Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

18. tuhaf bölüm 'Azrail'

Hiç kafanızı alıpta yani mecazi anlamda gitmek istediniz mi yani herşeyi bırakıp herkesi bırakıp, gitmek istediniz mi, birini seviyorsanızda onu arkanızda bırakıp çekip gitmek , derdinizi, sıkıntınızı bırakıp birkerecikte gitmek hiç mi? Gitmez istemediniz mi,
   Ben bir kere bunu her gün düşünüyorum, gitmek istiyorum, herşeyi ve herkesi bırakıp gitmeyi çok istedim,

  Neyse bırakım bir günlük duygusallığı bugün eğlenmek istiyorum, yani anlayacanız bugün sıfır dert sıfır sıkıntı, dövüşten sonra ve kerem le görüştükten sonra eve gittik acayip yorgundum ve gider gitmez uyudun artık nasıl beni yormuşlarsa, sabah kalktımda hemen hazırlanmaya başladım,

  Bugün kabire gidicektim. İşleri öğrenmek için, bu iş ani olduğundan babamı arayıp burada biraz fazla kalacağımı söyledim biraz kızdı ama iyiliğim için izin vermişti. Bu duruma onları sokmak istemiyorum, yani onlardan kimsenin haberi olmamalıydı.

   Koltuktan kalktım ve bavulumdan kıyafet almak için odaya girdiğimde daniel uyuyordu. Bir insan uyurken hiç tatlı olurmuydu yaa,

   Neyse konumuzun bununla alakası yok, ses yapmadan bavuldan siyah deri pantolonumu aldım ve onun üzerine siyah düz oturtmalı gömleyimide alıp. Banyoya geçtim, üzerimi hızlı bir şekilde giyip saçimi aksam yıkadığım için düm düzdü. Ama peruğu takmak zorundaydım. Saçlarımı güzel bir şekilde toplayıp, dikkatli bir şekilde peruğu taktım ve düzeltip,

  Yine aynı saç şeklini yaptım ve makyaj yapmam lazımdı. Bugün keskin bakışlarım olsun istiyordum. Likit çektim ve göz kalemiyle ve rimelle isi bitirdim. Bordo rijuda sürdüm ve banyodan çıktım salondaki boy aynasından,

  Kendime baktığımda ben değilde psikopat biri varmış gibiydi, siyah deri tayt bacaklarımı satarken. Siyah gömlekte vücudumu sarıyordu. Siyah ve uçları kırmızı olan perukta bana ayrı bir hava katmıştı. Danielin dündi dövüş için aldığı topuklu uzun botlar gözüme çarptı. Siyah ve dize kadardı. Kemer detayları vardı. Gaza gelip botları ayağıma geçirdim. Tekrar aynadan baktığımda güzel durmuştu be, odaya yavaş yavaş gidip uzun kalçalarıma kadar gelen kaşe cinsinde olan ceketimi giydim. Çanta almaya gerek yoktu. Telefonu ve küçük siyah cuzdanimida iç cebime attım. Danielin yanına gittim ve yatağın yanına oturdum. Ne güzel uyuyordu. Benim aksime,

" daniellll uyan bir saniye danielll"

Gözlerini hafiften açıp ilk önce çıkaramadı Gülünce kafasını tekrar yastığa koyup uykulu o muhteşem sesiyle,

" efendim"

" ben gidiyorum"

" tamam"

" seni ararım"

" tamam"

" sen napıcaksın"

" tamam"

Bu haline gülerken yanağına uzandım ve öptüm çocuk gibi gülerken saçlanı öptüm ve

" dikkat pis prenses savaşçın yok yanında bak"

Yataktan kalktım kapıya dogru yürürken,
Son anda arkama döndüm ve

" savaşçı benim kalbimde öyle kolay kolay birşey olmaz"

Yine o güzel gulumsemesini bana yollarken, odadan çıktım ve koridordan geçerken saçımı düzelttim ve gizli kutuphane kapısından çıktım ve çalısma odasındada çıktıktan sonra barın koridorunda yürürken barda bir kaç kişi vardı. Bana korkarak ve hayranlıkla bakıyorlardı. Benimse umrumda değildi hızlı adımlarla kapıdan çıktım ve barın önünde bir kaç göz beni buldu bana bakıp bazıları kilit bazıları azrail diyorlardı. Fazla onları dinlemeden o ara sokağa girdim ve yine aynı kadınlar yine aynı erkek ama bir fark vardı.

  Beni gördüllerinde yiyişmeyi bırakıp sadece yüzüme baktılar, kadın o oynak hallerinden kurtulup yanlarından geçerken düzgün duruyordu. Dünkü dovuş duyulmuşlardı heralde, karşımda kabiri gördüğüm önündeki korumalar önleri iliklediler ve

" Günaydın efendim"

Yüzümü ifadesiz bırakıp sadece kafamı salladım. Kabire girdiğimde ortalığı temizleyen bir kaç temizlikçi ve koruma vardı hepsi beni gördüğünde önlerini iliklediler,

   Ah bunu cidden sevdim, saygı ve sadakat bunları suan iliklerime kadar hissediyordum, insanların bu halleri beni eğlendiriyordu. Korku herkesi yolla getirir çünkü benden korkuyorlardı ve bu benim gururumu baya okşamıştı açıkçası,

  Korumaların birinin yanına gittim ve hemen pür dikkat bana döndü ve

" birşey mi istemiştiniz efendim"

" abi nerede"

" kerem bey odasında efendim hemen üst katta"

Birşey demeden yanından ayrıldım, demek ona abi diye hitap ettiği herkez öğrenmişti, bu kadar mı önemli biriydim, adımlarımı hızlandırdım ve asansöre bindim ikinci katın tuşuna basınca hizlı bir şekilde kata ulaşıp kapı açıldı ve ovvvvv bune koruma böyle uzun bir korudor ve her 1 metrede bir kotuma,

  Bu kerem neden korkuyo bu kadar öğrenmem lazım, adımlarım kendinden emin ve sertti, sanki attığım adım yeri delermiş gibiydi, korumaların gözleri bendeydi, bazıları korku bazıları hayranlıkla ama gelin görünki pekte kafama taktığım söylemez benim amacım kerem denen ödleği bir süre korumak, kapıya geldiğimde, olduğum yerde durdum ve adım seslerine kulak verdim, arkam dönük bir şekilde sırıttım işte geldi.

" seninde kapıda karşılaşıcağımı bilseydim daha erken gelirdim"

" erkencisin garip kız "

" işimi ciddiye alırım"

Kapıyı yavaşca açtım ve karşımda bebi buyuk bir oda karşıladı açık duvar rengi ve  buyuk bir çalışma masası arkası ful cam olan bir duvar ve duvardaki tarihi taplolar ilgimi çekmişti, yerde osmanlı zamanından kalma bir halı ve masada bir adet kerem vardı. Pardon ödlek kerem

  Dosyalardan kafasını kaldırıp gülerek bize baktığından cidden bu adam neden bu kadar gülüyor,

   " en sevdiğim iki korumamda gelmiş"

Ben hafifce tebessüm ederken Ensar yine suratsız bir şekilde adama bakıyordu. Hiç gülmezki zaten o yüzsüzdür o yüzsüz.

" eee dolunay ilk iş gününe hazırmısın"

" buraya bomba gibi geldim ve harikayım abi"

Hafif bir kahkaa attı ve " bunu duyduğuma sevindim"

   Bu adamla samimi olmam lazım eğer donuk olursam Ensar cakardı zaten az önce dedigim şeye yüzünü buruşturmuştu. Bu olayı sevmiştim onu sinir etmek baya beni keyiflendiricekti, eğlenceli ve psikopat olmak en sevdiğim karakterlerdi, onlara daha psijopat yanımı göstermemiştim sadece gölgeninkini görmüşlerdi, benimkini görmediler, kerem sakin bir sekilde

" bu günku ilk işim adam konuşturucaksın"

Hic tereddüt etmeden. " kimi abi"

Dosyalarına son bir kez bakıp " ensar sana göstericek"

Götümden ayrılmasın zaten ben istemedikçe garip güçler bizi buluşturuyordu. Garip güç mü ne diyorum ben ya,

   " hadi kolay gelsin"

Kafamızı sallayıp odadan çıktık. Ondan bağımsız giderken arkamdan geliyordu. Odadan çıktıktan sonra ifadesiz halime büründum. Komik tarafım keremin yanına onun samimiyeti kazanmam lazım ve ahsen hakkında bilgi toplamam lazımdı.

  Asansöre geldiğimizde hemen açıldı ve ikimizde aynı anda girdik. Ensar en üşt katın düğmesine basınca asansör hızla çıktı. Kafamı yana çevirip ona baktım. Yine siyahlar içindeydi. Siyah pantolon siyah tisort siyah ceket, kafasını cevirip biranda bana baktı, bende hiç kafamı cekirmedim ve bakmaya devam ettim, ikimizde birbirime bakıyorduk, ve ikimizdede aynı ifadesizlik vardı. Onun bakışlarına kolay kolay karşı koyamazdım ama artık o kadar güçsüz değildim. Bakışları garip bir şekilde beni süzdü ben ise ona bakıyordum. Dudağının yanı kıvrılınca yüzüme tekrar baktı ve

" adamı nasıl konuşturmayı düşünüyosun"

Kafamı dahada dikleştirdim ve sırıttım

" niye merak ediyosun"

Vucudunuda bana gönderdi ve kollarını göğsünde birleştirdi ve

" sordum"

Sırıtışım aklıma gelen seyle daha genişlerken,

" süpriz olsun sana o zaman, hemm benden bir kaç birsey kaparsın"

Ukalaca ve benim en sinir olduğum kahkasını atarken

" senden bir şeyler kapıcam öğlemi tamam bir kaç numara göster bana"

Asansörün kapısı acıldı ve bir şey demeden çıktık.  Adımlarımı eski palı  kapının oraya giderken biraz endişelenmeye başladım. Bunu tek başıma yapaman gölge iskence konusun da profesyönel olan sensin,

"Ahhh tatlım bensiz birsey yapamayacakmısın sen "

  İnsanlara acı cektirmekten hoşlanan kan gördüğünde sevinen psikopat sadist olan ben değilim

beni sevindirmeyi iyi biliyosun güzelim tamam yapıcam"

  Kafamda yine o ayrı belirince yine canım yandı. Her seferinde bu mu olucak insan haber verir ama doğru insan olan benim o sadece bir teori benliğim kafama sıkıştırıldığında anladımki kafamdayım, aslına bakılırsa gölgeyi izlemek güzel olucak insanları sinir etmesi falan eğlenceli olucak, Ensar bize dönduğunde

" adamın adı yakup sucu şu kerem beyin parasını çaldı. Kimin adına ve niye çaldığını ögreniceksin "

Gölge elini belime koydu ve sırıtarak " adamın yedi sülalesime kadar ögrenirim. Sen yanımda dur ve izle"

Ensar gözlerini devirirken kapıyı açtı ve elleri ve ayakları bir adam tam odanın ortasında oturuyordu. Ortalıkta hafif rutubet kokusu ve yerde su birikintisi vardı. Köselerdede fare sesleri vardı.

  Yavaş adımlarla adamın yanına gitti ve eliyle yüzünü kaldırdı gölge. Sırıttı, bu sırıtış hiç iyi bir sırıtış değil değilmi, gölge gülerek kafasını salladı. ensarda kollarını birleştirmis bekliyordu. Odada 4 tane koruma vardı ve hepsi bizi izliyordu.   

" bununla ne kadar oynayabilirim sınırım varmı" gölge ensara döndü. Ve sabırsızlıkla ona bakıyordu. Ensarda umursamaz bir şekilde,

" öldürme "

Hiç iyi bir gulumseme değildi bu gölge napıcaksın adama

" konuşucam canım ne yapıcam"

Fısıldayarak demişti bunu adamda kafasını kaldırmış bize bakıyordu. Korkmustu çünkü kendi kendine konuşan bir psikopattan kim korkmazdiki zaten elimle susması için isaret parmagimi dudağıma götürüp " şşşşş sesiz ol bizi duymasınlar"

Adamın gözleri korkuyla büyürken Ensar ne yapıcamı bekliyordu heralde ise başlamalısın hadi buradan iğrendim ve bu botları acayip sevdim kirlenmelerini istemiyorum.

Gölge adamın karşısına geçti ve

" duydumki para çalmışsın bunu duyduğumda cok sinirlendim yakup" sahte bir sinirle ve biraz alayla adama hesap soruyordu. Dalga geciyordu bildiğin adamla,

Adam hiç etkilenmişe benzemiyordu. Oda alayla" para falan çalmadım uyduruyorlar"

Ensara döndü ve yine sahte bir sinirle " aaa yalanmış "

" nasıl böyle bir yanlışlık yaparız karısıklık olmuş yakup kusura bakma ya"

Oda buna inanmıs olacakki rahatlamıs bir sekilde " eee olsun o kadar şimdi beni serbest bırak "

" tabiki tabiki"

  Ona yaklasıp ellerimi çözermiş gibi yapıp sandesinden tutup yere düsürdüm ve kafasını su birikintisine soktum kalkmaya çalışıyordu ama calısıyordu sadece, kafamı Ensara cevirmiş bu hareketimi beklemiyordu ve bu yuzunden belliydi, korunalar biraz korkmuş bir sekilde bana bakıyordu, bende sırıtıyordum. Adama dönüp kafasını pis sudan kaldırdım. Derin bir nefes aldı ve bana baktı,

" pardon ya yanlışlıkla oldu hemen kaldırayım"
 

Sandalyenin basından tutum tek elimdele kaldırırken hızlı bir sekilde ittim ve bu seferde yüzüstü suya yapıştı. Cidden bu eğlenceliydi. Korumalar gülerken Ensarın yüzü yine aynı suratsız.

Adamın sandalyesinden tutup cektim ve otutturdum. Adam derin derin nefesler alırken yapmacık bir sahtelikle

" upps pardon buda yanlışlıkla oldu"

Adam sinirli bir sekilde yüzüme baktı ve

" ne yaptığı sanıyorsun sen he"

"Aaaaa yanlıslıkla oldu dedimya "

Adama yaklaştım elimi omuzları koyup gözlerinin için ne baktı. Gölge bu işi fazla uzatmayalım

" duydunmu dediğini bu isi fazla uzatmayacakmışız tüh ben daha eglenicektim"

Korumalar ve ensar duymasın diye sesiz konuşuyordu.
  Adam yüzümüze sorarcasına bakarken yüzümü ciddiyet kapladı ve korumaların tekinin yanına gittim ve

" silahını ver"

Terettüt etmeden elime verirken korkmuslardı, az önce eğlenen yüz gitmis ciddi bir yüz gelmisti, haklılardı gölge ciddi olursa hiç iyi olmazdı heyecanlandım resmen acaba ne yapıcak adama,korumaya dönüp,

" dolumu"

" evet efendim"

Silahı alıp kimsenin beklemedigi anda duvara sıkmaya başladım. Ensar yerinden kımıldamazken korumalar ve adam korkmuştu silahtaki butun mermiyi bitirdigimde, adamın yanına gittim  ve silahın ucunu elimle açtiğim gözüne bastırdım. Adam çığlık atarken sadece cigligi dolumustu kulaklarıma, kimseyi taktığım yoktu acıkcası, silahı gözünde tutup,

" parayı niye çaldın ve kim söyledi"

Gölgeden ben bile ürtmüstüm, sesiyle sesinde sanki içinde bir sürü katil  barındırıyomus gibiydi, dısarıdan onu izleyemiyorum ama adamın tek gözündeki korkudan  anlamıstım, adamın gözlerine daha dikkatli bakıp orda yüzümü gördüm, ve dehşete kapıldım bir insanın yüzünde bir çok katil gözükürmü yada gözlerinde ölüm belli olurmu, gülümsemesinde acı yatarmı, bakışlarında sadistlik varmıdır. Korktum uzun zamandır ilk defa korktum ve ironik olan kendimden korkmam ve yapıcaklarımdan,

  Adamın çığlığı inlemelere dönerken silahın ucu sıcak olduğundan gözünü yakmıştı. Ve büyük ihtimalle artık bir korneası olmadığı icin kör biriydi artık.

"Son kez söylüyorum, parayı kime çaldın"

İnleyerek "kimseye bir sey çalmadım ben "

Gözünden silahı çektim ve silahın ucu sogudugundan gözü silahın ucuna yapışmış bir vaziyetteydi. Adam acı bir sekilde inlerken silahın uçundaki yapışmış olan  gözü alıp ona gösterdim. Diğer gözü dehsetle açılırken bağırmaya başladı.

"Seni öldürücem seni sike sike öldürücem"

Histerik bir kahka attım ve elimdeki gözüyle onun karşısında sanki plastik top varmış gibi iki parmağımın arasına alıp oynuyordum.

"İddalı konuşuyosun yakup ama şunu unutma görüp göreceğin en acımasız seyin karşısındasın dua et acele etmemi söyledi yoksa senin o hani beni sike sike öldüreceğin seyin varya onu ortasından kesip ikiye ayrırdım ve senin o testislerinin icini acar orayi böceklerle doldurur kapatırdım. Yada dur dur şu fareleri görüyomusun onları senin tek tek götüne sokardım eger onlara söylemessen seni travesyilere becertirim sen inleye inleye ölürürler ve emin ol senin leşini bile sağlam bırakmam senin ruhunu bile kemiririm  anladınmı beni boş tehditlerle uğraştırma arkadamdaki herif öldürme dedi ve kafamdaki cabuk ol dedi yoksa seninle haftalarca uğraşırım şimdi diğer gözünüde kör etmeden söyle kime çaldın parayı"

Gölgenin dedikleriyle gözlerindeki korkuya sahit oldum. İnsanlara böyle davranıldığında anlıyolardı. Korku insana istediğini verirdi. Korkutmak seni isteğine ulaştırırdı.

"Söylemiyomusun"

Cevap geri alamayınca elinde gözü ağzını açıp ağzına attı ve cenesinden tutup zorla çiğnetmeye başladı,

"Yut "

Kafasını olumsuz anlamda salladığında, gözünden yaş gelmişti, tabi tek gözünden diğer gözü kanlar içindeydi, arkama döndu ve 5 tane beni dehsetle izleyen erkekle karşilaştım ve evet ensarda bunların içindeydi. Diğer korumaya gidip

"Silahını ver"

Hiç bir sey demeden belinden hızlı bir sekilde çıkardı ve bana verdi.
Silahı adamın anlına dayadı ve 

"Yut"

Adam ağlarken ağzındaki gözünü yutmuştu. Ama hala birsey demiyordu.

" bana bak yakup söylesende ölüceksin söylesende diger gözünüde kör eder seni böyle yaşamaya mahkum bırakırım. yaptıklarım hafif şeyler dahasını yaparım ben senin gibi tehdit etmem. Direk uygularım senin gibi bir et yığını zamanımdan 1saat çaldı şimdi ya söylersin yada o fareleri alırım ve ağzına sokarım."

Adamın kafası asagı düseken derin bir nefes aldı ve kafasını yavaşça kaldırdı. Gölgede pür dikkat onu izliyordu yapabileceklerine bakıyordu. Adam kısık ve yorgun bir ses tonuyla,

" parayı çalmamı kara istedi "

" neden"

" nedenini söylemedi bana para teklif etti ve bende çaldım"

" sana niye güvenim"

Ağlayarak " zaten bir gözüm yok artık diğerinide kaybedemem"

Ensara döndüğünde sinirli gibiydi. Kasılmıştı yüzü korumalara baktım onlarda bana bakıyorladı. Ensara dönüp

" kara kim"

" kerem beyin yegeni yani kardeşinin oğlu kerem bey rekabete girmişti kardeşiyke ama kardeşi kaybetti ve yenilgiyi kabullenemedi ve delirdi babasını kerem beyin derttiğini düşünüyor bu yüzden ondan intikam ve bütün mal varlığını almak istiyor"

" kimdir bu kara neyin nesi"

Sandalyede bağlı olan adam araya girdi zorla da olsa  konuştu ve " Doğukan yanı kara ona kara derler çünkü kanında taşıdığı siyah renkte  elinden hiç düşurmedigi bir incisi vardır. Genç yaşına rağmen bir çok iş yapmıştır. Hem sadist hem pikopattır.

Ensara tekrar dönerek " ilk vukuatı degik heralde"

Sinirki bir sekilde yumruğumu sıktı ve " pezevenk iyice abarttı işini bitirmemiz lazım"

Adama son kez bakıp gözündeki duyguyu yakalamıştım. Acımamı ve benden merhamet bekliyordu. Ama ben burdaydım karşısındaki gölgeydi. Yavaş adımlarda silahı aldığım korumanın yanı gidip silahı uzattım ve elimden alıp beline yerleştirdi.

" saol"

" ne demek efendim"

Adama tekrardan döndüğümde cezasını yeterince verdiğimi düsündüm. Gölge tamam eğlendim artık yerine gel, kafamdaki ağrıyı odadakilere belli etmeden geçiştirmeye başladım ve benliğim kafamdan çıkıp yerine geldiğinde ve gölge yerine gitti, adama yeterince iskence etmişti zaten Ensara dönüp,

" adamı bırakın konuşturduk "

Ensar yüzüme yokya bakışı atıp sinirle" delirme gidip dısarıda konuşur karaya"

Adama döndüm ve kafasını hızla saga sola salladı." hayır hayır konusmam konuşmam"

" Eğer konuşursan dediklerimin hepsini sana bir günde yaparım"

Kapıyı açıp o rutubetki ortamdan çıktığım için rahatlamıştım. Adımlarımo sola atı asansörün kapısına yürüdüm Ensarı bekleden asansörün düğmesine basıp kapı açıldı ve içeri girdim. Ensar ve iki koruma sansöre doğru gelirken düğmeye bastım ve kapı kapandı. Napim ben aşa inice geldinsinler, aşağı inerken asansörün aynasında kendine baktım tam bir katil gibiydim. Ve bu inanılmaz özgüvenli hissettiriyordu. Kapı açıldı ve kapıda beni iki koruma karşıladı. Yüzlerine baktım ve birinin elinde peçete gibi bir sey vardı.

" buyrun efendim "

Elindeki bana uzattı ve eli silmem için olduğunu anladım evet elim kan icindeydi. Elindeki aldım hem yürüyor hem siliyordum. İkiside peşimden geliyordu. Kafam ayaklarıma kaydı botlarımın kirlendiği gördüm.

" botumu silermisin"

Bana tuhaf bakmıştı ve " tabikide efendim" eğildi ve ayakkabımı siliyordu. Asönsörün yeniden açildiğini gördüğüm Ensarla göz göze geldik ve sonra botumu silen korumadaydı gözü daha sonra gözlerini devirdi ve yanıma geldi. Koruma isini bitirdi ve botuma göz gezdirdim ve iyi temizledigini gördüm memnuniyetle sırıttım ve

" saol be iyi temizlemişsin" elimi kaldırıp omuzuna hafifçe vurdugumda kafasını eğdi ve gülümsedi. Ensarın boğazını temizleme sesi geldi ve artık gitmemiz gerektiğini anladım. Keremin odasının kapısından ikimizde aynı anda gecerken sıkışmıştık.

" ilk önce bayanlar diye bi söz vardır bilirmisin sen"

" ben pek bayan oldugunu düsünmüyorum"

Kerem ben odasından" didişmeyi bırakın ve iceri gelin"

Birbirimize kötü bakışlar atarken odaya girdikve kerem kafasını dosyalara gömülü bir sekilde  bana baktı ve

" eeee naptın erken geldin adam konuşmadımı"

Ellerimi arkamda birleştirdim ve

" abi kara çalmış parayı nedenini söylememis"

Keremin yüzü gerilirken gözleri ensara kaydı ve " bu çocuk beni sinirden öldürücek bu seferlik uyarın"

"Tamam kerem bey"

Kerem sonda bisey hatırlamış gibi yapıp bana döndü, "hee bu arada nasıl konuşturdun adamı"

Sırıtarak" gözünü yaktım ve ona yedirdim"

Gözleri dehsetle büyürken birsey daha yakaladım gözlerinde korku, gözlerinde korlu gördüm, benkm sırıtmam dahada yüzümde yayılırken yüzündeki ifadeyi düzeltti ve titrek bir sesle

" seni ise aldığım güzel oldu"

Tırsak herif caktırmamaya çalışıyo ama buçuk atıyo şuan bende sahte mahcubiyet ve birazda acıtasyonla

" efendim sizden birsey isteyecektim"

"Tabi "

Kafamı ensara cevirdim ve oda beni merakla dinliyordu. Ama gözleri yerdeydi. Kulakları aynen it gibi kalkmıştı.sesimi ifadesiz tutup

" bir silah istiyorum efendim simsiyah olmasını istiyorum ve namlusunda azrail yazilmasını istiyorum"

Kerem bey meraklı bir sekilde

"Tabi yaptırırız ama neden azrail"

Kafamı Ensara cevirdim sırıttım.

"Eger birini öldürüceksem silahın namlusuna bakarım eğer ölüm meleği öl diyorsa vururum eğer öldürme diyosa bu seferde kararı ben ve kafamdakine bırakırım."

Tuhafım tuhafsınız tuhaflar tuhafsın

  

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro