Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

❧ 10 : but de la douleur

bölüm 10: acının amacı

Odamdaydım. 

Jeno yanımda, hemen sağ tarafımdaydı ve bacaklarını uzatmıştı. İkimiz de sırtımızı duvara vermiştik ve aramızdaki sessizlik bir süredir devam ediyordu. 

''Jaemin'in amacını anlayamıyorum.'' Fısıldamam, biraz sonra daha yüksek çıktı. Jeno benimle beraber başını salladı ve elini uzatıp bileğimi tuttu. ''Acıyor mu?''

''Hayır.''

''Sence gerçekten sana acı çektirmek için mi yaptı?''

Bilmiyorum anlamında başımı salladım. Jeno bileğimi bıraktı ve odamı incelemeye başladı. Gerçekten garip biriydi Jaemin ve biz, bu zamana kadar onu anlayamamıştık. Kendisini bize asla açmıyordu, bunun için çaba göstermiyordu bile. Bu eve geldiğinde ona en yakın davranan kişi şu ankinin aksine Mark olmuştu ama o, Mark'ın iyi niyetini bile tersine çevirmişti.

Jeno derin bir nefes aldı ve bacaklarını kendine çekti. ''Biliyor musun,'' dedi başını duvara yaslayıp. Hafifçe yerinde kıpırdanarak bana, soluna döndü. ''Seni bulmasaydım ne olurdu diye düşünüyorum.''

Jeno, benden önceki yaşamında ölümcül bir hastalığa sahipti. Beni nasıl bulduğunu cidden bilmiyordum, bir parkta oturmuş; oyun oynayan çocukları izliyordum. Bir anda karşıma dikilip beni kurtar demişti ve ben beni görebildiğine bile şaşırmıştım. Normalde insanlar beni görmezdi, onlar için bir hayaletten farksızdım ve Jeno'daki yaşama isteği onu reddetmememe sebep olmuştu. İyi ya da kötü, bir şekilde yaşama tutunabiliyordu. 

''Bilmem.'' Ben de başımı ona çevirdim. ''En azından ruhuma iyi bakıyorsun Jeno.''

''Çünkü bunu yapmak zorundayım, kendim için olmasa bile senin için.'' Dudakları, cümlesinin sonlarına doğru yukarı kalkarken ben de gülümsedim de hafifçe kayarak yataktan indim. Daha iyiydim, Jeno'yla dertleşmek her zaman daha iyi gelmişti bana. Mark'ın dediği gibi hareketlerimi kontrol edememe durumu yoktu, umarım ki başıma bir iş gelmezdi.

''Kimse söylemedi ama ben söyleyeyim, mavi göz sana yakışmış.'' Jeno elini kaldırıp gözlerimi işaret ettiğinde ona göz devirdim ve masamın üzerindeki kitapları düzenlemeye başladım. ''Çok sağ ol, sen de olmasan ne yapardım?''

Jeno güldü ve omuz silkti. ''Ciddiyim, Hyuck ara sıra sana özenip mavi lens takmaya çalışıyor ama onu da beceremiyor.''

''En kısa zamanda orijinal göz rengime dönmek istiyorum Jeno, aynaya bakmıyorum bile. Korkutucu göründüğümü bile söyleyebilirim.''

''Ne?'' dedi Jeno, aynı anda yataktan kalkmış ve yanıma gelmişti. ''Kim demiş korkutucu göründüğünü? Jaemin mi yoksa?''

Anlaşılan bir süre boyunca dediğim her şey Jaemin'den bilinecekti, başımı iki yana salladım ve onu reddettim. ''Yok canım, biliyorum ben kendimi.''

''Sen yanlışlıkla kafanı falan mı çarptın acaba? Çarpmadıysan da ben seni bir duvara çarpayım da beynin yerine otursun.'' derken kollarını kaldırmış ve yanındaki duvarı işaret etmişti. Derin bir nefes aldım ve ellerimi belime koyarak arkadaşıma döndüm.

''Jeno, bilmem farkında mısın ama burada birilerini duvara çarpabilecek tek kişi benim.''

''YEMEKLERİMİZ GELDİ!'' Benimle aynı anda konuşup odaya dalan Lena, bizi masanın önünde gördüğünde yüzünü buruşturdu. ''Iyy, ders mi çalışıyordunuz?''

''Yaa, evet.'' Jeno gözlerini devirdi ve bana kısa bir bakış atarak odamdan çıktı. Ben de peşinden çıktım ve üçümüz beraber mutfağa indik. Lena Jaemin'i çağırmadığına göre aşağıda olmalıydı.

''Bugün yemek yapmaya üşendiğim için pizza sipariş ettim.'' Evimizin aşçısı Hyuck gururla konuşurken Mark onun beline vurdu. ''Çok konuşma da kolayı getir.''

Jaemin her zamanki yerinde oturuyordu, Lena uzanıp onun önüne bir kutu pizza koydu, Hyuck da bana aynısını yapmıştı. Jaemin'le göz göze gelmek falan istemediğim için başımı kaldırmama taraftarıydım. Ancak herkes yemeğini yemeye başladığında elimizi süremeyen tek biz kalmıştık.

''Yesenize.'' Mark ağzı doluyken bir ona, bir de bana baktı. Yüzümü buruşturdum ve kutuyu ileri ittim. ''Midem bulandı.''

''Benim de.'' Jaemin, kurduğu kısacık cümleden sonra bana bakarken masadaki tüm gözler bize döndü. Ne yani, bunu bile beraber mi yaşayacaktık? Sargılı sol eliyle masadan destek alarak kalktı ve bana baktı. ''Aç kalmak istemiyorsan çorba yapabilirim, iyileşmene yardımcı olur.''

''Ne?'' dedi Jeno, az kalsın ağzından düşecekti pizza. ''Ne olmuş buna?''

''Sanırım ikisinin de beyin fonksiyonları bir süre devre dışı.'' Lena Jaemin'e bakarak homurdandığında Jaemin ona göz devirdi ve bana sen bilirsin bakışı atarak mutfaktan çıktı. Sol elimi mideme koydum ve yavaşça ayağa kalktım. Arkadaşlarımın iştahla pizza yemesi açıkçası ilk defa midemi bulandırmıştı.

''Size afiyet olsun.'' diye mırıldandım mutfaktan çıkarken. Arkamdan gelen son duyduğum şey, Jeno'nun ikimizin de kafasını duvara çarpmak istemesiydi.

🍀

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro