birthday wishes
Bu bölüm için yorumlarınızı böyük bir heyecanla bekliyorum.
Medyadakı şarkı eşliğinde okuyun,lütfen.
🌿
"Bir tane daha fotoğraf çektirebilir miyiz? Elbisem yeterince güzel gözükmedi." Sarışın kız yeniden yanıma geldiğinde kibar bir şekilde gülümseyerek başımı salladım. Elimi beline yerleştirip hafifçe gülümsediğimde arkadaşı telefonu ile fotoğrafımızı çekmişti.
"Madison ile uzun zamandır mı arkadaşsınız? Bize senden bahsetmediğine hala inanamıyorum." Diğer kız yanıma gelirken derin bir nefes alıp ellerimi ceplerime daldırdım. "Hayır, yeni arkadaşız."
Madison'ı tanıyordum, onun kişiliğini çok iyi biliyordum bu yüzden benden bahsederek arkadaşlarıa havalı gözükmeye çalışmamıştı bile. Başkası olsaydı her anımızı sayfasında paylaşır ve beni yeni tanıştığı birisine bile anlatırdı. Ama Madison tarafından kullanılmadığımı ilk andan beri biliyordum, başkaları gibi benden bir çıkar beklemiyordu.
"Madison hepimize onu bunaltmayalım diye saatlerce uyarmadı mı, Darcy?" Yanımıza gelen Bella konuşarak insanları benden uzaklaştırırken aslında ona içten içe minnet duymuştum.
Çünkü Madison'ın doğum gününde olmak güzeldi ama diğer yandan benim için çok gergindi. Sevgilisi ile onu ilk kez canlı bir şekilde yan yana görecektim, bu acıyı ne kadar kaldırabilirdim bilmiyordum ama bu geceden canlı bir şekilde kurtulmayı umuyordum.
"İlk bir saat elini bile nereye koyacağını bilmeyen Bella mı bunları söylüyor?" Yanımdakı Noah alay edercesine Bella'ya takıldığında yanımızdan geçen garsondan içki aldım. Şampanyadan bir yudum alırken aralarındakı küçük atışmayı dinlemek yerine gözlerimi etrafta gezdirdim.
Oldukça estetik ve eski bir havası olan mekanın beyaz güller olan bahçesindeydi parti. Aklımdan nasıl da Madison'a göre uygun olduğunu geçirdim. Ve buradan anladığım bir şey de onun beyaz gülleri sevdiğiydi, bunu aklıma not ettim ve onu arayan gözlerimi balkona çevirdim.
Sevgilisi ile birlikte balkondaydılar, ince parmakları zarif bir şekilde şampanya kadehini kavramışken Steven ile oldukça yakınlardı. Benim duyamayacağım bir şeyler hakkında konuşurlarken küçük kahkahasına tanıklık ediyordum.
Dudaklarım arasından zorlukla dolan nefesimle kadehi dudaklarıma götürüp tek dikişte bitirdim. Eminim bu gece için daha fazlasına ihtiyacım olacaktı yoksa burada kalmak oldukça zorlaşacaktı.
Gözlerim yeniden ikisi üzerine döndüğünde Madison'ın gülüşünün dolması ve yüz şeklinin değişmesini farketmiştim. Buna sebep olan ise Steven'ın kulağına söylediği şeyler gibi gelmişti bana.
Kaşlarım hafifçe çatılırken gerisinde olanları merakla gözlerim seyretmek üzerine koyulmuştu ki yanımda duyduğum heyecanlı kız sesleri dikkatimi dağıttı.
"Selam. Biliyor musun sana gerçekten hayranım, yani çok büyük bir hayranınım."
"Ben de, kesinlikle. Sesine şarkılarına ve tarzına bayılıyorum."
"Bir keresinde bir programda sahneye çıkmıştın ve ben de oradaydım. Mükemmel söy..." Kızlar arka arkaya sabırsız bir şekilde konuşmaya devam ettiğinde onlara gülümseyerek teşekkür ediyordum. Alışkın olduğum bu an onları dinlerken ve ardından fotoğraf çektirirken biraz uzun sürmüştü.
Dakikalar ardından yanımdan uzaklaştıklarında gözlerim aynı hızla balkona yeniden döndü. İşte oradaydılar ve sanırım Madison'dan anladığım kadarı ile şu an araları iyi değildi. Madison'ın keskin bakışları ve surat ifadesi beni bu kanıya getirmişti, arkasında ona yanaşmaya çalışan sarışın herifi umursamadan içkisini içiyordu.
Yalan söylemeyecektim bu durum oldukça hoşuma gitmişti. Aralarının açıldığını görmek bana umut veriyordu, daha çok uzaklaştıklarını görmek için deliriyordum. Eğer böyle devam ederse belki ona doğru an da yaklaşabilirdim ve böylelikle aramızdakı saçma arkadaşlık biterdi.
Açıkçası kız arkadaşını çalmak istiyordum ve bundan asla utanmıyordum. Eminim onu benim kadar sevmiyordu bile ve ya benim kadar ona ihtiyacı yoktu.
Bunları aklımdan geçirmekle dalmışken kafamı yeniden kaldırdığımda onları balkonda görmemiştim. Cebimden sigara kutusunu çıkarıp hızlıca çakmak ile yakarak dudaklarım arasına yerleştirdim.
Dumanı içime çekmekle meşgulken yanıma gelen Noah ve tanımadığım insanlara yeniden kafam karışmıştı. Ta ki Madison'ı bahçede insanlar arasında görene kadar. Onlar ile sarılırken tebriklerini etrafına ışıltılar saçan gülümsemesi eşliğinde kabul ediyordu. Daha öncekine oranla onu şimdi daha yakından gördüğümde dudaklarımdakı sarhoş olmuş bir şekilde gülümseme eşliğinde gözlerim üzerinde gezindi. Çok güzel gözüküyordu, sanki bir masal gibiydi siyah kısacık elbisesi içerisinde.
"Doğum günün kutlu olsun, Maddy." yakınlarımda duyduğum ses beni onun büyüsünden uzaklaştırdığında daha biz tarafa geldiğinin yeni farkına varmıştım. Heyecanlı bir şekilde bana doğru yaklaşmasını izlerken arkasından gelen sevgilisini görmek bir anlık gözlerimi devirme ihtiyacı duyurmuştu bana.
"Zayn, onur konuğum hoşgeldin."
Hafif oyuncu tavırla gözlerini kısarak konuştuğunda benim önümde durmuştu. "Biliyorum, bensiz bir parti hayal edilemez." Alayla konuştuğumda söylediklerimize ikimiz de gülerken kollarımı beline sardım. Boynum etrafına zarif bir şekilde sarılan kolları ile kendimi cennetimde bulmuştum. Teninden burnuma dolan güzel kokusu eşliğinde yavaşça bir nefes alarak kulağına fısıldadım.
"İyi ki doğmuşsun."
Yavaşça geri çekildiğimizde gözleri içerisine bakarken dudaklarındakı gülümsemeyi doğruca bana bakarken görmek bir iltifattan farksızdı.
"Zayn Malik, hoşgeldin. Madison senden bahsetmişti, ben Steven."
Yanımızda duyduğum erkek sesi ile etrafımda olmasından memnun olmayacağım kişi gelmişti, bu ilk karşılaşmamız olmamasına rağmen.
"Memnun oldum, Steven." Uzattığı elini sıkarak ciddi bir tavırla konuştum. Hafif sarışın ve kumral bir herifin tekiydi işte. Kendimi daha üstün görüyordum ama hayal ettiğim kadını yaşayan oydu işte.
"Her neyse, sen git biraz da arkadaşlarınla eğlen." Madison soğuk bir tavırla sevgilisi ile konuşarak uzaklaştığında tek kaşım yukarı doğru kalktı. Steven ensesini kaşıyarak sıkkın bir şekilde diğer tarafa yürüdüğünde dudaklarım üzerinde oluşan keyifli gülümseme eşliğinde paketten bir sigara daha çıkarmıştım.
İlerleyen saater ardından insanlar oldukça eğlenmişi ve Madison da öyle ama ben aralarının nasıl açılmaya devam ettiğini gözlemlemiştim. Yanıma gelen insanlar ile konuşurken bile gözlerim sadece Madison üzerindeydi, Steven ile arası buz bağlamış gibi davranmıştı.
Çalmaya başlayan dans şarkısı ile çiftler dansetmek için ayağa kalkmaya başladığında arkadaşları ile bir masada olan Madison'a bakarak içkimi elimden bıraktım. Onu dansa kaldırmak için yanıp tutuşuyordum ve etrafımızda olan bir sürü insan umrumda değildi bile. Şu an tam zamanı olduğunu düşünüyordum ve bunu yapmam gerekiyordu.
Ceketimin yakasını düzeltip bir adım atarak ona ilerleyeceğim sırada yanına gelen benden önce ulaşan sevgilisi durmamı sağlamıştı. Çatılan kaşlarımla ayaklarım yere çivilenmiş gibi ikisinin konuşmasını izledim. Ardından Madison dudakları üzerindeki gülümseme ile Steven'ın ona uzattığı elini tutmuştu. Birlikte dansetmeye başladıklarında ince beline sarılan kolunu izleyerek dişlerimi sıktım.
Sanmıştımkı ilişkileri az önce gördüklerimden sonra sarsılmıştı ama şimdi bir birilerinin kolları arasında bir birilerinin gözlerinin içerisine bakarak gülümserken dansediyorlardı.
Az önce oluşan tüm umutlarım okyanusun ortasında fırtınaya yakalanmış bir kayık gibi parçalanarak en dibi boyladı.
"Doğum günün kutlu olsun, sevgili Madison..." Aniden ışıklar sönerken insanlar doğum günü şarkısını söylemeye başlamıştı. Üzerindeki mumlar eşliğinde garsonların getirdiği pasta görüş açıma girdiğinde herkes ikisi etrafında toplaşmaya başladı. Kolumdan tutan Noah beni de o tarafa sürüklediğinde karşılarında durmuştum. İkisini de pastanın diğer tarafından görürken Madison'ın neşe dolu gülümsemelerini izledim.
Mumlara doğru eğilerek gözlerini kapayıp dilek tuttuğunda aynı an da benim de gözlerim kapandı.
Onun dileği eşliğinde benim de hayatımın tek amacına getirdiğim dileğimi tanrıdan umdum.
'Lütfen benim ol.'
Gözlerim açıldığında mumları söndürdüğünde herkesin alkışlaması ile ben de ellerimi yukarı kaldırarak onlara eşlik ettim.
Madison, Steven'a doğru dönerek ellerini yüzüne yerleştirip dudaklarını birleştirmesini gördüğümde kalbimin orta yerinde hissettiğim ağırlık tarif edilmezdi. Bir birilerine verdiği öpücükler arasında sarılarak 'Seni seviyorum' dediklerin de sonu olmayan bir acı beni içerisine çekti.
Ayaklarım buradan uzaklaşmak için harekete geçtiğinde bunu daha fazla kaldıramayacağımı biliyordum. Binanın içerisine girerek boş bir oda bulduğumda kendimi koltuğa atarak elimi alnıma yasladım.
Berbat hissediyordum, ruhsal olarak ve fiziksel olarak da. Etrafında olabileceğimi sanmıştım, arkadaşlığı ile yetinirim diye düşünmüştüm ama yanılmıştım. Bu gece bana bu gerçekleri oldukça sert bir şekilde yüzüme vurmuştu.
Ceketimin iç cebine uzanan parmaklarım geçen gün birlikte çektirdiğimiz resimleri dışarı çıkardığında bir hastalığa yakalanmış gibi bakan gözlerim resimler üzerinde birkaç saniye gezindi. Ardından dudaklarımı bir birine bastırıp hepsini bir kenara fırlattım.
Artık bu şekilde yaşamak istemiyordum ama o aşktı ve her zaman hatırladığım bir acıydı.
🤎
Bölüm hakkında düşüncelerinizi yorum olarak belirtmenizi çok isterim ve de eğer bölümü beğendiyseniz oy verin.
Sizleri seviyorum🤍
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro