3-suçlu
"B-bu çok az...Yemek yemeye bile yetmez..."Bir tokat yüzüne indiğinde sendeledi ve gözlerini sımsıkı yumdu. "Çeneni kapat! Bir dövüşün bedeli artık daha az,öyle diyorsam öyle. Anladın mı beni?!" Yutkunup başını olumlu anlamda salladı ve geri geri giderek odadan çıktı.
Elindeki 20 dolara bakarak hıçkırdı ve gözlerini sertçe kırptı. Pantolonu katlanmıştı stresle titreyen dizlerinde,beyaz tişörtü de terden ıslanmıştı. Hava soğuk olmasına rağmen . Sırtına dökülen beyaz düz saçlarını önüne doğru attırıp sessizce ağlamaya başlarken avcundaki banknotu sıkıştırdı. Bugün de yemek yemiyordu.
Buraya geldiğinden beri on dövüşe katılmış,hepsini de kazanmıştı. Ama artık güçten düştüğünü hissediyor,henüz 200 dolar bile biriktiremediği için kendine acıyordu. Kalbi sıkışıyor,ciğerleri yanıyor,içki kokusunun olmadığı bir yer bulmaya çalıştığında elinde koca bir hiçlikle kalıyordu. Tüm vücudu yara içindeydi. En son bacağındaki kocaman morluğun çürüyerek sarardığını görmüştü ve dün burnu neredeyse kırılıyordu.
Pis ortamdan çıkarken kapıda bir afiş gördü. "Nirvana ve Angel karşı karşıya! Bu büyük dövüşü sakın kaçırmayın çünkü iki eşit ucube birbirlerine kafa atarken siz kahkahalara boğulmuş olacaksınız!Saat 20.30'da burada olun."
Gözlerini sıkıca kapatıp derin bir nefes aldı ve yürümeye başladı. Üstüne kimsesiz çocuklar evinden aldığı ceketi geçirirken yanaklarından yaşlar süzülüyordu. Kimseyle dövüşmek istemiyordu, sadece biraz para için on kişiyi öldürdüğüne inanamıyordu. Öldürdüğü kendi türünden on,masum insanı düşündükçe hıçkırıkları giderek kuvvetleniyor,omuzları sarsılıyordu. Kimsesiz çocuklar evine doğru yürürken adımlarındaki yalpalama da güçlü,ciğerden gelme hıçkırıkları yüzündendi.
Evin kapısını açarak içeri girdiğinde ter ve kan kokusu buram buram vücuduna yapıştığında gözlerini elinin dışıyla sildi ve kapıyı kapattı. Kendisinin yattığı yer yatağının altındaki küçük keseye yirmi dolarlık banknotunu atıp tekrar keseyi cebine koydu ve ayağa kalktı. "Nirvana,yemek yok! Bize yemek bul!" Genç kız göğsünü şişirerek derin bir nefes aldı ve çocuklara baktı. "Bugün yeteri kadar kazanamadım. Akşam tekrar gideceğim. Yarın yemek alabilirim." Çocuklar çığlık çığlığa homurdandıklarında,aç olduklarını bağırdıklarında genç kız titreyen dizlerini durdurmak için derin bir nefes alarak içinde tuttu. On kişiyi öldürmek için çok gençti. On kişiyi öldürebilmek için çok masumdu. Ve bunları isteği dışında yapması da çok acı vericiydi.
Çocuklardan biri gencin üstüne atlayıp onu boğmaya kalkıştıysa da kız sesini çıkarmadı ve çocuğu indirerek kendinden uzağa itti. Tek isteği biraz uyuyabilmekti. Nefesi kesilerek de olsa da kiler olarak kullanılan ve fındık farelerinin kaynadığı bir yer olan en küçük odaya gelip kapının önüne kuruldu. Nasıl olsa kimse buraya uğramıyordu. Çocukların ağlayış ve çığlıkları televizyonun açılmasıyla dindi. Gözlerini kapatıp elini ceketin cebine attı ve kesesini avcunun içinde sıkıştırarak ağlamaya başladı. Bugün ya ölecek,ya başka birini daha öldürecekti. Ve nasılsa,ilk seçenek ona daha cazip geliyordu.
Çok fazla ağladıktan sonra uyuyakaldı,saat yedi buçukta uyandığında panik sarmıştı tüm benliğini. Hızla ayağa kalkıp cebindeki keseyi kontrol etti,yüz yetmiş dolarlık parası duruyordu. Hızlı adımlarla yer yatağının altındaki kostümü çıkardı. İğrençti. Dövüş sergilemeye mi yoksa seksüel haliyle bedenini göstermeye mi gittiğini karıştırmasına neden olan türden bir şeydi bu. Dizlerinde biten bir elbise,üstü kanlıydı. Askıları boyundan bağlanıyordu ve göğüs dekoltesi vardı. Yaşına uygun değildi.
Üstündeki kıyafetleri hiçbir şeye aldırmadan çıkarıp kostümünü giydi ve ceketini üstüne geçirdi. Kenarıdan çantasını aldı,çantanın içine pantolon ve tişörtü çantasına koyarak ceketinin cebindeki keseyi de çantaya attı. "Nirvana!"diye bağırdı ince bir çocuk sesi,yaşlı gözlerini o tarafa çevirince bir çocuğun ona doğru gelip eline bir şey tutuşturduğunu anladı. "Al bunu,gidecek gibi görünüyorsun. Unutma bizi." Avcunu açtığında küçük bir kartta 'Nirvana'yı seviyoruz' yazılı bir not olduğunu gördü.
Dolan gözlerinden bir damla yaş süzülürken çantasını koluna takıp dışarı çıktı. Çıplak ayakları soğuk yollarda inleyerek yürürlerken gerçekten ölmeyi aklından geçirdi. İnsanlar,teker teker elindeki herkesi almıştı. Annesi,insani bir hastalıkla gitmişti. Babası,insani bir delilikle kendini vurmuştu. Ağabeyi William'ı sırf farklı olduğu için insanlar öldürmüştü. Hayatında tanıyıp tanıyabileceği en iyi insan da ağabeyinin ölümüyle intihar ederek insani bir şekilde kendine son vermişti. İnsanlar,onları dövüştürerek kendi türlerini öldürerek katil olmalarına neden oluyorlardı. İnsanlar,onları izlerken canice gülüyorlardı. İnsanlar. Hepsi onların suçuydu.
Bütün konuşmalar Almanca,prologdaki uyarıyı hatırlamış olmalısınız.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro