cinq
🌸
Genç kadın gece boyunca Tony ile beraber etrafta dolanmış, sayamayacağı kadar çok insanla tanışıp selamlaşmıştı. Çoğunun adları aklında bile kalmamışken sadece sonradan meslek hayatında işine yarayabileceğini düşündüğü birkaç kişiyi kafasına not etmişti.
Bir süredir yanında durdukları kokteyl masasının üzerine ellerini koyarak sıkıntılı bir nefes aldı. Önce bir ayağını, sonra ise diğerini sırayla kaldırarak topuklu ayakkabıların verdiği acıdan kurtulmaya çalışıyordu. Modeli ne kadar hoşuna giderse gitsin, hiçbir zaman topukluların büyük bir hayranı olmamıştı.
Tony Stark yanındaki kızın acı içinde kıpırdandığını fark ettiğinde onu rahatsız etmeyecek şekilde kulağına doğru eğildi ve sakin sesiyle fısıldadı.
"İstersen ayakkabılarını çıkarabilirsin."
Ecarlate başını hızla iki yana doğru salladı, bunu yapmayı her şeyden çok istese de yapamayacağını biliyordu.
"Hoş bir görüntü olmaz."
Yorgun milyarder başını hafifçe önüne doğru eğerek samimi bir şekilde sessizce güldü, içeceğinden bir yudum alırken bakışları kumral kızın gözleriyle buluştu ve omuzlarını silkti.
"Buna kim karar vermiş? Ben sorun olmayacağını düşünüyorum."
Bayan Gelbero'nun dudaklarında istemsizce bir gülümseme oluşurken bakışlarını adamdan çekip kısaca etrafta gezdirdi. Bir süre sonra kendisi de sorun olmayacağına karar vermiş olacakki bir elini masadan indirerek bacaklarının arkasına doğru götürdü. Dudaklarını bir sağa bir sola doğru büküp düşünceli şekilde etrafa bakarken dizini arkaya doğru kırıp bacağını kaldırdı ve sırasıyla, el çabukluğuyla kayışları çözerek iki ayağından da topuklu ayakkabıları çıkardı. Ayakkabıları hemen yanına, masanın dibine koyduktan sonra doğrulduğunda şimdi her zamanki gibi Tony Stark'tan oldukça kısaydı. Gözleri adamın hafifçe açılmış, parlayarak bakan gözleriyle tekrar buluştuğunda bir çocuk gibi kıkırdadı.
"Daha iyi hissediyor musun?"
Genç kız başını yavaşça aşağı-yukarı doğru salladı, bu geceki ikinci kokteylinden bir yudum aldı ve çok sıkılmış gibi gözükmemeye çalışarak adama bir soru yöneltti.
"Tahmini olarak ne zaman gideriz?"
Tony, yumuşak bakışlarını artık ona bile bakmayan kızın üzerinde tutmaya devam ederken istemsizce bir süreliğine durakladı. Genç kadının her bir hareketini, bardağını dudaklarına doğru götürüp bir yudum alışını ve bakışlarını büyük salondaki insanlarda gezdirişini öyle büyük bir dikkatle izliyordu ki sorusunu duyup idrak etmesi biraz vaktini almıştı.
"Sıkıldın mı?"
İçinden, benden mi sıkıldı? düşüncesi geçerken bunun doğru bir düşünce olmadığını biliyordu. Karşısındaki daha yirmilerinin başında olan genç bir kızdı, böyle davetlere alışık olmak bir yana şu anda muhtemelen bambaşka bir yerde olmak istiyordu.
Ecarlate Joy omuzlarını silkti, işaret parmağını bardağının kenarlarında gezdirmeye başlarken içeceğine bakıyordu.
"Biraz... Biliyorum işim gereği burdayım ama biraz daha eğlenceli bir yere gidemez miyiz?"
Sorusuyla beraber yüzünü hızlıca Tony'e doğru çevirdiğinde saçları kontrolü dışında hafifçe salındı, Tony Stark o an şampuanının kokusunu aldığına yemin edebilirdi. Tatlı koku bir anlığına başını döndürdü.
Gözleri bir kez daha adamın kahverengi gözleriyle buluştuğunda Ecarlate sorusunun saçmalığının farkına varmış olacak ki gözlerini kapatıp birkaç saniyeliğine öylece durdu. Bu teklif birden bire nerden çıkmıştı? Kendini bir arkadaşıyla beraber mi sanıyordu?
"Özür dilerim, bir an boş bulundum. Burda bulunmamız gerekiyor, biliyorum. Kalmamı istediğiniz süre boyunca sizinleyim."
Yutkundu ve sırtını dikleştirerek kendini toparladı. Bunları yaparken az önceki teklifinin Tony'nin ne kadar hoşuna gittiğinin hiç farkında değildi. Adam bu fikirden çok kızın ona böyle bir soru yöneltmiş olmasından hoşlanmıştı. Kendisini bir anlığına iş vereni, patronu gibi değilde sıradan bir insan, bir arkadaşı gibi görmesi mi bu kadar hoşuna gitmişti?
"Aslında bakarsan, şuanda daha eğlenceli bir mekanda olmayı çok isterim. Aklında herhangi bir yer var mı?"
Ecarlate'ın yüzüne birden kocaman bir sırıtış yayıldı, parlayan gözlerle adama bakarken gözlerini kırpıştırdı. Tony çoktan cevabın "evet" olduğunu biliyordu. Genç kız bu gece sık sık yaptığı gibi bakışlarını tekrar, onları izleyen gözler var mı diye bakmak için etrafındaki insanlara doğru çevirdiğinde keyifle onu izledi. Başka biri olsa Tony Stark'la beraber görülmek için her şeyi yapardı, Ecarlate Joy ise bundan kaçıyordu.
Kadın dikkatlice eğilip ayakkabılarını parmaklarına taktı, eline alıp doğrulduğunda esmer adamın gözlerini üzerinde yakaladı, bunun üzerine sağ gözünü kırpıp adama işaret yaptı. Önden ilerlemeye başlamışken birden durdu ve hafifçe yan dönerek eliyle Tony'e ileriyi işaret etti. Yanında başka insanlar varken çevresine pek dikkat etmediğinden genelde yön sorunları yaşardı.
"Arabaya kadar ben sizi takip edeyim, sonra siz beni."
Tony Stark gözlerini kapatıp, yüzündeki kırışıklıkları ortaya çıkararak güldü. Bu içten gülüş, Ecarlate'ın kalbinde bir anlığına bir yerleri dürtmüştü. Kendine hakim olamayarak o da güldü.
Esmer adam başını sallayarak kızın yanına adımladı ve kolunu teklif edercesine genç kadına uzattı, Ecarlate ise fazla düşünmeden adamın koluna girdi. Bu sefer etrafına bakmasına bile gerek olmadan bazı bakışların üzerlerinde olduğunu biliyordu ama artık buradan gidiyor olduğu için önemsemedi.
Kısa sürede beraber asansöre adımlamış, otoparka inerek Stark plakalı siyah Audi'deki yerlerini almışlardı.
Ecarlate kemerini bağlarken işaret parmağıyla arabanın ekranındaki gpsi işaret ettiğinde Tony gözlerini onaylarcasına kapatıp açtı.
Genç kadın hızlıca adresi girdi, oldukları yere birkaç kilometre uzakta olduğunu görünce keyifle gülümseyerek arkasına yaslandı.
"Umarım böyle mekanlar için fazla yaşlandığınızı düşünmüyorsunuzdur."
Bay Stark hafifçe gülerek gözlerini kaçırırken biraz alındığını inkar edemezdi. Bazen Ecarlate onu nasıl görüyor, merak ediyordu. Acaba çok yaşlı olduğunu düşünüyor muydu?
"Açıkçası,"
Derin bir nefes alarak bakışlarını yolda tuttu, arabayı sakince sürmeye devam ediyordu.
"Gittiğimiz mekanı biliyorum, ve birkaç yıldır... Böyle yerlerle pek işim yok."
Ecarlate konuşmak için nefes aldığında Tony devam ederek kızı durdurdu.
"Ama, bu yaşlı olduğum anlamına gelmez. Sadece..."
Bakışları birkaç saniyeliğine yoldan kıza kaydığında tebessüm etti.
"Kimse beni gitmeye ikna edecek kadar iyi değildi."
Genç kadın duyduğu cümlelerle istemsizce hafifçe kızarırken başını önüne eğerek tebessüm etti, sonrasında ne yaptığını farkına vararak kendini toparladı ve yüzünü kaldırıp gözlerini yuvarladı.
"Eminim öyledir."
Alayla sırıtarak bakışlarını camdan dışarı doğru çevirdi. Adamın bu tarz sözlerine ne inanmak, ne de kanmak istiyordu. İnanırsa, geri dönemeyeceği bir yola girerdi ve Ecarlate, o tarz yollardan nefret ediyordu. Özellikle en olmayacak kişiyle, arasında bir para ilişkisi bulunan adamla ilgili bu tarz duygulara kapılmak istemezdi.
Tony Stark ise hiçbir şey söylemedi. Genç kadını inandırmaya çalışacak hali yoktu, zaten çabalasa da yapamayacağını biliyordu.
Geriye kalan birkaç dakikalık yolda ikisi de konuşmamışlardı. Tony, Ecarlate'ın bahsettiği gece kulübünün önüne geldiğinde arabayı valeye teslim etmeden önce durdu. Hafifçe öne doğru eğilerek kızın önündeki torpido gözünü açtığında bu hareketi Ecarlate'ın ani yakınlaşmayla hafifçe geriye doğru çekilmesine sebep oldu. Siyah bir şapka ile siyah güneş gözlüklerini çıkardı, kız ile göz göze gelirken kepi başına geçirdi.
"Kameralardan korktuğun için, benim herhangi bir çekincem olduğu için değil."
Ecarlate omuz silkti, açıklamaya ihtiyacı yoktu. Öyle bir hava takınıyordu ki sanki adam onunla görülmek istese de istemese de bunu önemsemeyecekti.
"Genç gösterdi."
Kız sırıtarak adama takıldığında Bay Stark güneş gözlüklerinin arkasından gözlerini yuvarladı. Ne zaman birinin sözlerine bu kadar alınır hale gelmişti? Bu, sadece genç kadına mı özeldi?
"Ceketinizi çıkarmanızı öneririm, içerisi oldukça sıcak oluyor."
Ecarlate elini kapı koluna götürüp arabadan indiğinde Tony de kızın dediğini yaparak ceketinden kurtuldu, anahtarı valeye teslim etti ve fazla dikkat çekmeden, başını öne eğerek Ecarlate'a doğru ilerledi. Refleks olarak elini kızın beline yerleştirip içeri doğru ilerlemeye başladığında genç kadının bu harekete itiraz edecek fırsatı olmamıştı.
İçerisi öyle kalabalık ve gürültülüydü ki Tony'nin koruma iç güdüleri devreye girmiş, kızın elini ona sormadan tutarak Ecarlate'ı bara doğru yönlendirmeye başlamıştı. Kız ise inatla olduğu yerde durdu, başını iki yana sallayarak adamı tuttuğu elinden kendisine doğru çekti ve kendisini duyabilsin diye bağırarak konuşmaya başladı.
"Daha fazla içeceğe ihtiyacım yok, dans etmek için buradayız."
Bakışlarını adamın elini hapsetmiş olduğu büyük eline kaydırdı, bu cesaretin nereden geldiğini bilmeyerek uzanıp Tony'nin diğer elinide tuttu ve adamı dans pistinin ortalarına doğru çekti.
Tony Stark kızın hareketlerine eşlik ederken bir anlığına nasıl bu duruma düştüğünü düşündü, gülmeye başladı ve başını iki yana doğru salladı. En son ne zaman dans ettiğini bile hatırlamıyordu, birkaç yıldır pek kendinde değildi.
Ecarlate Joy bu bakışları ve gülüşü yakaladığında ne anlama geldiğini biliyordu, başını hafifçe arkaya yatırıp gülerek adama katıldı. Kendiside şu anda onunla burada dans ettiğine inanamıyordu.
Bir şeyler söylemek istediğini belirtircesine yüzünü adama yaklaştırdığında Tony bunu fark ederek başını eğdi ve kulağını kızın dudaklarına doğru yaklaştırdı. Ecarlate yakınlıktan ötürü bir anlığına nefes alıp geri çekilmeyi düşünürken hemen sonrasında bundan vazgeçti, kıkırdadı ve kendisini duyabilsin diye yüksek sesle konuşmaya başladı.
"Merak etmeyin, bana verdiğiniz tüm parayı buralarda harcamayacağım."
Parayı istediği yerde, istediği insanlarla, istediği her şey için harcayabileceğini biliyordu. Sadece kendisini garip bir şekilde adamla sohbet etmek isterken bulmuştu.
Tony Stark bir kez daha, gözlerini kapatıp dişlerini göstererek güldü. Bunu yapmayı kesinlikle bırakması gerekiyordu, Ecarlate'ın hoşuna gitmeye başlarsa bunun ne kadar kötü olacağının farkında değil miydi?
Bu sefer esmer adam, konuşmak için dudaklarını kızın kulağına yaklaştırdı. Nefesi kızın boynuna çarptığında Ecarlate yutkunma ihtiyacı hissetmişti.
"Öyle yapmayacağını biliyorum. Hiçbir zaman her gecesini kulüplerde geçiren bir kız olduğunu düşünmedim."
Genç kadın kaşlarını kaldırarak Tony'e şaşkın bir bakış attı, nasıl ve ne ara kendisini bu şekilde analiz etmişti?
"O zaman doğru düşünmüşsünüz. Nadiren gelirim, ve genelde yalın ayak olmam."
Ecarlate başını eğip bakışlarını ayaklarına çevirdiğinde Tony'nin bakışlarıda o tarafa doğru döndü, ikisi de birden beraber gülmeye başladılar.
Aynı anda başlarını kaldırdıklarında ise göz göze gelmişlerdi. Gülüşleri tatlı bir tebessüme dönüşürken Ecarlate, gözlerini adamın gözlerinden çekmedi. Yüzünde ilk defa alaylı bir ifade yoktu, içtendi, sıcaktı. Tony Stark'ın kalbini ısıtacak kadar sıcaktı.
🌸
Uzun bir aradan sonra selamlar... Umarım bölümü sevmişsinizdir^^
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro