Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

11 tuhaf bölüm

Ahsen Ensarın kıymet verdiği silahı, kimseye dokundurmadığı bir sır gibi sakladığı Ahsen ama ben bu kız kimmiş öğrenicektim bunu da en iyi Erdinç bilirdi. Ama buna biraz zaman vardı öğrenicektim ama şimdi değil şimdi eski dosları biraz ziyaret etmek istiyordum.aslınada ziyafet etmedeki amaç Ensarın benden sonra ne yaptığı neyle uğraştığı bunun için İzmir' e gitmem gerekiyordu orada Ensarla 6 ay kalmıştık nerdeyse orada Daniel vardı. Daniel Ensarın eski bir dostuydu ama Ensar ona güvenmezdi. Ensarın listesinde bir adam vardı. Tabiki de öldürmesi gerekiyordu. Danielin barına çağırdı adamı barda kimse yoktu adama tuzak kurmuştu zavallı danielde sadece adamı öldüreceğini sanıyordu. Ama danielin düşünmediği ama Ensarın tahmin etti birşey oldu. Adam tek gelmedi yanında en az 60 kişi vardı. Beni dışarı çıkardığında ne olduğunu anlamamıştım. Ensar adamın tek gelmiceni bildiğinden hepimizi dışarı çıkardı. Önceki akşam barın her yerine benzin dökmüş ve içi dolu benzin şişleri bırakmış. Daniel bunları bilmiyordu bilsede zaten gelemezdi şehir dışındaydı. Daniel Ensara ne kadar güvensede Ensar ona güvenmemişti. Adamları bara sokup kapıları kilitledi. Ve bam bütün barı ateşe verdi. Hala kulağımdadır içeride insanların çığlıkları o zamanlarda hatılardığım bunlardı. Çığlıklar ve Ensar yüzündeki huzur dolu o gülümseme düşünmüştüm o zamanlar neden öldürdüğünü ona hiç sormamıştım. Yani soramamıştım ondan ölümüne korkuyordum çünkü barının yandığını öğrenen daniel deliye dönmüştü tabi Ensardan korktuğunda sadece bagırmış ve küfür etmişti. O zamandan sonra danielle arada gizli gizli görüşmüştüm onu seviyorum uzun bir zaman bana hep iyi davranmıştı. Doğruyu söylemek gelirse benden o zaman nerdeyse 6 yaş büyüktü ama ondan hoşlanmıştım.tabikide çok yakışıklıydı sadece saçlarım hoşuna gidiyordu. Oda benim gibiydi ilginç şeyler hoşuna gidiyordu ona gore de benim saçlarım ilginçti bana hep küçük tatlı bir kız olarak gördüğünden sadece, ona hoşlandığımı söylediğinde gülümsemişti o ve dudagınin yanında harika dövmesi, küçük ve harika bir dövmeydi. Bu yüzden Ensar ve arkadaşlarından nefret etse de beni hep sevmişti oda biliyordu Ensarın bana eziyet ettiğini acıyordu bana bu yüzden şefkat gösteriyo olabilirdi. Ondan yardım istemeliydim. Ensardan nefret eden insanları toplamam lazım bu yüzden Daniel 'i bulamam gerek ama şu sıkıntımız var nasıl gidicem şu an ki en büyük sorunum ailem izin vermezdi gitmeme, birşey bulmam gerkiyordu. aileme bunalımda olduğumu zannediyordu bunu bahane edebilirdim arkadaşımın yanında kalırım derdim nede olsa çocukken oyun oynadığım Rüzyarı olabilirdi zaten bilet paramın yarısını babam yarısı ben karşılardım önceden alırdım bu aralar uçak biletleri ucuzlamıştı. Odamdan çıkıp televizyon izleyen babamın yanına gittim babam sesiz bir adamdır ama çok duygusal ve benim yaşadıklarımdan sonra üzerime çok düşmeye başlamıştı. Beni gördüğünde yüzündeki o harika Gülümse belirdi o gülerse benimde içimde bir gülme isteği olurdu.

" baba seninle bir konu hakkında konuşmak istiyorum" babam ciddi olduğumu anlamış olucakkı oturuşunu düzeltti.

" bir sorunmu var pamuğum " içim ısınmıştı babam bana hep pamuğum diye seslenirdi. Tabi bu saçlarım beyaz kendi ama hala bana pamuk diyordu.

" okuldaki insanlar üzerime gelmeye başladı baba sürekli bana geçmişi hatırlatıyorlar sorular sorular nasıl kaçtın sana ne yaptı sıkıldım bana bir süre burada uzaklaşmak istiyorum" babamın yüzü düştü zor zaman geçirmişti oda nede olsa tek cocuguydum üzerime çok titriyordu.

" uzaklaşmak derken bu uzaklaşma ne kadar" ciddiyet ciddiyet aslına bakılırsa yalanda söylemiyordum babama cidden bunalmıştım.

"Hani İzmirdeyken Rüzgar vardı baba biliyosunya o çağırdı yanına beni bir hafta kalıp kafa dinlicem onunla olurmu senin için izin verir misin" babama biraz daha sokuldum kafamı göğsüne koyunca eli hemen saçıma gitti.

" nasıl gidiceksin peki durumumuzu biliyorsun" güldüm canım babam benim ben onu hiç zor durumda bırakırmıyım.
" Endişenleme baba zor zamanlar için bana verdiğin paraları biriktim bu aralarda duyduğuma göre uçak bilet fiyatları düşmüş vergileriyle birlikte 120 TL falan geliyor bendede 300 TL var yeter bana orada"

" Tamam ama beni hep aricaksın haber vericeksin tamammı pamuğum" gülümsedim bu içten gülümsememi babam görürdü hep

" tamam seni her gün aricam ve her ne ne yaptigimi bir bir söylicem" gülümsedi sarıldım ona sıcaklığı bana güven veriyordu babaydı iste tanıdığım ilk erkek , odama gidip bilgisayardan uçak biletleri ne baktım yarın gece 1 de İzmir e bilet vardı. Hemen aldım daha sonrada valizimi hazırlamaya başladım ufak bir valiz bana yeterdi. Herşeyimi ayarladiğında kafamı yastıga koyabilmiştim bugün ne kadarda yorulmuştum. Uyku beni içine çekerken hiç direnmedim ve kısa bir sürede uyku beni içine almıştı.

" Anne ağlama artık sadece bir hafta " annem şuan sanki oğlan çocuğunu askere yollayan anneler gibi ağıt yakıyordu.

" oraya gittiğinde dikkat et kendine ara bizi her gün"

" baba gözünü Sevim al bu karıyı ya git sev birşey yap" babam dediğine gülerken annemi kucakladı ve eve soktu eve girmeden önce gözleriyle ' dikkat et ' bakışı attı onlara gülümseyerek bakarken kapı kapandı ve yüzüm düştü.

" Duygusallığı bırak bunu bir taraftan da Ailen için yapıyosun onların güvenliği için "

Biliyorum biliyorum bana bunları hatırlatıp kafamı doldurma, valizi alıp hava alınana otobüsle giderken yapmam gerekenleri sıraladım nede olsa İzmiri biliyordum. Hava alınan çıktında sonra metroyla Alsançağa git Oradam danieli öğrene bilirdim. Travestilere falan sorardım belkide izmirde çok olurdu. Hava alına yaklaşınca otobüsten indim kıyafeti değiştirmen gerekiyordu. Babam çakmasın diye eşortmanla çıkmıştım. Ama böyle gidemezdim güçlü görünmeliyim.

" siyah giyin Beyaz siyah seni aydınlatan tek renk"

Bir restoranta girdim. Tuvaletin nerde olduğunu sormam gerekiyordu garsona sorabilirdim.

" Afedersiniz lavabo ne tarafta"

" sağdan dönün hemen ikinci kapı"

" Teşekkür ederim"

" ne demek hanfendi"

Tuvaletin yerini de öğrendikten sonra bayanlara ait olan tuvalalete girdim baya modendi bir çok kabin vardı siyah ve kırmızı ağırlıklıydı. Bir tuvalet için fazla gösterişliydi. Benim için temiz olması önemliydi ve burası baya temizdi. En son kabine girdim. Klozetin kapağını kapatıp el çantamı üstüne koydum. Fermuarı açıp evde ayarladığım kıyafetleri ayakkabıyı çıkardım. İç çamaşırlarım kalıncaya kadar soyundum bugünkü amacım dövmemi açmaktı yani göğsümün altında biten, siyah ortasında fermuar detayı olan deri bir büstiyet giydim bunu da teyzenim verdiği kıyafetler arasında bulmuştum nerdeyse bütün kıyafetler teyzemin verdikleri idi. Altımada siyah oldukça dar bi pantolonu zorda olsa giydikten sonra kalçam baya meydandaydı.

" ahhh kimin umrumda"

İzmire gidiyorum benden taş kızlar var zaten kendime taş demiyorum sadece kendimi her alanda geliştirmeye çalışıyorum bu bile benim için büyük bir adım. Siyah kalın topuk postalı andıran botlarımıda giydim. Çantamın en altında olan bel hizamda biten fakat altı tul olan siyah çeketimide giydim.şimdi sorucaksınız bunları nerden buldun aslın da bunları dolabımda bulunca ben de şaşırmıştım kuzenim baya para harcayan bir kız, kabinden çıktım ve aynanın karşısına geçtim topuz olan saçımı açtığımda elimi arasından geçirdim ve elime biraz jöle alıp kıvırcık yapmaya çalıştım büyük bir kısmini yana attım ve makyaja başladım sadece rimel ve göz kalemi sürdüm grimsi gözlerim daha belirgin olmuştu. Ruj sürüp surmemek arasında kaldım ama sürsem daha iyi olucaktı . iste hazırdım aynada kendime baktığımda hiçte albino hastası bir kıza benzemiyordum daha çok havalı duruyordum. Bunu hiç kendime söylemezdim bu ilkti. Kendime son olarak baktığımda dövmem inanılmaz güzel duruyordu kafesin bir kısmı gözüküyordu fakan çiçek desenleri belliydi pantolon yuksek bel olduğundan göbegim gözükmüyodu. Hazır olduğumu anladığımı yüzüme Ensarın o meşhur sırıtmasından ekledim. İste simdi hazırdım. Tuvaletten çıktım ve kapıda garsonu gördüm beni gördüğünde elindeki tepsiyi düşürdü kafamdaki ben sırıttı.

" hadi ama bu kadarda şaşırmış olamaz dimi ama" kendi kendime konuşurken

" sen içindeki dumanı görmedim daha sana icindeki gölgeyi çıkarıcam"

İçimdeki gölge dışındaki beyaz ortada ben, kimim onu bile unuttum. Restoranttan çıktıktan sonra hava alanına az bir mesafe kaldığından yürüdüm hava almak bana iyi gelicekti. Yere her adımı mı attığımda isteklerime ve dileklerime daha çabuk ulaşacağımı düşündüm. Her adım bir başarı, her adım zaferdi benim için, şimdi attığım her adımla sanki ölüme koşar gibiyim tuhaf ben ölümden kaçmış bir kızım ama şimdi kendi ayağımla ölüme koşar gibiyim garip birde hiç korkmamam yada korkmamamı sağlayan biri var.
Hava alanına yaklaştığımda bulunduğum bölgeye bir göz gezdirdim kafamı kaldırdım ve gökyüzüne baktım. İşte istediğim olucak yağmur yağıcak ıslanmak vardı. Şimdi ama vaktim dar kapıdan geçince bavulumu kontrol etmeleri için görevli kişilere verdim ve biletimi onaylatıp bavulumu uçağa yerleştirilmesi için teslim ettim. Uçağa bineceğim kapı en sondaydı. Yürümek iyi gelicekti daha 15 dk vardı. Hava alanı baya doluydu genellikle ortalıkta iş adamları sağa sola koşan sekreterler ve zengin zübbe baba parasıyla hava atan bir grup genç vardı. Yanlarından geçip gitmek ne iyisiydi. Beyaz olsaydı utana sıkıla geçerdi. Ama gölge kimseyi kafasına takmaz bir grup zübbe çocuklardan mı etkilenecek, adımlarımı hızlandırdım ben hızlı giderken ceketim havalanıyor ve karnım gözüküyordu. Tabi dövmemde çocukların yanlarından geçerken kızlar sanki bu kendini ne sanıyor gibisinden bakıyorlar

" hey kendini küçük görme o kızlar sadece manikür ve pedikürün ayrıntılarını bilirler gerisi kafa sıfır"

İçlerini bilmeden dışlarını yargılamak bana düşmez ama zeka seviyesi tırnakları kadar olan bu kızların erkeklere kendilerini beğendirmek için yapmadıkları şirinlik kalmazdı. Fazlada onları incelemeye gerek yok zaten

" hahah erkeklerin bakışlarını görüyomuşun ne kadar da komikler ahaha seni etkilemeye çalışıyorlar"

Etkilenmek mi cidden komikler sırıttım komiklerdi. Bunlar asla Beyaza bakmazlardı. İçlerinden biri

" hello my name is berkcan "

Bu beni turist mi sandı acaba tamam avrupayi bir görünüşüm olabilir ama bu ne hız

" Biraz dalga geçmeden kimseye zarar gelmez hadi eğlendir beni"

Sen emir vericeksin diye seni eğlendirecek değilim canım sıkılıyodu bu çocuk ganimet gibi geldi.

" ben türküm koçum" çocuğun yüzü şekilden şekile girdi bildiğin surata bak ben sırıtırken arkadaşları ona gülerken kızlar imrenerek bakıyolardı.

" waouw seni gerçekten yabancıya benzettim güzelim am sorry "

Bide kurduğu cümlenin sonuna sorry diyo ahh cidden ülkemizde böyle insanlar var mı.

" önemli değil 'özrünü ' kabul ediyorum " özrünü derken baskı yapmıştım hadi ama Türkiye de yaşıyoruz ve bizim ana dilimiz İngilizce değil,

" tamam güzelim uçağın kalkıncaya kadar gel bizimle otur eğlenceli tiplerizdir"

" teklifine cevabım hayır ha bide eğlenceli tipleriz derken benim birşey çıkaramadığım tiplerinizdenmi bahsediyorsunuz" sırıttım bu sefer kızlar gülerken erkeklerin yüzleri düşmüştü. Bazıları sinirli bazıları benden böyle bir tepki beklemediklerinden suratları tuhaf bir şekil almıştı. Ve cidden komik bir görünümdü. İzmir uçağı için anons verildiğini duyduğumda zengin zübbe tayfasını geride bırakıp kapıya gittim biletimin kontrolü yapıldığında uçağa yürümeye başladım merdivenlerden çıkarken zengin zübbe tayfasınında benim bineceğim uçağa biniceklerini anladım ama bir tuhaflık vardı kızlar kıkırdarken erkeklerin suratı düşük bir şekilde yürüyorladı. Tuhaf benim dememle bu kadar etkileniceklerini düşünmemiştim. Neyse özür dinleyecek değilim. Hostes yerimi gösterip yanımdan ayrıldı. Hadi ama orta koltuktaydım cam kenarı olsa güzel olurdu. Kemerimi bağladım uçagın kalkmasını bekledim. Kafam önümdeydi insanların çantalarını yerleştirirken. Verdikleri eforu izlemek istemiyordum.

" Bizim kızda burdaymış " kafamı kaldırdım. Cidden mi yanımamı oturucaklar

"Kız olduğum doğru 'bizim' kız derken" nefret ederim böyle konuşmalardan ben yeni tanıştığım insanlarla resmi olmayı tercih ederim bunlarda tam tanışmış da değilim ne bu samimiyet,

" bu kadar sinirlenme güzelim bacaklarını biraz çekersen yerime çekmek istiyorum" yüzüne ifadesizce baktım bu aralar bu tipler niye beni buluyor bacakları mı biraz geri çektim ve yerine geçti yanıma sarı saçlı esmer tenli bir kız oturdu. Yanımdakinin arkadaşı olucakki kıza samimi bir şekilde çantasını verip yerleştirmesini istedi. Böyle kızları sevmezdim teni esmer olduğundan mutlaka saçları koyu kahvedir kız saçını boyatmış. Hiç mi arkadaşı itici durduğunu söylememiş. Kemerlerimizi bağlamamız için anons verildi ben zarten benimkileri bağlamıştım ve hostes çıkış kapıları ve saçma saçma hareket yaptığında uçağımız havalandı ve kalkışa geçti. Yavaşca yükselmeye başladık.
Yanındaki hödük bakışları üzerindeydi evet ona hödük diye hitap edicem çünkü daha kolay bence

" ben adımı söyledim ama sen söylemedin" simdi isin yoksa çek bu hödüğü bir buçuk saat

" adımı öğrenmendeki amaç ne hödük" sırıttı konuşmam onun hoşuna gitmiş olmalı ki böyle salak salak sırıtıyo

" amacım seni tanımak "

" o halde amacını zirvede bırak çünkü seninle tanışma gibi bir hevesim yok" sırıtışı yüzünde yayılırken tatlı olamaya başladı tamam yakışıklı bi oğlan ama benim ilgimi çekmedi bile

" hedefimden öyle cabuk Vazgeçmem mücadeleci biriyimdir."

"Senin adına sevindim ama seninle tanışmak istemiyorum hödük"

Yanındaki kız niye bana tip tip bakıyor ben rahat bir yolculuk geçireceğimi hayal ederken kesin hareketli bir yolculuk olucak

" Berkcan bırakırmısın şu kızla uğraşmayı ne zaman ucuz kızlarla konuşmaya başladın"

Dedi saçları boyalı tırmakları boyalı hatun ama çok çabuk harekete geçti.

" hadi ama göster kendini sen kimleri karşısında durdu bir kızmı seni aşağılatacak"

" Ucuz kavramın ne bilmiyorum ama tatlım cebim boş olabilir ama zihnim dolu"

Kendini ve parasıyla hava atan tiplerden nefret ederdim her fırsatta insan ezer bunlar

" bu devirde parayla isler yürüyor tuhaf kız"

" tatlım senin oralarda isler parayla nasıl yürür iyi bilirim" sırıttım bu salak ne kasdettiğimi bile anlamamıştır.

"Konuşmayı kes Aynur sana kaç defa dedim şu para hakkında konuşmamayı"

Kızın yüz ifadesi birden değişti sanki mahcup olmuş gibi

" ama aşkım o başlattı"

Bir dakika bunlar sevgili mi işler dahada kızışıcak heralde kavga etmeseler bari arada ben varım

" kes Aynur ve sus"

Tamam kızı sevmedim ama bu konuşma şekli de ne

" Bence kız arkadaşınla düzgün konuşmalısın " kız yüzüme baktı ama ben ona bakmıyordum. Oğlanda bana baktı ve

" ama sana hakaret ediyordu "

" saol ama kendimi kendim savuna bilirim o onun ayibi sen düzgün bir şekilde uyarsan guzel olurdu bak herkez size bakıyo" insanlar kafalarını çevirmiş bize bakıyolardı.

"Herneyse Aynur sesini çıkarma ve otur"

Ben ne diyorum oğlan ne anlıyo kulağına kulaklıkları takıp kafasını cam tarafa çevirdi al bide kıza tavır aldı. Kafamı çevirdim ve kıza baktım ağlicak gibiydi ve hiç bir arkadaşı yaninda değildi.

"Hey bu kadar kendi üzme " yüzünü bana döndü ve bana baktı sanki yanında birini istiyordu destek olması için,

"Seninle konuşmayacağım bu konuyu seni ilgilendirmez"

Ben ona nasıl gidiyorum o bana nasıl geliyor

"Beni ilgilendirmez bunu bende biliyorum ama bir erkeğin sözüne üzülecekmisin"

Kafasını eğdi." onu seviyorum ve her lafında yerle bir oluyorum"

"Seviyosun onu anladım ama neden onu seviyosun diye laflarına alınasınki"

"Ona aşığım ama o beni kullanıyo bağrıyo yeri gelince seviyo"

Hiçte göründüğü gibi birisi değil acaba neden kendini bu şekilde gösteriyoki,

" seni anlayamam aşk konusunda tecrubem yok ama tavsiye verebilirim"

"Aşk konusunda tecrüben yokcmu neden hoş bir kızsın"

Güldüm "albino hastasıyım ve tanışmak istediğim erkekler bunu hastalıkmış gibi gördü"

Kızın ağzı şaşkınlıkla açılırken keşke şuanki tipini bir görebilse

"Albino mu cidden albino hastasımısın"

"Evet de neden bu kadar şasırdın ki"

"Hiç albino hastası bir kız gibi değilsin saçların gri benzemiyosun yani"

Tamam hastalığımın ve ismimin üzerine gölge düşürmüş olabilir saçlarım ama cidden benzemiyormuyum artık

"Beyazdan sıkıldığım için boyattım "

"Şey yanlış anlamassan yani benim albino hastalığı ile ilgili pek bilgim yok yani neden erkekler senden uzak dursun ki"

Yüzü cidden masum bi kızdı ona hak veriyorum sevdiği erkeği kıskandı ve bana saldırdı. Ama şuanki hali çok masumaneydi.

"Sana basit bir şekilde anlatım, albino hastalığı vücutta renk enzimleri vardir saç a rengini veren hücreler falan filan ben de o hücrelerden olmadigi için saclarim ve vücudundaki tüğler beyaz erkeklere gelirsek beni hayalet sanmiş olucaklar ki korktular herhalde bide albino hastalığını bulasici saniyorlar halbuki bulasici bi hastalik değil"

Beni dikkatli bir şekilde dinliyordu. Bazen şaşırıp bazen hayrete düşüyordu yüzünün aldiği şekiller komik oluyordu bence sevilmicek bir kız değildi kendisi olsa onu herkes severdi.

" bence güzel birşey beyaz saçlar heryerin beyaz bana bak kapkarayım" yüzü düştü kendine kara demesi komikti ama gülmicem kız duygulandı ayıp olur,

" bana göre de güzel ama sende çok güzel bir kızsın teninin renk tonu gayet güzel ama saçlarının rengi doğal olsa doğal bir güzelliğin olur, bunları diyorum ama güzellik dış görünüşle kısıtlı kalmıyo, için güzel olsun ki içinin güzelliği yüzüne vurduğunda daha güzel ol"

" sana ucuz dediğim için özür dilerim berkcanı kıskanıyorumda" utanmıştı kız ama benim onun üzerine gitmemem gerekiyordu

" önemli değil ben kolay kolay kimseyi kafama takmam zaten ama biraz kendini ağırdan al çok üzerine gitme bırak beşinden koşmayı birazda o senin beşinden koşsun"

" haklısın ya sıkıldım ezilmekten artık onu umursamayacağım sana da teşekkür ederim ımmm şey adın neydi"

" beyaz adım beyaz "

" Teşekkür ederim beyaz ve tekrardan özür dilerim"

" Tesekkur etmeyi bırak önemli değil dedim"

Güldü o Gülünce bende güldüm kötü bir kız değildi sevdiği erkek ona ilgi duymayınca hırcınlaşıyordu sadece biz yine havadan sudan konuşurken İzmirde yaklaşmışızda haberimiz yokmuş. Uçak inişe geçtiğinde kemerlerimizi bağladık ve uçağın inmesini bekledik. Uçak inince yanımdaki hödük uyandı. Resmen ölüm uykusuna yatmış uyanmada utyanmadı. Aynur çantasını alıp bana gülumsediğinde bende ona gülümsedim.

" Gel beyaz hava alanının çıkışına kadar beraber gidelim"

" tamam fark etmez de seninki ne olucak"

Yüzünü eksitti. " bırak o dangalağı kendi halleder işini"

Gülerek kafamı tamam anlamında salladım anlaşılan bizim kız hödüğü kafasına takmıyor.
Aynurla birlikte uçaktan inip
Bavullarımızı beklemeye başladık.
Aynurun ağzı hiç durmuyordu sürekli birşey anlatıyordu komik sevimli bir kızdı. Arada beni güldürüyordu arkadan arkadaşlarının sesi geldiğinde arkama baktım bizim hödük sinirli gözüküyordu. Aynura baktığımda benim baktığım yöne bakıp yüzü düştü ve ifadesisleşti. hödük hızla yanımıza gelip aynurun karşısında durdu korkunç görünüyordu ve sinirli aynura bakarsam hiçte etkilenmiş gibi görünmüyodu bu iyiye işareti.

" Aynur beni uyandırmadan gitmissin çocuklarıda beklememişsin noldu ucuz dediğin kızla kanka mı oldun"

Sırıttım niye bu kadar onu kafasına taktıki bide benim üzerime oynuyor hödük,

" Berkcan senin uyku keyfin beni ilgilendirmiyor bu bir arkadaşların umrumda değil buda iki ben Beyazdan özürümü dinledim ve arkadaş oldum bu seni ilgilendirmez buda üç"

Kızla moral konuşması yapmıştım ama bu kadar etkili olucağımı düşünmemiştim. Hödük şasırmısa benziyor herhalde tabi onu seven kız ona çok iyi bir ayar yaptı.

" Hadi beyaz önden gidelim biz"

Bavulumu alıp giderken aynur birden

" Ohhhhhh beeeee rahatladım az önce onların hepsini ben mi söyledim sanki ben değildim ama sanki ben söylemek istedim ama ben ben değildim az önce yani ben mi söyledim onları "

" sakin ol ilk önce evet onların hepsini sen dedin ve inanılmazdın etkilendim aferim"

" konuşan oydu ama bir taraftan da içinde ki kendisiydi ona fısıldadı benim sana fısıldamam gibi"

İzmir işte gelmistim hedefime biraz daha ulaştım buradan çok adam toplayacağım bir çok dost edineceğim nede olsa Ensarın düsmanı benim anca dostum olur, hava alanından metroya binecektim zaten hemen alttaydı metro aynur babasının onun alacağını beni de birakmayi teklif etti. hatta etmekle kalmayıp israr etti ama benin yanlız gitmem gerekiyordu tamam kıza tavsiye verdim iyilik yaptım ama benim içimdeki ben özünde kötü biri kafası esince yapıyo bir kaç iyilik, metronun oraya geldiğimde arkamı döndüm ve aynura baktım.

" tekrar seninle ne zaman görüşebiliriz beyaz"

" herhangi bir gün benim burada napıcam pek kesin değil "

"Seni bulmaya çalışıcam görüsürüz beyaz.... He bide şey.. Buraya gelmedeki amacın, ne niçin geldin.

Sırıttım , " Canı kötülük isteyen birine kötülük yapmaya geldim biraz can yakıcam, biraz yaramazlık yapıcam anlican buraya hiç iyi şeyler için gelmedim.

Tuhafım tuhafsınız tuhafsın tuhaflar meraba arkaşlar uzun bir bölüm neyse Gölgenin adına bir instagram hesabı açtım kulanıcı adı; bituhafkisi
Eklerseniz sevinirim karşı takipte mutlaka bulunurum yorum ve votelerini bekliyorum

_size tuhaf günler_

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro