Her şey birbirine girmiş evdeki malzemeyle yapılan adı şişirme olan çorbaya dönmüştü sanki. Kaya Adli Tıp'ın önüne geri dönmüş, getirilmiş ve hazırlıkları yapılan Pelin'i teşhis için içeriye çağırılmayı bekliyordu. Kafası da duyguları da iyice karışmıştı iki ters bir yüz örülen örgü gibi. Kaderinden kaçamıyor ancak kadere karşı da gelemiyordu. Pelin'den kurtulmak için kendini öldürmeyi düşünecek noktaya gelmişken, Aylin hayatlarına girmiş ve ardından Pelin ölmüştü. Pelin'in öldüğünü biliyordu. Sadece onaylamak için girecekti içeriye. İbo, çıkarılan parçalanmış cesedin Pelin'e ait olduğunu bileğindeki kalbin içine kazınmış K harfli dövmesiyle doğrulamıştı Kaya'ya. Kaya da içeri girecek, sadece sağ el bileğine bakacak ve dövme ile Pelin'in ölümünü onaylayacaktı o kadar. Pelin ölmeden önce Aylin'in sıfatını kaydırmıştı belki ancak o uçurumdan aşağı düştüğünde onun teşhis edilecek bir suratı bile kalmamıştı. Kaya tek bir şeyin kararsızlığı içinde kıvranıp duruyordu. Kendi özgürlüğü mü? Mert'in özgürlüğü mü?