Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

༄9

Medyadaki bebe Sangmin olsun🤭

"Sangmin akıllı anlamına gelirmiş."

-5 YIL SONRA-

"Min-ah sana koltukta zıplamaman konusunda ne demiştim."

Minik beden masadaki hasta dosyaları ile ilgilenirken koltukta zıplayan oğluna doğru konuştu.

"Ama baba çok sıkılıyorum."

Jimin,dudaklarını büzerek konuşan küçük bedenin tatlılığına gülümseyip yerinden kalktı.

Koltuğun önüne gelip oğlunu kucağına aldı.Sangmin kollarını yerini bulmuş gibi babasının boynuna doladı.

Jimin oğlunun saçlarına öpücük kondururken mırıldandı.

"Önce kantinde bir şeyler yiyelim sonra seni hastane kreşine bırakalım olur mu?"

Sangmin hızlıca onaylamıştı.Babasının odasında çok sıkılıyordu.Tabi Jimin'in işlerini bitirip onunla oynaması dışında.Kreş daha iyiydi odada ilgisiz kalmaktansa.

Jimin,oğlunu kucağından indirip elini tutarak odadan çıktı.Kantine doğru ilerlerken Sangmin'i gören doktor ve hemşireler kantine kadar kıpkırmızı etmişti yanaklarını.

Sangmin'in babasına benzeyen yumuşak ve dolgun yanakları makas almaya açıktı.Jimin oğlunun elini yanağına koymuş mızmızlanan haline kıkırdadı.

Oğlu ve kendi için sipariş ettiği yiyecekler masaya bırakıldığında teşekkür edip küçük çocuğa yedirtmeye başladı.Sangmin babasının ona yemek yedirmesine hem alışmış hemde çok seviyordu.

Jimin gülümseyerek arada değişik hareketler yaparak oğluna yemeği yediriren onları hayranlıla izliyordu çevredekiler.Jimin,Sangmin'e bakıp uzanarak saçlarından öptü.

5 yıl önce yaşadıklarını oğlu sayesinde unutmuştu.Henüz bir aylıkken bile varlığını öğrendiği bebeği ile çok mutluydu.Ama hamileliğinin ilerleyen aylarında fazlasıyla acı çekmişti.

Ailesine olan özlemi,geride bıraktığı ülkesi,en yakın arkadaşının psikolojisi,kendi yaşadıkları,binbir emekle kazandığı üniversetisini dondurması ve yaşının getirdiği ağrılarla neredeyse hafta da bir hasteneye yatırılıp minik bebeği için serum alıyordu.

Ryujin,her zaman Jimin'in yanında olmakla beraber Jimin'in düşündüklerine daha fazla dayanamamış ve sert bir şekilde dile getirmişti.

"Geçmişi kimse unutamaz Jimin ama sen minik bebeğine ve kendine zarar veriyorsun.Biliyorum bende senin kadar olmasa da kötü durumdayım.Hayatımdaki en değerli insanı kaybettim.Seninle beraber senin yanında olmak için üniverseyi dondurdum.Ama sen geçmişe takılmaya devam ediyorsun.Aileni özlediğini biliyorum ama karnındaki minik bebek bunları hakketmiyor onunla yeni bir sayfa açıp güzel bir gelecek hazırlayacaksın.Anladın mı beni?Kendine gelmelisin."

Ryujin'in söylediklerinden sonra Jimin,biraz daha iyi olmuştu.Ağrıları olsa da hastaneye gidecek kadar sürmemişti.

Sonunda dünyaya gözlerini açan minik bebek hem babasını hem teyzesini -Ryujin- hemde amcasını -Seokjin- kendine hayran bırakmıştı.Güzelliği ile ve tatlılığı ile Jimin bebeğini ikilinin kollarından zor alıyordu.

Ama Jimin oğlunu diğer babasının nerdeyse kopyası olacak kadar benzemesine nedense üzülmememişti.Ya da hiç bir şekilde Keşke bana benzeseydi dememişti.

İlk aylarda fazlasıyla zorluk çekmişti üçlü.Jimin henüz 22 yaşında olmasına rağmen bebeğine alışmıştı.Ama bir sabah bile bebeğini beşiğinde ya da gecenin bir yarısı ağladığı için yatırdığı yatağında bulmamıştı.

Ya Seokjin kendi yatağına götürmüştü ya da Ryujin göğsüne yatırıp uyuyakalmıştı.Bu durum neredeyse bir yıldan fazla sürmüştü.

Jimin oğlu sayesinde bazen ailesine olan özlemini bile unutuyordu.5 yıl boyunca ailesi ile iletişim kuramamıştı.Özlemi çok ağır olsa da yapamamıştı.

Bebeğinin birinci yaş gününden sonra artık Seokjin'e emanet edip eline alması gereken meslek için çalışmaya başlamıştı tabi yanında en yakın arkadaşı ile.

Aradan geçen iki yıldan sonra doktor olmuştu.Doktor Jeon Jimin.Evet Jeon.Ne kadar mahkemeye başvursa da ne kadar hukuki yollardan gitmeye çalışsa ulaştığı tek şey;boşanma belgelerini 'eşi' imzalamadan eski soy ismini geri alamazdı.

Jimin bunu boşvermişti.Hayatımız da olmasında soy ismi yerin dibine batsındemişti.Sadece o ve oğlu vardı.Jungkook'a karşı bastırdığı yersiz özlemini saymasak.

Babasının mesleğine alışamayan henüz 3 yaşındaki Jeon Sangmin babasının hastaneye gitmesinden pek memnun olmuyor bu yüzden Jimin onu çoğunlukla yanında götürüyordu.

Bazen ise şirkette işlerini bitiren Seokjin,bazen stajı olmadığı günler evde olan Ryujin bakıyordu.Jimin oğlunun ismini akıllı olması için Sangmin koymuştı.

Kendini her ne kadar geçmiş yüzünden aptal bulsa da oğlunun akıllı olmasını isterdi ve öyle yetiştirip isminin hakkını verecekti.

Vermişti de.Oğlu gerçekten yaşıtlarına göre hem akıllıydı hemde olgun davranıyordu.Babasının yanında bebek olmayı bir dakika esirgemiyordu.

Aradan geçen 1 yıl 8 ayda öyle devam etti.Jimin şuan dört ay sonra 5 yaşında olacak oğluna bakıyordu.Mesleğinden midir bilinmez oğlu çok çabuk büyüyordu.Ve büyüdükçe diğer babasına benziyordu.

Özellikle Seokjin hyungu Sangmin'i sinirlendirdiğinde kaşlarını çatması ve Ryujin'in Sangmin oynayıp tavşan dişlerini gösterek güldürmesi diğer babasının kopyasıydı.

İkili yemeklerini bitirdikten sonra Jimin gelen bildirim sesi ile telefonuna baktı.

O hala Stajer😌
Benim
arkadaşım ve
minik tavşanım
ne yapıyorlarmış?

Minik Baba🤗

Bir şeyler atıştırıyoruz.


O hala Stajer😌
Yiaa~çok tatlı😍
Eve gelsin bende
onu atıştıracağım😊

Minik Baba🤗:
Zaten hep ısırıyorsun Ryu.
Sen ne yapıyorsun?

O hala Stajer😌:
Dinlenme odasında sıkılıyorum.

Minik Baba🤗:
Merak etme az kaldı artık
bitecek.

O hala Stajer😌:
Evet az kaldı.
Mochi beni çağırıyorlar.
Minik tavşanımı
benim için öp.🥰
Görüşürüz🥰

Minik Baba🤗:
Tamam kolay gelsin bitanem.
Öperim.😙
Görüşürüz
🥰

Jimin gülümseyerek elindeki telefonu önlüğünün büyük ve derin cebine koyup kaşığa düşmanmış gibi davranan oğluna baktı uzanıp yanağından öptü.

Jeon Sangmin babasının yanında bebek hareketleri yapmayı severdi.Sadece babası!

Kısa beden oğluyla beraber kantinden çıkıp kreşe ilerledi.Oğlunu kreşe bıraktıktan sonra onu bekleyen hastaları ile ilgilenmeye gitti.

Akşam üzeri arabada olan ikili evlerine ilerliyordu.Jimin arkada çocuk koltuğundan kurtulmaya çalışan oğluna dikiz aynasından bakıp bıkmış bir sesle konuştu.

"Bebeğim rahat dur."

"Baba ben büyüdüm bu koltuğu sevmiyorum."

Bilmiş bir sesle oğluna karşı kıkırdadı.Sandalyelerle kesinlikle derdi vardı.Evde oturduğu çocuk sandalyesi gibi.

"Senin güvenliğin için miniğim.Bana güven sadece senin iyi olmanı istiyorum."

Jimin,oğluna yumaşak bir şekilde konuşurken Sangmin gülümseyip durmuştu.Elleriyle küçük bir alkış yapmış sevinçle konuşmuştu.

"Tamam!Sana güveniyorum baba!"

Sangmin yine bebek olmuştu.Az önceki ciddi yüzüyle bilmişlikle konuşan çocuk gitmişti.

Jimin oğlunun sevimli haline içten içe eriyordu.Sonunda geldikleri evin önüne arabasını garaja park edip oğlunu çok sevmediği koltuktan kucağına alıp eve ilerlemişti.

Cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı açıp içeri girmişti.Burnuna gelen güzel kokularla içeriye doğru sevinerek seslenmişti.

"Hyung!"

Mutfakta çeşit çeşit yemek yapan Seokjin duyduğu sesle karşılık verdi.

"Efendim Chim?"

Jimin,mutlulukla kucağındaki oğlunu indirip montunu ve minik montu askılığa asmıştı.

Sangmin çoktan mutfağa koşmuştu bile.Jimin,hyungunun evde olmasına çok sevindi.Her zaman şirketteydi bazen şirkette bile sabahladığı oluyordu.

"Amca!"

Seokjin,karıştırdığı yemeğin altını kapatmış ona koşup zıplayarak gelen miniği kucağına almak için eğilmişti.

"Amcasının tavşanı."

Küçük çocuğun yanağını öperken konuşan Seokjin,Jimin'i gördüğünde gülümsemesini büyüttü.

"Hoşgeldin Jimin,nasıldı günün?"

Jimin artık siyah olan saçlarını karıştırdı.

Sarı saçları artık yoktu.Siyah yapmıştı sarı saçları ona geçmişinde bir kaç hafta da olsa nerdeyse her akşam saçlarına aldığı öpücükleri hatırlatıyordu.

Yorulduğunu belli edercesine dudak büzdü.Gerçekten yorulmuştu minik beden.

"Hoşbuldum hyung,çok yoruldum."

Seokjin minik bedenin gözlerinden okunan yorgunlukla üzülse de kucağındaki küçük çocuğa belli etmek istemedi bu yüzden Sangmin'i kucağında hoplatıp konuştu.

"O zaman sen bir duş al bende bu minik tavşanla salata yapayım.Umarız ki tüm marulları yemez."

Jimin yorgunlukla gülerek onayladı ve mutfaktan çıktı.

Arkasında"Ben tavşan değilim"diyerek cırlayan oğlunu ve "Sen tam bir tavşansın evde ne marul kaldı ne havuç.2 kişi çalışıyoruz senin marullarına ve havuçlarına yetmiyor."diye karşılık veren Seokjin'i bırakarak.Yukarı kata ilerledi.

Güzel bir duştan sonra hafifleyen vücudunu kurulayıp üzerine bol bir tişört ve eşofman geçirdi.

Saçlarını tembelce kurulayıp odasından çıktı.Aşağı indiğinde kurulan masayla oturan üçlüyü gördüğünde gülümsedi.

"Hoşgeldin prenses."

Masaya oturmadan arkadaşından makas aldı.Oğlunun yanına oturup oğlunun saçlarını karıştırdı.

"Hoşbulduk chimchim."

Ardından eğlenerek sohbet ederek,eğlenerek yemeklerini yediler.Marulları ayıklayarak yiyen Sangmin'e karşı "İşte tavşan olduğunun kanıtı"diyerek alay eden Seokjin'e gülerek yemeğe odaklanamamıştı iki arkadaş.

"Ne güzel bir gün"diye içinden geçirdi minik beden üçlüyü sevgi dolu bakışları ile süzerken.

Peki bundan sonra ki günler güzel olacak mıydı?

Jungkook yoktu bu bölümde🙂

Nasıl olmuş?🙃

Okuduğunuz için teşekkür ederim🥀🖤

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro