1.Bölüm *Kaçış*
Multi:Mira* (kaldırıldı)
Bölüm şarkısı: Sagopa Kajmer " Ahmak Islatan "
Başlama tarihinizi atın bakalım buraya :D
Mira♚
Bu gün sanırım benim için en güzel gündü. Hep merak ettiğim şehri görmeye gidiyordum hatta orada kalacaktım.
Bunun sevinci tüm vücuduma enerji dalgası yolluyordu sanki.
Yatağımdan uyuşuk adımlarla ve kısık gözlerimle çıktım. Dünden aldığım duş yüzünden saçlarım hâlâ nemliydi.
Hızla aynanın önüne geçip saçlarımı kuruttum işim beş dakikamı bile almamıştı. Saat dokuz buçuktu kahvaltı yapıp evden çıkmam çokta uzun sürmezdi. Otobüs 18:45 de hareket edecekti. Ve otogardan eniştem alıcaktı.
Hızlıca işlerimi halledip merdinlerden zıplayarak indim.
Annem kahvaltı ile uğraşırken ortada bir mal aradım ama göremedim.
"Günaydın validem"
"Günaydın aşk" sofrada yerime kurulurken amacım tüm lezzetli şeyleri yemek ve salak kardeşime bırakmamaktı.
"Teyzenle konuştum sen indikten sonra enişten gelip alıcakmış mutlaka bekle kuzum kaybolursun yoksa. "
"Tamam anne merak etme sen. " diyip yemeğe devam ettim.
O sırada yukarıdan hızla gelen ayak sesleri evde yankılandı.
Aha görmüş.
Kendimi gülmemek için tutarken kardeşim olacak hayırsızın bağırışı yükseldi.
"Annee şu kızına bişey söyle saçma sapan hareketler yapmasın! "
Annem 'yine ne yaptın?' gibisinden bana gözlerini dikti.
Ellerimi teslim olur gibi havaya kaldırdım.
"Kendi tişörtüm diye giymiştim yırtmak istememiştim. "
"Bana yeni bir tişört borçlusun Mira!"
"Ben senin ablanım Can! "
"Keşke ablam gibi davransan!"
"Keşke uslu çocuklar gibi davransanız" diye araya giren valideme döndü tüm ilgi. Daha sonra ise hepimiz gülme krizine girdik.
Saat on buçuk olmuş ve odama çıkmıştım dün hazırladığım bavuluma son kez göz atıp önüme koydum.
Bir saat arkadaşlarımla konuşup telefonu şarja taktım ve zaman böyle geçip gitti.
Artık gitmem gerekti.
Annemle vedalaşıp cana tokat attım o bana sinirle bakarken evden dışarı çıkmış ve taksiye atlamıştım.
"Bu burda bitmeyecek Mira!" diye bağıran karşime "Abla diyeceksin!" diye bağırdım.
Taksici arabayı çalıştırıp nereye diye sorduğunda gideceğim yeri söyleyip arkama yaslandım ve yolu seyrettim.
"Görüşürüz Ankara, bekle beni Ordu"
♚♚♚
Bavulum yerleşmiş. Küçük çantamı yanıma almıştım. Muavinin gösterdiği yere geçip kurulurken cam kenarı olması sevindirmişti.
Kimse rahatsız etmesin diye kapşonlumu kafama çektim. Kulaklığımı telefona takarken güzel bir müzik açmıştım. Bana göre güzel bir müzik demek sagopa demekti.
En sevdiğim şarkısı Ahmak ıslatan çalarken gözlerimi yumdum.
Otobüsün durması ile gözlerim aralanırken benim dört saatlik yolu uyuyarak geçirdiğimi bilincime getirmiş ve bir kere daha bu kadar çok uykuyu sevdiğime hayranlığımı arttırmıştı.
Eşyalarımı alıp kenara çekildim. Biraz sonra ise 'Mira'diye bir ses duydum. Bu ses enişteme aitti.
Sırt çantamı ve bavulumu alıp ona doğru ilerledim ve sarıldım. Geri çekildiğimizde derin bir nefes aldım. Havası bile güzeldi. Şimdiden hayran kalmıştım bu şehire.
Eniştemle arabada yerimizi alıp ufaktan bir sohbete daldık.
"Enişte tayinin'in Ordu'ya çıktığına sevinmiş gibisin sence üniversite planım için bende Orduyu seçmeli miyim?"
"Seçebilirsin tabi teyzende burda yanlız kalmamış olur. Sende bizimle kalırsın ama annen ne der bilmiyorum. "
"Henüz bende bilmiyorum ama düşünüceğim. Karadeniz'i seviyorum çünkü. "
Yol boyu ufak diyaloglar harici pek konuşmadık ve ben hâlâ yorgundum.
Eve geldiğimizde saat tam olarak 23:00 'ı gösteriyordu.
Bavulumu alıp arabadan indim ve eniştemle eve girdik.
Teyzem Miraç ve Denizle uğraşıyordu.
Miraç dört Deniz ise altı yaşındaydı.
"Mira ablaaaa!!" diye koşarak gelen Deniz bana sarılmıştı.
"Ne kadar da güzel olmuşsun Deniz " diyip Miraç'ı kucağıma aldım. Daha sonra ise teyzeme sarıldım.
Teyzem yol nasıldı gibi sorular sorarken sofrayı kurmuştuk.
"İyiydi rahat geldim. " (yol boyu uyudu)
"Ben annemi arayayım" diyerekten teyzemin yanından ayrıldım ama telefonumu bulamadım.
"Enişte arabanın anahtarını verirmisin sanırım telefonumu arabada unuttum. "
Eniştem arabanın anahtarını bana doğru uzattı ve bende arabaya ilerledim. Düğmeye basıp kapıların açılmasını bekledim.
Sarp⚛️
Hadi oğlum Sarp yaparsın sen az kaldı.
Vee son bir fıs daha.
"Seni gidi hergele yinemi sen! Bu sefer seni yakalayacağım kapşonlu veled!"
Ulan seni yaşlı ihtiyar bozuntusu. Avucumun içi gibi bildiğim yerde benle kovalamaca oynamak istiyorsun demek. Peki kendin bilirsin.
Son bir kez daha baktım eserime. Ve hızla koşmaya başladım.
Arkamdan dur bekle gibi şeyler söylüyordu ama durmaya niyetim yoktu.
Bekçi arkamda ben önde son sürat koştum daha sonra durup soluklandım.
Gitmişti sanırım ha?
"Seni serseri seni elime bir geçirirsem tıkıcağım hapse! "
Hay anasını yaa ne bıkmaz usanmaz adam bu. O anki can havli ile karanlık yerlerden daha hızlı geçtim.
Şurayı dönersem görmezdi.
Karşımda kapısı açık bir araba görmemle ani bir karar verip arabanın içini hedefledim saklansam beni bulamaz ve peşimi bırakırdı.
Hızımı arttırıp ama ayarlayamayıp "o ne lan! "nerden geldiğini bilmediğim kızıda kendimle beraber arabanın içine çektim.
Aha çığlık atacak.
Hızla elimi ağzına kapattım bağırsın ve yerimi belli etsin istemiyordum zaten gidecektim.
Bekçinin ayak sesleri giderken elimdeki tarifsiz acı ile hızla çektim elimi. Elimi ıssırmıştı.
Mira♚
Tam telefonumu aldım dönüyorum bacağımdaki ağrı ve sırtımın araba ile kavuşmasını gördüm karşımda gördüğüm tanımadığım adam bana garip bir bakış atarken çığlık atmak için dudaklarımı araladım ama koca elini ağzıma kapattı.
Nerden geldiği bilimez adam elini çekmiyor ve dışarıyı görmeye çalışıyordu.
Son gücümle dişlerimi eline geçirdim.
"Ne yapıyorsun lan sen?!"
"Asıl sen ne yapıyorsun ya çık şurdan!"
"Elimi ıssırdın! "
"Arabaya daldın dizimi çarptım! " ikimizde aynı sinirle birbirimize baktık.
Korkutmuştu. Özür bekledim ama dilemedi. Kısa bir bakış atıp uzaklaştı.
Mağara adamı. Net
İçeri girip anahtarı enişteme verdim ve uyumak istediğimi söyledim. Sendelemem ile teyzemin meraklı bakışlarını üzerimde hissettim.
"Mira ayağına ne oldu tatlım?"
"Çarptım teyze acıyor biraz. " yalan sayılmazdı.
"Bakayım bir istersen? "
"Yok teyze uyumak istiyorum sadece. "
"Peki tatlım şişerse söyle yarın doktora gidelim. " kafa salladım ve odaya ilerledim.
♚♚
Ayağımdaki sızıyı biraz daha hissedince pantolonu sıyırıp bakış attım. Morarmıştı.
"Allah kahretmesin ya! nerden çıktın ki sen!!"
Üzerimi değişip yatağa zıpladım ve uykumun kollarına dalış yaptım.
Odaya ışık girerken hedefi gözlerimi kör etmek felandı sanırım. Ayağımı yataktan çıkmak için hareket ettirmiştim ki;
"Ahh!" dememe engel olamamıştım.
Ayağımı oynatamıyordum resmen cidden çok acıyordu.
Teyzeme söylemesem iyiydi. Şimdi anneme söylerdi.
Üzerimi değişip gayet normal bir şekilde aşağıya indim. Teyzem,kahvaltı ile uğraşıyor. Miraç ve Deniz ise kahvaltıya yardım ediyorlardı.
"Günaydınn"
"Günaydın canım ayağın nasıl?"
"Çok iyi ya bugün gezmek istiyorum hatta" yalan çok acıyor.
"İyi o zaman canım benim, hadi gel kahvaltı yap. "
♚♚♚
Seni gerizekalı mal dağ ayısı ya! ayağım ne hale geldi.
Kaç saattir beklediğim sıra bir türlü gelmemiş bende dün beni bu hale getiren şahısa güzel güzel sövüyordum.
Doktor beni çağırmış şişlik için krem ve ağrı kesici vermişti.
Ayağımı ise sarmıştı.
Acıktığımı fark etmem ile kantine ilerledim bir su çay ve karışık tost alıp masalardan birine kuruldum.
Suyumdan bir yudum aldığımda arkadan bir ses işittim.
"Pardon bayan şekeri uzatırmısınız?"
Önümde sargılı bir el vardı. Bakışlarım elden yukarı çıkıp gözlerini bulduğunda "Seeen" diyerek ayağa kalktım oturduğum yerden. Sandalyenin düşüşü ile çıkan garip ses kulak tırmalarken aynı şeyi karşımdaki mağara adamıda yapmıştı.
"Seen?"
"Senin yüzünden ayağım ne halde görüyor musun?"
"Umarım aşıların tamdır çünkü ben kendimi hiç iyi hissetmiyorum"
" Hah! Merak etme uyuza kuduzluk bulaşmaz! "
"Eğer bana saldırmasan elini ısırmazdım hem. "diye kendimi savunmaya geçtim. Haklıydım.
" Ben mi? Kızım seni görmedim bile ya! amacım saklanmaktı"
" Beni irdelemez gecenin bir vakti sokakta öyle koş diyen ben değildim."
" Keyfimizden kaçmıyorduk heralde peşimde bekçi vardı"
"Kim bilir ne yapmışsındır. Zaten keş tipi de var yani"
"Graffiti " grafiti severdim ama bu çocuğu hiç sevmemiştim. Stabil bir ses tonu ile;
"Neyse ne! birdaha karşıma çıkmazsan sevinirim" dedim. Ve telefonumu aldım. Tam giderken arkamdan seslendi.
"Hey! Eğer onları yemeyeceksen ben alabilir miyim?"
Bir an ciddimi diye düşündüm baygın baygın baktım.
"Ne yapıyorsan yap!" diyip arkamı döndüm.
"Eyvallah " demişti.
Tek kelime ile söylüyorum bu çocuk uyuzun tekiydi. NET!
Arkadaşlar oy ve yorumlar önemli düşüncelerinizi belirtirseniz çok seviniriz şimdiden teşekkür ederiz. :)
Lütfen oy vermeden geçmeyin...
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro