Genç kadın gördüğü siteye kayıt olalı neredeyse 2 gün oluyordu. Mesaj atan kişilerin çoğu ya çok yaşlı, ya da çok ürkütücüydü. Neredeyse umudunu kesmek ve garsonluk için iş ilanlarına bakmak üzereydi ki gelen bildirim sesi ile sol tarafta açık olan sekmeye geçti. Fazla umutlanmak istemiyordu.

"Merhaba, Bayan Gelbero, umarım sizi rahatsız etmiyorumdur. Bugün nasılsınız?"

Kızın kaşları adamın kibarlığı karşısında şaşkınlıkla havaya kalkarken kendini profiline girmekten ve adamı incelemekten alıkoyamadı.

Herhangi bir isim ve soyisim yoktu, sadece tahminince isminin baş harfleri araya bir nokta ile profiline yerleştirilmişti. "T.S"

Adama ait tek resim de yüzünün yarısı, hatta taktığı Chopard marka siyah güneş gözlükleriyle çeyreği, gözüküyordu. Esmerdi ve garip bir sakal kesimi varmış gibi duruyordu. Tam resmi görmeden bir şey söylemek hata olurdu ama fena gözükmüyordu.

38 yaşındaydı, New York City'de, Ecarlate'ın okuluna sadece birkaç kilometre uzakta yaşıyordu.

İç geçirdi, böyle bir adamın isteyebileceği tek bir şey olabilirdi ve genç kadın bunu kesinlikle yapmak istemiyordu.

"Merhaba, Bay S. Yetiştirmem gereken bir makale olmasaydı çok daha iyi olabilirdim. Siz bugün nasılsınız?"

İstemsizce dudaklarını kemirirken gözlerini ekrandan ayırmadı. Ne istediğini ve beklediğini bilmiyordu ama umutlanmış olması onu içten içe sıkıyordu.

"Oldukça iyiyim. Sizin için de sorun yoksa burada tam olarak ne aradığınızı sorabilir miyim?"

Ecarlate düşünmek için sadece bir dakikasını ayırdıktan sonra ellerini hızlıca klavyenin üzerinde gezdirdi.

"Tüm dürüstlüğümle, sadece okul dışındaki masraflarımı karşılayacak birini arıyorum, ve bilirsiniz, bunu yaparken benden herhangi bir fiziksel karşılık beklemeyecek olan birini."

İç geçirdi, adamın onunla dalga geçeceğine emin bir şekilde beklerken midesine kramplar giriyordu. Bu devirde kim birine karşılıksız para verirdi?

"O halde çok doğru bir kişiyle iletişime geçmişim. Size yardım edebilirim, tabiki birkaç şartla. Eğer ilgileniyorsanız yarın öğlen Le Bernardin'de detayları konuşmaya ne dersiniz?"

Nefesini tutmuş bir şekilde mesajı defalarca kez okurken hızlı karar vermesi gerektiğini biliyordu. Profilinde fransızcanın ana dili olduğuna yer vermişti ve doğrusu adamın bir Fransız mekanı seçmesi genç kızı etkilemişti. Daha önce birkaç kez orada bulunmuştu, böylesine lüks bir yerde kendisine zarar vermesinin imkanı yoktu. Şartları ise... ne olabilirdi? Bir kez daha merakına yenik düşerken adama hızlıca bir cevap yazdı.

"Orada görüşmek üzere, Bay S. :)"

                                              🌸

Ecarlate okulun ikinci katındaki kızlar tuvaletine doğru adımlarını hızlandırdı. İçeri girdiği anda telefonunu çıkararak hızla interneti açtı. Saat 11'di, buluşma saatine bir saat kalmıştı ve adamdan bir mesaj olup olmadığını merak ediyordu.

"Günaydın Bayan Gelbero. Sadece fikrinizde bir değişiklik olup olmadığını kontrol etmek istedim."

Hafifçe renklendirdiği, doğal tonlardaki pembe dudakları yukarı doğru kıvrılırken büyük aynadan biraz uzaklaştı ve hızla bir fotoğrafını çekerek Bay S'e gönderdi.

"Yola çıkıyorum. :)"

Telefonunu kilitleyip çantasına sıkıştırdıktan sonra aynadaki görüntüsüne bakıp bir kez daha gülümsedi ve hızla lavabodan dışarı çıktı.

🌸

Genç kadın restorandan içeriye girdiğinde çok bariz olmamaya çalışarak etrafı yavaşça süzdü. Tek başına oturan bir tek kişi vardı. Arkası dönüktü, kısa siyah saçları ve üzerindeki takım elbisesiyle Ecarlate'a 'ben Bay S'im' diye bağırıyordu.

Duruşunu dikleştirdi ve kendinden emin adımlarla cam kenarındaki yuvarlak masaya doğru ilerleyerek adamın karşısında durdu. Masaya yerleştirilmiş, fotoğraftakinin aynısı olan güneş gözlüğü tezini doğruluyordu.

"Bay S?"

Adamın bakışları kıza doğru yükseldiğinde ikisininde yüzünde bir gülümseme oluştu. Kesinlikle profilinde yazandan yaşlı değildi ve yine kesinlikle ürkütücü gözükmüyordu.

"Bayan Gelbero."

Esmer adam ayağa kalktığında ve kızdan uzun olduğu kanıtladığında Ecarlate rahatlayarak bir nefes vermek istemişti. Elini adama doğru uzattı ve tuttuğu elini dudaklarına götürerek üzerine bir öpücük kondurmasına izin verdi.

Yerlerine oturup kısa bir süre içinde siparişlerini verdikten sonra daha fazla uzatmadan adamın teklifini duymak istediğine karar verdi. Rahatsız edici bir şey söyleyecekse onunla daha fazla zaman geçirmeden buradan gitmesi en iyisi olurdu.

"Öncelikle, Bay S... Adınızı öğrenebilir miyim?"

Adam başını yavaşça iki yana doğru salladığında kızın kaşları merakla yukarı doğru kalktı ve ardından gülümsedi, demek gizemliyi oynayacaksın.

"Pekala, o halde şartlarınızı öğrenebilir miyim?"

Adamın yüzünde bir sırıtış oluştuğunda Ecarlate bunu bir tehdit olarakmı algılamalıydı emin değildi.

"Tabiki, Bayan Gelbero. Fiziksel bir şey istemediğinizi söylediniz, ben de zaten bunun için burada değilim. Yalnız bir adamım, bir ailem yok, etrafımda çok fazla insan da yok. Sizden istediğim tek şey ihtiyacım olan her an da orada olmanız. Bir gece yarısı bir kabustan uyanıp sizi arayabilir ve evime gelip beni sakinleştirmenizi söyleyebilirim, ertesi gün dünyanın diğer ucunda bir tatile gideceğimizi de. Bunları yapabilir misiniz? Cevabınız evet ise hesabınıza haftalık 2000 dolar yatırmaktan mutluluk duyarım."

Genç kız dudaklarını hafifçe büzdü. Karşısındaki bu adamın istediği tek şeyin birazcık sevgi ve ona eşlik edecek biri olduğuna inanamıyordu. Açıkçası küçücük bir yanı adama acımıştı.

"Evet, yapabilirim. Ve Bay S, bana Ecarlate diyebilirsiniz."

Ecarlate Joy başını hafifçe sağa doğru yatırdı, yüzüne büyük bir gülümseme yerleştirdi ve adamın gözlerinin içine baktı. Onunla gerçekten çok eğlenecekti.

-

Bu karakteri ya çok seversiniz ya nefret edersiniz ortası olmaz gibi geliyo ğwösğlqqşşq