülümsemesi kanı beynime sıçratmıştı.
Nasıl olur bu?!
"Debroah?" Kevin'ın yanıma gelip kulağıma fısıldamasıyla ona baktım. "Kes sesini."
Kimseden tek kelime duymak istemiyordum. Tek amacım şu an buradan bir an önce gitmek. İnsanların benim bozulduğumu düşünmelerini de istemiyordum, bu yüzden sakin ve havalı adımlarla Zayn'in karşısına gittim.
"Tebrik ederim." dedim en sahici gülümsememle. Ona uzattım elimi nazikçe tuttu ve üstüne ufak bir öpücük kondurdu. Hemen elimi kendime çekip eteğime sildim. "Bu küçük zaferinin tadını çıkar, çünkü bu okul yeniliklere pek dayanamaz."
"Emin ol bu sefer dayanacaklar, eski kraliçe."
Seni ben şimdi-
Öfkeme yenik düşmemek için çabalarken elimi yumruk yapmıştım. Bana eski kraliçe dedi! Bu ne cürret!
Ama beni delirtmek istiyordu, hatta bunun bendeki etkisini gördükçe daha da keyifleniyordu. Ona bu zevki yaşatmamak için hemen arkamı dönüp yürümeye başladım. Koridora girdiğimde dolan gözlerimi saklamaya çalışarak hızlı hızlı yürüdüm. Sinirden ağlayacaktım.
Bu nasıl olur aklım almıyor. Seçimi kaybetmiş olmam okulda az da olsa etkimi sarsacaktı ve bunu düşünmek bile beni çıldırtıyordu.
Sonunda bahçeye çıktığımda derin bir nefes aldım. Sanırım ağlamaya başlamıştım.
"Debroah!"
Arkamı döndüğümde Justin'i görünce rahatlamıştım. Aramız hala bozuktu ama normal kardeşler gibiydik, eskisi kadar takmıyordum.
"Ne var, ne istiyorsun?"
Yüzümü kavradı ve gözlerime baktı.
"Ne oldu sana? Neden ağlıyorsun?"
"Ağlamıyorum." Ona arkamı dönüp göz yaşlarımı sildim. Burnumu çekip kollarımı birbirine bağlarken Justin de yanıma geldi.
"Deb, ne oldu diyorum?" dedi şefkatle. Kollarımı tutup yüzüme baktı.
"Seçimi kaybettim! Hem de Zayn'e! Nefret ediyorum ondan." diye bağırdım kendimi tutamayıp.
"Öyle mi? Açıklandı demek.."
"Nasıl kaybederim ben.." Elimi alnıma yaslayıp çaresizlikle etrafa baktım.
"Dünyanın sonu değil bu Deb. Ayrıca o eziğin yöneticilik falan yapacağını mı sanıyorsun? Sadece yeni bir isim olduğu için çocuklar oy vermek istedi, hepsi bu. Senin ve onun arasındaki farkı sorgulayan bir seçim değildi bu, emin ol." dedi gülümseyip omuzlarımı sıkarak.
Böyle konuşması beni yumuşatmıştı aslında. Şey, neyse. Olan oldu artık.
"Hadi eve gidelim, yarın sınavın var. Sen ona odaklan."
Başımı salladım ve onun koluna girdim. Onun arabasına ilerledik ve benim için kapımı açtı. Gülümseyip bindim, o da yerine geçti ve arabayı sürmeye başladı.
✨
Eve girdiğimizde Justin'in önüne geçip hızlı hızlı merdivenleri çıktım. "Ben odamdayım, dinleceğim biraz." Cevabını beklemeden odama girip kapıyı kilitledim ve ayakkabılarımla çantamı çıkarıp yere attım.
Şimdi rahat rahat ağlayabilirdim.
Sinirden ufak bir çığlık atıp önüme ne geliyorsa devirdim. Masamın üstündekileri tek hamleyle yere indirdim ve hırsla ağlamaya devam ettim. Sandalyeme de ayağımla vurup, dizlerimin üstüne çöktüm.
"Senden nefret ediyorum Zayn.."
Ağlayarak yatağım kenarına geldim. Son debelenmelerimle yorganı ve çarşafı söküp yere uzandım. "Senden nefret ediyorum."
Aklım karışıyordu, bana temas edip koluma girmesi, söylediklerime içtenlikle gülmesi, ne zaman gözümü kapatsam zihnimde canlanıyordu.
Ellerimi yüzüme kapatıp hıçkırıklarımı serbest bıraktım. Ben zayıf bir kız değildim, ama onunla ne zaman iletişim kursam gün boy aklımdan çıkmıyordu, dönüp dolaşıp tekrar beni buluyordu.
Ne kadar zaman öyle kaldım bilmiyorum, daha sakin ve kontrollü hissettiğimde nefeslendim. O sırada kapı açıldı.
Justin şaşkınlıkla odaya ve bana baktı. Etrafı savaş alanına çevirmiştim, şimdi sakinlikle bakınca, odayı batırmışım..
"Deb.."
Justin de benim gibi çömeldi ve yanıma oturdu. Beklemeden kendimi onun kollarına atıp ağlamaya devam ettim.
"O seçimi ben kazanmalıydım!"
"Sorun sadece seçimmiş gibi gelmiyor bana." dediğinde hızla ondan ayrılıp yüzüne baktım.
"Ne saçmalıyorsun sen?"
"Debroah şu haline bak."
"İyiyim ben tamam mı, rahat bırak beni."
Onu itip ayağa kalktım ve eteğimi düzelttim. Bu kadar ani duygu değişiklerime ben bile cevap veremiyordum. Başımı dikleştirip cama doğru baktım. "Teselliye ihtiyacım yok benim."
O da ayağa kalkıp bana baktı. "İyiyim ben beni yalnız bırak." Onu itekleyerek odamdan çıkardım ve banyoya girdim.
Yüzüm..rezil gibiydim. Yüzümü güzelce yıkadım ve makyaj kalıntılarını temizledim. Aynada kendime bakıyordum.
Hırslı bir kızdım, kaybetmeye tahammülüm yoktu. Kaybedemezdim, istediğim her şey benim olurdu. Ama Zayn ile rolleri değişmiş gibi duruyorduk. Buna müsaade edemezdim. Yıkılmış olabilirim ama ben tek başıma da ayağa kalkarım. Ben Debroah'ım, onlar belli ki beni daha tanıyamamış.
✨
İçeceğimi yudumlarken, oturduğum koltukta instagramda geziniyordum. Gerçekten çok salak insanlar vardı, gördüğüm boş insanların boş aktivitlerini izlemek bıkkınlık vermişti. Uygulamayı aşağı doğru kaydırırken koridorun başından, elinde kitaplarla gelen Lauren dikkatimi çekti. Gözlüğümü burnuma indirip ona dikkatlice bakarken havamdan asla taviz vermedim. Bana doğru geldiğini görünce gözlerimi devirdim. Çaprazımda duran dolaplardan kendininkini açtı ve elindeki kitapları dizmeye başladı.
"Sana da merhaba Lolo.."
Dolabını kilitleyip öfkeli gözleriyle bana döndü. "Ne var?"
"Aa, bu ne sinir tatlım?" diye sordum şirin bir gülümsemeyle.
Nefesin bıraktı ve arkasını döndü. Ben de hemen ayağa kalkıp onu durdurdum. "Konuşuyorduk, nereye? Eski sevgilin mi bekliyor yoksa?" diye sordum yapay bir gülümsemeyle.
"Evet, bekliyor. Seni tahtından eden eski sevgilim beni bekliyor." dedi kollarını birbirine bağlayıp. Yüzüne itici gülümsemesini yerleştirdiğinde benim gülüşüm bozulmuştu. Ciddi bir tavırla ona doğru birkaç adım attım. "Şunu o küçük beynine sok ki, bu okuldaki herkes birleşse bile, kimse beni tahtımdan edemez." dedim başımı dikleştirip. "Ama Zayn etti.."
Onu dolaplara doğru ittiğimde acıyla inledi. Tek elimi de dolaba yasladım. "Bu sadece Zayn'in hayatı boyunca yaşadığı en büyük başarı olabilir. Bu küçük seçimi kaybetmem sadece ojemi dökmemle aynı etkiyi yarattı benim için.." dedim kahkaha atarak. "Zayn de kendi çapında sevinsin, değil mi?" diye bitirdim cümlemi.
"Kendini çok önemli görüyorsun değil mi?" dedi kınayan bakışlarla.
"Evet." dedim istifimi bozmadan.
"Dünyanın senin etrafında döndüğünü düşünüyorsun, ama bir gün sen de çaresizlik içinde kıvranırken ben de böyle güleceğim."
"Çok çaresiz olduğunu görebiliyorum, tatlım, sevgilinin benimle yakın olduğunu görmek seni ne kadar üzüyordur, tahmin ederim."
"Zayn'in seninle işi olmaz, salak mı sandın sen beni?" dedi sinirle.
"Niye öyle diyorsun, bütün gece benim için başımda beklediğinde onu ne kadar nazik bir erkek olduğunu anladım." dedim kulağına doğru.
Beklemediğim bir anda beni omzumdan dolaplara itince hayretle ona baktım. Lauren'e ne olmuştu böyle?
"O nazik erkek Waliyha'ya neler yaptığını bilse, o kadar nazik olur muydu sence?"
Dişlerimi sıkıp ona bakarken omuzlarında iteledim.
"Bana bak," dedim öfkeyle. "Fazla olmaya başladın. Bu konuyu dillendirmeyi kes!"
Lauren bana bakarken yapmacık bir şekilde gülümsedi ve saçlarını savurup koridorda ilerledi. Elimi kalbimin üstüne koyup sırtımı dolaba yaslarken nefeslendim. Lauren'in bu sırrı gittikçe daha fazla dillendirmesi beni korkutmaya çalışmaktan fazlası değildi.
"Debroah?"
Zayn'in sesini duyunca başımı kaldırdım. Hemen önümde endişeyle bana bakıyordu. Endişesini sakladığını sanıyordu ama saklayamıyordu.
"İyi misin? Nefes alabiliyor musun?"
"Hayır." Diye mırıldandım. Sonra yüzünü kavradım ve onu kendime çekip sıkıca öptüm.
***
iki gündür bölüm yazıyoruzdur:
şaka bir yana arkadaşlar iki gündür bölüm atıyoruz ama artık daha istikrarlı bir şekilde yazacağız
son iki bölüme ilgi gelirse pazartesi fişek gibi bir bölüm yazacağız haberiniz olsun
muah muah
sexorzaynn & irwinslotus
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro