Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

༄16

Medya Jimin'in kasları😓🛐


"Hyung sen iyi misin?"

Dakikalar sonra hastaneye vardıklarında arabayı park ederken konuştu Jimin.Elbette Yoongi'nin endişeli hali gözünden kaçmamıştı.

"Evet iyiyim.Hadi inelim."

Acele ile konuşup arabadan inerken Jimin,kaşlarını çatıp arabadan indi hızlıca acile ilerlerken yanına gelen Eunmi ile sordu.

"Hastanın neyi var?"

Eunmi,yanındaki bedenle hızlı adımlarla hasta odasına ilerlerken elindeki dosyayı açıp içindeki bilgileri dile getirdi.

"29 yaşında,erkek,Astım hastası,getirildiğinde bilincı kapanmıştı Bay Jeon.Bir kaç gün önce sizin hastanız olarak kayda geçmiş.Sizi çağırmak durumundaydım."

Jimin,hemşirenin dedikleri ile içine dolan endişe ile adımlarını hızlandırdı.

"Hastanın adı ne Eunmi?"

Girdiği koridor ile kapının önündeki üç bedeni görmesi,Taehyung'u tanıması ve Eunmi'nin söylediği isim ile artık tam anlamıyla koşuyordu.

"Jeon Jungkook,hocam."

Jimin,koşarak girdiği odanın içine kapıda ona soru soran üçlüyü cevapsız bırakmıştı.

Gördüğü manzara ile hızlıca hasta yatağına ilerlemişti.

Jungkook,üst bedeni çıplak bir şekilde solunum cihazına bağlanmıştı.

Rengi solgundu Jimin mesleği gereği endişesini bir yana atarak monitöre baktı.

"Oksijen'i bir doz daha arttırın."

Odadaki görevliler hemen dediğini yaparken Jungkook'a bakakalmıştı Jimin.

Onu bu halde göremek kesinlikle asla görmek istemediği birşeydi.

Her ne olursa olsun kalbi,savunmasızca yatan beden için atıyordu.Bunu inkar etmese de göz ardı ediyordu.

Birbirini kovalayan saatler sonunda gece yarısı olmuştu.

Jimin'in yoğun ilgisi üzerine yaptığı kontroller ve tetkitler sonucu merakla bekleyen dört kişiyi bilgilendirmişti.

Ardından baş hekimin çağırması ile istemse de acilden çıkmıştı.Jungkook'un odasında bekleyen dörtlü uyanmasını bekliyorlardı.

"Nasıl oldu?"

Yoongi,başını koyduğu omuza biraz daha yaslanarak mırıldandı.

Taehyung,ona soru yönelten sevgilisne omuzuna dağılmış saçları okşarken cevapladı.

"Seni bıraktıktan sonra eve geldik.Zaten yolda bir kaç defa nefesi sıkıştı evde birden fenalaştı."

Yoongi,kafasını kaldırarak sevgilisine baktı.Yerine oturmayan taşlar vardı.

"Hiçbir sebep yokken mi?"

Taehyung,gerginlikle dudaklarını dişlerken en az Jungkook kadar kötü olan Namjoon soruyu cevapsız bırakmamıştı.

"Seokjin'in Jimin'i öptüğünü gördükten sonra kötü oldu,kafasına taktı böyle oldu işte."

Yoongi,duydukları ile şaşkınlıkla ortamdakilere bakmıştı.Öyle birşey olsaydı en başta o görürdü,tepkisini de verirdi.

"Ne zaman öptü?"

Taehyung,sevgilisinim yanağına işaret parmağı ile vurup alayla konuştu.

"Saf mısın sevgilim?Kapıda işte."

Yoongi,sevgilisinin parmağına vururken 'kapıda işte' yerine takılmıştı.

Kapıda yaşananları hatırlamaya çalıştı.

Seokjin'in küçük çocuğu öptüğünü ve arabadakilerin durduğu yerden yanlış amlaşılmaya sebebiyet verdiğini anlamıştı.

"Sensin saf Tae.Seokjin,Jimin'i değil Sangmin'i öptü.Siz yanlış açıdan bakmışsınız."

"N-ne?"

Ortamdakilerden tepki bekleyen Yoongi,yatakta yatan bedenden gelen ses ile ayağa kalktı.

"Jungkook iyi misin?"

Hoseok,hızlıca yatağa ulaşıp sormuştu.

Başından beri en bilgisiz oydu.Eve gelen bedenlerle konuşmak istemiş ama aniden yere yığılan Jungkook,hastaneye gelmeleri,Yoongi'nin açıkladığı konuların hepsine yabancıydı.

"S-su.."

Hoseok,hemen başını sallayıp yatağın yanında bulunan komidinin üzerindeki açılmamış su şişesini açarak Namjoon'un yardımı ile doğrulan bedenin dudaklarına yerleştirdi.

Bir kaç yudum alarak geri çekildi Jungkook.

Bir kaç oksijen takviyesinden sonra üzerini giydirilmiş solunum cihazı çıkarılmıştı.

Yatağa sırtını yaslayan beden bir kaç dakika soluklanmış ardından konuşmuştu.

"Jimin'in Seokjin ile ilişkisi yok değil mi?"

Yoongi,başını aşağı yukarı sallamıştı.Jungkook'un değiştiğini daha iyi görüyordu.

O artık acımasız ve sert mafya değildi,aşık ve özlem duygularında boğulan bir adamdı.

"Yok Jungkook.Jimin,Jin'in kardeşi gibi."

Jungkook gülümsemişti.Jimin'in başka biriyle birlikte olmasına asla dayanamazdı.Düşünmesi bile onu hastanelik etmişti.

Jungkook ile beraber biri daha rahatlamışlıkla nefes verip gülümsemişti buruk bir mutlulukla.

Namjoon.

İçeri giren Jimin ve hemşire ile dikkatler onlara kesilmişti.

Jungkook,gördüğü kişi ile gülümsemişti.Jimin'in her ne kadar kalbi teklese de elindeki dosyalara bakmakla yetindi.

"Değerlerin normale döndü.Varsayıyorum ki stres ve üzüntüden atak geçirmişsin ve bunlardan olabildiğinde uzaklaşmalısın.Onun dışınsa bir şey yok istediğiniz zaman çıkabilirsiniz."

Jimin'in ciddi sesine ve yüzüne bakan Jungkook,geçirdiği ataktan sonra kalktığında kalbinin bu denli atması onun için sağlıklı mıydı?

Jimin'in her cümlesini başıyla onayladıktan sonra gülümsemesini büyüttü.Minik beden fazlasıyla mükemmeldi.

Jimin ise ciddiyetle konuşmak için verdiği çabaların boşa gitmediğine seviniyordu aksi takdirde endişesi patlak verecekti.

"Geçmiş olsun.İlaçlarını kullanmaya dikkat et ve yanında taşı."

Odada bulunan Namjoon,Taehyung ve Hoseok üçlüsü konuşan bedene bakakalmışlardı.

Bu Jimin miydi?Hayır hayır bu Jungkook'un anlattığı tatlı sevimli Jimin miydi?

Kesinlikle değildi.Fazlasıyla resmi ve sert duran beden tam baba gibi duruyordu.

"Tamam dikkat edeceğim.Teşekkür ederim bebeğim."

Jungkook'un hitabına Jimin göz devirirken diğerleri sırıtmıştı.

Jungkook,galiba kısa bir süre tek aşk adamı olarak kalabiliyordu.

"Hyung,gelir misin?"

Yoongi'ye ithafen konuşan minik beden elimdeki dosyayı hemşireye vermiş Yoongi ile odanın dışına çıkmışlardı.

"Bizde gidelim hyung.İyiyim ben."

Jungkook'un sesi ile Hoseok hemen karşı çıkmıştı.

"Emin misin Kook?Sabaha kadar kalalım tedbir amaçlı."

Jungkook başıyla reddedip yataktan kalkmıştı.

"Eminim hyung.Sadece çıkalım şuradan."

Hoseok daha fazla üstememiş bir kaç saat önce Jungkook için bir kaç kıyafet almak için eve gittiğinde getirdiği kabanı Jungkook'un giymesine yardım etmişti.

"Hadi yine yırttın Kook.Şanslı piç."

Taehyung'un alaylı sesi ile kıkırdamıştı Jungkook.

Önce odadan ardından hastaneden çıkan dörtlü arabaya ilerleyip yerleşmişlerdi.

Bir kaç dakika sonra arabaya binen Yoongi ile hareketlenmişlerdi.

"Ne konuştunuz bebeğim?"

Yoongi,Jungkook'a bakış atıp ona meraklı gözlerle bakan sevgilisne döndü.

"Sangmin huysuzlanmış Jimin eve gideceğini onunla gidip gitmeyeceğimi sordu."

Her ne kadar Jungkook'un başını arkaya atarak gözleri kapalı haline kanmayıp sevgilisine yaklaşarak konuşsada Jungkook onu duymuştu.

İçindeki garip duygular yine baş göstermişti.

Açtığı kapı ile sessizce içeri giren beden anahtarı kabanının cebine koyup kabanını çıkararak asmıştı.

İçeriye sessizce adımlayarak ilerlemiş salondaki görüntü ile dudaklarını birbirine bastımıştı.

Babasını gören Sangmin,hızlıca beter hale getirdiği bedenden uzaklaşarak paytak adımlarla koşmuş ve dolu gözlerle babasına özlemle bakımıştı.

Bir dakika bile ondan ayrılmak istemiyordu.

Jimin,ona ilerleyen minik beden ile eğilip kollarını sarmıştı oğluna.

"Şşhh ağlama bebeğim bak geldim."

Sangmin,hızlıca kollarını babasının boynuna sarıp başını omuzuna koymuştu.

Ağlamaklı sesi ile cevaplamıştı babasını.

"Seni bekledim baba ama gelmedin."

Jimin,oğlunun saçlarına yatıştırıcı öpücükler kondururken fısıldamıştı.

"Geldim miniğim sadece biraz işim uzadı."

O sırada bıkkınlıkla kalkan Seokjin,beter olmuş bir şekilde pembe renki ayıcıklı pijamalı ile ikiliye yaklaşmıştı.

Elini beline koyarak itiraz etmeye başlamıştı.

"Beklemişmiş.Velete bak.Hem bekledi hemde bekletti Jimin.Helak oldum burda.'Bibim da bibim' al geldi bibin"

Ağzını yaya yaya taklit yapan hyunguna gülmüştü Jimin.Oğlu gerçekten amcasına acımıyordu.


"Teşekkür ederim hyung minnettarım.Bu küçük canavara baktığın için."

Omuzunda uyuyakalmasına ramak kalan oğluna baktı Jimin.Bu saatte kadar uyuyaması onun için sağlıklı değildi.

Seokjin elini 'önemli değil' anlamında sallayıp gevşek adımlar ile merdivenlere yöneldi.

'Hayır yani Ryujin'de var.Onunla kalsın.Tabi bulmuş Worldwide handsome'ı bırakır mı'diye söylenerek çıkmıştı merdivenleri.

Jimin,kucağındaki oğlu ile odasına doğru ilerleyip yavaşça içeri girmişti.

Yatağa temkinli bir şekilde bıraktığı oğlunun alnına tüy kadar hafif bir öpücük kondurup rahat bir şeyler giymek için dolabına yönelmişti.

Bol bir eşofman ve bir tişört giyip sassizce yatağa yerleşmişti.

Oğluna sarılmıştı anında karşılık almıştı minik çocuk kollarını babasının gövdesine dolayarak yanağını tişörte sürtüp uykusuna devam etmişti.

Jimin gülümseyip saçlarından öpüp kendini uykuya bırakmıştı.

Günün devamını bilmeden.

Jungkook,güneşin delmek istercesine göz kapaklarına vuran ışınları ile gözlerini aralamıştı.Yataktan çıkıp kısa bir sürede duş alıp günlük giyinerek aşağı inmişti.

Kahvaltı hazırlayan Hoseok'un yanına mutfağa gitmişti.

"Günaydın hyung."

Duyduğu sesle omleti ters çevirip gülümseyerek karşılık vermişti Hoseok.

"Günaydın Kook~daha iyi misin?"

Hyungunun neşeli sesinin merakla sonlanması ile kurduğu cümlede başını sallamıştı.

"İyiyim hyung.Diğerleri nerede?"

Hoseok,gülümseyip işine dönmüştü.

"Çalışma odasındalar.Birazdan kahvaltı hazır olur,söylersin."

Jungkook,onaylayıp mutfaktan çıkmıştı.Çalışma odasına yönlendirdiği adımları ile kapıyı açıp içeri girmişti.

"Günaydın millet."

Herkesten karşılık aldıktan sonra kendini koltuğa bırakmıştı.

"Ne konuşuyorsunuz sabah sabah?"

Taehyung ve Yoongi'nin kaçamak bakışlarına bakarak sormuştu sorusunu.Fazlasıyla rahat olan Namjoon gözünden kaçmamıştı.

"Hiçbirşey Kook."

Taehyung'un cevaplaması ile ona bakmıştı uzun beden ardından ayağa kalkan Namjoon ile gözlerini çekti.

"Hadi kahvaltıya."

"Ah evet Hoseok hyung size söylememi söylemişti hadi gidelim."

Jungkook'un cevabı ile ortamdakiler rahatlasa da kısa sürmüştü.

"Yoongi sen kalabilir misin?"

Aldığı soru ile ayakta kalan Yoongi ecel terleri dökerken başıyla onaylamıştı.Taehyung ve Namjoon odadan çıkarken ortam sessizleşmişti.

Jungkook,ayağa kalkıp kısa bedenin önünde dikildi.

"Sangmin kimin oğlu?"

Sesi sert ve keskin çıkmıştı.Evet atak geçirmişti ama evindeki adamla bir ilişkisi olmayan eşinin oğlunun diğer babasının kim olduğu soracağını unutmamıştı.

Yoongi,aldığı soru ile afallarken bakışlarını kaçırmıştı.

Beklediği bir soruydu ama bunu cevaplayan kişi olması doğru olur muydu?

Jungkook,rahatsız olmuş bir şekilde dilini yanağına bastırırken sinirlenmemek adına yumruklarını sıktı.

"Başka biri mi-"

Zorlukla ve cevabından korktuğu soruyu soracakken sözünün aniden kesilmesi ile şaşırmıştı.

Yoongi ise arrık Jimin'in başkalarıyla olma imalarını kaldıramamış ağzından kaçırmıştı.

Ama aldığı cevap ile nerdeyse dengesini kaybedecekti.İçindeki anlamsız duyduların artık anlamı vardı.

"Hayır!Sangmin senin oğlun."

Dırrırırırı🤠

Öğrendi sonunda😓

Yoruldum bee ksksksks

Okuduğunuz için teşekkür ederim🥀🖤

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro