Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Hadi Lo ( Part 1)


Bil ki, "MUTLU SON" diye bir şey yoktur.

Çünkü bir şeyde, " SON " varsa

Orada " MUTLULUK " yoktur...

Dostoyevski

***

Yok, bu aksiyon hiç bitmeyecekti sanki...

Parmaklarımın arasında Kaya'ya doğru salladığım azı dişle öylece donakalmıştım. Kızcağızın hayatı boyunca başına gelen en talihsiz olay biz olmuştuk resmen. Kendimi öyle suçlu hissediyordum ki yaşadığım hissiyatı tarif edecek kelime bulamıyordum.

Tamam; hayatla dalga geçen hatta kendisiyle dalga geçen bir deli olarak gözüküyor olabilirdim ama aslında içimdeki tavuk vicdanlı Mert'i etkisiz hale getirme yöntemimdi bu benim. Nergis'in bana attığı kazığın acısını o gece Aylin'den çıkarmanın bedelini çok ağır ödüyordum işte. Her türlü suçlu, her türlü haksızdım. O gece Kaya'yı durdurmamış olsam belki de bugün Aylin ölümle pençeleşmiyor olacaktı. Gerçi o zaman da Pelin yaşıyor, Kaya şantaj denizinde boğuluyor olacaktı. Ne tarafından bakarsam bakayım vicdanım ile girdiğim satranç oyununda şah-matı beynimin orta yerine yiyordum ben. Sonuç olarak aklımla ve vicdanımla girmiş olacağım savaştan her seferinde ben mağlup olarak çıkıyordum. Ve yine kazanamayacağımı bile bile her seferinde, "Yenilen pehlivan güreşe doymazmış!" misali yeni bir savaşın içine atlamaktan da kendimi alıkoyamıyordum.

Kaya'nın vücudundaki tüm kan bir vampir tarafından emilmiş gibi morcivert renkti resmen. Şu şartlar altında hiçbirimiz normal gözükmüyorduk gerçi. Bir an için algılarım kapanmış olduğum yerde donup kalmış olsam da çabucak toparlanıp, elimdeki telefonu ve dişi cebime sokmuş Kaya'nın peşi sıra fırlamıştım odadan dışarı. Biz odadan çıkarken Burak bir taraftan pantolonunu giymeye çalışıyor, bir taraftan da arkamızdan, "Beni de bekleyin!" diye bağırıyordu. Bu azı dişin hesabını ikisinden de soracaktım, o konu geçici süreliğine askıya alınmıştı sadece. Anlayamadığım şekilde ortadan kaybolmalar, kanlı kıyafetler, gizli gizli fısıldaşmalar, hepsinin farkındaydım da salağa yatıyordum. Bu sefer ifadelerini alırken türlü türlü işkence yöntemi denemeyi düşünüyordum üzerlerinde. En azından benim hissettiklerimin onda birini hissetmelilerdi... Önemli olan tek şey Aylin'in o ameliyattan sapa sağlam çıkmasıydı.

Kaya ile birlikte odaya vardığımızda Aylin'in çoktan götürülmüş olduğunu görünce gayri ihtiyari paniklemiştik. Ameliyathanenin olduğu kata merdivenlerden nasıl koştuğumuzu, nasıl indiğimizi bilmiyorduk. Son saniyede ameliyathane kapısından içeri sokulacağı an yakalamıştık onu. Doktor ve hemşirelere "Durun!" diyerek bağırdığımızda kalan son on beş metreyi Usain Bolt'un rekorunu kırmak istiyormuşçasına koşmuştuk. Gözleri açık ama konuşamayan Aylin'e ameliyata girmeden yetişmeyi başarmıştık sonunda. Onun yanağını okşarken nefes almaya çalışıyordum bir taraftan da. Son birkaç gündür attığımız deparlar sonucu kesin bir karar vermiştim ki o da sigarayı bırakmam gerektiğiydi. Pakette durduğu gibi durmuyor, ciğerlerinizin içine ot tıkıyordu. Son saniye nefesimi düzene sokup alnına bir veda busesi bırakırken söyleyebilmiştim cümlemi...

"Şampiyon, sen bana lazımsın! Daha tavlayı kolunun altına vereceğim! Sakın gideyim deme, peşinden ben de gelirim..."'

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro