B.B.M»Ü Ç
Medya:Melisa.
Sevgili Sinan ve Melisa.
Bugün az bir vaktimin kaldığını ve kanserin tüm organlarımı ele geçirdiğini öğrendim.Bu yüzden size bir emanetim var.Kendinizi bir de benden dinleyin.
Kocam ile tanıştığımız gün Sinan ile karşılaşmıştık.Sene 2013...Daha 19 yaşında genç bir delikanlıydı.O gün annesi intihar etmişti.Çocuğun gözleri önünde... Evden kaçmıştı o da. Sokakta dolaşırken Ender görmüş onu.Hemen yanına gitmiştik.'Ne oldu çocuk.'dedim şefkatle.Çocuğun ilk cümlesi çok yakmıştı canımı.
"En çok da sözünü tutmadığına üzülüyorum.Halbuki o,her zaman tutardı sözünü."
O an kendimi çok kötü hissetmiştim.Onu eve götürdük.Çok kötü bir durumdaydı.Eve gitmeyi reddediyor sürekli annesinden bahsediyordu.
"Peki baban?"dedik.
"Annem gülü çok severdi."dedi.
"Evin ne tarafta?Tarif edersen götürürüz."dedik
"Saçları çok güzeldi,ipek gibi ."dedi.
"Birinin telefon numarası varsa..."dedik.
"Kitap okumaya bayılırdı."dedi.
Kısacası bizi hiç dinlemedi.Çocuğum gibi oldu ve zamanla yarası kapandı.Babası o intihar günü gitmiş,gelmemiş bir daha.
Kısa süre sonra 'büyüdüm'dediğinde gerçekten kocaman olduğunu biliyorduk.
Sürekli düşe kalka geçirdi hayatını.
Sonra başka bir yere taşındı babasından kalan şirketi idare etti,bir şekilde iyi oldu.
Ben hamile kaldığım zaman ise Melisa ile tanıştık.
Ender'in halasının mezarına gitmiştik.Çiçekleri bıraktım, tam arabaya dönecekken başka bir mezarın dibinde ağlayan bir kız gördüm.
'Denizden nefret ediyorum.'
İki kelimesinden biriydi bu.
Kardeşi ve ailesi denizde boğulmuştu.Mavi deniz yutmuştu üç bedeni.İşte o zaman küsmüştü denize.
İkinizin kaderleri çok benziyordu.
Melisa bana hep Sinan'ı hatırlatırdı.
Yanına gittim,birbirimize destek olduk.O da kızım gibiydi.Ona evimi açtım,sırlarımı açtım,o da bana tabi.Çok iyi biriydi.Ve çok olgun bir kızdı.Yaşıtlarına nazaran kurduğu cümleler ağırdı.Hissettikleri, yaşadıkları ağırdı.
Bir gün halüsinasyonlar görmeye başladığını söyledi.Sonra çok korktuğunu...Hastane hastane gezdi.Tedavi oldu.Geçecek gibi değildi.Umudu yoktu.Saçlarını kısacık yaptığını,okulu dondurduğunu,sürekli uyuduğunu,bir ben bir Ender biliyorduk.Ama o hiç vazgeçmedi ve büyüdü.O büyüdükçe,tedavileri çoğaldı.Ve sonunda,hastalığı yendi.O gün,o kadar mutluydu ki,beni de heyecan bastı.
İşte o gün çocuğum doğmuştu.İsmi Ece oldu.
Ama gidiyorum çocuklar...
Melisa,Sinan şu hayattaki tek arkadaşım sizlersiniz.Bu bebeği size emanet ediyorum.Yurda gitmesine izin vermeyin.Gerekli işlemler kâğıtta,ama ne olur bu son isteğimi zor da olsa kabul edin.
Ona çok iyi ebeveynler olun.Kızıma benden bahsedin.En çok da babasından.Baban polisti deyin.Eceme iyi bakın.Sizlere güveniyorum.Hayalperest kızım,samimi oğlum,o artık sizin çocuğunuz.Sizleri çok seviyorum.
Merve'niz...
O kadar şaşkındım ki,Sinan'ın yaşadığı şeyleri,benim korkunç gerçeklerimi bir kez daha hatırladım.İkimiz de suskunduk.İkimiz de çaresizdik.Bize çok yardım etmişti bu kadın.
Beş dakika sonra,kendime gelebildiğimde tek bir soru sorabildim.
"Ne yani,bebeğe biz mi bakacağız?"
"Muhtemelen."
"İyi de,bu belgeleri imzalamazsak,yurda mı verilecek?Orada daha iyi bakmazlar mı?"
"Muhtemelen."
"Bu kez daha şu aptal kelimeyi söylersen,bozuşacağız."
Beni geren,hıçkıra hıçkıra ağlayan bebekti.
"Ne yapacağız Melisa?"
Biz bu işi beceremezdik!
"Benden anne falan olmaz."
"Ben, bu bebek için en iyi senin anne olacağına eminim."
"Ama neden?Beni ne kadar
tanıyorsun,normal bir kızım işte."
"Ben de bunu söylüyorum ya!Bana da normali lazım.Zaten bu aralar..."
İkimizde aynı anda mırıldandık.
"Herkes bir farklılaşma çabası içinde."
Merve bu bebeği bize emanet etti.
"Elimizde ağlayan bir bebek var ve ben ona annelik yapmalıyım."
Birazdan alacağım karar sadece iki dakikada bütün hayatımı, geri dönüşü olmayan bir yola saptıracaktı.
"Bebekler ne yer?"
Bu dediğime kahkaha attığında,gergin ortam biraz olsun dağılmıştı.
"Gerçekten mi,bunu bilmiyor musun?"
Hafifçe kızardığımda,elimdeki kağıdı masaya koyup Sinan'a seslendim.
"Gidip mama ve bez al."
Hala bana gülüyordu.
"Aslında anne sütü ilk 6 ay çok önemli ama..."
"Kes sesini Sinan!Dediğimi yapmazsan,vazgeçeceğim.Ve çocuk şu an 1 yaşında yani mama yiyebilir, öyle yazmış diğer kağıda."
Birşey demedi.Ona bir kez daha git işareti yaptım.Koşarak evden çıktığında bu bebeğe bakamayacağıma neredeyse emindim.
Bu tatlı bebek,çok iyi olmalıydı.
"Ece,hiçbirimizin ailesi yok.Kaybedenler kulübüne hoş geldin.Ama,birbirimize aile olacağız.Oluruz değil mi?"
Ağlaması biraz kesilmişti.Merve kızının masal dinleyince uslu olduğunu söylerdi.Masal anlatmaya başladım.
&&&&&&&
Dün gerçekten zordu.Ama şimdi bugündeydik ve bu küçük kıza masal anlatmalıydık.Kapıyı açıp içeri buyur etti.Ece'nin odasına girip oturdum.
"Masal biliyor musun?"
Sinan gülümseyerek baktı bana.Sonra da bilindik kahkahası duyuldu.
"Pijamaların çok güzelmiş."dedi gülmeye devam ederek.
Pembeli mavili şirin pijamalarımı mı konuşacağız şu an?
"Bunu boşver,masal biliyor musun?"
"Tabii."
"İyi,oku da sussun.Merve masalın onu susturduğunu söylerdi."
Bebeğe masal okumaya başladı.Bense evindeki resimlere bakıyordum.
"Sinan, sevgilin var mı?"
Masalı yarıda kesip gözlerini bana dikti.
"Yok."
"Bu bebek,ikimizin de hayatını değiştirecek.Yani bir şeylerden fedakarlık etmeliyiz."
"Fedakarlık edecek kimsem yok."
"Benim de."
Sonra Ece'nin gözlerini kapatışını izledik.
"Ama ikimiz de çalışıyoruz.Birimizin ona bakması gerekiyor."
"Sen Ece'ye bak.Efe ile Nur aşağıya bakıyor.Galeriye yani."
"Asla olmaz.Sen bak,ben çalışayım."
Güldü.Telefonunu açıp bir numarayı aradı.Kısa süre sonra da konuşmaya başladı.
"Alo,Beril,Serdar orada mı?"
Ne yapmaya çalıştığını anlamasam da yüzündeki gülümseme,beni rahatlatıyordu.Onu hiç tanımıyordum ama Merve ona güvendiyse, ben de gözüm kapalı güvenebilirdim.
"Tamam,ben 5-6 ay izine ayrılıyorum.Önemli.Serdar halleder.Ne alaka şimdi? Evet istiyordu zaten. Tamam, görüşürüz."
Telefonu kapatıp bana döndü.
"Ben fedakarlık yaptım.Sıra sende."
"Bu kadar çabuk halledeceğini düşünmemiştim.Ama neden 5 ay?Öyle pat diye istediğin kadar izin alabiliyor musun, ne saçma. "
"Çünkü zaten birkaç aya düzgün bir bakıcı bulabiliriz.Yani, hemen aşağıda galeriniz.Bakıcımız olunca merak edersek hemen gelir bakarsın.O zamana kadar evde bu miniğe bakabilirim.Serdar kuzenim, şirketin ortağı, tek başına halleder. "
"İyi de,sen bir gece bile dayanamadın.O kadar süre nasıl bakacaksın?"
"Öğrenirim."
"Peki benim nasıl bir fedakarlık yapmam gerek?"
"Her çağırdığımda yanımda olman gerekiyor.Telefonlarımı hep açman gerekiyor,masalı da sırayla okumalıyız."
"İyi de saçmalama,her gece masal okumak için buraya mı geleceğim!"
"Hayır,tabii."dediğinde biraz rahatladım.
"İstersen burada kal."deyip gülmeye başladı.Ona kızgınca bakıp göz devirdim.Hala kahkaha atıyordu.Ne çok gülüyordu.
Gerçekten duygularını fazlasıyla belli eden bir adamdı.Bense tam tersi,gizlerdim hep.Ondan önceden pek iyi bir elektrik almazdım.Ama şimdi,galiba fazla ön yargılıyım.
"Şu durumda olmamız acayip saçma değil mi?"
"Öyle."
Biraz duraksayıp gülmeye başladı.
"Çok fazla saçma kelimesini kullanıyorsun."dedi.
Sonra parmaklarıyla saymaya başladı.Hem çok garip hem de çocuk gibi bir adamdı.
"Cidden bu hayatı bu kadar seviyor musun?"dedim alayla.
Dediğime cevap vermek yerine telefonunu çıkardı.
Gözlerimi kapanmamaya zorlamama rağmen daha fazla direnmedim.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro