Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Bölüm 22 |"Korku"|

-Sasuke

   Saat gecenin biriydi. Sakura çoktan koltuğa hazırladığım yatağında uyumuştu. Bense balkonda ki sandalyeye oturmuş dışarıyı izliyor ve soğuk esen rüzgarın bedenimi soğutmasına izin veriyordum. Bundan zarar gelmezdi. Bedenim kadar ruhum da soğuktu sonuçta. Hiçbir zararı olmazdı.

Oturduğum yerden kalkıp içeriye geçtim ve balkonun sürgülü kapısını kapatıp perdeyi çektim. Koltukta uyuyan Sakura'nın yanına gittim ve üzerinde ki yorganı çekip onu kucağıma aldım. Uykusu derin olmalı ki uyanacak bir durumla karşılaşmamıştım. Onu odama götürüp geniş yatağıma nazikçe bıraktım. Sonra da oturma odasına gidip koltukta ki yastığı aldım ve kendi yatağıma bıraktım. Dolaptan ince askılı ve uzun pijama altımı alıp banyoya girdim ve üzerimdekileri çıkartıp onları giydim. Genelde hava soğuk olmasına rağmen kısa tişörtler giyer, askılıyla ya da yarı çıplak yatardım. Soğuğa alışıktım ve nedense seviyordum.

Üzerimden çıkardığım kıyafetlerimi katlayıp banyodan çıktım ve odama gidip onları dolabıma koydum. Işığı kapatıp yatağıma geçtim ve yorganı Sakurayla üzerime çektim.

Mışıl mışıl uyuyordu. Uyurken o kadar masumdu ki. Herzaman masum olan kız uyurken daha da masumdu. Karanlık olmasına rağmen suratını net şekilde görebiliyordum. Fazla düşünmekten ve sıkıntıdan yorgun olmama rağmen geceleri doğru düzgün uyuyamazdım. Bu gece de Sakura'nın kusursuz yüzü sayesinde uyuyamayacaktım.

Yorganın altından kolumu çıkartıp işaret parmağımı onun yüzünde gezdirdim. Yumuşak ve sıcaktı. O kadar yumuşaktı ki okşamaya doyamazdım herhalde. Baş parmağımla diğer yanağını okşamaya başladığımda bu hoşuma gitti. İstemsizce güldüm. Beni gerçek anlamda güldüren ikinci kadındı o.

Diğer kolumu da çıkartıp ona yaklaştım ve sağ kolumu alttan geçirip sol kolumla onu sardım. Sağ kolumla ise alttan sarmıştım ve parmaklarımı uzun saçlarının arasında gezdiriyordum. Saçları da ipek kadar yumuşaktı.

Kollarımla onu daha da sardım. Aslında sarmaktan ziyade sarılıyordum. Uzun bir aradan sonra sarılmanın verdiği huzuru hissetmek muhteşemdi. Birilerine içten sarılmanın, mutlu ve huzurlu olmanın nasıl hissettirdiğini unutmuştum. Sarılmanın verdiği o güven duygusunu, huzuru ve mutluluğu en son sekiz yıl önce tatmıştım. Ondan sonra da sarılacak kimsem kalmamıştı. Tüm o büyüleyici duyguları unutmuştum. Şimdi ise yanı başımda ki güzellik abidesi ruhuma güven duygusu vermişti. Uzun bir aradan sonra rahatlamıştım. Tüm o kaybettiğim duyguları o zamn ki kadar net hatırlayamasam da çok güzeldi.

Sekiz yıl. Sekiz yıl önce şimdi ki yaşantımın aksine huzurlu bir yaşantım vardı. Annem vardı, babam vardı, abim vardı. Mutluydum işte. Her daim güvende hissediyordum. Sonra bir gün köpeğin biri ortaya çıktı ve tüm hayatımın içine sıçtı. O günden sonra ne annem vardı, ne de babam. Abimle de eskisi gibi görüşemez olmuştum. Yapayalnız kalmıştım. O zamandan bu yana kimse bana sarılmamıştı. Kimsenin yanında güvende değildim. Hep huzursuz ve mutsuzdum. Kalbim de iğrenç bir acı vardı. Sürekli dayak yiyor ve bir ton küfüre maaruz kalıyordum. Ölümle tehdit ediliyordum. Ve tüm o iğrenç acıları yaşarken daha yedi yaşındaydım. Çocukluğumu ve ailemi çalmışlardı benden. Zamanla bedenimle birlikte duygularım ve ruhum da büyümüştü. Ruhum acı çekiyordu. O kadar iğrençti ki yaşamaktan tiksinmiştim. Ölmeme bile izin vermiyorlardı. Bu dünya benim için cehennemden farksızdı. Duygularım yanıp kül olmuştu bu dünya da. Acılarım arttıkça psikolojik problemlerim baş göstermişti. Daha on altı yaşında içki içmeye bailamıştım. On dört yaşında sigaraya başlamıştım ama pek içmiyordum. Bazen bileklerimi kesiyordum. İntihara meyilliydim o zamanlar ancak bir yolunu bulup o herifleri alt etmem gerektiğini, ailemin intikamını almam gerektiğini hatırlatıyordum kendime. Sürekli sinir krizleri geçiriyor ve kendime hakim olamıyordum. Acılarım o kadar üst üste gelmişti ki şakasına bile olsa en ufak sinir bozucu şeylerde tüm sinir sistemim alt üst oluyor ve insanlara zarar verme isteğim artıyordu. Ve zarar veriyordum da. Sakura ile yaşadıklarımız da sinir krizlerimin sonucuydu. Akli dengem yerinde değildi muhtemelen. Bir insan öldürmediğim kalmıştı, onu da yaparım herhalde zamanla.

Lanet herifler, çocukluğumun katiliydiler. Onlar bir katildi ve ailemi benden almışlardı. Sırada ki kurbanları da abimdi. Ben ise.. Beni öldürmezlerdi. Yaşamamı sağlayarak daha çok acı çektirirlerdi bana.

Gözümden bir yaş aktığında silmek yerine akmasına izin verdim. Ağlamayalı da çok olmuştu. Tüm duygularımı yitirmiştim işte.

Sakuraya daha da sıkı sarılmak istiyordum ancak onu çok sıkmaktan her an uyanabilir veya nefes almakta zorlanabilirdi. Onun ölmesini istemiyordum.

Onun kadar iyi birini daha önce hiç mi hiç görmemiştim. Annem dışında. Kız resmen iyilik meleğiydi. Onu anlayabiliyordum. Kimseyi kırmak istemiyordu. Bende istemiyordum ama sinirlerime hakim olamıyordum.

Haklıydı. Biz birbirlerimizin yaralarını sarabilirdik. İkimiz de üzgün ve kalbi kırık insanlardık. Birbirimizi çok iyi anlayabilirdik. Onunla mutlu olabilirdim. Beni mutlu edeceğine inancım sonsuzdu. Ancak onu kendi meselelerime bulaştırmak istemiyordum. Çünkü onunla olursam o herif Sakura'yı da benden çalardı. Sırada ki kurbanları abimden önce o olurdu. Sevdiğim herkesi kaybetmiş biri olarak sevmeyi yeniden öğreniyordum. Sakura'ya gerçekten bağlanmıştım. Öyle böyle değildi. Ve onu kaybetme korkusu bile içimi yiyip bitiriyordu. Korkuyordum. Onu kaybetmekten ölesiye korkuyordum. Onsuz kalma düşüncesi nefes almamı güçleştiriyordu. Bir parça mutluluğu ve huzuru bu kızın güzel kalbinde bulmuşken onu kaybetmek ölü ruhumu sızlatırdı. Onun beni sevdiğini biliyordum ancak beni sevmemeliydi. Eninde sonunda ya o ya da ben ölecektim ve acı çekmemek adına birbirimizi sevmemeliydik ancak ne ben ne de o bunu başaramamıştık. Çoktan birbirimize bağlanmıştık.

Gözlerim yorgunluk ve uykudan yavaş yavaş ağırlaşıyor, Sakura'nın büyüleyici kokusuyla mayışıyordum. "Özür dilerim. Sonsuz kere özür dilerim," Sağ gözümden bir damla daha aktı. "Seni incittiğim için özür dilerim Sakura. Tüm yaptıklarıma rağmen bana yardım etmek istediğin için çok teşekkür ederim. Seni seviyorum." diye fısıldadım. Saçlarını ve yanağını öpüp kendimi uykunun huzurlu kollarına bıraktım.

   Uyanıktım ancak gözlerimi açmadım. Uyumaya devam etmeye çalışıyordum. Dah doğrusu sadece gözlerimi kapatıp dinlenmeye çalışıyordum. Kollarım arasında ki Sakura'nın varlığını hissedebiliyordum. Gözüm kapalı okduğu için uyuyup uyumadığını bilmiyordum.

"Uyanık olduğunu biliyorum Sasuke."

Demek ki uyanıktı. Onu kandırmanın bir anlamı yoktu. Gözlerimi açıp kusursuz suratına baktım.

"Koltukta uyuyordum en son." dedi gözlerini kısarak. Gülümseyip, "Seni saçma sapan şeylerle kandırmak güzel." dedim.

"Aramızda ki şeyin sadece arkadaşlık olduğunu hatırlatmama gerek var mı?  Bu kadar yakın olmamamız gerek." Sesi uyarıcı çıkıyordu. Bense dediklerini duymamış gibi var saydım. "Sesin çok tatlı. Seni sürekli dinleyebilirim."

Yanakları pembeleştiğinde sırıtıp ona daha da sıkı sarıldım. Ona beslediğim sevgiyi tarif edemezdim. "Sağol." dedi kısık sesle. Sonra hiç konuşmadık.

"Dün gece ağlıyordun." dedi beni şaşırtarak. "Evet." dedim ben de. "Belli ki seni yatağıma getirsiğimi ve sana sarıldığımı da anlamışsındır o zaman. Hmp, bu durumda beni suçlaman yersiz. İstemeseydin anında uyandığını söyler ve geri koltuğa giderdin." Sırıttım. O ise bir şey diyemedi.

Ondan ayrılıp doğruldum ve saçlarımı geriye atıp boş boş oturdum. Oda benim gibi doğruldu ve başını omzuma koydu.

"Bu gün cumartesi. Bir şeyler yapmak ister misin?" diye sordum.

"Sen bilirsin." dedi.

"O zaman akşama kadar birbirimize sarılarak uyuyalım." dedim neşeyle. Onunla birlikte uyumak çok güzeldi ve çok rahatlatmıştı. Kendimi güvende hissetmiştim.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro