Bölüm 31 |"Sasuke'nin cenazesi"|
Sasuke'nin ölü bedeni toprağın altına gömülmüştü. Mezarlıkta sadece ve sadece Naruto, Eli ve İtachi vardı.
Sadece üç kişi vardı.
İtachi kardeşinin üntihar etme ile ilgili bir sürü deneyimlerini çok iyi biliyordu fakat gerçekten intihar edeceği aklının ucundan geçmemişti bile. Çünkü ona göre, Sasuke ne zaman intihara kalkışsa en sonunda içinde ki umudun gücüne teslim olup hayatta kalmak için mücadele etmeye devam ediyordu. Ancak bu sefer, umudu Sasuke'yi kurtaramamıştı.
İtachi ailesinden geriye tek kalan, canından daha değerli olan kardeşinin ölüm haberini duymaya, onun bedeninin toprağın altına konulmasına dayanamamıştı. Bundan domra kendi hayatının ds bir anlamı kalmamıştı. Ölse ruhunun sızlamayacağını biliyordu. Kaybedecek hiçbir şeyi yoktu.
Naruto'nun acısı da İtachi'nin acısı ile aynıydı. Sasuke ve Naruto birbirleri için abi kardeş gibiydiler. Her anları birlikte geçmişti. Her bir sırlarını birbirleriyle paylaşıyorlardı. Hatta bir keresinde iç çamaşırlarını bile değiştirmişlerdi. Naruto, ıssız bir adaya düşecek olsa yanında alacağı üç şeyden birinin Sasuke olacağını her gece kendine söylerdi.
Sasuke ölümü ile birlikte ardında bıraktığı iki kişinin de ruhunu öldürmüştü.
Eli ise o ikisi kadar üzgün değildi. Hissedemezdi de çünkü Sasuke'yi toplasanız en fazla iki buçuk saat boyunca görmüştü. Onun hakkında hiçbir şey bilmiyordu fakat yine de Naruto'nun arkadaşı olduğu için içimde ufak da olsa üzüntü ve acı kırıntıları vardı.
₪
İtachi, Naruto ile uzun uzun konuşmuş ve onun tavsiyesi ile kaldığı otele geri dönmüştü.
Eli de, Naruto'nun ısrarları üzerine evine geri dönmüştü. Naruto'yu arkadaşının mezarında bir başına bırakmaya gönüllü değildi fakat kuzeni onun gitmesini istiyorsa yapacağı bazı önemli şeyler vardı ki bubkadar ısrarcıydı. Eli bunun farkında olduğu için gönülsüzce onu dinleyip evine gitmişti.
"En sonunda yine baş başa kaldık Sasuke."
Gök yüzünden düşen bir damla Naruto'nun yanağının üzerine düştüğünde, Naruto'nun dolmuş gözlerinden de bir damla yaş aktı ve yağmur suyuna karışarak birlikte Naruto'nun mavi kot pantolonunu ıslattılar.
"Hatırlıyor musun Sasuke? Bir keresinde sen bizde kalmıştın haftasonu. Çok iyi hatırlarım, tam cumartesi günü akşam on birde iç çamaşırşarımızı değiştirmeyi teklif etmiştim."
Akan burnunu çekti.
"Sen de benim sapık olduğumu söyleyip evden gitmek istemiştin fakat ben sadece komik bir anı olması için yapmak istediğimi söylediğim de sen de kabul ettin. O zaman suratını buruşturarak bana bunun saçma ve iğrenç olduğunu düşünüyormuş gibi gözükmek istemiştin fakat bunu yapmayı seninde istediğini ışıldayan gözlerinden anlamıştım."
İçine çektiği nefesi dışarıya serbest bıraktı.
"Tabi o zaman iç çamaşırlarımızı değiştiriyoruz diye sevinmemiştin. O zaman mutluydun ve gözlerin ışıl ışıl parlıyordu çünkü ilk defa biriyle komik bir şeyler yapıyordun. Yaşayamadığın çocukşuğunu bir anlığına o zaman yaşamıştın."
Acıyla kıkırdadı.
"O zaman ben asıl mutluluğun ne demek olduğunu senin o ışıldayan gözlerinden anladım Sasuke. Küçükken mutluluğu parayla elde edebileceğimi düşünmüş ve şımarık davranmıştım. Ancak seninle tanıştıktan sonra anladım mutluluğun parayla alınamayacağını. Senden çok şey öğrendim ben. Hayatın kolay olmadığını, dostluğu ve kardeşliği, yalnızlığı, acıyı.. Acı veren ve asıl mutluluk denilen tüm o duyguları senin bir göz yaşında ve gülümseyişinde anladım."
Gözyaşları yağan yağmurun damlalarıyla birbirine karışıp tün suratını ıslatıyordu.
"Senin gibi değerli bir dosta sahip olduğum için sanırım dünyanın en şanslı genci bendim. Bu güne kadar bana yaptığın her şey ve senden öğrendiğim o kıymetli duygular için sonsuza kadar teşekkür ederim."
Burnunu yeniden çekti.
"Bu gün gökyüzü hepimiz için ağlıyor. Benim için. İtachi için. En çokta senin için. Seni hiç unutmayacağım."
Naruto ayağa kalkıp cebinden çıkardığı telefonundan rehbere girip Sakura isminin üstüne tıkladı. Mesaj atma kısmına girdi.
Kime: Sakura chan
-Pastane yakınlarında ki mezarlığa gel.
₪
Sakura, Naruto'nun neden mezarlıkta görüşmek istediğine anlam verememişti fakat son kez uyarmak için oraya gidecekti. Hayatının bir kez daha mahvolmasını istemiyordu. İncinmekten bıkmıştı.
Kyoto'ya hakim olan güneşin, bu gün yerini yağmura ve gri bulutlara bırakmasını sevmemişti. Hırkasını üzerine giydikten sonra şemsiyesini de aldı ve pastaneden çıkıp yağmurun ıslattığı zeminde yavaş adımlarla yürüdü.
Mezara ulaştığında demir kapıyı itekleyip uzakta, kim olduğunu bilmediği birinin mezarının başında dizlerini kırıp oturmuştu. Merakının arttığını hissedebiliyordu.
Adımlarını hızlandırıp on saniyede oraya ulaştı.
Başını kendisine çeviren Naruto'nun okyanus mavisi gözlerine baktı fakat gözlerinde ki o canlılığı görememiş ve hissedememişti.
Naruto'nun çökmüş vaziyeti onu korkutmuştu.
Başını çaprazında duran mezara çevirdi ve üzerinde yazanları okudu.
Sasuke Uchiha.
Sakura'nın gözleri kocamana açılırken Naruto ayağa kalktı ve güldü.
"Sadece onun canını yaktıktan bir kaç saat sonra, otel odasında ölü bulunması ne kadar da acı verici değil mi?"
Sakura gözlerinin yandığını fark edince gözlerinin dolduğunu anladı.
"Onu öldürdün Sakura chan."
Sen bir katilsin. Sen, Sakura chanın katilisin.
"Sen bir katilsin Sakura chan. Sen, Sasuke'nin katilisin. Onun ruhunu sen öldürdün. Bir insan sadece birini fiziken öldürerek katil olmaz. Bir insanın kalbini parçalayıp ruhunu öldürmek de seni katil yapar."
Naruto üzerine gölge düşmüş gözlerini Sakuraya çevirdi.
"Sen bir ruh katilisin. Arkadaşımı elimden aldın. İtachi'yi kardeşsiz bıraktın. Ailesinden geriye sadece Sasuke kalmıştı ve sen ona hakaret ederek intigar etmesine sebep oldun."
Naruto göz yaşlarını daha fazla saklamak istemiyormuşcasına ağladı.
Yumruk yaptığı elini sıktı.
"Neden dünya bu kadar kirli olmak zorunda?!"
Bağırması bütün mezarı sarmıştı.
Anında siniri uçup gitmiş gibi elini çeletinin cebine atıp Sasuke'nin bıraktığı kasedi çıkardı ve Sakura'ya uzattı.
"Bu Sasuke'den sana gerie kalan tek şey."
Daha fazla bir şey demek istemiyordu. Diyecek bir şeyi de yoktu zaten.
Sakura'yı mezarda bir başına bırakıp oradan gitti.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro