Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

deux

Neden sessize almadığını bilmediği telefonunun can sıkıcı zil sesi Ecarlate'ı güzel uykusundan uyandırdığında kendi kendine söylendi. Yalnız yaşadığı için birine bir şey olma ihtimaline karşı telefonunu sessize almıyordu.

"Efendim?"

Telefonu ekrandaki isme bakmadan cevaplamıştı. Zaten gözlerini bile açamıyordu, ismi nasıl okuyacaktı?

"Sanırım uyuyordun, üzgünüm Ecarlate. Geç saate kadar çalışıyordum, uyumaya çalıştığımda ise başarılı olamadım ve bir şeyler yapmaya karar verdim. Bana eşlik etmek ister misin?"

Tanıdık ses kulaklarına dolduğunda gözlerini sinirle yuvarladı. Bay S dalga mı geçiyordu? Birkaç saniyeliğine durdu, haftalık iki bin doların uykusundan olmaya değip değmeyeceğini düşündü, cevap belliydi. Birkaç saat az uyusa ölecek hali yoktu.

"Bana konumunuzu göndermeniz gerekiyor."

Gözlerini ovuşturarak henüz doğmakta olan güneşin aydınlatmaya yetmediği odasının ışığını açtı, giyinme dolabına yöneldi. Adamın onu onaylayan sesinin ardından telefonun kapanışını, sonrasında da gelen mesaj sesini duydu.

Üstü dar, paçalara doğru bollaşan açık renkli kotunu düşünmeden üzerine geçirirken bu işe fazla zaman harcamamak adına güvenli bir renkle, beyaz, önü düğmeli bir ince uzun kolluyla kıyafetini tamamladı. İçinde ihtiyacı olan her şeyin olduğuna emin olduktan sonra çantasını kafasından geçirerek çapraz bir şekilde taktı. Aynaya bile bakmadan dağınık olduğunu düşündüğü saçlarını elleriyle düzeltti ve sokak kapısına yöneldi. Açıkçası ne istediğini duyduktan sonra bu adamın yanına giderken nasıl gözüktüğünü pek de önemsemiyordu.

Bir yandan kotunun cebine sıkıştırdığı telefonunu çıkarıp kayıtlı olan bir taksi numarasını ararken diğer yandan da beyaz spor ayakkabılarını giyiyordu. Hafifçe ofladı, ilk haftanın bitip banka hesabının dolacağı anı sabırsızlıkla bekliyordu.

Oldukça hoş tarihi bir yapı gibi gözüken eski apartmanın merdivenlerini hızlıca indi, şansına çoktan gelmiş olan taksiye bindi ve şoföre Bay S'in gönderdiği adresi gösterdi. Yolun yaklaşık olarak otuz dakika süreceğini gördüğünde gülümsedi, başını taksinin deri koltuğunda geriye doğru yaslayarak gözlerini kapadı.

🌸

Araba durduğunda Ecarlate zaten derin bir uykuda olmadığı için gözlerini aralamıştı. Şoföre teşekkür ederek ücreti ödedi ve arabadan indi. Güneş artık etrafı yeterince iyi aydınlatıyordu, saat 6 sularında olmalıydı. Adamın beklediğinin aksine ihtişamdan uzak olan, ama yine de büyüklüğü ile dikkat çeken ahşap evi, şehrin dışında bulunuyordu. Ormanın içindeydi ve yakın çevrede herhangi bir yapı da gözükmüyordu. Bir anlığına yapmakta olduğu şeyin mantığını sorguladı. İnternetten tanıştığı, ona henüz ismini bile söylememiş olan bu adam kızı burada öldürseydi bundan kimin haberi olurdu?

Ecarlate'ın paraya ihtiyacı olabilirdi ama aptal da değildi. Eve doğru adımlamadan önce telefonunu çıkardı, okulda kendisine en yakın gördüğü kişiye, Aaron'a bir mesaj atmaya karar verdi.

"Her beş dakika içinde sana bir mesaj yazmadığımı fark edersen mesajları gördüğün anda polisleri ara ve onlara bu adresi ver, ne olduğunu  sonra anlatırım."

Mesajının ardından konumunuda gönderdikten sonra derin bir nefes alarak verandanın basamaklarını tırmandı. Umuyorduki Aaron hala uyanıktı, ya da en azından erken uyanırdı.

Zilin çokta can sıkıcı olmayan tınısıyla yüzüne bir gülümseme yerleştirdi. Adam zaten dertliydi, bir de bu genç kadının somurtmasıyla mı uğraşacaktı?

Kapı daha önce görmediği, yüzünde oldukça sevimli bir gülümseme olan yaşlı bir kadın tarafından açıldığında Ecarlate'ın yüzündeki yapay gülümseme yerini gerçeğine bıraktı. Kadının üniformasından evde çalışan biri olduğu anlaşılıyordu.

"Hoşgeldiniz Bayan Gelbero."

Genç kadın başıyla yaşlı görevliyi selamladı ve neden hissettiğini bilmediği bir utangaçlıkla içeri girdi. Görünüşe göre S köşkünde gün herkes için erken başlıyordu.

Yaşlı kadının onu geniş girişten aşağı doğru inen merdivenlere doğru yönlendirmesiyle gülümseyerek onu takip etti ve basamakları inmeye başladı, görevli kadın yukarıda kalmayı tercih etmişti.

Merdiven basamakları bittiğinde Bay S'i büyük bir masanın başında, ne olduğunu bilmediği bir cisim ile uğraşırken görmüştü. Etrafa kısaca bir bakış attı. Burası kitaplarla dolu, geniş bir penceresi olan, pencerenin yanındaki cam kapı kot farkından dolayı bir bahçeye açılan büyük bir odaydı. Yaşı onun neredeyse iki katında olan adam Ecarlate'ı fark ettiğinde gülümsedi.

"Hoşgeldiniz, küçük hanım."

Kelime seçimi genç kadının neredeyse sırıtmasına sebep olacakken kendini zor tuttu. Demek Bayan Gelbero'dan küçük hanıma yükselmişti? Bununla yaşayabilirdi.

Başıyla Bay S'i selamladı, masaya doğru ilerleyerek adamın sağ tarafında duran sandalyeyi çekti. Çantasını başından çıkararak masanın üzerine koydu ve sonrasında oturdu. Ellerini ahşap, özel bir yapım olduğu belli olan masanın üzerinde kavuşturdu.

"Bu nedir?"

Gözleriyle adamın elinde çevirip durduğu, yuvarlak, parlayan metal cismi işaret etti.

"Bir süredir üzerinde uğraştığım bir cihaz."

Esmer adam cismi arkasında duran kitaplığın diğerlerine göre biraz daha boş olan bir rafının üzerine koydu ve tekrar Ecarlate'a döndü.

"Geldiğn için teşekkür ederim, bazen uyumakta çok zorlanıyorum."

Genç kadın hafifçe omuzlarını silkti, bu hareketi "işim bu" diye bağırıyordu.

"Oldukça güzel bir eviniz var. Çok... Sıcak? Açıkçası beklediğim bu değildi."

Bay S hafifçe kıkırdadığında Ecarlate adamın güzel bir gülüşe sahip olduğunu düşündü. Çirkin veya çok yaşlı birine eşlik ediyorda olabilirdi, değil mi? İyi yanından bakmak gerekiyordu.

"Şehirden ve tüm o beton kalabalığından sıkıldım, o yüzden ben de buraya kaçtım. Her gün iş için gitsem de günü burada bitirmek güzel oluyor."

Genç kadın anlayışla başını salladı. Konuşmak uykusunu açtığı için mutluydu, hala uyukluyor olmak onun için çok zor olurdu.

"Aç mısın? Elizabeth'ten bir şeyler hazırlamasını isteyebilirim."

Ecarlate birkaç saniye düşündükten sonra başını iki yana doğru salladı, henüz aç hissetmiyordu. Bakışlarını odanın içinde gezdirmeye devam ederken sağ tarafta duran büyük, yumuşak koltuğu fark etti. Üzerinde oturduğu sandalyeden çok daha rahat gözüküyordu. Bir an için Bay S'in uykusunu kaçıran şeyin ne olduğunu merak etti. O daha bunu soramadan adam ondan önce davrandı.

"Koltuğa geçmek ister misin?"

Dişlerini göstererek gülümsediğinde orta yaşlı adam da ona eşlik etti, tebessümüyle beraber gözlerinin kenarları kırıştı.

Ecarlate çantasını masada bırakarak oldukça rahat gözüken koyu yeşil koltuğa doğru adımladı. Kendini yavaşça minderlerin üzerine bıraktı ve arkasına yaslandı.

Koltuğun diğer ucuna oturan Bay S sanki genç kızın aklını okumuşcasına az önce kafasından geçenleri cevapladı.

"Bazı geceler uyumak benim için imkansız oluyor, bazı anılar peşimi bırakmıyor. Bilirsin... Çocukluk travmaları."

Adam, bu travmaların karşısında duran yirmi yaşındaki kıza pek de uzak olmadığını fark ettiğinde kendine kızdı. O, şu an insanların onun üzerinde yeni hasarlar oluşturabileceği kadar gençti. Umuyordu ki kendisi kız için bunlardan biri olmazdı.

Ecarlate Joy anlayışla başını salladı, kendi de birkaç kötü anıya sahipti. Kim değildi ki? Bu adamınkilerin tahmin ettiğinden çok olabileceğini düşündü.

Bay S koltuğun verdiği rahatlıktan mı yoksa bu küçük hanımın sohbetinden mi bilinmez, mayıştığını hissetmeye başladı. Ecarlate'a soran gözlerle baktığında genç kadın ne demeye çalıştığını anlamıyordu. Esmer adam hafifçe tebessüm etti ve vücudunu, başını kızın açık renkli kotunun sardığı bacağına yatırmak üzere yana doğru eğdi.

Ecarlate daha ne olduğunu anlayamadan yerinden hızlıca sıçradı. Ellerini sinirle belinin iki yanına yerleştirdi ve adama çatık kaşlarla baktı.

"Anlaşmamızda böyle bir şey yok."

Adamın üzgün, uykulu gözleri kızın yüzünü bulduğunda içinin bir saniyeliğine cız ettiğini inkar edemezdi.

"Özür dilerim, belki uyurum diye düşünmüştüm."

Genç kadın bakışlarını şüpheli bir şekilde adamın yüzünde gezdirirken dilini de dişlerinin üzerinde gezdiriyordu. Ona gerçekten yardım etmek istiyor muydu? On saniyelik değerlendirmesinin ardından omuzlarını silkti ve tekrar yerine oturarak dizinin üzerine iki kez vurdu.

Esmer adam ona bakışlarıyla teşekkür ederek başını kadının dizlerine yasladı.

Ecarlate aklına gelen şey ile hızlıca telefonunu çıkardı. Aaron mesajlarını görmediği için içinden teşekkürler savurarak ona her şeyin yolunda olduğunu söyleyen bir mesaj yolladı.

Para için nelere katlanıyordu.

-

Umarım bölümü beğenir ve birkaç yorum bırakırsınız^^

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro