Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

༄29


"Kook baba?"

Sangmin'in sesiyle uyumuş eşinin yanağını okşamayı bırakıp yataktan doğrulmuştu.

"Oğlum,uyandın mı gel bakalım."

Elinde tavşanıyla -Kookiletle- duran küçük çocuğu kucağına alıp aralarına yatırdı.

Güneşin batmasına neredeyse bir saat vardı öğleden beri yatakta olan aile gün içi tüm uykularını almışlardı.

"Minnie babam çok yorgun görünüyor."

Dudak büzerek yanındaki bedenin saçlarını okşadı.Jungkook bu görüntüye tebessüm ederek oğlunun yanağını öptü.

"Evet miniğim bu aralar yorgun olacak."

Sangmin,sırtını Jimin'in göğsüne yaslayarak uyuyan bedenin ona sarılmasıyla gülümseyip uzun bedene baktı ciddiyetle.

"Neden ki?"

Ağzını açıp kardeşi olacağını söyleyecekti ama bunun doğru zaman olduğundan şüphe duydu.Zorlukla gülümseyip iri elini oğlunun tombul yanağına koyarak okşadı.

"Sangmin,sana birşey sormak istiyorum."

Yumuşak sesiyle sorduğunda küçük çocuk gülümseyip başını sallamıştı.

"Tamam~"

Hala uykulu gözlerle parlak bir şekilde ona bakmasına iyice gerildi Jungkook.Ya istemezse ya sevmezse kuşkusu vardı içinde.

"Bir kardeşin olsun ister miydin?"

Zor bela ağzından çıkardığı kelimelerle Sangmin'in gülümsemesinin önce donduğunu ardından solduğunu seyretmişti tedirgin olarak.

Tam anlamıyla Jimin'e yapışıp aşağı kaymıştı küçük çocuk.

"Hayır..."

Kısık ve zor çıkan sesle uzun beden dudaklarını ısırdı.Ardından doğrulup Sangmin'i kucağına aldı.

Eşini son kez kontrol ederek gülümseyip odadan çıkmıştı.Merdivenler boyunca başını babasının boynuna gömen Sangmin'in sık nefesleriyle derin bir nefes alıp mutfağa inmişti.

Tezgaha oturttuğu oğlunun alnını öperek gülümsedi.Ardından buzdolabına yönelerek aç olan eşi,oğlu ve kendisi için yemek yapmaya koyuldu.

"Peki neden miniğim?"

Mutfak önlüğünü takarken gömleğinin kol düğmelerini açıp dirseğine kadar kıvırarak dövmelerini ortaya sermişti.

Sangmin,elleriyle oynayıp başını eğince tezgahta ileri geri salladığı ayaklarıyla babasının gözüne tatlı bir görüntü vermişti.

"Çünkü benimle ilgilenmezsin,ben doğduğumda yanımda yoktun ama onun olacaksın bu beni üzüyor."

Oğlundan duyduğu son derece olgun cümlelerle omuzları düşerken elindeki kapya biberleri bırakıp arkasına döndü.

Duyduğu hıçkırık sesiyle hızlıca Sangmin'i kucağına alıp göğsüne bastırırken içine acı yayılmıştı.

Onu anlayabiliyordu kısmen,daha bir kaç hafta önce doğum gününde ilk defa iki babası yanındaydı.

Bu onu mutluluktan ağlatmıştı.Jungkook,o zaman yine yetersiz hissetmekle yetinmişti.

Dördüncü yaş gününde Jungkook'un eli onun minik elinin üstündeyken kesmişti pastayı.Bu çok güzel bir duyguydu Sangmin için bir ilkti...

Şimdi babasıyla beş-altı aydır yeni yeni anılar biriktirirken bir kardeşi olması düşüncesi onu sadece ikinci plana itiyordu.

"Benim minik bebeğim..."

Siyah saçlara öpücükler dizerken oğlunun sırtını okşadı.

"Biliyorum,en başından beri yanında olamadım bunun için ne yapsam içindeki kırgınlığı geçiremem..."

Başını sallayan Sangmin ile beraber gülümseyip onu anlayacak kadar akıllı olan oğlunun yüzüne bakmak için ger çekti.

"...ama telafi etmek için herşeyi yapacağım tamam mı?Buna hiç kimse engel olamaz..."

Küçük çocuk gülümseyip babasının boynuna kollarını sararken kıkırdadı.

"...herkesten daha iyi bir baba olmak için elimden gelenin en fazlasını yapacağım oğlum."

"Seni seviyorum baba,sen en iyi babasın."

Jungkook,gururla gülümserken dolan gözlerini kapattı oğlunun yumuşak saçlarını okşadı.

"Bende seni seviyorum miniğim,sen benim ilk bebeğimsin ister bir ister beş kardeşin olsun bu gerçeği değiştirip sana olan fazlaca sevgimi değiştirmem ve asla ilgimi azaltmak Jeon Sangmin."

Geri çekilerek babasına hayranca bakıp elleriyle yüzünü elleri arasına alıp yanağını öptü.Şuan mutluluktan uçabilirdi.

"O zaman kardeşim olabilir ama minnie babama benzesin."

Jungkook,sahte bir tavırla kaşlarını çatıp oğlunun burnunu parmakları arasında kıstırdı.

"Niye bana benzemesin küçük bey?"

Sangmin,kahkaha atıp onu tekrar tezgaha bırakan babasına cevap verip memnun bir gülümseme alarak gururlandı.

"Ben sana çekmişim baba bu yüzden yakışıklıyım kardeşimde minnie babama çekip güzel olsun bu sayede onu korurum.Abi gibi."

Jungkook,kesme tahtasındaki sebzeleri tavaya atarken kahkaha atıp ince düşünen oğluna baktı.

"Hmm...ama sıkı çalışmalıyız Sangmin,kardeşine birinin bile bakmaması lazım."

Küçük çocuk ciddiyetle başını sallayıp tezgahta duran kurabiyelerden birini alarak sallayarak konuştu.

"Onun bacaklarını ısırırım."

Memnun bir şekilde kıkırdayıp etleri yıkadı Jungkook ama oğlunun sorusuyla ona döndü.

"Baba benim kardeşim olacak mı?"

Gülümseyip Sangmin'in elindeki kurabiyeden bir ısırık alarak yanıtladı oğlunu.

Gerisi şaşkınlıkla birkaç saniye bakıp ardından bağırıp uyuyan babasını kaldıran Sangmin'in sevinç çığlıklarıydı.

"Evet olacak miniğim,baban hamile~"

-2 ay sonra-

"Çok heyecanlıyım,bayılacağım."

Kucağındaki Sangmin'e daha çok sarılırken sedyede uzanmış beden kıkırdadı,karnında gezen aletle.

Bugün bebekleri üçüncü ayın sonuna gelecek kadar büyümüştü.Ve kalp atışlarının dinlenme zamanıydı.

"Baba sakin olur musun?"

Küçük çocuk babasını teselli etmeye çalışınca yanağına batırılan dişlerle kıkırdadı.

"Beni sakinleştirirmiş."

Jimin,gülümseyip dolu gözlerini ekrana çevirirken tek elini tutan iki elle son derece sakin ve heyecanlıydı.

"Bebeğiniz son derece sağlıklı Bay Jeon.On ikinci haftanın sonundasınız.Sadece beslenmenize biraz daha dikkat edin."

Başını sallayan beden konuşamıyordu.Bu duygular bedenine ilk defa akın ederken dili tutulmuştu adeta.

"Orası bizde Doktor Bey~"

Parmağıyla bir kendini bir de babasını gururla gösterirken ortam kıkırdamaları ağırlamıştı.

"Pekala,ben ikna oldum.O zaman hazır mısınız?"

Jimin,eşine bakarken dolu gözlerle karşılaşması ile gülümsedi.

Bunu hep hayal etmişti,şimdi gerçekleşiyordu.

"Hazırız!"

Sangmin,heyecanla bağırdığında doktor kıkırdayıp sesin odada yankılanmasını sağladı.

Ve kulaklarına helen uzak ama bir o kadar da yakın küçük kalp atışları.

"Tan-rım...çok güzel."

Uzun beden ıslanan yanaklarıyla fısıldadığında eşinin hıçkırıyla eşine eğilirek alnını öptü.

Sangmin,olduğu kucakta inerek sedyenin kenarına oturup babasının yanaklarını sildi.

"Baba ağlama."

Gülümseyerek konuştuğunda kısa beden oğlunun mutluluğuna hayran kalmıştı.

Aylar önceki gibi kardeşini seven ve ilgi gösteren minik bir abiydi o.

Elini bırakmayan Jungkook küçük ve tombul eli öperken teşekkürlerini bildiriyordu.

Ortam resmen toz pembeydi ta ki kapıyı sertçe açıp içeri giren Taehyung'un sesi dağıtana kadar.

"Tamam be yeter!Kızımı görmek istiyorum.Çıkın dışarı.Güvenlik!"

-3 ay sonra-

"Jungkook."

"Hmm?"

Ailece izledikleri komedi filmini izlerken birşeyler isteyecekmiş gibi ona seslenen eşini kısaca hımladı.

"Aşerdim."

Dudak büzerek konuşan eşiyle hızlıca ona dönerken gözleri parlamıştı.

Bakışları Jimin'in karnına sarılarak uyumuş Sangmin'e kayarken gülümseyip tombul eşinin belini tuttu.

Jimin hızlıca eşinin dudaklarına atılırken Jungkook elini iyice tombullaşmış yanağa koyup yavaşça okşayarak karşılık verdi.

Jeon Jimin eşinin kiraz dudaklarını aşermişti,yaklaşık bir aydır.

Jungkook'un dudaklarını sanki günler sonra su içmiş biri gibi usulca emerken Jungkook halinden son derece memnundu.

Geri çekilen kısa beden gülümseyip eşinin uzamış siyah saçlarını kulağının arkasına sıkıştırmasını farketmişti.

"Bu hamileliğinin en sevdiğim yanı."

Nefesleri karışırken Jimin kıkırdamış kısa parmaklarını gülüşüne siper etmişti.

Uzun beden eşinin bir tüy yumağı gibi tombul ve yumaşak olmasına dayanamıyordu.

Bu çok tatlıydı.

Özellikle uzattığı siyah saçlarını arkada küçük bir tokayla olduğu kadar toplaması onu Jungkook'un gözümde marsmellowya dönüştürüyordu.

Yumuşak beyaz bir marshmellow...

(Kutsal marshmellow🍡)

Jimin kıkırdayıp kızaran yanaklarıyla televizyona baktı tekrar o sırada yanağına bastırılan burunla gözlerini kapattı usulca.

"Seni ısırsam?"

"Olmaz~"

Sorar gibi konuşan eşini hemen cevaplayıp itmişti.Kucağına başını koymuş Sangmin'i rahatsız etmeyerek.

"Ama neden?"

Dudak büzerek konuşmasıyla Jimin otomatik olarak dolgun dudaklarını büzünce güldü Jungkook.Çok kadar tatlıydı eşi.

"Uf olur Jungkook!"

Gülen eşine trip atıp kollarını göğsünde bağlayarak bakışlarını televizyona çevirdi.

Hemen sonra yanağına batırılan dişlerle eşinin göğsüne ve şişmiş karnı artı uyuyan oğluyla yetiştiği kadar omuzlarına vurmuştu.

"Isırgan tavşan!"

"Niye göstermiyorsun cinsiyetini?"

Dün geceki film gecesinden sonra uyuyan ikili sabah kalktıklarında aralarında Sangmin'i şişmiş karna sarılarak uyuduğunu görünce tebessüm etmişlerdi.

Şimdi ise uyanan üçlü biraz tembellik yapıyordu.Sangmin 6 aylık olmasına rağmen kontrollerde poposunu monitöre veren kardeşine tatlı bir sitem de bulunmuştu.

(Kız kardeşim doğduğunda cinsiyetini öğrendik,9 ay merakta kaldık ksksksksk)

"Kız mı olmasını isterdin yoksa erkek mi?"

Jungkook'un oğluna yönelttiği soruyla Sangmin düşünmüş gibi yaptı parmağını çenesinin altına koyarak.

"İkisi de olabilir~"

Jimin,ayrım yapamayan oğlunun alnından öpüp yatakta doğrulmaya çalıştı.

Jungkook hemen eşine yardım ederken sırtını yatağa yaslayıp elini şişkin karnına koyan Jimin dudak büzerek eşine döndü.

"Kookie biz acıktık."

Jungkook,gülümseyip elini şişkin karna koyarak okşarken siyah saçları öptü.

"Tamam bebeğim,biz birazdan kahvaltıyı hazırlarız."

Sangmin'de gururlu bir eşgalle elini kardeşinin olduğu yere koyup babasını onayladı.

Sonra beklenmeyen birşey olmuştu.Ellerinin altında bir baskı ve Jimin'den gelen küçük bir inleme.

"Aman tanrım tekme attı!"

Jungkook,sevinçle yatakta tepinirken Jimin buruşturduğu yüzünü düzeltip kıkırdadı.

Zıpzıp tavşan.

Sangmin,bilimsel birşey gerçekleşmiş gibi aralanmış dudaklarıyla küçük elini şişkin tende gezdirirken kıkırdamıştı.

"Bir daha!"

"Sen otur güzelim,biz hazırladıklarımızı masaya yerleştirelim,başlarız yemeğe."

Koltuğa kucağında getirdiği eşini yerleştirip açıklama yaparak bir baş onayıyla mutfağa geçmişti.

Jimin,masayı kuran ikiliye hayranlıkla bakıyordu,hele ki ekmek sepetini paytak paytak getiren Sangmin'i yemek istiyordu.

Hamileliğinden beri kesinlikle nefesini bile kontrol eder olmuştu.Kardeşi olacağı için sevineceğini düşünmemişti ama aylar önce kardeşim olacak çığlığıyla uyandığında rüya sanmıştı.

Ama değildi,çok güzel bir doğruydu.

Toplanması gereken uzun saçlarından giymesi gereken çoraplara,alması gereken vitaminlerden karnına sürdüğü jellere kadar hepsini severek yapıyordu Sangmin.

Hatta Jimin,yatağında karnında gezinerek jel ve krem sürem eşinin geniş elleri ve oğlunun minik elleriyle son derece memnndu ki çoğu zaman uyuyakalıyordu.

Sangmin,Jimin'in hayatına dahil olan en iyi,en akıllı,en tatlı detaydı.

Tabi daha cinsiyetini göstermeyen bebeklerinin nasıl güzel bir detay olacağını da merak etmiyor değildi.

Bunları düşünürken onu masaya götürmeden önce okşadığı karnından bakışlarını çekip eşine bakınca şaşkınlıkla bakakaldı masaya doğru.


"Jungkook,o kadar pankeki yiyemem."

Uzun beden omuz silkip eşine adımlayarak destek olup masaya oturmasını sağladı.

Ardından Sangmin'e bakarak kıkırdamış ve göz kırparak aynı anda konuşmuşlardı.Kısa bedeni şok içinde bırakarak.

"Biz yediririz~

"Biz yediririz."


Oldu mu?Çok kararsız kaldım😣

Güzelim fici mahvettiğim için çok kötü hissediyorum🥺

Çok ama çok özürdilerim,böyle gitmemesini isteyen çok okuyucum vardı.

Diğer bölüm final,hadi gidelim🤕🚶‍♀️

Okuduğunuz için teşekkür ederim🥀🖤

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro