10 tuhaf bölüm
08:02:2013_ Cumartesi otel olayı sonrası ertesi gün,
Odanım penceresine vuran yağmur damlaları ve ona eşlik eden şimşek gök gürültüsü, bu kadar lık ömrümde bu üçü kadar uyumlu muhteşem bir doğa olayı görmemiştim yada bir birleşim dışarıda yağmur yağıyordu. Odamdaydım Karanlıktı odamı aydınlatan sadece yıldırım ve kulaklarına dolan sadece gök gürültüsüydü. Kızların bir çoğu şimşekten ve gök gürültüsünden korkarladı ben ise bayılırdım. Yıldırımdan çıkan o ışık gözlerimi kamaştırırdı. Ondan saniyeler sonra gelen güçlü bir gök gürültüsü bana bir müzizyenin bestelediği bir müzik gibi gelirdi. Kemanlar, davullar, saksafonlar ve en güzeli piyano gök gürültüsü işte bu kadar muhteşemdi. Fakat güzelim şu havadan sonra güneşin açması beni deli ederdi o güzel yağmurun ardından o soğuğun ardından güneşin açması yerin kuruması ve kuşların sesleri, yağmurlu havadan sonra nefret ettiğim şeylerdi. Otel odasında yaşanan hiçbir şeyi hatırlanıyordum sadece dizimde büyük bir morarıklık vardı. Bu kendi kendi olamaz değil mi bir yere çarpsam bu kadar büyük morarıcak nereye çarptım Ensar vurdu desem o akşam işime yarıcaksın demişti bu yüzden vurmazdı. Dizimdeki morarıklık nasıl oluşmuştu orası sır gibiydi ama birşey daha vardı. Ensarın boynu sanki iple sıkılmış gibi mosmormıştı. Kim boynunu sıktıysa parmağının izleri çıkmıştı. Dün geceye dair hiç birşey hatırlamıyorum. Sadece gözlerimi açtığım da odadaydım. Ensar konuşmamıştı benle sadece dizim için krem verip gitmişti. Öldüreceği adamı sormamıştım bile korkuma, ayaklarımı yataktan sarkıttım ve odadan çıktım havaya bakılırsa saat baya geç olmuştu benimde dilim damağım kurumuştu. Su içmem gerekiyordu. Merdivenler aşağı inerken mutfaktan Ensarın sesi geliyordu.
"Kız benimle kalıcak ne olmuş olduğu umrumda değil" neden bahsediyorlardı. Hangi kız kim kalıcak,Ensarın sesi umursamazdı ama Erdinç endişeli konuşuyordu.
"Abi kızı görmedim mi adamı ne hale getirdiğini görmedim mi " hangi adam hangi kız kimden ve neden bahsediyo bunlar
"Kızın ne yaptığı Veya ne olduğu umrumda değil işime yarıyo mu yarıyo eeeee derdin ne"
" abi ben seni düşündüğümden yoksa beni ilgilendirmez"
" Evet Erdinç Seni ilgilendirmez bu yüzden takma kafana oğlum" ayak sesleri salona doğru gelirken merdivenin başına çıkıp sanki yeni iniyormuş gibi elim ağzımda esniyordum. Mutfaktan çıktıklarında beni gördüler ve
" Zıbarmaktan başka birşey yapmıyosun Beyaz "
Sus konuşma o konuşsun sen birşey deme boşver kızım suyunu iç yatağına dön,
"Sadece su içicektim Ersan " neydi bunun siniri şimdi, tamam bana hep bağırıyodu ama durduk yere neydi bunun atarı bana şimdi.
"İç suyunu da ne yapıyorsan yap bir süre gözüme gözükmede ne bok yersen ye" kafamı önüme eğip mutfağa gittim, ne yapmıştım ona şimdi sürekli bana bağırma gibi lüksü mü olduğu zannediyor.
Musluktan su doldururken kafamda yankılanan bir ses vardı. Masaya yaklaşırken
" daha ne kadar onun sana bağırmasına tahammül ediceksin"
Kimdi bu şimdi elimde bardak yere düştü. Zihnim yere düşen bardakdaydı. Şuan sadece kırılan bardağa odaklanmıştım sanki yavaşlatılmış bir şekilde onu izliyordum. Suyun zemine dağılışını izlerken ona eşlik eden cam kırıkları o kadar muhteşem bir görüntüydüki sadece ona odaklandım dışarıdan gelen sesleri duymuyordum. Kafamın içindeki sese o kadar odaklanmıştımki kimden bahsediyordu. Ses benim sesim değildi ama benim sesime benziyordu o biraz daha güçlü biraz daha kendinden emin konuşuyordu. Benim aksime sesi güçlüydü. Kafamı kaldırdığımda mutfakta Erdinçle Ensarı gördüm. Endişeli bakıyordu Erdinç fakat Ensar birşey olucakmış gibi beklentiyle bana bakıyordu. Kafam geriye gitti sanki zihnim kafamın içine çöktü sanki kafamın içine girdim kendimi izliyordum. Ne oldu birden şimdi, kafamın içinde ne işim vardı benim
Gözlerim Ensarın boynuna giderken sırıttım ama gülmek istemiyordum.
"Bakıyorumda boynunu fazla sıkmışım parmaklarımın izleri çıkmış" kim ne dedi bu Ensarın boynunu bu hale benmi getirdim. Ensar sırıtarak yanıma yaklaştı.
"Sence ufak bir morarıklığa üzülücek gibi mi duruyorum " üzülmezdi o bunun gibi birçok yaraya sahip olmuştu hiç birindede canı yaniyor diye üzülmemişti bile, kollarımı göğsümün üzerinde birleştirsin ve kalçamı tezgaha dayadım.
" üzülüp üzülmemen benim umrumda bile değil ama belki acı çekersen bak bu ilgimi çeker" Ensarda kollarını bağladı ve yaklaştı alay eder gibi bi hali vardı yüzünde kimi kala almıyomu bu
"Acı çekmem seni ne kadar tatmin edicek ama kız çocuğu ben acı çekmeyi bırakalı yıllar oldu ben acı nedir unuttum bile" güldüm tanrı aşkına şimdi neye gülüyordum acaba
"Zamanın da çok acı çeken bir velet sevdiği kişiyi kaybeder uzun bir süre zırlar durur sonra kötü işlere karışır. Falan filan bla bla bla bana soğuk acı çekmeyen güçlü erkek profilinle gelme Ensar senin kim olduğunu yanındaki arkadaşından daha iyi bilicem sadece önümde uzun bir zaman var istediklerimi elde edince karşımda aynen bu içi dolu su bardağı gibi parçalara ayrılıcaksın içindekileri etrafa dağıtıcam duvarlarını aynen bu şekilde kırıcam o zaman herkese senin kim olduğu göstericem" güldü dediklerimden pekte etkilenmiş gibi görünyordu.
"Benim kim olduğumu sen nerden biliceksin ki sen bana için birşey ifade etmiyorsun sadece senden istediğim hayatı alınca iğrenç ve ölü bedenini hiçte insan vücuduna saygılı bir şekilde bırakmicam senin cesedini cürüdüğün de bulucaklar etlerin birbirinden ayrılıp leşini kurtlar kaplicak işte o zaman kimse senin cesedine dokunmaya tenezur bile etmicekler iğrenicekler senden gözlerin açık bir şekilde dünyayı izliceksin ve seni mezara çok büyük bir boşlukla uğurlayacağım Polisler cesedini bulduğunda göğsünde kocaman bir yarıkla bulucaklar seni bütün organların yerinde dururken sadece bir tanesi eksik olucak... Senin cesedinde kalbin olmayacak Beyaz senin kalbini senden canlı canlı alıcam bedenin acıya alışıncaya kadar o kalbi kendi ellerimle sokucem o iğrenç acınası vucudundan senin için fazla mükemmel olan senin olmayan kalbini alıcam senden"
kafamdaki benin gözleri dehşetle açılırken ağlamamak için kendini tuttum ama dışarıdaki ben gülüyordu.
"Etkileyici konuşuyorsun Ensar profesyonel bir psikopat gibi ama şunu unutma ben o psikopatların kafalarında uçuşan deli fikirlerim onlara yapmamaları gerekenleri fısıldayan iç seslerim ben peşlerini bırakmayan onların ikinci kişilikleriyim. Ben senin o ufak kafandaki intikamım Ensar sana intikamını almanı ve insanları öldürmeni fısıldayan duyguyum ben senin acılarını çalanım benden kalbimi almak kolay ama biraz hızlı davran senden önce kalbimi çıkaran belki ben olurum senden önce senin için değerli bir hayat vardıya benim ise hayatımı cehenneme çekiren hayat kim bilir belki senden önce davranır çıkarırım göğsümden onu" ifadesi tuhaflaşırken endişelenen şimdi o oldu korkmayamı başladı yazık aklıma yatmışti bu fikir,
"Yine aynısını mı yapıcaksın hak etmediğin bir hayat yine mi alıcaksın yazık alıcağın hayata ama şunu unutma senin iğrenç bedeninden o kıymetli hayatı ben alıcam bunu o aklına sok"
Vermek istemiyorum bu benim hayatım bana verildi Ensarım değil benim benim...
" benim bedenime iğrenç diyen et yığınına bak sen senin bedenin çokmu temiz sanıyorsun sen günahkarsın insanların kanlarıyla ruhunu ayakta tutmaya çalışan şeytanın aciz kölesisin sen"
" doğru ben şeytanın aciz kölesiyim peki sen söyle sen bu durumda ne oluyosun aciz kölenin zavallı hizmetçisi mi "
" hizmetçi mi gerçekten komiksin doğrusu ben şeytanın ayak basamayacağı adımı duyduğunda kaçtığı kişiyim, şeytan herkese vesvese verir Ensar ama unutma ben şeytana vesvese geren kişiyim" Erdinç bizi dehşet içinde izliyordu donmuş kalmıştı. Benimde ondan altta kalır bir yanım yoktu doğrusu Korkuyordum kendimden korkuyorum yapıcaklarımdan ve önceden yaptıklarımdan korkuyordum.
" peki sana şunu sorayım sen kimsin Beyaz olmadiğın kesin demiştinya psikopatların ikinci kişilikleriyim diye beyazında mı ikinci kişiligisin" benim ikinci kişiliğimmi ne ikinci kişiliği tanrı aşkına neler oluyor
" ikinci kişilik değilim sadece Beyazın zihninde bulunan bir duyguyum benden herkeste var Ensar sende, onda bütün katilde ben her acımasız insanın kafasındayım " ama ben acımasız değilim ki yada katil benim kafamda ne işi var peki
" beyaz acımasız biri değil yada bir katil onun kafasında ne isin var" ilk defa doğru söylemişti ben katil değildim
" beyazın katil olmadığı bir gün katil olmayacağı anlamına gelmiyo" ensar sinirlenmişti.
" sakin kızan birini öldürmesini sağlama sakın!"
" ne o ileride öldüreceğin kızı mı düşümüyorsun Ensar komik olma lütfen"
" ciddiyim her ne boksan şimdiye kadar saklandığın yerde kal kıza bulaşma"
" şimdilik içerideyim zaten yeri geldiğinde oyununu oynayacak oyuncuyum ben rolüme kadar bir çok replik var şimdilik kuliste hazirlanıyo olucam"
" bu kıza bulaşmandaki amaç ne ve son kez sorucam kimsin sen" güldü gerçekten kimdi benden ne istiyordu.
" Amacim beyazı senden koşmak ve son soruna gelelım ben kim miyim. ben cennetten kovulmuş cehennemde yer bulamayan iki boyutunda arasında kalmışım yeri geldiğinde iyilik fısıldar yeri geldiğin de akla gelinmeyecek kötülükler fısıldayanım ben kimmiyim Ensar ben Gölge zamanı gelince beni tekrar göruceksin korkama ama şimdilik sıra sende oyununu sergile çünkü sıra bana geldiğin kapanış oyunu bende olucak perderi ben kapatıcam o zamana kadar meydan senin salon senin bu kıza şimdilik istediğini yap çünkü hiçbir şey hatırlamıcak ama sıra bana geldiğin de o zaman kaç Ensar saklan çünkü bu hayatı sana dar edicem ayaklarıma kapanıcaksın yalvarıcaksın istediğin hayatı gözlerinin önünde ben katlederken sıranın sana geldiğini anlayacaksın şimdilik hoşçakal Ensar ben gelinceye kadar hoş kal ben gelince hiçte hoş şeyler olmayacak çünkü...
Tuhafım tuhafsınız tuhaflar tuhafsın ileriki bölümlerde beyazın Ensarla yaşadığı zamanlarıda anlatıcam,
_sizlere tuhaf günler_
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro