Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Bölüm 26 |"Son defa"|

Gece boyu yaşadıklarını sindiremediği için uyuyamayan Sakura'nın gözleri uyku ve yorgunluktan sürekli kapanıyordu ama uyuyacak hali yoktu.

Gece boyunca uyumasını engelleyen şey kandırılmış ve ihanete uğramış olmanın verdiği acı, gördüklerini aklından çıkaramama ve düşünmekti.

O kadar çok düşünmüştü ki ne yapacağını çok iyi biliyordu.

Telefonunda çalan hareketli müziği değiştirip slow bir aşk şarkısını açmıştı. Şarkının sözlerinde de ihanete uğramakla ilgili sözler vardı.

Ne kadar da beni anlatan bir şarkı. Diye düşündü.

Okulun kapısından içeriye adım attığında Sasuke ve Naruto'nun suratlarını göreceği için hüsrana upramış gibiydi. En çokta Sasuke'nin suratını görmekten.

Onunla kesinlikle konuşmayacak ve göz göze bile gelmemeye çalışacaktı. Onun o tiksinç suratını görmek ve tiksinç sesini duymak istemiyordu.

Sınıfın sürgülü kapısını açıp kapattı ve kulaklıklarını kulağından çıkarıp müziği kapattı. Telefonu ve kulaklığını çantasına atıp sırasına geçti.

Sasuke sırasında oturuyor ve ona bakıyordu ancak bir şey dememişti ya da konuşmaya yeltenmemişti bile. Neden konuşacaktı ki zaten?

"Sakura chan."

Sakura, Hinata'nın yumuşak sesini duyduğunda tebessüm etti ve ona döndü.

"Nasılsın?"

Başını salladı ve, "Evet." dedi.

"Sen iyi gözükmüyorsun. Bşr şey mi oldu? Anlatabilirsin."

Sikıntıyla derin bir nefes alıp verdi Sakura. "Sasuke tarafından kandırıldım. Beni sevdiğini söylemişti sürekli ama oyun oynamış sadece. Bana olan siniri hala bitmemiş anlaşılan. Dün gece onun evindeydim ancak o yoktu ve geç saatlere kadar bekledim. Eve başka bir kızla geldi."

Hinata elini ağzına götürdü ve kaşlarını çattı. Arkadaşının acı çekmesini sevmiyordu.

"Ne yapacaksın peki?"

"Onunla ilişkilerimi keseceğim ve.. Sonrasını görürsünüz. Bıktım artık."

₪

Dört saat dersin ardından sınıftan acele ile çıkan Sasuke ve Yui, Sakura'nın dikkatini çekselerde umursamamaya çalıştı. Sasuke istediğini yapmakta özgürdü.

Çantasından telefonunu çıkarıp kontrol ederken telefonuna bilinmeyen bir numaradan mesaj geldi.

Bilinmeyen Numara: Okulun

arkasına gel.

Ne haltlar döndüğüne dair aklında bir fikir yoktu. Düşünmekte istemiyordu zaten. Tüm gece düşünmekten gözlerine uyku girmemişken bir de bunu düşünemezdi. Ne olacaksa olacaktı işte. Razıydı. Sonuçta bu gün bu okulda ki son günü, son anları olacaktı.

Sınıftan çıkıp okulun bahçesine indi ve okulun arkasına doğru yürüdü. Tamam içimde azıcık merak vardı ama görecekleri ilgisini çok çekmeyecekti.

Birkaç adım daha atıp okulun arka kısmına ulaştığında bir metre ötesinde birbirlerine sıkıca sarılmış ve öpüşen Sasuke ile Yui'yi gördü.

Onların samimiyetine hiç mi hiç şaşırmamıştı. Sadece biraz daha burkulmuştu. Son zamanlarında bile üzülüyordu ya, en çok bu yaralıyordu onu.

Birbirlerini öpmeyi kesen Yui ve Sasuke aynı anda Sakura'ya döndüklerinde Yui sinsice gülümsedi. Sasuke ise ifadesizdi ve bakışları oldukça boştu.

Sakura gülümseyip yanlarına geldi ve yeşil gözlerini Sasuke'ye dikti. "Biliyor musun Sasuke? Beni kandırdığın anlarda sana içimi dökmüştüm ya o zamanlar yani geçmişte ki yaşadığım olayların odluğu zamanı kastediyorum, kalbim paramparça olmuştu." Sakura sırıttı ve başını iki yana salladı. "Ve sen de bir iki aydır kalbimi kırmaya çalışıyorsun. Sana yararlı bir bilgi vereyim... Kırık bir kalbi istesen de kıramazsın. Bunca zamandır kalbimi kırmaya çalıştın ama ben sadece üzüldüm."

Arkasına dönüp gitti. Sasuke de bir şey demeyip susmayı tercih etti. Daha ne diyebilirdi ki?

Sakura merdivenleri çıktıktan sonra sola döndü ve hızlı adımlarını müdürün odasının önünde durdurdu. Kapıya tıkladı ve içeriden gir sesi geldiğinde de girdi.

Müdür Minato onu gülümseyerek karşıladığında Sakura da gülümsedi ve başını eğdi.

"Rahatsı ettiğim için kusura bakmayın Minato san. Sizden istediğim bir şey var."

"Seni dinliyorum Sakura."

"Ben... Okuldan ayrılmak istiyorum. Başka bir okula gitmeyi düşünüyorum da."

Müdür Minato'nun gülen yüzü düştü. "Seni okuldan ayrılmak istemene iten şey nedir?"

"H-Hiç bir şey. Babam ile aramız biraz iyi oldu ve ben istediğim okula gitmek istediğimi söyledim. Bu günün, bu okuldaki son günüm olmasını istiyorum."

Minato nefes aldı. "Peki. Senin gibi başarılı bir öğrencinin okulumdan ayrılması kötü oldu ama.. Seni engelleyemem. Umarım geleceğin pırıl pırıl olur."

"Çok teşekkür ederim Minato san. Bu zamana kadar benim için gösterdiğiniz tüm emeklerin karşılığını ödeyeceğim. Söz veriyorum. Ve izin verirseniz arkadaşlarıma veda edip bu gün evime gitmek istiyorum."

"Sakura buna gerek yok. Ben senden bir karşılık beklemiyorum. Öğrencilerimi iyi yerlerde görmek bana yeter. Evine de gidebilirsin."

Sakura başını eğdi ve odadan çıktı. Sınıfına gider gitmez telefonundan arkadaşlarına tek tek mesaj atıp Hinata ile birlikte okulun girişine gittiler.

Arkadaşları ile birlikte girişte buluştuklarında Sakura'nın gözleri yaşardı ve bu zamana kadar kendisine destek olan, onu yalnızlıktan kurtaran arkadaşlarına sıkıca sarıldı. Ne olduğunu anlamasalar da İno, Hinata, Tenten ve Temari de onun sarılışına karşılık verdiler.

"Kızlar ben.. Okuldan ayrılıyorum. Bu son anlarımız olabilir. Sizinle son defa görüşeyim dedim. Birbirimizi bir daha hiç göremeyebiliriz."

"Ne demek okuldan ayrılıyorum?!" diye bağırdıklarında başımı olumlubanlamda salladım. "Bu okulda yapamıyorum."

"Sakura.. N'olur gitme?" dedi Tenten yalvarır gözlerle.

"Yine görüşebiliriz. Sadece okuldan ayrılıyorum o kadar."

Kızlar yeniden birbirlerine sarıldılar ve vedalaştılar. "Kızlar, benim için tüm yaptıklarınız adına çok ama çok teşekkür ederim. Sizler iyiki varsınız. Görüşürüz."

Sakura onlara el sallayarak okuldan çıktığında içinde bir şeylerin koptuğunu hissetti. Hayır, onlarla görüşemeyecekti. Minato'nun kendi için yaptığı iyiliklerin karşılığını veremeyecekti ve arkadaşları ile bir daha görüşemeyecekti.

₪

Binaya girer girmez evşne gidip çantasını bıraktı ve geri çıktı. Ancak dışarıya değil dama çıktı.

Kara cennete gitmek ve acılarından kurtulmak için ölmeliydi. Ölmek için şse ya tanrının canını almasını beklemeliydi ya da yaşamdan vaz geçmeliydi. Ancak onun, tanrının kendi canını alacağı günü bekleyecek zamanı yoktu.

Yavaş adımlarla damın ucuna geldi ve aşağıya baktı. Arabalar ve insanlar minicikti. Bina çok yüksekti ve aşağıya atladığında kesinlikle yaşamak için şansı olmayacaktı.

Derün bir nefesi son kez ciğerlerine bahşetti.

Ölecek ve üzülmekten kurtulacaktı. Bu güne kadar onun için iyilik yapan herkese minnettardı. Ama ölmek zorundaydı.

"Ölmek istiyorum. Ama yaşamak istiyorum. Yaşıyorum ama ölüyorum. Ölüyorum ama yaşıyorum." diye fısıldadı.

Ve... Kendini boşluğa atmak için hazırlandı.

Bekle beni Karanlık cennet. Sana geliyorum.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro