Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

༄27


-1 ay sonra-

Geçen bir ayın ardından sonunda Seul'e gelen Jeon ailesini bugün yeni evlerine yerleşiyorlardı.

Busan sınırından çıkarken bile ağlayan kısa beden eşini ve oğlunu da ağlatmıştı.Ailesine tam alıştığı ve özlem giderdiği söylenemezdi.

Jungkook ona aile gibi olan ikiliden -Bay ve Bayan Park- ayrılırken buna hazır olmadığını fark etmişti.Kısa zamanda zamanda onlara ve sevgilerine alışmış önemsemişti.

Ama onların bir hayatı vardı,her zaman Park ailesinde kalamazlardı.Park ailesi için bir sorun değildi elbette sadece Jeon ailesi kendi evlerinde olmayı istiyordu,yeni bir başlangıç.

Bir ayı dolu dolu geçiren ikili ve arkadaşları iki hafta önce Daegu'da Taehyung ve Yoongi'nin evliliğine şahitlik etmişlerdi.

Dört aylık olan bebekleriyle ikili son bir haftadır Seul'deydi.Bu da ikili için evlerine gitmeleri için bir etkendi.

Dedesinden,nenesinden ve dayısından ayrılmayı istemese de Sangmin ailesiyle olmayı seçmişti.Hem onları tekrar ve tekrar görecekti.

Bu süre zarfında Hoseok ve Jihyun iyice yakınlaşmıştı.Sevgili olacak kadar yakınlaşmamışlardı ama -bir ayda olacak iş değildi- tatlı bir flörtleri vardı.

Bay Park'ın dikkatinden kaçmamıştı elbet.

Namjoon ve Seokjin çifti aralarındaki buzları eritip(!) mutlu ve daimi bir sevgililik geçiriyorlardı,bir haftaya kadar..

İkili baba olacaklarını öğrendiklerinde bu mutluluk katlanmıştı.Seokjin'in durgunluğunu saymazsak.Sevgilisi bunu hamileliğe bağlasa da nedeni farklıydı.

Şuan ise Sangmin,Jungkook babasıyla odasını düzenliyordu.

"Baba dolabım burada olsun."

Jimin,getirdiği içecekleri elinde tutarken sıkıntılı bir nefes verdi.

"Pencerenin yanında kalsın oğlum."

Terlemeye başlamış siyah saçları,giydiği geniş tişörtünden açık dövmeleri ve altındaki gri eşofmanla son derece seksi eşiyle dudaklarını ısırdı.

"Baba güneş doğarken uykulu halimle pencereye baktığında canavar görmek istemiyorum."

Oğlunun söylediği açıklamayla şaşırırken ona kesinlikle masumiyetten bakan eşine çarpık bir gülüş verdi.

"Güzelim ne bekliyorsun orada?"

Eşinin sesiyle gözlerinı kaslı baldırlardan zor çekerken alıp tepsiyi biraz kaldırıp gösterdi.

"İçecek birşeyler getirdim."

Kekelemesine lanetler yağdırırken silkelenmek için gülümseyip ellerine verdi limonataları.

Sangmin babasına garip bir şekilde bakarken omuz silkip limonatasını içerek odasını turladı.Eh nihayetinde akşam garip sesler çıkarmaması için babasını yormalıydı değil mi?

Jungkook,limonatayı kafasına dikip bardağı çektiğinde ıslanan dudaklarını yalayarak eşinin yutkunmasını sağladı.

Jimin,az önce hareket eden adem elmasından gözlerini ince dudaklara çıkarırken bakışlarını kaçırdı.

Eşinin sırıtışı büyürken elindeki bardağı tepsiye koyup oğlunun dolabın çekmecesini çıkarmasından(!) faydalanarak dolgun yanağa bastırdı ıslak dudaklarını.

Islaklıkla irkilen kısa beden eşine bakarken kızaran yanaklarıyla gülümseyip parmak uçlarına kalkarak aşık olduğu incelikleri öptü.

"Benide öp baba!"

Aşağıdan gelen sesle Jungkook irkilirken ayağını yere vurarak isyan eden Sangmin'e kıkırdayıp eğilerek yanağını öptü Jimin.

Beline aniden giren ağrıyla yüzünü buruştursa da taşındıklarından beri çokça çalışması yüzünden tüm vücudunun ağrıdığını hissetti.

Bardağını aldığı Sangmin'in saçlarını karıştırarak odadan çıktı ikiliye konuşarak.İkiside gururla germişlerdi göğüslerini.

"Kolay gelsin yakışıklılar~"

"Hoşgeldin hyung."

Çalan kapıyı açtığında yine durgun Seokjin'i gördüğünde gülümsemeye çalışarak onu davet etti.

Seokjin'in enerjisi düşük olunca ister istemez onunda enerjisi düşüyordu.

Yukarda Sangmin'in iki gün önce düzenlemeyi bitirdikleri odasında olan eşi ve oğlu oyun oynarken Jimin bulaşıkları yıkamak için aşağı inmişti.

"Kahve içer misin hyung?"

Mutfaktaki sandalyeye oturan bedene sorunca aldığı olumsuz baş hareketiyle işini bırakıp oturdu.

"Neyin var hyung,günlerdir durgunsun."

Seokjin başını kaldırdığında Jimin gördüğü dolu gözlerle endişeye büründü bakışları.

"Hyung korkutuyorsun beni."

Sessizce firar eden gözyaşlarına Jimin,üzgün bir şekilde bakarken ayağa kalkıp peçete getirdi.

"Anlatabilirsin,her zaman yanındayım hyung."

Güven dolu bir gülümsemeyle söylediğinde ağlayan beden başını salladı.

"B-ben bu bebeği aldıracağım."

Ağzı ve gözleri orantılı açılan Jimin'in eli karşısındaki bedenin omuzundan kayarken harelerini mutfakta gezdirdi.

"Peki neden?"

Anlayışla karşılayacağını söylemişti öyle pat küt Saçmalama,hayır,bunu yapamazsın diyemezdi.

Seokjin öylesine birşey yapacak biri değildi yaptıklarının arkasındaki nedenler her zaman güçlüydü.

"E-ebeveynlerinin ikiside mafya olan masum bir canı tehlikeye atamam Jimin."

Düşen kaşları ve omuzlarıyla hyungunun elini tutup sıktı.Bu bir zamanlar olan kaygısı ve korkusuydu.

Ama Jungkook ona güven vermişti,korumuştu.Peki bu ilişki de güven vermeyen kimdi de bir bebeğin canı söz konusuydu?

Yıllar önce sevgilisine açıklama yapmadan giden ve Namjoon'un güvenini kıran Seokjin mi?

Yoksa gündemde konuşulan bir mafya olan ve sevgilisine onu koruyamamak kaygısı aşılayan Namjoon mu?

"Hyung ben ne diye-"

"Sus Jimin."

Birden eşi tarafından sertçe kesilen sözüyle şaşırarak mutfak kapısına döndü kısa beden.

Jungkook başından beri duymuştu herşeyi çünkü çalan kapıyla oğluna gelen kişiye bakacağını söyleyip aşağı inmişti.

Kapının yanında duran çatık kaşları ve sinirli bakışları Seokjin'de olan Jungkook'a bakarak ayağa kalktı Jimin.

Seokjin korkuyla onunla beraber kalkarken Jungkook ikiliye adımlayıp uzun bedenin yanında durdu.

"Sen yıllar önce birşey söylemeden Namjoon hyungu bırakıp gittikten sonra onun ne hallere düştüğünü biliyor musun?Peki seni bulduğunda içinde tekrar yeşeren aşkı?Hadi bunları geç kendini bildi bileli aşık olduğu adamdan bir bebeği olacağını öğrendiğinde görmedin mi gözlerindeki heyecanın parlamarını hyung?"

Jungkook,karşısındaki adama düz bir ifadeyle bakıp boş gözlerle konuştuğunda Seokjin yaşlı gözlerini kaçırdı.

"Jungkook-"

"Sen dur Jimin.Evet ikinizde mafyasınız bebeğiniz şuan bile tehlike de ama bu onu koruyamayacağınız hatta Namjoon hyungun koruyamayacağı anlamına mı geliyor?Endişen de haklısın korkmandan da ama böyle yaparak hem sevgilini hemde şuan uğruna ağladığın masum canı üzdüğünün farkında değilsin.Namjoon hyung günlerdir bu halini hamileliğine bağlayacak kadar mutluyken sen nasıl onun mahvolacağı birşeyi düşünürsün Seokjin hyung?"

Seokjin duyduklarıyla pişmanlıkla ağlarken Jimin,eşine kaşlarını çatarak baktı.Jungkook bunu umursamadı.

Yıllardır yanında olan duvar kalbini sevdiği adamı tekrar hayatına alarak kıran hyungunun mutluluğunu istiyordu.

Ve kesinlikle bebeğini kaybetmesi onu mutlu etmeyecekti.Onları yine yılların ayrılığına sürükleyecekti.

"Seni geç tanısamda değer veriyorum hyung ama lütfen yıllar sonra senin sayende hayatı renklenen adamı tekrar siyah beyaza mahkum etme yalvarırım.Namjoon hyung ikiniz için en iyi korumacıdır-"

Sözünü bitirmeden ona sarılan Seokjin ile gülümseyip kollarını geniş omuzlara doladı.

"Te-teşekkür ederim Jungkook."

Gülümseyip eşine baktı.Jimin ona gülümserken mutluluktan ağlayan adama güven verdiği için mutlu olmuştu.

"Rica ederim hyung,hiçbir şeye güvenmiyorsan bile yıllarca bir gram azalmayan güçlü aşkınıza güven,bu yeterli olacaktır."

Terli bedeniyle eşinin göğsünde soluklanırken kısa parmaklarıyla sekizli karın kaslarına hayali daireler çiziyordu.

"Bugün Seokjin hyung ile olan konuşman çok güzeldi Kookie."

İnlemekten ve çığlık atmaktan kısılan sesiyle mırıldandığında çıplak belini ve dolgun kalçasını okşayan iri elleri yerini korumuştu.

"Ben sadece gerçekleri söyledim Seokjin hyung bunları gerginliğinden fark edememişti,o kadar."

Başını kaldırıp uzun bedene gülümsediğinde Jungkook kızarmış ve şişmiş dolgunluklara öpücük kondurdu.

Akşama yakın Namjoon'un eve gelip sevgilisini günler sonra güler yüzle görürken mutlulukla ona sarılıp,öpmüştü.

Sangmin'in uyku saatine kadar evde kalan ikili bol bol zaman öldürüp öyle gitmişlerdi.

Sangmin birşeyler bulup ikiliyle uyumak ya da Kook babasını yormak istese de tüm gün bunları yaptığı için derin bir uykuya dalmıştı.

Bu da babalarına saatlerce sevişme imkanı sağlamıştı.

Kaç tur yaptıklarını bilmeselerde sabahın üçüne yaklaşan saat ile saat onda başladıklarını hatırlayarak durmuşlardı.Jimin'in sızlayan kalçasını öne sürerek durdurmasıyla eşini durdurabilmiş.

Kısa beden gülümseyip keskin çene hattında gezdirdi parmaklarını.

"Sen harika bir eşsin hayatım..."

Gülümseyen Jungkook'un gözlerindeki parlaklıklar odanın karanlığında parlarken dolgun dudaklarını eşinin yanağında bulunan ize bastırıp geri çekilmişti.

"...ve harika bir baba."

Bitti🙂

Bu ficim bitince Maybe Love'da aktif olacağım,bölüm bekleyen varsa özürdilerim ama yakında gelecek🥀🖤

Okuduğunuz için teşekkür ederim

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro