Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

❧ 7 : la mort est-elle le salut ou l'évasion?

bölüm 7: ölüm kurtuluş mudur kaçış mı?

''Camı kapatır mısın?'' Kırık çıkan sesim camın önündeki Jaemin'e ulaştığında yatağımda uzanıyordum, cenin halini almıştım ve üşüyordum. Jaemin camı kapattı, perdeyi de kapattı ve bana doğru yaklaşıp yüzüme baktı. İçimdeki sızı geçmiyordu, o kadar küçük bir biçimde uzanıyorudm ki Jaemin'e bakmak için ve göz göze gelmem için başımı kaldırmam gerekti.

''Mark'a haber vermemek konusunda ısrarcı mısın?''

''Bu hiçbir şeyi değiştirmeyecek.'' diye mırıldandım. ''Sen de gidip yat. Burada-''

''Burada bekleyeceğim Laura, çünkü senin yüzünden uyuyamıyorum ve içimdeki sıkıntı geçmiyor. En azından bir şey olursa müdahale etmem daha rahat olur.''

''Bir şey olmayacak.'' Bu kadar emin konuşmam saçmaydı ancak yine de devam ettim. ''Jaemin, odana git. Birazdan uyurum zaten.''

''Anlamıyorsun değil mi? Sorun uyuman mı? Senin yüzünden-''

''Evet Jaemin.'' Bedenimdeki sızıya ve başımdaki karmaşaya rağmen yerimden doğrulmam çok kısa sürdü. Bunu yapmamalıydı. Ben zaten kendimi iyi hissetmiyorken bana bu tür cümleler kurmamalıydı, kuramazdı. Ev kurallarının dışına çoktan çıkmıştı ve ben ona bir şey diyemiyordum.

''Benim yüzümden bunları yaşıyorsun, büyük ihtimalle ben iyileşene kadar da yaşayacaksın çünkü iyileşmem bile senin ellerinde. Değil mi? Neden kendini sorumlu tutmuyorsun?''

Bu zamana kadar kimseyle bağırarak konuşmamıştım, kimseye sesimi yükseltmemiştim ya da sinirime esir olmamıştım ama Na Jaemin bana garip bir ifadeyle bakarken ve yaptığım şeyi son bir aydır başıma kakarken, bunu yapmamam imkansızdı. Sinirle elimi göğsüne koyup onu ittirdim, bir addım geriye gittiğinde yüzünü buruşturdu ve aynı anda kalbimde keskin bir acı belirdi. Eğilip kalbimi tutarken daha önce bu kadar kötü hissetmediğimi fark ettim. 

Başımı kaldırıp Jaemin'e baktım, o da kalbini tutuyordu, tam vurduğum yeri. Kaşlarım çatılırken baştan aşağı onu süzdüm, hareketlerini izledim ve en sonunda yapabildiğim tek şey, ona gülmek oldu. ''Sözlerim canını mı yaktı?'' dedim bir adım atıp ona yaklaşırken. Jaemin sırtını duvara yaslarken hâlâ kalbini tutuyordu.

''Konuş Jaemin. Sözlerim canını yaktıysa bir daha söylemem, o kadar kötü biri değilim ancak sen bana karşı söylediklerinle bu acıyı her zaman hissetmeme sebep oldun. Nasıl hissettiriyor?'' Jaemin kaşlarını çattı, dudaklarını araladı ama ben konuşmaya devam ettim. Elini tutup aşağı indirdim ve sağ elimi kalbinin üstüne koydum. Hızlı atması gereken kalbi çok yavaştı, benimkinin aksine o kadar yavaştı ki hangimizin ölmek üzere olduğunu kestiremedim. Kalbini hisseden birisi onun ölüme yaklaştığını söylerdi ama durum tam tersiydi.

''Ölüme yakın olmak nasıl hissettiriyor? İstersen tam şu anda ruhunu çekip alabilirim, burada yığılıp kalırsın. Seni kimse görmez. Hatta seni tek bir sözümle yerin kilometrelerce altına sokabilirim, kimse fark etmez. Uyandıkları zaman seni kimse hatırlamaz, biz bu evde dört kişi olarak yaşamaya devam ederiz. Na Jaemin'den kalan en ufak bir şey olmaz ve yaşamamış gibi ölürsün. Seni sadece ben hatırlarım. Bunu yapmamı ister misin?''

Ben konuştukça Jaemin'in yüzündeki ifade değişti, artık hayretle değil dehşet içinde bakıyordu yüzüme. Söylemesi kolaydı ama olacakları ona sunduğum zaman bu fikirden vazgeçtiğini görmemek imkansızdı. Onun hakkında bildiğim en net şey, ölümden korktuğuydu. Hiçbir şey onun dediği kadar basit değildi. Kaşları havalandı, dudaklarını ıslattı ve ben elimi kalbine biraz daha bastırdım. Çenesi gerildiğinde canının yandığını anlamıştım. 

''Söyle Jaemin, tam şu anda, burada alayım mı ruhunu? Evet dersen yapacağım.''

Evet demesini bekledim, hatta bunu istekle söylemesini bekledim ama olmadı. Bileğimi tuttu, gözlerini gözlerimden ayırmadan elimi aşağı indirdi ve hafifçe iterek geri çekilmemi sağladı. Kalbimdeki sızı kendini yine belli ettiğinde sözlerimin canını yaktığının farkına vardım.

''Sen bu duyguyu bana her gün hissettiriyorsun Jaemin. Nasılmış?''

''Ne halin varsa gör.'' dedi sadece. Güldüm ve bedenimi ona çevirdim. Kapıdan çıkmak üzereydi. ''Ölümden korkan biri olarak çok cesur konuşuyorsun. Bilmen gereken bir şey var ki ben kendi ölümümü bile gördüm Jaemin, sözlerin bir noktadan sonra bana zarar veremez.''

Kapının kulpundaki eli gerildi, yumruk yaptığı elini kısa bir an için kaldırsa da elini duvara, ya da kapıya, vurmaktan vazgeçip odamdan çıktı, kapıyı da çarpmayı unutmamıştı.

Na Jaemin korkak kelimesinin ete kemiğe bürünmüş haliydi.

🍀

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro