Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

12-tiyatro

Matematik sınavından çıktıktan sonra Happy'nin keyfi her zamanki gibi mükemmel değildi. Okula geldiğinden beri kapatmaya çalıştığı ders açığı, hızlandırılmış kasetleri dinlemesine rağmen oldukça büyüktü. Bu nedenle genelde F alıyor, üstü bir notu başarabilirse kendiyle gurur duyuyordu. Bazı acınası gerçekleri peşinden getiren aptal notlama sistemi, onun giderek içine kapanmasına yol açıyordu. Okulu dördüncü sınıfta terk ettiği de bu zavallı gerçeklerden biriydi.

Ah, zavallı, ilkokulu bile bitirememişti.

Tek omzundan sallanan eski spor çantasının gri kayışını kavrayarak omzunun üstünde kaydırdı ve yeni çalınmış ve henüz Profesör'e hesabı verilmemiş siyah tişörtünün yakasını düzeltti. Bunu ve altındaki siyah pantolonu gizlice okuldan çıktığı bir gece, yeni kapatan bir mağazadan çalmıştı. Aslında onları gerçekten uzun süre giyip keyfini çıkarmak için almıyordu, sadece gerçek anlamıyla sahip olduğu tek kıyafet kombinin temizlendiği sırada vücudunu oyalamak için giyinmesi gerektiği sebebiyle bu kıyafetleri çalıyordu. Hoş, buna gerçekten ödünç almak denebilirdi çünkü kıyafetlerle işi bittiği zaman onları yıkar, yine çaldığı demir, basma kalıp bir ütüyle zar zor ütüler ve tekrar yerlerine bırakırdı. Zamanla bu bir rutin haline geldiği için kendinden iğrenmeye ve utanmaya başlamıştı. Ama o kanlı, dekolteli ve dolabın en diplerinde bulunan elbiseyi giymektense bunu yapmayı tercih ederdi.

Derslerin bittiğini haber veren, günün son saatine sınavı adamış başka bir okul günün de sonlandığını bildiren zil çaldığında kafasındaki vızır vızır düşüncelerden uyandı. Bakışları etrafta gezinirken bir süre ses çıkarmadan etrafı izledi. 20 dakikadır sınıf kapısının önünde dikiliyordu ve zamanın nasıl geçtiğini anlayamamıştı. Bu kendisine biraz ters düşen bir durumdu ama umursamadı.

Çoğu çocuğun dinlenmek için odalarına giden yönün aksine Happy, bacaklarını ters yöne doğru hareket ettirip kendinden beklenmeyecek bir uyuşuklukla okul binasından çıktı.

Çakıl taşlı, kıvrımlı patikayı atlayarak çimenlere geçti ve dalgın dalgın yürüyerek okulun sağ kanadının bahçesine doğru ilerledi. Bu kanatta, çoğu öğrencinin uğramadığı sıkı ağaçlardan oluşan küçük bir kesim vardı ve burası huzurun oldukça kolay bulunabileceği güzel ve sessiz bir alandı. Happy burayı uyuyamadığı gecelerde -yani, hepsi- bahçede gezinirken keşfetmişti ve uzun zaman geçirebileceği nadir yerlerden biri olduğuna kanaat getirmişti.

Ağaçların arasına dalıp kendine, köklü olduğu her halinden belli olan, yaşlı, geniş gövdeli bir elma ağacını seçti. Altına çantasını bırakırken düşüncelerinden sıyrılmasını sağlayan kısık bir ses duyuldu: "Çekilir misin? Burası benim." Ve kafasına ıslak, iri bir damla düştü.

Happy kafasını kaldırıp elini beyaz saçlı başına dokundurduğunda yaralı parmaklarının ucunda biraz ıslaklık kalmıştı. Ağacın sık yaprakları arasına saklanmış herhangi bir şeyi görebilmek için iyice dikkatli baktı ve orada oturan, lacivert saçlı, kızarık yüzlü bir kızla karşılaştı. Ağladığı ve parmaklarının ucuna değmiş olan ıslaklığın gözyaşı olduğunu anlaması kısa bir süre almıştı. Tek bir kelime bile etmeden yere tekrar eğildi, yüzüne düşen beyaz düz saçlarının arasından kafasını hafifçe kaldırdığında parmaklarına doladığı spor çantasının kayışını iyice sıktı. Bir çift topuklu ayakkabı. Pahalı olanlardan.

"Benim ağacımın altında ne yaptığını sanıyorsun?"diye sorulduğunda Happy, pembe dudaklarını birbirine bastırıp çantasını usulca omzuna astı ve yüzüne gelen süt beyazı saçlarından bir tutamı kulağının arkasına sıkıştırdı, her zaman yaptığı gibi.

Gözlerini şüpheyle yukarı kaldırıp lacivert saçlı kıza tek kaşını kaldırarak baktığında kız ona susması, başka yere bakması için talimatlar yaparak bakışlarını ondan uzaklaştırması için yalvardı ama Bambie fark etmişti. Cam yeşili gözlerini yukarıya kaldırdığında sarı kaşlarını çattı ve burnundan solurcasına sert bir nefes verdi. "Elle, in aşağı! Burası benim!"

Lacivert saçlı kız ağaç yapraklarının arasında yukarı çıkarak kayboldu ve o sırada "Bir saniye,bir dakika!"diye seslendi. Sesinde az önceki kısıklık veya ağlamaklı ton yoktu. 

Çok geçmeden isminin Elle olduğunu öğrendiği kız oldukça güzel olan kabarık etekli elbisesi ve siyah, az topuklu ayakkabılarıyla aşağı indi. Yüzü kesinlikle kızarık değildi, lacivert bukleleri sırtında salınıyordu. Bambie'nin yanından kendine duyduğu bol güven, korkusuzluk ve biraz da ego serpiştirilmiş parfümünün kokusunu etrafa yayarak, alayla geçti. 

Happy bir süre genç kızın arkasından baktı, gözden kaybolmadan önce omuzlarının çöktüğünü ve yavaşlayarak yürürken ellerini gözlerine bastırdığını görünce hafifçe iç çekti. 

İyi bir tiyatrocuydu, iyi bir oyuncuydu. 

Parmak şıklatılmasıyla irkilip Bambie'ye gözlerini çevirdi, genç kız kaşlarını kaldırıp göz devirdikten sonra belinden çekip şıklattığı eliyle ona gitmesini işaret etti. 

Happy çantasını alıp şuursuzca yürümeye başladı ve uzaklaştı. 

gecenin köründe sırayla her yere bölüm yazıyorum aşldssöfşs

whothehelllisbucky ve @kissmytears alın ulan başımın etini yediniz alın cawell size

veeee bir notçuk daha koyayım şuraya elle'in kim olduğunu bilmiyorsunuz ama o rusted masks'in castinde var ve buraya da koydum bebeğimi onu sevin dışlamayın o önemli taam mı

#forevernutelle 

 


Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro

Tags: