Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Bölüm 9 |"Şüphe"|

-Sakura

Gözlerimi yavaşca aralayıp yatakta doğrulduğumda elbette kendimi bulduğum yer evimdi.

Saçmalamayın lütfen! Ben Sasuke'nin evinde kalacak kadar aptal değildim. O sarhoşken benimle birlikte iyi geçinebilirdi belki ama sabah beni kendi evinde bulduğunda hiç iyi şeyler olmazdı. Bir kere uzun bir süre bunu dile getirip dururdu. İkinci olarakta okuldaki herkesin ağzında sakız olurdum ve beni bir sürtük olarak görürlerdi. Şuan zavallı seviyesindeyken sürtük seviyesine geçiş yapamazdım.

Yorganı üstümden çekip yataktan kalktım ve banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. İşim bitince dolabımdan okul üniformalarımı alıp giydim ve akşamdan hazırladığım çantamı da alarak koridora bıraktım. Komodinin üzerinde ki telefonumu ve kulaklığımı alıp çantamı da sırtıma taktım ve evden çıkıp kapıyı kilitledim. Merdivenlerden hızla aşağıya indim ve dışarıya çıktım.

Uzun bir yolu kat ettikten sonra kendimi okulda bulabilmiştim. Açıkçası bu gün de herzaman ki gibi gergindim ama bu sefer ki biraz daha farklıydı. Dün ki gece klubü olayından ve Sasuke ile aramızda yaşananlardan sonra az sonra gerçekleşecek şeyleri çok merak ediyordum. Acaba benimle ilgili ne diyeceklerdi? Sasuke sarhoş olmasına rağmen aramızda geçenleri hatırlayacak mıydı ki? Hatırlamaması daha iyiydi benim için. Yoksa yine rezil olacaktım.

Okul binasına girmeden önce kantine bakmıştım ama bizim kızlardan hiçkimse yoktu. Binanın içine girer girmez kimse bana bakmıyordu. Bu güzel bir şeydi ve biraz da olsa içime rahatlık serpilmiş gibi hissetmiştim.

Fazla oyalanmak istemediğim için merdivenleri hızlı bir şekilde çıktım ve koşar adımlarla kendi sınıfıma yaklaştım. Tabi bunun sonucunda sıcaklık tüm bedenimi ele geçirmişti ama benim olacaklardan dolayı merakım artmıştı ve neler olacağını görmek için daha fazla bekleyemezdim.

Sınıfın kapısını açtım ve içeriye girdim. Herzaman olduğu gibi kısa bir göz gezdirmesi yaptıktan sonra kendi sırama doğru gittim. Tabi bu sırada Sasuke'nin üzerimde ki bakışları beni rahatsız etmişti. Aslında bana öldürecek gibi bakmıyordu. Daha çok... Lama görmüş uzaylı gibiydi. Tamam bu biraz saçma oldu ama ne bileyim. Şaşkın şaşkın bakıyordu işte.

Omzumun dürtüldüğünü hissettiğimde arkama döndüm ve bana güler yüzle bakan Hinata'nın sevimli suratını inceledim.

"Selam." dedim gülerek. Oda bana, " Selam." dedi ve güldü.

"Bu gün seni neşeli gördüm sanki?"

"Öyle mi? Halbu ki hiç neşeli değilim. Sadece biraz tuhaf hissediyorum."

"Normal tabi. Gece klubüne gittin sonuçta."

"Aynen. O yüzden böyleyim."

"Yalnız dün çok güzeldin. Yani İno chan bile süslü ve güzel olmasına rağmen onu geride bırakmışsın. O derece dehşet olmuştun yani. Tabi bana fotoğraflarını attı. Çok güzeldin."

"Bilmez miyim? Kime baksam salyalarını akıtıyorlardı. İğrenç."

"Evet. Sahi dün hepiniz sarhoş olmuşsunuz. Sen içmeyeceğini söylemişsin. Neler oldu biliyor musun?"

"Açıkçası... Ben de hatırlamıyorum. Sadece iki bardak içki içtim ve her yer dönmeye başladı."

Hinata kıkırdadığında neşeyle gülümsedim.

Sınıfın kapısı yeniden açıldı ve içeriye Asuma sensei girdi. Hinatayla konuşmayı bırakıp kitaplarımızı açtık ve Sensei'nin derse başlamasını bekledik.

¤

Bir şeyler almanın iyi olacağını düşünerek çantamdan paramı alıp kantine gittim. Aslında yiyecek bir şey almayacaktım. Sadece kahve alacak ve masalardan birinde tek başıma oturup kahvemi yudumlayacaktım.

Kantine geldiğimde sıranın fazla olduğunu gördüm ve içimden lanet okudum. O sıraya girmeyi hiç mi hiç istemiyordum ama mecburdum. İçime çektiğim havayı ciğerlerime bahşettim ve birkaç sıraya girmek için birkaç adım attım ama biri sertçe kolumdan çektiğinde durup kim olduğuna bakmak için başımı çevirdim.

"Konuşmamız lazım." dedi Sasuke sesinde ki merakı gizleyemeden. Suratıma hala lama görmüş uzaylı gibi bakıyordu ve bu çok komikti. Kaderde Sasuke Uchiha'yı böyle görmekte varmış demek ki.

Ona karşı çıkmak yerine dediğini yapmaya karar verdim ve masalardan birine geçtik. Sandalyesine oturup masaya yaklaştı ve ellerini herzaman yaptığı gibi çenesinin altında tuttu.
Bu sırada onun yerine konuya ben başlamak istedim.

"Muhtemelen konuşmak istediğin konu dün ki gece klubü ile ilgili. Doğru muyum?"

Sasuke başını evet olarak salladı.

"Dün hepimiz sarhoştuk. Senin dışında tabi. Açıkçası bana neler olduğunu söylemek istersin diye düşünüyorum."

Belli ki hiçbir şeyi hatırlamıyordu ve bu benim için daha iyiydi. Sasuke'ye elbette birlikte takıldığımızı anlatmayacaktım. Aksine yalan söyleyecektim. Zaten ruhu duymazdı bile.

"Açıkçası... Ben de sarhoştum. İçmeyeceğim demiştim ama biri teklif etti ve ben de geri çeviremedim. Sonra da sarhoş oldum. Yani hiçbir şey hatırlamıyorum ben de."

Çok güzel yalan söylüyordum.

Sasuke bir süre suratımı inceledikten sonra gözlerini kapattı. Bir şeyler düşündüğü belliydi. Şuan ne düşündüğünü öğrenmek isterdim ama öyle bir özelliğimiz yoktu maalesef.

Sasuke'nin sırıttığını görünce içimi tarif edilemez bir endişe sardı.

"Yalan söylüyorsun Sakura. Sadece ağzından neler alabilirim diye sormuştum ama sen bana yalan söyledin. Aptal."

Beynim işlevini kaybetmişti. Sasuke'nin ne demek istediğini anlayamıyordum. Üstelik şuan bileğimi sıkıyordu ve ben korkudan ne düşünmem gerektiğini bile bilmiyordum.

"Dün gece kör kütük sarhoş olmuş olabilirim ama zihnimde hala dünden kalma şeyler var. Mesela seninle öpüşmem gibi."

Kalbim deli gibi atıyordu. Ama sevinçten değil. Korkudan. Yine rezil olacaktım. Üstelik sürtük seviyesine geçecektim insanların gözünde. Neden tüm bunlar benim başıma geliyor?

"Öyleyse beni kendin öptüğünü de hatırlatırım. Orada beni öpmek zorunda değildin. Ya da cesaretliği seçmek zorunda değildin. Sakın bana suç atmaya kalkma." diye tısladım sinirle.

"Bana karşılık vermek zorunda değildin sende."

"Oyun gereği yaptım. Ne yapmamı bekliyordun ki?"

"Ben de oyun gereği öptüm seni. Ne yapmamı bekliyordun?"

Pekala. Beni fena köşeye sıkıştırmıştı ve şuan ona ne cevap vereceğimi bilmiyordum. Beynimi ne kadar zorlarsam zorlayım yine de bulamazdım.

"Öyleyse yine rezil olacağım desene."

"Bu sefer insaflı davranmaya karar verdim. Hadi yine iyisin. Bu gün keyfim yerinde. Merhametli günlerimden birine denk geldin yani."

"Ooo, sen merhametli olabiliyor muydun? Ya da şöyle diyeyim, senin kalbin var mıydı?"

"Elbette var."

"Bizden farklı olarak kapkara ve kötülük dolu bir kalbin var hemde."

"Bu gün keyfimin yerinde olduğu ve merhametli günüme denk geldiğini söyledim. Şansını zorlama istersen."

Sinirle soludum ve bileğimi Sasuke'nin elinden kurtardım. Hayvan herif! Bileğim kızarmış resmen.

"Bu kadar mı diyeceklerin? Girmem gereken bir kahve sırası varda."

"Bitti, bitti."

Sandalyemi geriye itip ayağa kalktım ve hızlıca kahve sırasına girdim. Sasuke'nin yanında biraz daha duramazdım. Onun yanında durmak, onunla konuşmak bile şuan ki girdiğim kahve sırasından daha çekilmezdi. Sırada beklerken arkama dönüp oturduğumuz masaya baktım. Hala orada oturuyordu ve düşünceli görünüyordu. Onu daha önce hiç böyle görmemiştim. Muhtemelen kimse de görmemişti. Geri önüme dönecekken onun o düşünceli halinden sıyrılıp biranda şapşal şapşal güldüğünü gördüm. Ne düşünüyordu ki sonunda gülecek kadar? Belki de bunları aklımdan atmalıydım. Sonuçta o Sasuke Uchihaydı. Anlaşılmazı en zor insan.

Zilin çalmasıyla ben de dahil olmak üzere sırada bekleyen herkes stem etmeye ve homurdanmaya başlamışlardı. Bazıları da ya kantin görevlisine ya da kendilerinden önce kahve ve onun yanında da başka şeyler alarak oyalanan kişilere sövüyor ya da küfrediyordu. Hüsranla ağır ağır kantinden çıktım. Okulla ilgili nefret ettiğim şeyler varsa kantin sırasında beklemek bunlardan biriydi.

"Ee kahve alamadın mı?" dedi tanıdık ses. Bu sesin sahibi elbette Sasuke'den başkasına ait olamazdı. Kahve alacağımı bilen de oydu zaten.

"Alamadım." diye mırıldandım. Onunla konuşmak istemediğimi belli etmeye çalılmıştım. Umarım mesajımı almıştır.

"Bana söyleyebilirdin. Herkesin bana yol açacağını biliyordun."

"Senden yardım isteyecek kadar seviyesiz değilim. Ayrıca bu da senin benle ilgili kötü planlarının bir parçası olabilir."

"Ama benimle öpüşecek kadar seviyesiz birisin Sakura. Ya buna ne demeli?"

"... Yaptıklarından sonra bana iyi çocuklar gibi mi davranmaya çalışıyorsun Sasuke? Eğer öyleyse bundan çok fazla anlam çıkarabilirim. Ayrıca o konuyu da kapat bence. Saçmalıktan başka bir şey değildi."

Sasuke ile öpüşmek güzeldi ama hiçbir erkekle el ele tutuşmayan bir kız olarak onunla öpüşmem kesinlikle saçmalığın daniskasıydı.

Adımlarımı hızlandırıp ondan kurtulmayı planlamıştım ama o da sanki benimle yürümek ister gibi bana yetişiyor ve ikide bir bana bakıp duruyordu. Acaba duygu değişimi felan mı yaşıyordu? Hani en büyük aşklar nefretle başlarmış ya. Ya da bazı dizilerde benim gibi zorbalık gören kıza erkeğin aşık olma durumu var. Acaba Sasuke de onlar gibi mi olacak ne? Şuan ki durumu bunu gösteriyor çünkü.

"Ya! Yanımda yürüyüp durma. Acaip sinir bozucu."

Bu sefer de ondan kurtulmak için koşmaya başladım ve izimi kaybettirdim. Yorulduğum için koşmayı bırakıp sakince yürüdüm ve sınıfa girdim.

Sırama oturur oturmaz Hinata'ya döndüm.

"Acaip bir şey oldu."

"Ne oldu ki?"

"Sasuke bu gün benimle uğraşmayacağını söyledi. Üstelik benimle birlikte yürüdü ama ben istemediğim için koşarak izimi kaybettirdim."

"Şey... Bu tartışılabilir bir konu."

"Haklısın. Bende öyle düşünüyorum ama tabiki de bu konuyla ilgili bir tartışmaya girmeyeceğim. Sadece bekleyip neler olacağını göreceğim."

"Belkide senden hoşlanıyordur."

"E olabilir. Ona da ihtimal verdim ama biraz zor. Sadece dizilerde olan klişe bir şey."

"Doğru. Bak sınıfa girdi."

Sasuke sınıfa girmişti ama ona bakmaya tenezzül bile etmedim. Sasukeden şüpheleniyordum. Sırf dün biraz fazla güzel olduğum için direk bana abayı yakacak kadar ayran gönüllü olduğunu sanmıyordum. Bu gün bir şey yapmayacaktı ama yarın kaldığı yerden devam edecekti.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro