Nerede Olursan Ol, Dertler Asla Peşini Bırakmaz
Burak ve Mavi, Clint ile beraber apartmanı terk etti. Sokağa çıktılar. Clint hala ne olduğunu çözmek istiyordu, "Bana ne söyleyecektin." Burak adamın omzuna vurdu, "Burada olmaz, bizi dinliyor olabilir."
Clint'de Feline'nin evine baktı, "Tamam, hadi gidelim, hangi taraftan gideceğiz peki." Burak arabayı gösterdi, "Önce şu arabaya binde. Gerisine bakarız." Üçü beraber arabaya doğru yürüdüler. Siyah bir dört çeker arazi aracıydı, rengi ise siyahtı. Burak kapıyı açtı, Clint hemen ön koltuğa oturdu, Mavi'nin oturması içinde arka kapıyı açtı.
Kız, içeri girerken nazikçe, "Teşekkürler," dedi. Burak ufak bir gülümsedikten sonra sürücü koltuğuna oturdu. Herkesin bindiğini görünce hemen motoru çalıştırdı ve oradan tüydüler. Araba hemen ayaklandı ve sokağı terk ettiler. Sokaktan çıkıp caddeye çıkınca, Clint yine konuyu açtı, "Ne söyleyecektin bana?"
Burak, yola çıkabilmek için uygun zaman bulmak amacıyla geçen arabaları gözleyip duruyordu, "Torpidoya bak, orada bir kağıt var." Clint, bekletmeden torpidoyu açtı ve orada bir kaç fotoğraf buldu."
"Bunlar da ne?"
Uygun zamanı bulan adam, hemen ana yola girdi, "Onlar Ahmet Pozan'ın fotoğrafları. Gündüz normal şekilde takılırken, gece Anatalya adında bir kızı aramak adına sokağa çıkıp kendine koyduğu görevleri yerine getiriyor. Ona karşı kurulan bir ekip var. Ahmet tek başına olmak istemediği için seni çağırıyor. İşin özeti, seni kuracağı yeni takımında istiyor."
Clint, her takıma çağrılan insan gibi, "Kimler olacak ki?" Burak, fotoğraflara baktı, "Bir fikrim yok, ama büyük insanların yanında olacaksın Clint, bunu bir düşünmelisin." Clint, fotoğrafları geri koydu, "Adam öldürülecekse ben yokum. Kimsenin ölmesini istemiyorum."
Burak, gözlerini yoldan ayırmıyordu.
"Seni çağırana kadar yüzden fazla insanı öldürdü zaten. Senin öldürmeme kuralını önemsemez."
"Eğer insan öldürüyorsa, onun karşısında olurum Burak, her ne kadar ona saygı duysam da, o katliama göz yumamam."
"Eğer yüzlercesini öldürmezse, on binlercesi ölecek Clint. Masumların ölmesini mi istiyorsun? Mersa'nın ölümü gibi on binlerce ölüm mü olsun?"
Clint, dona kalmıştı. Bir şey diyemedi, aklına üvey ailesinin ölüşü geldi. Fikrini orada değiştirdi, Şimşek haklıydı, on binlerce masumum ölmemesi için yüzlerce kötü adamın ölmesine göz yumabilirdi. Kabul edilebilecek bir şeydi, "Tamam, takıma gelmeyi kabul ediyorum ama yine de ben öldürmem." Bunu duyan Burak, yan bir bakış battı Clint'e, "Sen öldürmeden o deşip biçmiş olur bile. Artık Fandom'daki Ahmet değil o, hatta onun artık adı bile Ahmet değil."
"Neymiş ki o yeni adı?
"Fury. Direktör olduğu için Nick'in soy adını kendine lakap olarak aldı. Kendini bu sayede gizliyor. Üç kimlikle dolaşıyor etrafta. Tıpkı bir hayalet gibi. Gündüzleri, Shield direktörüyken aynı anda çizgi roman dükkanı işletiyor. Geceleri ise adaleti sağlamak amacıyla toplu katliamlar yapıyor."
Clint, gözünün önüne yığılmış, kanlı ceset yığınlarını getirdi. Bu ona her ne kadar korkunç gelse de, sonuçta kahramanlık yapması lazımdı. Öz babasının izinden gitmek istiyordu sonuçta, elini uzattı Burak'a, "Tamam, ben varım. Buna dayanabilir miyim bilmiyorum ama denemek istiyorum."
Arka koltukta oturan kız, Mavi, öne çıktı ve ikisinin arasına kafasını uzattı, "Kabul etmene sevindim Clint, al, gerektiği zaman bu ekranda çıkan adrese gel."
Jr Clint, elindeki şeye baktı. Kredi kartı boyutlarındaydı, bir tarafında kuru kafa varken, öbür tarafı bir ekrandı. Ceketinin cebine koydu, "Teşekkür ederim Mavi. Burak, izin verirsen ben burada ineyim. Sizin yolunuzu değiştirmeden kendi evime metro ile dönerim." Burak, buna izin verecek biri değildi, "Olur mu kardeşim gel ben seni bırakayım. Niye böyle diyorsun şimdi, bak ne güzel konuşuyorduk."
Adam bu konuda inat ettiğini belli etti, "Gerçekten Burak, gerek yok. Ben metro ile dönerim. Her şey için teşekkürler." Burak, arabayı durdurdu ve Clint indi. Onlara elini sallayarak uzaklaştı ve yer altına inen merdivenden aşağı indi.
Burak ile Mavi arabada yalnız kaldı. Adam, dikiz aynasından Mavi'yi kesti, "Hey, orada ne yapıyorsun?" Diz üstü bilgisayarını kucağına almış olan kız, hızlı hızlı klavyeden bir şeyler yazıyordu, "İşimi yapıyorum. Beni Eric'in yanına bıraksana, sonra eve gelirim ben."
Şimşek'de, "Peki," dedi ve tekrar arabayı çalıştırıp yola koyuldu.
------------------------------------
Eveeet, bu kurgu da burada biter. İki yıldır Wattpad'deyim. En saçma final bu oldu sanırım. Neyse, ciddi başlayıp, sırf bitsin diye bitirdiğim bir kurgu oldu. Bu halini bile severseniz helal olsun size.
Lightning_Marvel umarım beğenmişsindir.
After Credits yok, bu epilogue'u ondan sayarsınız artık veya bir kaç gün sonra eklerim.
Kendinize iyi bakın, hoşça kalın.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro