Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Hayaller- Hayatlar

Canlarım ve hunicanlarım, herkese maske altından öpücükler gönderiyorum Antalya semalarından. Malumunuz bu kitap basılı eser olarak yayınlanacaktı. Araya benim hastalıklarım ve tedavi sürecim girince epeyce uzak kaldık sizlerden.  Bende oturdum düşündüm. Herkesin ağır kayıplar verdiği bu süreçte belki bir nebze olsun yüzünüzü gülümsetebilirim dedim ve kitaplarımı yeniden wattpad de yayınlamaya karar verdim. Sizi öyle çok özledim ki...

Nasıl tarif edilir bilmiyorum ama sizlerin de bizi özlediğinizi düşünüyor ve hissediyorum. Bu yüzden tüm hunili pirems ve piremseslerimden hikayemize tam gaz destek vermesini rica ediyorum. 

O zaman macera kaldığı yerden devam etsin bakalım.

Bu arada iyi ki varsınız yahu, sizi çok seviyorum...

Bazen evdeki hesap çarşıya uymaz, yaptığınız tüm planlar elinizde patlar... Öyle bir hale gelirsiniz ki damdan düşen kedi yavrusundan hiçbir farkınız kalmaz. 

Mesela bir anne hamile kaldığını öğrendiği an ve karnındaki yavrusunun dünyaya gözlerini açacağı zamandan itibaren her saniyesini planlar ve onun için hayaller kurar. Doğum için gün sayılmaya başlanır, tüm hazırlıklar yapılır. Fakat öyle farklı bir zamanda ve öyle farklı bir şekilde yakalar ki doğum sancısı kadını, yaptığı tüm planlara el sallarken bulur kendisini... 

Bazen de hayatta öyle anlar gelir ki en son yapmanız gereken şeyi en başta yaparsınız ve bu yüzden başınız beladan kurtulamaz...

"Elveda!" diyerek başladığınız bir konuşmada "Merhaba!" demek gibidir aslında. Belki de bizim kahramanlarımızın burnunun boktan kurtulamamasının yegane sebebi budur kim bilir?

Aylin, Kaya, Mert ve Burak...

Raydan çıkan hayatlarını yeniden düzene sokabilmek için ne çok plan ve program yapmış, ne büyük bir çaba göstermişlerdi oysa...

Peki, bu kadar mücadelenin sonunda ne elde edebilmişlerdi?

Ya da sınandıkları şey gerçekte neydi?

Aşk mı?

Sevgi mi?

Dostluk mu?

Şimdi Burak ve Kaya aldıkları haberin şaşkınlığı ile kafaları yiyor, Aylin karanlık bir odada canıyla uğraşıyor, Mert uyandırma odasında bedenini ele geçiren narkozun etkisinden kurtulmaya çalışıyor, Kaya'nın  annesi elleri kelepçeli bir şekilde emniyete götürülürken, başka bir polis ekibi de Mert'i tutuklamak için hastaneye giriş yapıyordu. Kader yine ağlarını örüyor, dört kahramanımızı çıkan o ani fırtınayla farklı farklı yerlere savuruyordu. 

Bakalım şimdi adı "Hayat" olan bu köşe kapmaca oyunundan kim galip gelecekti...

-Kaya Serez-

"Büyümek çocukken anlatmaya utandığın şeyleri yıllar sonra anlatırken dolu dolu kahkaha atabilmekmiş..." öyle söylemişti Hacınine adliye koridorunda beklerken. "Sırların seni yaşlandırır oğul! Anlat, anlat ki bu derde çare olalım." diye eklemiş, bir annenin evladının sırtını sıvazladığı gibi sırtımı sıvazlamıştı.

Hayat ne garip şeydi...

Normal şartlarda çocuklar yaramazlık yapar, yanlışa düşer, o çocukların anne ve babası onların kıçını toplardı. Gel gör ki biz de roller değişmiş,  ben annemin kıçını kurtarmak için yollara düşmüş, nöbetçi mahkemede tutuksuz yargılanmasını sağlamak için binbir dereden kova kova su taşır hale gelmiştim. Normal bir hayatımın olmasını beklemiyordum da insan hele ki benim konumuma gelmiş olan bir insan annesinde birden fazla psikolojik rahatsızlığın olduğunu ve bunların her birinin toplumda ayıplanan şeyler olduğunu açıklaması ve bu yüzden çok kere suça karıştığını anlatması pek de kolay gözükmüyordu. 

Annem ve babam toplum gözünde çok saygın bir yere sahip olan müzisyenlerdi. Ancak bilinenin aksine annem hem kleptomani hastası hem de nemfomani sahibiydi. Bir kaç defa mağazalardan birşeyler çalmış, yakalanmış ve bu konunun üstü örtülmüştü. Fakat o görüntülerde olan bundan çok daha fazlasıydı. Nemfomani kişinin cinsel dürtülerini kontrol altına alamadığı bir hastalıktı ve annem bu hastalığı yüzünden kendisinden piyano dersi alan on yedi yaşındaki bir çocukla seks yapmıştı. Görüntülerde çocuk da bu durumdan memnunmuş gibi görünse de çocuğun on yedi yaşında olması annemi bir istismarcı haline getiriyordu. Görüntülerin nasıl çekildiğine gelecek olursak, o çocuk Pelin'in kuzeni Can'dan başkası değildi. 

Organize suç çetesi gibi olan Pelin'in ailesi bir karabasan gibi çökmüştü üzerime. Amcası Ayhan meğerse bir şekilde annemin bu hastalığa sahip olduğunu öğrenmiş ve eve kamera düzeneği kurmuştu. Annemle yüzleştiğimde ağlayarak anlatmıştı her şeyi. Görüntülerde annem, çocuğu bağlıyor ve onunla seks yapıyordu. Oysa bu o çocukla ilk sevişmeleri değilmiş ve daha önce üç defa daha beraber olmuşlar. Çocuk bu fantezisinden bahsetmiş ve gerçekleştirmek için karar almışlar. Bu olay ayyuka çıkıp ben her şeyi öğrenip Pelin ve sülalesinin şantajlarına maruz kalınca annem tedavi görmeyi kabul etmişti. Babam ile birbirilerini yıllardır aldatırlar, kendilerine ait ayrı marjinal bir hayat yaşamaya devam ederler ancak dış dünyaya birbirlerine aşık saygın iki müzisyen rolünü de ustalıkla sergilerlerdi.  Olardan kopup kendime bambaşka bir hayat kurmamın altında aslında evin içinde dönen seviyesiz ilişkiye başkaldırışım vardı ama bunu kimselere anlatmam mümkün değildi. Pelin'in babası Adnan'ın o çatışmada ölmesi kardeşi Ayhan beyin annemden şikayetçi olmasıyla sonuçlanmıştı. Mert'in uyanmasını beklerken gelen haberle soluğu adliyede almıştık. Sadece annem olsa iyi Mert'i babasını neyle suçluyorlarsa bir anda Mert de Pelin'in ölümünden sorumlu kişi olarak hastanede gözaltına alınmak için polisler tarafından bekliyordu. Ayhan beyden gelen mesajla her şey açıklığa kavuşmuş sayılırdı aslında. Onlara göre Pelin'in ölümünden asıl sorumlu olan kişi Aylin'in canını istiyordu benden. Bunun için de seçim yapmamı istiyordu. Ya annemi ve Mert'i kurtaracaktım, Aylin can çekişerek ölecekti veya  Aylin serbest kalacaktı tabii eğer hala yaşıyorsa ve annem ile Mert tutuklanacaktı. Mert'i bir şekilde kurtarırdık o kolaydı da annem uzunca bir süre cezaevinden çıkamayacağı gibi o yere göğe sığmayan "Serez" soyadı da yerle bir olacaktı. Bunu kaldıramayacağını, böyle bir şey olursa gözünü kırpmadan canına kıyacağını söylemişti defalarca...

 Açıkçası kendi adıma başıma gelecek hiçbir şey umurumda değildi. Annemin hasta ve suçlu olduğunu biliyordum. Hoş Pelin kaltağı görüntülerin gerçeği yansıtmadığını, anneme tuzak kurulduğunu, amcası ve babası bunu kendi aralarında ballandıra ballandıra anlatırlarken kulak misafiri olduğunu yeminler vererek anlatmıştı bana.   Gel gelelim görüntüler doğrultusunda ortada izahı mümkün olmayan bir suç vardı. Annem resmen on yedi yaşındaki  bir erkek çocuğuna tecavüz ediyordu...

Hacıninem yetişmişti yine hızır gibi de ne anlatacağımı, durumu nasıl açıklayacağımı bilemiyordum. Üstelik tek açıklama bekleyen Hacıninem de değildi. Burak da tepemde dikilmiş, freni patlamış kamyon isali sürekli olarak soru soruyor, halimden zerre anlamıyor, tüm bu yaşananlara bir açıklama bekliyordu.

Hacıninenin sözü tekrar zihnimde belirmişti işte...

"Büyümek, çocukken anlatmaya utandığın şeyleri yıllar sonra anlatırken dolu dolu kahkaha atabilmekmiş..." 

Sahi ne zaman büyümüştük biz?

Mert, Burak ve ben hiç büyümeyelim diye söz vermiştik halbuki birbirimize. Yaşadıklarımız bir günde büyütmüştü bizi işte...

Hatta yaşlanmış, yaşlılıktan kemik erimesi geçirmiş gibi ikği büklüm olomuştuk. Sırlarımız sırtımıza bir yük gibi binmiş, kamburumuz çıkmıştı. 

Kim bilebilirdiki  sokak ortasında önce fahişe sandığımız, sonra aslında şiddet mağduru olduğunu anladığımız Aylin'in hayatımızın altını üstüne getirip bütün ipliğimizi pazara dökeceğini...

Yine mantığım ve vicdanım kılıçları kuşanmış, öldüresiye bir savaşa girmişti. 

Sadece bir kişiyi kurtarma şansım vardı. Seçim yapmak zorundaydım aa kimi seçeceğimi bilemiyordum. 

Ben beynimin içinde çıkan üçüncü dünya savaşıyla köşe kapmaca oynarken, adliye koridorundaki kalabalığın oluşturduğu o gürültü iindeki sessizliği Hacıninemin bana doğru uzattığı telefon ekranındaki mesajla  bozuldu.

"Vakit kalmadı Zümrütoğlan! Seç birini." dedi ve ekledi. "Mert mi? Annen mi? Aylin mi?"

***

Yeni bölümde görüşmek üzere...

Bu satıra hikayemizi seveceğini düşündüğünüz kankanızı eklemeyi ve bölümü turuncu yıldızlarla donatmayı unutmayın!

İyi ki varsınız hunili ailem sizi çok seviyorum...



Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro